@cikolatalisut
|
Sabah uyandığımızda ani bir kararla okulu ekmeye karar verdik. Babam yoktu ve ev tamamen bize aitti. Daha ne isteyebilirdik ki? Burcu kahvaltımızı hazırlıyor, ben de ona müzik seçiyordum. Ne güzel bi ikili olduk biz böyle yaa. Burcu da öyle düşünüyor olsa gerek lafa girdi. "Ne güzel sen de bana yardımcı oluyorsun baya yaa(!)" "Ne sandın kızım. Şu piyasada benden iyi müzik zevki olan birini daha bulamazsın." Gururlu gururlu yaptığım konuşma karşısında Burcu gözlerini devirip eliyle beni yanına çağırdı. Gitmekle gitmemek arasında kalsam da Burcu'nun ısrarlarına daha fazla dayanamayıp mutfak masasından tezgaha uçtum. "Hadi bakalım boş durma öyle, salatalık domates doğra sen de." Gösterdiği doğrama tahtasına zorla uzanarak: "Ama ben salatalık doğrarsam bize kim şarkı seçecek şimdi?" Burcu sabrının iyice dibini sıyırırken bana bir bakış attı. "Abimi çağırayım o açsın istersen şarkılarımızı." Abi lafını duyduğum an elime bıçağı alıp işime başlamıştım bile ben. Atakan da burda olsa onu da kart kurt doğrardım ya neysee. "Aman Burcu abini karıştırma. Ben salatalıklarımla mutluyum. Bizi rahat bırak." Kıkırdayıp bana dönerek şansını son kez denedi. "Sen şu fizik işini düşündün mü iyice? Emin misin istemediğinden?" Açılan konuyla birlikte sinirlerim gerilirken daha da sert doğramaya başlamıştım fark etmeden. "Eminim ben Burcu. Şu konuyu da bir daha açma." "Ama nasıl yapacaksın başka türlü? Kendin mi çalışacaksın?" "Gerekirse öyle yapıcam ama o pis abi bozuntusuyla falan çalışmam. Ondan gelecek hayır hiç gelmesin daha iyi." "Peki bakalım, sustum ben." Ben salatalıkları bitirip domatese geçmiştim bile. Burcu da omletlerimizi çırpıyordu ki telefonu çaldı. Mutfaktan çıkıp telefonu kulağına götürdü. Ne işler çeviriyor bu kız benden habersiz? Valla alınıyorum artık hee. Bir süre gelir diye bekledim ama baktım ki geleceği yok ben de kalan işleri bitirdim hızlıca. Ama omlete dokunmadım. Onu en iyi Burcu yapardı. Bir süre daha bekledikten sonra dayanamayıp yanına gitmeye karar verdim. Mutfaktan çıkacaktım ki kapıda ağzı kulaklarında bir Burcu'yla karşılaştım. "Kızım sen hayırdır yaa? Bana söylemediğin ne var senin hemen dökül bakayım." "Kızım kim olacak ya. Abimin arkadaşıymış. Abime ulaşamayınca beni aramış." Buna inanmamı mı bekliyordu yani? "Abinin arkadaşıyla iki saattir abinin nerde olduğunu mu konuştunuz yani?" "Aaa kızım inanmıyor musun sen bana?" Telefonunu açıp arama geçmişini gösterdi. Gerçekten de son konuştuğu kişi Alperen abiydi. "Tamam anladım Alperen abiyle konuştunuz da ne konuştunuz kızım harbi? Baksana sen gelene kadar sofrayı hazırladım ben zaten, bir tek omletler kaldı." Sofraya bakıp mahcup mahcup bana döndü. "Söz bir ara anlatacağım ama şuan kurt gibi açım kızıım. Hadi omletleri de yapayım da yiyelim artık." Omletleri çevirirken dayanamayıp yine başladı beni darlamaya. "Sen beni boşver dee acaba diyorum birazcık, şöyle ucundan falan abartıyor olabilir misin çalışma işini kuzucum?" "Neyini abartıyorum Burcu? Beni tanımıyormuş gibi konuşma." "Kızım sen çalışamazsın ki kendi başına. İnat etme işte he de şu işe, ben de abimle konuşayım." Benden ses çıkmayınca konuşmaya devam etti. "Hem o da vicdan azabı çekmiş belli ki. Değilse kimsenin kapısına kadar gelmez o hödük." "Ayh Burcuu. Yeminle darlandım." Bir süre duraksayıp devam ettim. "Hem ne kadar abarttın. Alt tarafı iki sokak öteye gelecek. Sanarsın kıta atladı çocuk." Gözlerini pörtletip bana baktı. "Sen gerçekten tanımıyorsun abimii." Ben anlamaz gibi bakınca heyecanlı heyecanlı devam etti. "Kız o var ya kıçını kaldırıp kendine bir bardak su katmaya üşenir benden ister. Abin olsaydı ohoo ben anlatmadan anlardın beni." "Üff ben de ciddili bir şey diyeceksin sandım da dinledim seni." Amacına ulaşamayınca işine geri döndü. Omletler pişmek üzereydi. Ya sabır çekip yanından ayrıldım ve masaya geçtim. O da hemen işini bitirip yanıma geldi. Kahvaltımızı havadan sudan konuşarak bitirdik. Bulaşık yıkama faslına geçtiğimizde bu sefer konuşmayı başlatan bendim. "Ben galiba kararımı verdim. Okuldan birini tutucam çalışmak için. Gerekirse parasını da vericem. Oh miss." Yüz ifadesinden aldığım karardan memnun olmadığını anladığım Burcişkom yine başladı ikna çabalarına. "İyi de kimi bulacaksın? Kim var ki sizin sınıfta fiziği iyi olan? Açıkla hadi." Ronaldo gülüşümü atıp konuştum. "Bizim sınıfta olduğunu nereden çıkardın ki? Yan sınıftan buldum ben." Munzur gülüşümden olsa gerek o da kimi düşündüğümü anlayıp gözlerini pörtletti. "Kızım saçmalama deli misin? Kerem olmaz. Neler çektin sen ondan. Hiiç düşünme bile onu. Ben bunun olmasına hayatta izin vermem." Kerem benim eski sevgilim. Tabiri caizse psikopat, takık, manyak, alkolik eski sevgilim. Aynı okulda olmamız bile mucizeydi ama hayat işte. Mecbur bırakıyordu bazı şeylere. Burcu ne kadar haklı olsa da başka kimse gelmiyordu aklıma. Son çare olarak ondan isteyecektim. Ayrıca zaten bana bir şey yapamazdı. Psikopat da olsa beni seviyordu hâlâ. Yaşadığı ailevi problemler yüzünden onu suçlayamazdım. Zaten inat etmenin zamanı değildi. Değilse annemin mirası çöp olacaktı. Öyle bir şey olursa öbür tarafta yüzüne bile bakamazdım. Tek çarem o şirketi kazasız belasız devralmak... Burcu'nun vazgeçirme çabaları boşa gidince sonunda susmuştu. Artık rahat rahat telefonu elime alıp malum kişinin engelini kaldırdım ve gururumu bir kenara bırakıp yazdım...
|
0% |