4. Bölüm

ZEHİR VE YARIŞMA

Cikolata
cikolata_cikolata

SUYUN GÖZÜNDEN

Yavaş yavaş gözlerimi açmaya çalıştım. Sanki bir haftadır uyuyor gibiyim. Tüm vücudum hamlamış resmen. Gözlerimi açtığımda yeni bir gün olmuştu. Güneş içimi ısıtırcasına parlıyordu.

Bir anda ablamın anlattıkları aklıma geldi. Napıcağım belliydi. Çağatayla sevgili olucaktım. Ama bunu onu tanıyarak yapmak istiyordum.

Gözlerim Çağatayı arıyor gibi odada gezdi. Ablam kendi yatağında uyuyordu. Abim çalışma madasının sandalyesinde arkaya yaslanmış ayaklarını masaya uzatmış uyuyordu. Çağataya baktığımda yatağımın kenarında uyumuştu. Kafasını yatağıma yaslamıştı, sırtını komedinin dayanıştı.

Telefonum komidinin üstündeydi. Telefonuma baktığı da saat 7 ye geliyordu. Okulun başlamasına yaklaşık 1 saat vardı. Abim yarım saate hazır olurdu. Ablamın hazırlanması 1 saat sürerdi. Ablamı beklemek istemiyordum.

Yavaşça çağatayı uyandırmamaya çalışarak yatağımdan kalktım. Okul kıyafetlerimi alıp banyoda giyindim saçımı at kuruğu yapıp dişlerimi fırçaladım. Odadaki mini dolaptan bir paket kan ve bir tost aldım. Hızlıca yemeğimi yiyip çantamı hazırladım. Bugünkü dersler pek önemli gibi değildi.

Hazırlandığımdan emin olunca anlamları nasıl kaldıracağını düşünüyordum. Ablamın kalkması için borazan çalması lazımdı. Telefonumu hoparlöre bağladım. Youtube girip siren sesi yazdım. Reklamı hızlıca atladıktan sonra telefonumun sesini en yükseğe aldım.

Videoyu başlattığımda ablam ve çağatay kafalarını komidine vurdu abim sandalyeden düştü. Onlara bakıp gülmeye başladım.

-Siz anca böyle uyanırdınız uyuşuklar

Koşarak odadan çıktım. Kapının önünde onları beklemeye başladım. İçerden bana saydırma sesleri geldikçe gülmemi bastırmak daha zor oluyordu.

ÇAĞATAY'IN GÖZÜNDEN

Siren sesiyle kalkıp başımı yatağın yanında ki komidine vurmuştum. Mete sandalyeden düşmüştü. Defne de benim gibi kafasını vurmuştu. Ne olduğunu anlamadığım için Su'ya bakıyordum. Defne ve Mete neler olduğunu anlamıştım gibi Suya kötü kötü bakıyorlardı.

Su sadece gülüyordu gulmesi bitince günaydın siz de anca böyle uyanırdınız dedi. Ve su kaçtı gitti. O an Su'yun şaka yaptığını anlamıştım. Bende genelde böyle şakalar yapardım sürümdekilere. Ne kadarda benziyorduk Suyla.

Şuan sürümün ne yaşadığını anlıyordum. Böyle uyanmak benim dengemi fena bozmuştu. Heryere takılıyorum. Su her seferinde beni tutup düşmemi engelliyordu.

Mete sürekli birine çattım çatacak havasındaydı.Defneyse sanki dünyanın en büyük depresyonuna girmiş gibiydi. Su ise hepimizden enerjikti.

Bu sırda okulun hoparlöründen bir cızırtı geldi. Tüm dikkatimi hoparlöre verdim." Dikkat dikkat bugun okulumuzda yapılacak olan yarışmaya katılacak öğrencilerimiz Su Çoşkun, Mete Çoşkun, Defne Çoşkun, Çağatay Aras Kılıç, İrem Pek, Arda Arsa. İsmini saydığım öğrenciler Dönüşüm salonuna diğer öğrencilerimiz derslerine." Müsürün yaptığı anasosla hepimizin modu düşmüştü. Birbirimize bakıp duruyorduk.

S-İrem ve Arda kim?

-Sürümün en güçlülerindenler.

S-Daha önce hiç yarışmaya katıldın mı?

-Birkaç kez katıldım. Genellikle 6 etaotan oluşuyorlar. Element kontrolu,güç,büyü, sinir kontrolu, zihnine hükmetme, dayanıklılık

S-Ben elementleri kontrol etmeyi bilmiyorum.

- Ben sana öğretirim.

S- Teşekkür ederim.

Hepimiz birlikte dönüşüm salonuna indik. Suyu ben çalıştırmaya başladım. Defne ve Mete itiraz etmemişti. Galiba onlarda yakınlaşmamızı istiyorlar.

İlk başta dövüş dersleriyle başladık. Babası dövüş sanatları altında yakın dövüş uzak dövüş ve silahlı dövüşü öğrermişti. Dövüşme konusunda hiçbir eksiği yoktu. Neredeyse benim kadar iyiydi.

Kurt şeklinde dövüşmeyi biliyor muydu acaba?

- Su kurda dönüş.

F- Ona emir verme

-Neden

-İçinde Fenris var. Kimseden emir almayı kabul etmez o.

Su karşımda hala insan olarak duruyordu.

-Sorun ne

S- Fenris dönüşmeyi reddetti

F-Fenris dönüşmeyi reddetti salak

Faxsy ve Sudan aldığım cevapla fenrisin asla emir almıcağını anlamıştım.

SUYUN GÖZÜNDEN

Çağatayla dövüşürken birden kurda dönüşmemi söyledi. Tam dönüşücekken fenris kafamın içinden konuştu.

F- Dönüşme

-Neden

F- Emretti. Biz emir almayız.

-Tamam kızım sakinleş. Dönüşmicem.

Ç-Sorun ne

-Fenris dönüşmeyi reddetti.

Çağatay birden dönüştü. Ve bana hırlamaya başladı.

-Dönüşücek miyiz kızım?

F- Düelloya davet etti. Dönüşüp canına okucaz.

- Karşındaki eşin değil mi fenris neden bu kadar katısın?

F- Karşımdaki senin eşin Su. Benim eşim bana emir vermemesi gerektiğini bilir.

- Benim ruh eşimle benim mi dövmem lazım.

F-Eğer istersen

-Anladım Felix

Felixe bıraksaydım çağatayın haşadını çıkarırdı. Mecburen benim dövüşmem lazımdı. Nefes alış verişlerimi hızlandırdım. Zıplayarak kurda dönüştüm.

Çağataya bakarak hırlamaya başladım. İkimizde hırlıyorduk. Neden hırlıyoruz biz? Manyak mıyız? Belkide evet

F-Otoritenizi kabul ettirmek için hırlıyorsunuz.

-Dövüşü erken bitirme yöntemi mi

F-Gibi gibi ama hiçbir kurt asla gururunu kırıpta hırlamayı bırakmaz.

Ne değişik şeyler var. Ciddi anlamda bazen kitapta olup olmadığımı sorguluyorum. Çok sıradışı

F-Dikkatini topla prenses

-Tamam kızım

Çağataya baktığımda hala hırlıyordu. Biz avel gibi neyi bekliyoruz. Biri saldırsa ya

F-Bırak ilk hamleyi o yapsın

-Tamam

İyice sinirlerim bozuldu artık. Çağatay benim hamle yapmıcamı anlamış olmalıydı artık. Kendisi benim üstüme doğru koşmaya başladı. Bu durumda geri kalmamak lazımdı galiba. İkimizde birbirimize doğru koşuyorduk.

Çağatay zıplayınca bende hızımı arttırıp altından geçtim. Ona çok zarar vermek istemiyorum.

F-Kaçma korktuğunu düşünecek

Nasıl bir ikilem bu ya? Sinirlerim el ele tutuşup halay çekcek şimdi. Çağataya baktığımda yine üstüme doğru yürüyordu.

 

 

 

Kurda dönüşüp çağataya baktım. İkimizde birbirimize hırlıyorduk. Birbirimize doğru koşmaya başladık. Çağatay üzerime atlamak için koşarken ben hızımı arttırıp altından geçerken onu karnından ısırdım. Yere düşüp acı acı inlemeye başladı. O sesi içime dokundu.

F- Yarasını yala

-Ne 

F-Yarasını yala

Çağatay yaklaşıp yarasını yaladım. Yarasını hızlıca kapanmasıyla orya bakakaldım. Az önce orda kocaman diş izi vardı.

F- Eşinin yarasını yalarsan geçer.

-Bunu şimdi mi söylüyorsun

F- Söyleseydim eğlencesi kalmazdı.

-Sen benden de delisin deli kız

Fenrisin kahkahaları kulağımda çınlarken Çağatayın yanına gittim. Kafamla kafasını ittirdim hafifçe. Burnuma gelen kokusu ev gibi hissettirmişti. Yağmur yağmış orman gibi kokuyordu. Bir kurt için orman ev demekti.

İnsana dönüşüp Çağatayında insana dönüşmesini bekledim. Gözlerimle onu kontrol ediyordum en ufak bir terslikte mudahale edicektim. İnsana dönüştüğünde yanına gittim.

-İyi misin?

Ç- İyiyim. Kurt forunda dövüşmeyi de biliyorsun. Bilmediğin bişi var mı?

-Elementleri kontrol etmeyi bilmiyorum hala

Ç- O kısım çok basit

Çağatay elinde bir ateş topu oluşturdu. Ve bana fırlattı. Ellerimi kendimi korumak içim kaldırdığımda ateş bir anda önümde durdu. Bir insan kadar büyüyüp insan siluetini aldı. Ve önümde eğildi.

Bir dakika ateş önümde eğildi dedim dimi ben baya baya önümde eğildi ateş. Kesin halüsinasyon gördüm ben evet evet kesin halüsinasyon.

Ç*- Efsanevi melez olmanın avantajı bu galiba. Sen butun doğaüstülerin elementlerin alfasısın. Bizim yaptığımız hiç bişi sana zarar veremez.

- Bazen kendimi bir kitabın ana karakteri gibi hissediyorum.

Ç- Kitapları bilemem ama benim hayatımın baş rolüsün.

Çağatayın iltifatını yok sayıp ona bakmaya devam ettim.

-Elementleri nasıl kontrol edicem ben hala anlamadım.

Ç- Elementlerin senin bir uzvun olduğunu düşün. Senin bir parçan onlar. Onlara istediğin gibi şekil verebilirsin. Kafanda canlandırman yeterli.

Gözlerimi kapatıp Çağatayın dediklerini yapmaya çalıştım. Elementlerden ateşi seçtim onun bir köpek olduğunu düşündüm. Gözlerimi açtığımda ateşten bir köpek önümde duruyordu.

Ç-Şimdi onu suya çevir

Gözlerimi kapatıp köpeğin suya dönüştüğünü hayal ettim. Gözlerimi açtığımda köpek gerçekten su halindeydi.

Ç-Şimdi topraktan olduğunu düşün ve bu sefer gözlerini kapatma.

Ciddi mi diye baktığımda yap hafi diye baktığını gördüm. Gözlerimi köpeğe odakladım. Taştan olduğunu düşünmeye başladım.

İlk başta mavi ve kahverengi hafif ışık saçmaya başladı. Sanki güneş vurmuşta yansıma yapmış gibiydi. Gerçekten çok güzel bir ışık şöleni vardı. Yavaş yavaş kayalar köpeğin bacaklarından yukarı çıkmaya başladı. En sonunda köpek tamamen taştan olmuştu.

Çağataya baktığımda hayranlıkla beni izliyordu. Saçlarımı yüzümden çekip kulağıma sıkıştırdı. Şok olmuş bir şekilde çağataya bakarken

Ç- Çok güzelsin yani şey yaptığın şey çok güzeldi.

Elini ensesine atıp köpeğe bakmaya başladı. Utanmış mıydı o şimdi? Çağataya bakarken arkada bir hareketlilik fark ettim. Biri elinde kamış tutuyordu üflicek gibiydi. Kamışın hedefiyse Çağataydı.

Hızlıca çağatayın önüne geçtim. Adam korkudan kamışı üfledi. Kamış bana denk geldi. Hiç umursamadan adamın üstüne doğru koştum. Kurt halimle adamın üstüne 2 patimi koydum. Adam sırt üstü yerde yatıyordu. Kurt halimle ben üstünde duruyordum. Hangi ara kurda dönüştüğümü bile bilmiyordum.

Öyle yüksek sesle kükredim ki ben bile kendimden korktum. Acaba eşlerimize bişi olcak diye Fenrisle aynı anda ön plana gelmiştik. İçimdeki adamı parçalayarak öldürme isteğini zorla bastırdım.

Benim kükrememle birlikte herkes kurda dönüşmüştü. Yanımıza koşarak gelen kurda baktığımda bu profesör Parlardı. Çağatay tam arkamda durmuş bana kimsenin yaklaşmasını sağlıyordu.

Sakinleşmem gerekiyordu. Benim kükrememle birlikte herkes kurt olmuştu. İstemeden emir mi vermiştim

F- Emir vermedin. Sürü lideri olarak tehlike var dedin. Hepside dönüştü.

-Peki az önce ben nasıl öyle kükredim.

F- Daha neler yapabileceğini bilsen kendinden korkardın prenses

O an tüm kurtların emir verdiklerini anladım.

S*- Parlar hoca nerde?

-Felipe emrinizdeyim alfam.

S*- Felipe bu adamı al ve kaçamıcağı bir yere koy.

Felipe-Emredersiniz alfam.

Adamı sorgulama işini profesörlere bırakıcaktım. Tabiki bende adamla konuşucam. Neyse şimdilik yarışmaya odaklansam iyi olcak gibi.

İnsan haline dönmem lazım.

F- Yapma

- Neden

F-Kamıştan çıkan şey zehirliydi. Dönüşürsen ciddi zarar verebilir.

-Napıcaz o zaman

F- Daniel ve Daisyye insana dönüşmelerini emret onlar doktoru çağırsınlar. Doktor gelince kalanını halleder. Şu kalabalığına def etsen iyi okur. Sinirim bozuldu.

-Tamam kızım.

S*- Herkes işine bakabilir. Kusura bakmayın hepinizide telaşa verdim.

Kurtlar yavaş yavaş insana dönüşüp dağıldılar. Çağataya baktığımda gözlerinde korku vardı. Bişeyin ters gittiğini biliyordu.

Sadece ablam abim ve çağatayın olduğu bir zihin bağı açtım. Abim ve ablama doktora gidip çağırmalarını istedim. Çağataya sanki beni sakinleştirir gibi yapmasını istedim. Kimsenin bilmesini istemiyordum nedense.

Abim ve ablam hiç bişi yokmuş gibi davranarak salondan çıktılar. Çağatay kurt haliyle yanıma geldi. Salonun bir kenarına oturduk. Sanki beni sakinleştirmeye çalışır gibiydi. Ama benim için olan endişesini anlıyordum.

Gözlerimin önü kararmaya başlıyordu. Çağatay her böyle olduğunda kafamı yalayıp beni rahatlatmaya çalışıyordu. Ki gerçektende işe yarıyordu. Her kafamı yaladığında biraz daha iyi hissediyordum.

Doktor geldiğinde iyice gözümün önü kararmıştı. Doktorun geldiğini ablam ve abimin kokusundan anlamıştım. Ufak bir sızıyla okun çıktığını anladım. Gerisi karanlıktı.

ÇAĞATAYIN GÖZÜNDEN

Su bir anda kurda dönüştüğünden beri terslik olduğunu hissediyordum. Sanki vurulmuş gibiydi. Ruh bağı sayesinde hissediyordum galiba. Beni korumak için önüme atılması o gerçekten nefes kesiciydi. Ona bişi olursa kendimi affetmezdim.

Kükremesini duyduğumda içimde direk kurda dönüş emri oluştu. Su böyle bişeyi emretmezdi. Demek ki durum çok ciddiydi. Tüm kurtlar Suyun etrafında toplanmıştı. Bu durumlarda alfamız kimse yanına gider emir beklerdik.

Suyun sesini aklımda duyduğumda heycanlamıştım. Neden heyecan yaptım ki. Bana seslenmemişti bile profesor parları sormuştu. Felipe cevaplamıştı onu.

Felipenin ağzındaki insanı görünce hala bişi anlamamıştım. O insan nerden çıkmıştı? Neden hiç kimse fark etmemişti? Su nasıl fark etmişti? Bir insan için neden o kadar yüksek desibelde kükremişti? Aklımdaki sorulardan kafayı yemek üzereyken Su herkesi göndermişti.

Herkes dağıldıktan sonra abisi ve ablasını doktora göndermesiyle dahada gerilmiştim. Neler oluyordu burda? Neden kimsenin bilmesini istemiyordu?

Suyu sakinleştirmeye çalışıyordum. Daha doğrusu numara yapıyordum zaten sakindi. Ama titriyordu sanki. Burnumu gömüp kurkunu kokladım. Suyun nefes kesici bir kokusu vardı. Akar su ve şelale gibi kokuyordu. Ferah ve bir o kadar bağımlılık yapan kokusu vardı.

Bu kokunun yanında ufak bir kurtboğan kokusu vardı. Kokuyu daha çok kokladım. Sağ ön patisine saplanmış sarı bir tüyle bağlı oku gördüm. Dart okuna benziyordu. Ama daha küçük haliydi.

Su benim yüzümden o okun önüne atladı. Bana gelcekti o ok. Hepsi benim suçum

Faxsy- Kendine gel Çağatay. Ona destek olman lazım. Çocuk gibi ağlaman değil.

-Napcamı bile bilmiyorum Faxsy

F- Başını yala. Bu ona güç verir. Boynunu minik minik ısır anne kedilerin bebeklerini taşıması için yaptığı hareketi yapıyor gibi düşün. Bu onu rahatlatır.

-Tamam faxsy. Teşekkür ederim.

F- Kortuğunu hissettirme bok surat. Ruh eşin hisseder. Yanında dur kızın. Zehir özel kurtlar için yapılmış bir zehir. Suyu öldürmez sadece bayılıcak. Uyandığında zayıf düşcek o kadar yaklaşık 1 güne toparlar. Fenris güçlü bir kurt. Seçtiği insanda güçlü olmalı. Bunu unutma.

-Tamam faxsy.

F-Aferin bok surat. Yürü şimdi

Faxsyle konuştuktan kendimi bir tık iyi hissetmiştim. En azından napıcağımı biliyordum. Suyun başını yaladım. Boynunu hafif hafif ısırdım. Isırdığım yerleri acımıştır belki diye yaladım.

Doktor geldiğinde Su bayılmak üzereydi. Bir anda kalkıp kendim getirmek istesemde eşimi bırakmazdım. Ya ben yokken bişi yaparlarsa o zaman kendimi asla affetmezdim kendimi.

Doktor geldiğinde o oku çıkardı. Kokladı.

D- Özel kurtlar için hazırlanmış bir zehir bu. Tedavisi bilinmiyor. İyileşmesini beklemek zorundayız.

Suyu almaya çalıştıklarında istemsizce hırlamıştım. Elimde değildi. Abisi ve ablası denediğinde tepki vermemiştim. Sağlık çalışanlarına hala güvenmiyormuşum demek ki.

METENİN GÖZÜNDEN

Döndüğümüzde Su Çağatayın üzerinde yatmıştı. Ne kadar sinirlensemde bişi demedim. Acaba doktoru neden çağırmıştı. Onları öyle görünce bulamadığım ruh eşimi düşündüm acaba nasıl biriydi.

D- Bu konuyu kapat ve kardeşinle ilgilen zehirlendi haberin yok.

Su zehirlendi mi? Kaşla göz arasında bu nasıl oldu. Bu işin arkasındaki bulmamız lazımdı. Önce o adamla konuşmam lazım. Bu işin arkasındaki piçi bir bulursam evvelini ahirini münasip bir yerine sokcam. Onca kardeşimle ilgilenmem lazım.

D- Özel kurtlar için hazırlanmış bir zehir bu. Tedavisi bilinmiyor. İyileşmesini beklemek zorundayız.

Demek ki hedefleri Su değildi. Onu öldürmek zordu çünkü. Hassssss.... Hedefleri tabiki Çağatay olacaktı. O ölürse Su da ölebilirdi. Suyu öldürmek için Çağatayı kullanmışlardı.

Defneye baktığımda kurt tırnakları eline batmıştı. Elinden akan kanı hiç fark etmeden Su ve Çağatayı izliyordu. Onunda benim gibi düşündüğünü anlamıştım.

Göz göze geldiğimizde gözlerinde gördüğüm pırıltıyla kalbim hızlandı. Saçmalama Mete ablandan hoşlanamazsın. Kafamı iki yana sallayarak bu histen kurtulmaya çalıştım.

Çağataya baktığımda kimsenin Suya yaklaşmasına izin vermiyordu. Ruh eşini güvenmediği birine bırakmıyordu. Defneyle birlikte suyu almak için Çağatayın yanına gittik. Tepki vermeden Suyu almamıza izin verdi.

Su ok çıktıktan sonra insana dönüşmüştü. Suyu odasına götürdük. Çağatay insana dönüşüp hemen geldi. Çağataydan 2-3 dakika sonra doktorda geldi. Koluna kan dolu seruma benzer şeyden astı.

Çağatay doktor çıktıktan sonra kurt haline geçip yere uzandı. Suyu korumak istiyordu. Ses etmesede bizi odada istemediğini biliyorduk. İşime geldiği için ses etmedim.

Defneye bişi demeden odadan çıktım. Parlar hocanın yanına gittim direk.

P- Su nasıl oldu Mete

M- Daha iyi. O adamla konuşmak istiyorum.

P-Kusura bakma Mete. Felipe bana bile söylemedi yerine alfasının emri olmadan kimseye bişey demez.

M- Hocam kardeşimi bu hale getirenle konuşmak istiyorum.

Defne- istiyoruz

Aniden başka bir sesin gelmesiyle korktum. Gelenin Defne olduğunu hissettiğim için arkamı dönmedim.

M- istiyoruz.

P- Çocuklar yerini bilmiyorum. Hoş bilsemde söylemem.

D- Alfanın izni var felipe yerini söyle.

F-Alfam bana bişi demedi.

D-Alfanın sağ koluna inanmıyor musun? Bana inanmaman ne demek biliyorsun Felipe

F- Biliyorum Daisy. Arka odada

D- Gel mete.

Olanları şok içinde izlemiştim. Defne suyun sağ kolu muydu? Su hiç böyle bişi dememişti.

D- Daisy Fenrisin kız kardeşi yani sağ kolu. Sende sağ kolusun Mete.

M-Su sağ kolu olduğumuzu söylemişti.

D-Daisy az önce söyledi. Daniel biraz dinlemeye başla istersen.

Defne gerçekten çok zeki bir kurtkadındı. Ondan etkilenmemek elimde değil ama ablamdan hoşlanamam. Olmaz bu kadar alçak değilim.

Kapının açılma sesiyle kendime geldim. Sandalyede bağlı adamı gördüm. Normal bir insan gibi kokuyordu bu.

M- İnsan bu

D- O zaman okul bariyerini nasıl geçti. Sadece doğaüstüler geçebilir.

M-Bilmiyorum.

D-Kimsin sen?

-Aşkın ismim.

M-Nasıl geçtin okul bariyerini

A-Bilmiyorum. Hiç bişi hatırlamıyorum.

D-Son hatırladığın ne?

A- İşten eve dönüyordum. Bir anda karşıma iki kişiyi çıktı. Beni zorla arabaya koydular. İsimleri Berke ve Berkay galiba. Kaçmaya çalıştım. Ama sonrasını hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde bir kurt usulde kulağım patlayacak gibi kükredi. Bir başkası beni buraya getirdi.

M-Berkay ve Berke mi?

A-Evet onlardı galiba. Gerçekten başka bişi bilmiyorum. Bırakın gidim nolur kimseye bişey demem.

D-Çok fazla şey görmüşsün Aşkın. Seni bırakamayız. Buraya gelebildiğine göre sende bir doğa üstünün. Tahminen büyücüsün.

A-Bu mümkün değil. Ben sıradan biriyim.

M-Üstündeki kurt benim kız kardeşimdi. Seni buraya getiren öğretmenimizdi.

A-Size inanmıyorum.

D-Felipe buraya gelir misin?

Odaya giren kurtla aşkın sandelyeden düşmüştü.

M- Şimdi inandın mı çaylak.

A- Ama ama bu bir kurt.

D- Sende bir doğa üstünün. Tamam yeter Felipe insana dön lütfen.

P-Kalanıyla ben ilgilenirim çocuklar.

D- Sıkı çalış aşkın yine görüşücez.

Defneyle birlikte odadan çıktık. Yatakhaneye gidene kadar zihnimi boşaltmaya çalıştım.

Amcam ve kuzenimin bişi yapmasını bekliyordum. Ama bu kadar adi olmalarını beklemiyordum. Defneyi kolundan tutup benim çağatayla ortak yatakhaneme girdik.

Defne kapılara hem açılmasın diye hende ses geçirmesin diye büyü yapıyordu.

M- Annemleri aramalıyız.

D-Biliyorum.

M-Noldu Defne

D- Sudan bu kadar çok şey saklamamamız beni rahatsız ediyor artık. Herşeyi ondan saklıyoruz sanki.

M-Sanki değil Defne. Herşeyi saklıyoruz ondan. Onun iyiliği için.

Telefonumu çıkarıp babamı aradım

-....

-Alo baba

B-Efendim Mete

D-Baba Berkay ve Berke döndü.

B- Ne demek döndüler. Su nerde? O neden aramadın beni.

M- Berkay ve Berke birini kaçırmışlar. Çocuğa büyü yapmışlar. Çağatayı öldürüceklerken Su önüne atladı baba. Çok hızlı gelişti olaylar bişi yapamadık.

B-Çağatay kim?

D-Suyun ruh eşi olan özel kurt.

B-Bu kurdu öldürerek Suyu öldürmeye çalıştılar.

M,D- Evet baba

A- AKİFFFFFFFFF ÇABUK BURAYA GEL

Annemin korkmuş sesiyle yerimden hızlıca kalktım. Babam telaştan telefonu kapatmayı unutmuştu.

B-Nerdesin Dicle.

A- Suyun odasındayım Akif

YAZARIN GÖZÜNDEN

Akif odaya girdiğinde Suyun odasındaki kanlar içindeki genci gördü. Akif hızla çocuğu kucağına aldı. Çocuğun tüm karnı boydan boya yarılmıştı. İyileşemesin diye kurtboğan verilmişti çocuğa. Sudan 3 yaş büyük çocuğa baktı. Ne hayalleri ne umutları vardı. Çocuk son kelimelerini söyledi

-Mesaj........ var.... patron..... Tam gece yarısı......

Çocuk her öksürdüğünde kan çıkıyordu ağzından eve varabilmesi mucizeydi zaten. Son bir kez gücünü topladı.

- Ormanın ortasında.... ağaç.... ağaç evde... yoksa.... kızın.....ölür.....

Akif kollarında bayılan çocuğu kucağına aldı. Bir portal açıp arkadaşının hastanesine götürdü. Çocuk hemen ameliyata alındı. İyileşecek haberi gelince Akif aynı portalı açarak eve gitti.

Dicle tüm olanlara şahit olmuştu. Gözlerinin önünde yatan genci görünce gencin dediklerini duyunca kal gelmişti dağ gibi kadına. Hem kendi kızı için endişelenmiş. Hem buna sebep olduğu için Berke ve berkaydan bir kaç bin kez daha nefret etmiş. Hemde gence üzülmüştü.

Telefondan tüm olanları duyan Mete ve Defne sinirden yerlerinde duramamış odayı tavaf etmişlerdi. Anne ve babalarının onlara haber vermeden oraya gideceklerini biliyorlardı. Anne ve babalarını o iki caniyle yanlız bırakmıcaklardı.

Parlar hoca tam bu sırada kapının önünden geçerken defnenin düşüncelerini duymuştu. Eşi Aykuta durumu anlatmıştı. Arkadaşı için endişelenen Aykut tüm okul orda olacaklarını söylemişti eşine.

Hiç bişeyden haberi olmadan yatan Su belki son huzurlu, uyku sayılamıcak uykusundaydı.

Çağataysa kahverengi gözlerini özlediği eşinin yanında kurt halinde yatıyor. Onu herşeyden korucağına dair olan belki bin belki on bindi sözü kendine verdi.

SUYUN GÖZÜNDEN

Gözlerimi açmaya çalışıyordum. Ama sanki saman doldurulmuş gibiydi gözlerim. Açılmamak için benle savaşıyordu.

Elimde hissettiğim tüylü kürkle birlikte elimi hareket ettirdim yavaşça. Yanımdakinin Çağatay olduğunu biliyordum.

Kürkü yumuşacıktı. Oynadıkça burnuma daha çok Çağatayın kokusu geliyordu. Gerçekten çok güzel bir kokusu vardı. Evimde gibi hissedip rahatlamıştım.

Gözlerim kendiliğinden açılmıştı. Bana dikkatle bakan kurda dönüp baktım. Grili beyazlı kürkü vardı. Gözleri gri rengindeydi. Kurt halinde nasılsın gülümsüyordu bilmiyorum ama gülümsüyor gibiydi. Uyandığıma mutlu olduğunu biliyordum. Yanağımı yaladığında bundan emin olmuştum.

Kuyruğunu heyecandan sallıyordu. Bu haliyle gerçekten çok tatlıydı. Elimle sakince kafasını okşadım. Bir anda kuyruğunu sallamayı bıraktı. Kedi gibi mırlıyordu bu kez. Kafasını yavaşça kucağıma koymuştu. Elimi çekince burnunu elime dokundurarak kafasını elim altına getirmişti.

Beni gerçekten sevdiğini anlamıştım. Lanet büyü herneyse onun yada ruh bağımız olduğu için değil. Beni ben olarak sevdiğini anlamıştım. Bu beni mutlu etmişti.

Yataktan kalkıp yere oturdum. Ayaklarımı uzattığımda istediğimi anlamış gibi direk kafasını bacaklarımın üstüne koymuştu. Ben sakince kafasını okşarken kedi gibi mırlayıp kuyruğunu sallamak dışında bişi yapmamıştı.

Yaklaşık yarım saat bu şekilde kaldıktan sonra hem rahatlamış hemde kendime gelmiş şekilde ayağa kalktım. Belimi esnetip gelen çıtlama sesiyle gülümsedim.

Çağataya baktığımda insan haline dönmüştü. Elimi komidinde bulunan telefonuma uzattım. Saat 5 olmuştu. Yarışma saat 8 de başlıyordu. Kolumda gördüğüm morlukla oraya dokundum acımıyordu ama baya morarmıştı.

Çağatayda gözlerini koluma sabitleyince kolumu saklama ihtiyacı hissettiğim. Sonrasında beklemediğim bişi oldu. Çağatay bana sarıldı. Sımsıkı sarılmıştı. Bende ona sıkıca sarıldım.

Ç- Benim yüzümden oldu. Özür dilerim.

- Senin hiç bir şuçun yok.

Ç-Hayır var. Zehir benim için yapılmıştı. Sen önüme atlayınca sana geldi. Neden önüme atladın ki. Sana zarar geldi.

- Ölmene izin veremezdim. Senin beni korumak istemen gibi bende seni korumak istemiş olamaz mıyım?

Ç-Bir daha bunu yapma.

-Söz veremem sana bişi olacağını fark edersem engellerim.

Ç-Çok inatçısın güzelim.

- İnatçı olmak uyuz olmaktan iyidir

Çağataya göz kırptım. Gözlerimde oluşan gülümsemeyle birlikte beni de yüzüm gülmüştü.

Ç-Bana uyuz mu dedin? Doğru mu anladım?

- Ben bişi demedim. Sen üstüne alındın uyuz bey.

Ç-Bak bu sefer dedin.

-Aaaaaaa kuru iftiralaraaaaa. Cık cık cık iftira atmak çok ayıptır uyuz bey

Ç-Öyle mi inatçı hanım.

-Öyle uyuz bey.

İkimizde birbirimize gülerek bakıyorduk. Mutluydum. Çağatayla mutluydum, mutlu olcaktım biliyorum.

Odaya gelen abim ve ablamla ayrılmak zorunda kaldık.

M- Gidin aşkınızı ötede yaşayın. Aile var burda.

D-Karışma çocuklara Mete. Sevişmediler sadece sarılıyorlardı.

M-Yakında onuda yaparlar.

Aşırı utanmıştım abim tam bir öküzdü. Kıpkırmızı olmuştum. Kafamı aşağı eğip saklamaya çalıştım. Çağatayın omzumdaki kolunu hissetmiştim. Yüzümü saklıyordu rahatsız olduğumu anlaması çok hoştu bence.

D-offff Mete senin bu öküzlüğünle kimse sana bakmaz.

M- Boşver benim öküzlüğümü yarışmayı hala iptal etmediler. Diğer okulun takımı geldi bile. Aşağıda idman yapıyorlar.

-O zaman inip bizde onlara katılalım. Rakiplerimizi tanımamız lazım.

Ç- Daha yeni uyandın güzelim. Hemen aşağı inmesek mi?

D- Bence biraz daha dinlemelisin

M-Ablam ve sevgilin haklı bücür. Dinlenmen lazım.

- Ben iyiyim hadi gidelim sadece izlicem. Bişi yapmıcam.

M-Emin misin bücür bişi yapmıcam mı?

-Evet abi bişi yapmıcam.

Ç-Elimi tutup oturucaksın demi güzelim?

-Evet oturucam.

M- Hop yavaş olun. Aile var dedim ya. Bok var jet hızındasınız. Azcık yavaşlayında motorunuz soğusun.

Ablamın abimin kafasına fırlattığı şişeyle abim ablama dönmüştü.

D- Bok varda karışıyorsun Mete. Sana karışma dedim. Bir dahakine şişe değil sopa yicen haberin olsun.

Ablamın elinde çevirdiği şişeyle abimin gözleri far görmüş tavşan gibi açılmıştı. Kaçarcasına odadan çıktı.

Çağatayla birbirimize bakıp anırırcasına güldük. Ablamında bize katılmasıyla tüm odayı inlettik.

Aşağı indiğimizde kenara geçip oturdum. Çağatay yanıma gelip oturdu. Dikkatli bir şekilde rakiplerimizi inceliyordum. Gerçekten baya dişlilerdi. 3 kız 3 erkeklerdi.

Ç-Tüplü motora benziyorlar.

-Motor benzinli olmaz mı?

Ç-Bunlar ucuz taklitler. Ondan tüplüler.

İkimizde anırarak gülmeye başlamıştık. Nerden aklına geldi Çağatay. Aklınla bin yaşa.

Diğer okuldakilerden bir kız yanımıza geldi. Kendini bişey sandığı belliydi.

Kız-Yanındaki tüplü motora bakarak konuş derim Çağatay.

Ç-Ben burda senden başka tüplü motor görmüyorum Masal

M- Ben tüplü motorsam Yanındaki hurda oluyor doğru. Kusura bakma.

Masalın sürüsündeki erkek- Bir sorun mu var Masal?

M-Hayır Koray. Eski bir tanıdığa selam vermek istedim. Geliyorum hemen.

Masal Çağatayın saçlarını karıştırıp yine görüşcez dedi. Arkasını dönüp sürüsünün yanına gitti. Kimdi bu kiz? Nerden geliyor bu samimiyet?

Ç-Islak mendilin var mı?

Çantamdan ıslak mendili çıkartıp Çağataya verdim. Islak mendili hızlıca alıp saçını koparırcasını silmeye başladı. Onun o halini görünce herşeyi anlamıştım yinede salağa yatıp Çağataydan duymak istiyordum.

Islak mendili Çağatayın elimden alıp ben silmeye başladım. Kafasından derisi şimdiden kan toplamaya başlamıştı. Islak mendille yavaş yavaş saçını sildim. Sonra saçlarını eski haline getirmeye çalıştım. Çağatayın yaptığı kadar iyi olmasada fena değildi yani.

-Saçlarını koparmadan da yapılabiliyormuş bak.

Ç-Teşekkür ederim.

-Kimdi o kız?

-Eski okulumdan biri.

F-Kurda dönüşmek istiyorum

-Bişi mi oldu kızım?

F-Parçalamak istiyorum o kızı. Bırak güçlü kimmiş gösterim.

-Şimdi değil Fenris. Söz veriyorum intikamını en güzel şekilde alıcan.

F-Peki. Yinede kurda dönüşmek istiyorum. Ormana gidelim.

-Yarışma başlıcak birazdan. Ormana gidemeyiz ama okul bahçesine çıkalım istersen.

F-Tamam.

Okulun bahçesine çıkıp fenrisi serbest bıraktım. Benim gibi o da çok sinirlenmiş haklıydı da yani

 

Bölüm : 05.11.2024 14:24 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...