Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Bölüm 3: Vazgeçiş

@cikolatalisut

Bildirimi açtığımda az önceki olaylar anında kafamdan silindi. Mesaj Nuri Hoca'dandı.

"Gençler herkesin sınavı çok kötü geçtiği için sınav tekrardan haftaya Pazartesi'ye alındı. Sıkı çalışın, bu sefer daha zor soracağım."

Şuan beni bundan daha fazla mutlu edecek hiçbir şey yoktu sanırım. Ekranı Burcu'ya doğru çevirdim. Attığı çığlıkla mesajın gerçekliği doğrulanmış oldu.

Biz dans edip sevinirken aklıma Caner geldi.

Caner benim tek ve biricik erkek kankam. Liseye ilk geldiğim gün tanışmıştık. Bizden bir yaş büyük. Övünmek gibi olmasın ama kendisinin dersleri mükemmeldir. Bütün fizik sınavlarımı onun sayesinde geçmiştim hatta. Ama bu sene ailevi sebeplerden dolayı mezuna bırakmıştı. Sözde birlikte hazırlanacaktık hatta sınava.

Ne hayallerimiz vardı ama maalesef hayat kötü bir sürpriz yaptı ve bizi ayırdı. Şimdi İstanbul'da babasının yanında hastanede.

Tekrar telefona yöneldim ve hem gelip gelemeyeceğine dair çaktırmadan ağzını aramak için hem de babasının durumunu sormak için vakit kaybetmeden deli gibi özlediğim ismi tuşladım.

Birkaç defa çaldı ama açan olmadı. Saat ona daha yeni gelmişti. Ben bu saatte uyumuyordur herhalde diye düşünürken telefon açıldı. Caner'in yorgun sesi kulağıma geldiğinde telaşlandım.

"Caner?"

"Balım?"

Yine yorgun ve uykulu çıkan sesiyle birlikte endişelenirken ne olduğunu anlamaya çalıştım.

"Caner iyi misin sen? Sesin çok kötü geliyor."

"Yok balım, bir şeyim yok benim. Sabah babamla ilgilenirken biraz yorulmuşum uyuyakalmışım."

"Bak Caner bana yalan söylemiyorsun demi?"

Ben konuşurken kapı kapanma sesi gelmişti. Babasının yanından ayrılmıştı demek ki.

"Sana yalan söyleyebilir miyim hiç ben?"

Söylediği şeyle anında yumuşarken kabalık ettiğimi fark edip hemen babasının durumunu sordum.

"Bu arada baban nasıl? Daha iyi mi?"

"Babamı biliyorsun işte. Aynı hâlâ bildiğin gibi. Bırak artık şu boksu kendine zarar veriyorsun diyorum ama nafile. Nuh diyor Peygamber demiyor. Hâlâ yatıyor kalkamıyor yerinden."

"Ben de sana yapma diyorum ama sen de bırakmıyorsun boksu Caner beyy. Onu napıcaz?"

İşi biraz dalgaya vurup moralini düzelteyim diye düşündüm ama çok geçmeden çabalarımın boşa çıktığını anladım.

"Biz bir miyiz şimdi Aysima? Adam sakat kaldı. Doktorlar çok zor iyileşmesi diyor. Ama hâlâ ringe çıkıcam diye tutturuyor beyefendi. Ben de en azından onun mirasını devam ettirebileyim diye yapıyorum boksu. Değilse biliyorsun zaten istemediğimi. Konuşturma beni."

"Tamam, tamam. Seni benden iyi kimse anlayamazdı herhalde zaten."

Ben içlenirken o da üzüldüğümü anlamış olacak ki hemen konuyu değiştirip beni neşelendirmeye çalıştı.

"Ee neler yapıyorsun bakalım yokluğumda? Yerime birini bulmadın inşallah Aysima hanımm?

"Senin yerini kimse doldurabilir mi sankii yaa?"

Burcu ben de buradayım dercesine öksürürken ikimiz de onun bu haline güldük.

Bir süre daha havadan sudan konuştuktan sonra kapattık.

"Hadi görüşürüz kumralımm. Kendine çok dikkat et."

"Görüşürüz balım benim."

Sesinde büyük bir özlem vardı. Her ne kadar kapatmak istemesem de onun da ilgilenmesi gereken bir babası olduğunun bilincindeydim. Bencillik yapmanın zamanı değildi.

Tabii Caner'e çaktırmamıştım ama moralim de bozulmuştu. Beni Caner'den başka kimse fizik çalıştırmamıştı ki şimdiye kadar.

Bir iç çektim ve telefonu koltuğa fırlatıp mutfağa doğru adımladım. Burcu da peşimden tabii.

"Eveeet bugün resmi olarak sıçışımızdır. Tebriklerr."

Ben dolaptaki cipse uzanırken Burcu nolduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Kızım ne alaka işte sınav ertelendi ya daha ne istiyorsun?"

"Ya Burcu dalga mı geçiyorsun? Beni bu lanet derse şimdiye kadar kim çalıştırdı? Tabii ki de Caner. Ama babası bu durumdayken onu bırakıp buraya gelmesini asla isteyemem. O yüzden konusunu açmadım zaten. Bir de benim için endişelenmesin diye. Zaten derslerine çalışamıyor. "

Derin bir iç çekip devam ettim.

"Geçen o aradı, dertleştik biraz. Mezuna kaldığına pişman olduğunu söyledi bana. En azından tercih yapsaydım dondururdum üniversiteyi, içim rahat olurdu buradayken falan dedi. Ben bu kadar derdinin arasında çocuğa ne diyeyim şimdi? Gel bana fizik çalıştır mı?"

Mutsuz mutsuz tabağa kattığım cipsleri tırtıklarken bir yandan da napabilirim diye düşünüyordum.

Burcu'ysa ağzını bıçak kesmiş gibiydi, konuşmuyordu. O da sadece kucağımdaki cipsten tırtıklanıyordu. Dikkatlice bana baktığını hissedip kafamı kaldırdığımda yüz ifadesinden beni sinirlendirecek bir şey diyeceğini anlamıştım çoktan.

"Şey... Ben aslında sana fizik çalıştıracak birini biliyorum kanka. Ama fevri davranma. Önce iyice bi düşün, öyle karar ver."

 

Loading...
0%