Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Bölüm

@cigdemm_buradaa


Eymen Akın...


" Abi yeter artık gel alaya geçelim kaç gündür put gibi burada duruyorsun." Gitmeye niyetim yoktu. Kaç gün kaç gece oldu bilmiyordum ama Açelya daha uyanmamıştı." Siktir git başımdan Yiğit. " Derin bir nefes verdi. " Abi en son 97 kiloydun şımdi 90 ya varsın ya yoksun. Bir hafta oldu neredeyse.


" Yiğit benim kilom senin neyine? Git başımdan." Son 13 saatten beri Açelya'da birkaç hareketlilik vardı lakin hâlâ bilinci kapalıydı." Abi gidiyorum bak. Bu son hakkın."


" Yiğit sen bana trip mı atıyorsun aslanım?" Eğer keyfimi yerine getirmeye çalışıyorsa bunu beceriyordu." Trip atmam sizi mutlu edecekse atarım komutanım." Dudaklarım iki yana keyifle kıvrıldı. Elim ile gelmesini işaret ettim. "Gel buraya lan it." Oflaya puflaya yanıma geldi. " Abi it demesen mı bana artık. Bende de bir gurur var yani. " Kahkaha attım. " Abi ne zaman geleceksin alaya? Uğraşacak başka komutan yok." Daha da gülmemi sağladı bu sözleri. Açelya 'yı gösterdim. " Sence senin komutanın bu manzarayı bırakıp gelir mi ?"


" Eymen abi kızma ama bir ay önce ben aşık kafa ile dolaşırken benimle dalga geçiyordun. " Tebessümüm genişledi." Ben seni anlamaya başlıyorum Yiğit. Seninki ne oldu bu arada?" Tuğba'dan bahsettiğimi anlamıştı. Yani umarım." Ayrıldı abi hiç sorma. Sevmemiş beni." Keyfi kaçmışa benziyordu."sıkma oğlum canını bir Açelya değildi o da." Gülmeye başladı." Aşık komutan da bir başka oluyormuş Eymen abi."


" Hadi sen alaya geç ben gelirim sonra." Dilini damağına vurdu." Sen yenge uyanana kadar gelmezsin. " Doğruydu gelmezdim. Yalan olduğu belli olan bir şaşkınlıkla başımı ellerimin arasına aldım. " Vay canına. Ciddi misin sen yiğit? Gelmez miyim harbiden?" Mimiklerimi ciddileştirdim. " Git başımdan."


Yiğit koridoru dönüp gözden kaybolurken. Ben yoğun bakım girişinin yanındaki camdan Açelya'yı izliyordum. Yatağı kapıya yakındı. Ameliyattan ilk çıktığında ruh gibiydi lakin geçen süre içinde yüzüne az da olsa renk gelmiş, aslında kıpkırmızı olan dudakları pembeleşmişti. Sargıları her gün değiştirilip temizleniyordu. Doktor bana üç gün demiş olsada hâlâ yoğun bakımdan çıkartılmıyordu.


Bir süre daha camın önünde bekledim. Tam lavaboya gidecekken Açelya'nın doktoru koridorda belirdi.


" Eymen bey konuşabilir miyiz?" Neden bu kadar saçmasın diye geçirdim içimden. " Buyrun, dinliyorum."


" Açelya'nın durumu gün geçtikçe iyiye gidiyor. Bu yüzden onu yoğun bakımdan çıkartmayı düşünüyorum. Ama beni endişelendiren konu ruh sağlığı..." Biliyordum . Hiç iç açıcı şeyler yaşamamıştı. " Peki bu durumu atlatabilmesi için sizce ne yapmamız lazım doktor bey?"


" Evde yalnız mı yaşıyor?"


" Evet benim komşum hatta kendisi. " Anlıyorum dercesine başını aşağı yukarı salladı." Evde tek yaşamasını doğru bulmuyorum. Çünkü bunca acıyı çekerken kendisi yalnızdı bu yüzden travması oluşabilir, oluşmuşsa da sürekli tetikleyebilir. Bunlar da çeşitli baygınlıklara yol açabilir."


 

" Ne önerirsizin yani? Sadede gelir misiniz?" Mala bakar gibi bakmaya devam ederse sıkar öldürürüm ben bu adamı. " Yani, taburcu olduktan sonra sizinle beraber yaşamasını istiyorum. En azından kısa bir süre." İşime gelir keltoş. Sen bilirsin. " Tabii." Dedim. Ben son kelimeyi söyler söylemez yanımdan çekti gitti. " Egonu siksinler senin." Dedim sessizce. Tam tekrar cama dönecekken telefonum çaldı


Züleyha abla


Çalıyor...



 

" Alo, merhaba Züleyha abla." Dedim sakince." Alo Eymenciğim Açelya'ya ulaşamıyorum da kaç gündür. Nerede o?"


 

Ne diyecektim ben şimdi? " Züleyha abla kendisi az önce benim evimdeydi. Eve gidip duş alacağını söyledi. Daha sonrada uyur herhalde."


 

" İyi de oğlum telefonu çalmıyor bile." Her şeye de bir lafı var bu kadının. Sal biraz ya..." Geçen gün telefonunu yanlışlıkla terastan düşürdü Açelya. Müsait olunca beraber gidip alacaktık ama... " Umarım buna da bir soru sormazsın Züleyha Abla." Aman çocuğum aman, yalnız bırakma onu kendine bile bakamaz o. Ha bir de ona söyle telefon alır almaz bana ulaşsın."


" Tamam züleyha teyze. İyi günler."


Yaklaşık yarım saat sonra doktorlar Açelya'yı normal odaya almak için geldiler. Yavaşça yatağının tekerleklerin kilidini açtılar. koridora çıkardıklarında solunum cihazını ve boyunluğunu çıkardıklarını farkettim. En sonunda 102. Odaya geldik.yatağı yavaşça sabitlediler ve en sonunda odadan çıktılar. Sakince yatağına yaklaştım. Yanına oturup elini tuttum. Başparmağımla uysalca okşadım.


" Açelya..." Cevap vermedi, daha doğrusu veremedi." Seninle ilk tanıştığımız günü hatırlıyor musun? Gerçi daha bir ay oldu, hatırlarsın " ister istemez güldüm. " Sen tam düşecekken tuttuğumda elimde kırılacaksın sandım. Şimdi daha da zayıfsın..." Parmakları hareketlendi ama yine cevap veremedi. " Benimle tanışmak için yaptığını biliyorum çünkü sen de benden etkilendin, değil mi?" Tebessümüm genişledi.


" Eymen kafanda kurma. Bavul benimle aynı kilodaydı neredeyse . Atom karınca mıyım ben de taşıyayım?"


" Açelya?" Yüzüne döndüğümde hafifçe gözlerini araladığını gördüm." Efendim?" Dedi . Sesi yorgundu ama konuşabiliyordu. " İyi hissediyor musun?" Sesli ve derinden bir nefes verdi " ben geçen sana ne demiştim tam olarak. Hani yine hastanedeydim. "


" Bomba gibiyim. Çek pimimi at beni meydana dedim değil mi? Öyleyim işte." Keyfi ne olursa olsun yerine gelebiliyordu. Neşe kaynağıydı, hem benim hem de kendisinin. Güldüğümde tekrar konuşmaya başladı.elini yumruk yapıp havaya kaldırdı. Bende işe deja vu hissi yarattı." Beni kim yataklara düşürdüyse kıyameti olacağım lan!" Odayı gülüşlerimiz doldurdu.


" Tuğrul abi nerede, gelmedi mi?" Gözü odada ve camın dışında Tuğrul abiyi aradı. " Alayda ama istersen çağırabilirim." Ellerini çocuksu bir şekilde birbirine vurdu. " Çağır gelsin bebek."


 

Siz

Abi , Açelya uyandı seni istiyor.

Gelebilir misin?



 


Tuğrul abi


Açelyacık çağırır da ben gelmez miyim? Uçuşa geçtim şuan.




 

" Açelya, birşey sorabilir miyim?" ​​​​​Merak ediyor muydu bilmiyorum ama beni dinliyordu. " Köyde telefonda benimle konuşurken bana dediklerini hatırlıyor musun?" Kısa bir süre düşündü.


" Bilmiyorum Eymen. Sen bana söyle sana ne dediğimi . Sen hatırlat." Tek temennim bana kurduğu cümleler can havliyle değil de kalbindeki ses ile çıkmış olmasıydı.


" Beni sevdiğini söyledin. Ben yaşamak istiyorum Eymen. Ben ilk defa sen hayatıma girdiğinden beri yaşamak istiyorum. Dedin." Şaşırmıştı. " Ben onları sesli mı söyledim?" Kalbinden geçirdiğini ifade ederdi bu söylediği. İster istemez dudaklarım iki yana kıvrıldı." Sesli söyledin. " Diyebildim sadece. Kendi de gülmeye başladı." Bayağı gülünç haldeyim şuan." Dedi bir yandan da kahkaha atarken." Aslında benim için gülünç değil. Beni o durumda bile mutlu etmişti bu söylediğin." Gülüşü bir anda soldu. Yanlış bir şey mi söyledim? " Şuan beynim devrik cümle kaldırmıyor Eymen. Anlamadım" dedi. " Beni sevdiğini söylemen beni mutlu etti ." Tüm itiraflarım artarda sıralandı. O ise bu cümlemden sonra gülmeye başladı. " Ciddi misin?" Ciddi olmamı bekliyor gibi bakıyordu. Benim onu sevmemi ister gibi, aşık olmamı istermiş gibi bakıyordu." Ben çok ciddiyim Açelya."



 

" Şuan sarılıp ağlaşmamız lazım ama her yerim ağrıyor bu yüzden başka zamana sözüm olsun Eymen. " O bana sarılma sözü vermişti." Benim de Başka sözlerim var ama dile getirmedim" dedim gülerek . Anlamadan gülmeye devam etti.


 

Tam ben bir şey söyleyecektim ki Açelya " Tuğrul abi!" Diye bağırdı. Her şeyi bozmak zorunda mısın abi ? " Ooo, prenses Açelya bomba gibi" diyerek yanıma kuruldu. " Ben de öyle dedim Eymen'e. " Kulağını tuttu. " Bu da pimim. Selam verin ." Dedi gülerek.Tuğrul abi ise hızlıca Açelya'nın kulağını tutup hafifçe çekti. " Meydana atmak için ilk önce pimi çekmek lazım prenses." Açelya ise bırakması için bağırıyordu. " Eymen bir şey söyle!" Tuğrul abi ise hemen bıraktı. Canını yakmak istemezdi.

Tuğrul abi yanıma tekrar oturduğunda hafifçe açelya'ya eğildi. " Bu Eymen var ya bu Eymen. Sen uyanana kadar put gibi bekledi burada bir şey dahi yemedi mal. Baksana çiroz gibi kalmış." Beni gösterdi. " Fark ettim zaten baksana neredeyse 10 kilo vermişe benziyor. " Beraber konuşup gülerlerken benim kaşlarım çatılmıştı. " Tuğrul abi ben demek çiroz olmuşum ha. Öyle olsun. Alaya da geçeceğiz bir gün." Tuğrul abinin yüzü yavaşça solup bana döndü. " Sizi bile taşırım ama komutanım 140 kilo da sırtıma bindirmezsin ya." Açelya hemen bana döndü. " Senin yaptığın ayıp değil mi Eymen? Adam senden hem yaş hem de fiziksel olarak büyük . Alayda komutanı olarak tehdit edebilirsin ama sivil hayatta asla."

Açelya'nın siniri ile benim gülmem bir oldu. " Tersin gerçekten pis." Dedim gülüşümün arasında. " Pis ise niye gülüyorsun?" Kaşları çatılmış bir şekilde bana bakıyordu. Daha da güldüm . " Gülme!" Dediğinde anlık sustum Tuğrul abi ise gülmeye başladı. " Açelya bu varya bu sen bizi o gün aramadan önce bir bağırdı bizimkilere 1.90 adamlar titredi. Sen bu adama kök söktürüyorsan helal olsun sana."Açleya ise gururla güldü. " Onun siniri bir kere söker bana. Gerisi işlemez. " Elini göğsüne iki defa vurdu." Bu kız neler yaşadı da direndi. Açelya benim adım. Namı değer şerif Açe." Ben tekrardan gülmeye başladım. " O göbek adını kim koydu sana?" Dedim. Gülme sırası bana gelmişti. " Çocuktum ben de bir zamanlar, hatırlatırım." Dedi ciddiyetle. Bir insan, bir kadın bu kadar tatlı olmayı ancak iksirle yapardı. " Neyse bu kadar yeterli bence gülmek. Gelelim asıl konumuza..." Hepsi pürdikkat beni dinliyordu. " Doktor bana dedi ki. Açelya'nın akıl sağlığı için biri ile aynı evde kısa bir süre de olsa yaşaması gerek. Dedi. Ben de ben kalırım komşusuyum zaten.dedim" Açelya mutlu olmuşa benziyordu. " Sen bana dayanamazsın." Dedi sinsice." Nedenmiş o?" Bana kafa tutarsa karşığını verirdim. " Çünkü evde sinirden dört dönüyorum. "


" Bu bana sökmez Açelya efendi. " Dedim ben de.



 

" Sen görürsün söker mı sökmez mi " dedi iki elini birbirine sürterken.


 


☀️


Açelya Dinçel...


" Eymen ne zaman çıkacağız?" Sorularımdan bıkmışa benziyordu ama belli etmek de istemiyordu. Benim tek derdim ise onun sinirlerini zorlamaktı." Öğleden sonra taburcu olacaksın Açelya. Bu sana 17. Söyleyişim"


" Eymen" dedim çocuksu görünmeye çalışarak. " Efendim Açelya." Yine aynı soruyu soracağımı sanıyordu." Sen beni seviyor musun?" Bir anda eline yasladığı kafasını bana çevirdi. " Efendim?" Dedi . Duymadı mı anlamadı mı bilmiyordum." Sevgimin karşılıklı olup olmadığını soruyorum. " Bana bakarken gözlerini artarda kırpıştırdı. Daha sonra ise sırıttı. " Yoo, benim sevgilim var. Komşumsun sen benim."


Af buyur ? Açe biz neyiymişiz neyi.kalbim kırıldı ama .




 


" Tamam." Neden gözlerim doluyordu benim? Parmaklarımla oynamaya başladım. " Neden ağlıyorsun Açelya, neye üzüldün?" Dedi gülerek." Ağladığımı nereden çıkardın?" Gözlerimin dolduğunu görmemesi için gözlerimi parmaklarımdan ayırmıyordum. " Bildiğin ağlıyorsun Açelya."


" Sus konuşma . Hem sen sevgilinle konuşmaya gitsene. Merak eder seni." Dediğimde gülüşü genişledi. " Sana sevgilimden bahsedeyim mı ?"

Bu adam hiç kadın çantasının asaletli yumruğunu yememiş herhalde Açe


" Anlat . Mesela senin sevgilin kesin güzeldir. Onları anlat." Düşündüğünü belirten bir ses çıkarttı. " Mesela gözleri yemyeşil , içine bakınca hayat buluyorum. Saçları kumral, her bakışımda bana ölümü hatırlatacak kadar kumral hemde." Derin bir nefes aldı. " Sonra sağ kulağının altında minik bir yara izi var, küçüklüğünden kalma. Kaşları çok olmasada biraz kalın, ama ona çok ama çok yakışıyor."


" Bu aralar da kalın kaş moda zaten." Dedim yüzüne bakmadan. Dudakları iki yana kıvrıldı. " Burnu kusursuz değil, kemerli. Ama yinede kendisi mükemmel ve eşsiz ve ben ona kör kütük aşığım."

Neymiş? Bizden başka birine mı aşıkmış ? Peh yani!


" Size mutluluklar dilerim o zaman. Evlenmeniz de yakındır sizin." Gülüşü derinleşti. " Bilmem. Sevdiğim kadın ne isterse o." Dedi.


Dinazor seni. Ben sizi dudak dudağa hayal edeyim senin sevgilin olsun haa.

" Adı ne peki? Belki bir gün bizi tanıştırırsın." Derin bir nefes aldım." Tabii komşun ile sevgilini tanıştırmak istemiyorsan o ayrı. Kadınlar kıskançtır." Hâlâ yüzüne dönmüyordum.

" Adı mı? Adı....... Adı Açelya."

Loading...
0%