SADECE BİR DUYGUMU?

Zilin sesiyle uyandığımda yanımda bir not vardı. Sınıf boşdu.

Notta;
Hoca bizi bahçeye çıkarttı. Senide uyandırmak istemedik. İster gel ister gelme. Gelirsen sınıf defterinide getir
Çınar
Akıllı tahtaya bakarak saçımı düzelttim ve sınıf defterini alıp aşşağı inmeye başladım. Sınf defterime baktığımda herkesin ismi birbirine çok benziyodu

Elif,Pelin,Helin
Öykü,Masal
Berk,Berke
Hepside antrikot isimler.

Bahçeye çıktığımda hocaya sınıf defterini verdim.

Hoca imzaladıktan hemen sonra "Kızım sınıf defterine bak eğer eksik felan varsa git hocalara imzalat zaten hocaların ismi kurşun kalemle yazılmıştır"

Kafamı salladım ve hocanın defteri imzalamasını bekledim. Hoca kalem ile sınıf defterini verince boş olan varmı diye baktım

1boş 2boş 3boş 4boş...

Tamı tamına 6 tane boş vardı

İlk kız öğretmenler odasına gittim.

Kapıyı çalıp içeri girdim. "Gökçen hoca burdamı?"

Direk cevap geldi "Burdayım kızım noldu bişemi oldu?" Direk söze girdim "Yok hocam bişey olmadı sınıf defterinde imzalamadığınız yer varda onu imzalatmaya geldim"

Getir işareti yapıp imzalamaya başladı

25dk sonra

Bütün eksikler tamamdı. En sonunda sınıfa çıkıp sınıf nefterini masaya bırakınca arkamdan pelin bağırdı "Sen nasıl gökçen hocanın gözde öğrencisi olup benim yerini almaya çalışırsın"

Tövbe bismillah. Alo 112 mi kuduz aşısı olmayan var acil müdahale istiyorum "Ne gözde öğrencisi ne senin yerini alması ne alaka ya hiçbişey anlamıyorum şuan"

"Kızım bak benim sinirlerimle oynama maffederim he seni. Normalde hep ben boşları imzalatmak için giderdim hep benden bahsederdi gökçen hoca"

Kız mal. Hayir yani bütün samimiyetimle söylüyorum harbi mal. "Yani napabilirim bahsetsin senden"

"Ne yanisa ne yanisi! Anlasana artık mal kafa senin demekki benim yerimde gözün var belli oluyo çok çaktırıyosun" Mal olmakta gözüm yok. Altını çizerek söylüyorum

"Pardon ben senin neyini istiyicekmişim. Neyinde gözüm varmış-"

"Kes be kes. Anlaşılıyo ne işler çevirdiğin. Zaten okuldan atıldığından belli. Bir kere uyarıyorum bir daha uyarmıyıcam bak yeter yerimi kapmaya çalışma. TAMAMMI!!!"

"Ya bir git bo- neyse küfür etmiyicem.
1- Senin yerinde gözüm yok
2- O sesini alçalt
3- Al görevlerini başına çal umrumda değil
Ha bide şunu anladımki insanları tehtit edecek kadar düşmüşsün. Tavsiyem olsun buda"

"YAAAAAA ÇILDIRICAMMMMM" Saçını çekiştirerek sınıftan çıktı. Selenadaki kıvılcım gibiydi bi tek Aslı diyip nefesini tutmadığı kalmış o kadar

"Bu kızda mallık var he hissediyorum" dediğimdene ara geldiğini farketmediğim Güneş -koçum benim- lafı koydu ortaya "Doğru bildin. Sınıfın en pick me sinidir kendisi"

"Sen ne ara geldin ya"

"Suyumu almaya gelmiştim kavganızada kılak misafiri olmuş oldum. Ha bu arada diğer derste aşşağındayız diyim. İstersen gel"

"Tamam geliyorum birazdan"

Güneş sınıftan çıkıp kapıyı kapattı. Su şişemi aldım ve direk aşşağı inmeye başladım

Bahçeye çıkınca Berk gelip beni gökçen hocanın çağırdığını söyledi. Gökçen hocanın yanına gidince hoca hemen bana bağırmaya başladı
" Kızım sen nasıl arkadaşını döversin hemen açıkla bana. Çabuk!!" Olum ne istiyosunuz benden salın artık beni. Yeto ama yani

Pelinin saçı başı darmadağındı yanağındada el izi vardı

"Hocam bana bağırmadan önce koruduğunuz kızın eline bakın ve hepsinin bi yalan olduğunu anlayın bence. Sonra gerekirse bağırırsınız"

Gökçen hoca direk Pelinin eline uzandı ama pelin elini sakladı. Hoca zorla elini tutup baktığında dediğim doğru çıkmıştı. Yalandı. Eline ruj sürmüştü aynı tahmin ettiğim gibi

Hoca peline bağırıp benden özür dilemesini söyleyince pelin kısıl sesle 'Özür' dedi. Olğlım çok eylenceli lan "Ne dedin duyamadım?"

"ÖZÜR DİLERİM!!!" Sakin ol bacım kimse sana dinazor ol demedi

'Rica ederim' diyip en sonunda çardağa geçip oturduğumda Çınar gelip "Kızım naptın sen kız ilk defa özür diledi"

"Özür dilemek ezikleyici veya kötü biley değil yanlız. Ve sanki çok anormalmiş gibi konuşuyosun"

"Bu Pelin için çok anormal çünkü" Pelin için normal olan birşey varsa arap olayım "Ama Pelin için sonuçta sizin için değil"

"Ney-" Çınar tam konuşuyoduki Güneş araya girdi "Kız Nisa senin zihin okuma gücünmü var ne gerçekten yapmak istediklerimi yapıyosun"

"Hakkını veriyorum sadece yani bişey yapmıyorum"

Zil çalınca sordum "Öğlen tenefüsünemi girdik"

"Evet"

"O zaman ben gidiyim"

Ordan ayrıldığımda en son Pelinin beni öldürücekmiş gibi bakmasını gördüm o kadar

Müdürün kapısını çaldığım gel sesini duyunca içeri girdim

(Napıcağını felan herşeyi anlatır)

Müdür "Hadi kızım zil çaldı sen sınıfına geç" dediğinde "Tamam hocam" çıktım

Odadan çıktığım gibi şükür ettim. Gerçekten sanki kıtmışım gibi 2-3 kere anlatmış üstüne bide konuşma sınavındaymış gibi bana sorular sormuştu.

Bide okula çok önemli biri geliyomuş bu yüzden bütün dersler boşmuş bunu haber bermemi söyledi. Nöbetçi öğrenciye bunu söyledikten sonra sınıfa geçtim. Girdiğimde direk torgum bir sesle söylemeye başladım

"Arkadaşlar okula çok önemli biri geliyormuş bu yüzden herkes evlerine gidebilirmiş"

Masal hemen başldı "Kim geliyo kim geliyo" EBEN!

"Ben nerden biliyim hoca söylemedi"

Pelin direk olaya müdehale etti (kendisi yardım kurtarma ekibi çünkü) iYalan söylü-"

Nöbetçi öğrenci onun sözünü kesti "Arkadaşlar okula önemli biri geliyor isteyenler evlerine gidebilirler"

"Böyle kalırsın işte" diye mırıldandım. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Dayanamadım kahkaha bile attım

Bazı kişiler kıkırdamaya bazıları kahka atmaya başladı

Tam toparlanıyordum ki Güneş "Sende bizimle çıkışa kalsana Nisa" direk reddettim "Saol kalsın"

Efe araya girdi "Hadi ama mızmızlanma" pardon. Mızmızlanma derken?

Yinede direnmeyi seçtim. Seçmez olaydım çünkü zor bela kabul ettirmişlerdi.

Paramı alıp kantine indim. Bir tane browni gold (reklam var) bir tanede su aldım be sınıfa çıktım en yakında yangın merdiveni olduğu için otdan gitme kararı aldım

Keşkede gitmeseydimde normal merdiveni kullansaydım. Keşke.

Gördüğüm şey benim piskolojimin bozulmasına yeterdi gerçekten

Bir kız bir erkek. Şey yapıyolar işte(cahil değilizde söyleyesim gelmiyo).

Direk ordan çıktım ve normal merdivenlere ilerledim

Öğrendiğim kadarıyla ilk Güneşin voleybol antremanı vardı. Sonra Efnin yüzme antremanı. Çınar basketbol antremanı. Bide Güneşin kardeşinin yani Zehranın koro çalışmaları vardı.

Bunu bildiğim için ilk spor salonuna gittim. Güneş gelmişti zaten. Direk yerimi gösterdi "Nisa sen şu tarafa geç diğerleride gelir şimdi" Kafamı salladımBeni onayladıktan sonra gösterdiği yere geçtim.

Telefonumda biraz gezindikten sonra bi ses duydum "Heyyy aramıza yeni gelen. Tanıştığımıza memnun oldum ben Zehra"

Bu Güneşin kardeşi olamlıydı "Sen Güneşin kardeşisin dimi" "Evet benim ama inanmıyolar. Güya hiç benzemiyormuşuz"

Hah güleyim bari. "Sizi benzetmeyeni göz doktoruna davet ediyorum"

Efe araya girdi "Götürdü zaten. Gerçektende gözüm bozuk çıktı doktor parasınıda benden aldı"

Antremana başladılar. Herkes yerlerine geçti. Pür dikkat izlemeye başladılar. Bende telefonumla uğraşmaya devam ettim

Galatasaray Pumayla anlaşma yapmış. İyiki yapmış yani ne diyim

"Galtasaraylımısın"

"Tabikide galatasaraylıyım. Sen"

"Ben beşiktaşlıyım"

İyi iyi sıyırmış "Hııı iyiymiş. En azında pis fenerli değilsin" Aval aval yüzüme baktı. "Pelinlerin gurup ful pis bahçeli" aman anca bu
bekelnirdi zaten "Evet artık onları dövebilmem için bir sebep daha oluştu"

"Bişe yapmadılar ki" bide savunuyor.

"Zaten yaparlarsa analarından içtikleri sütü burunlarında getiririm"

Telefonuma bildirim geldi

EN BÜYÜK YENGE BİZİM YENGE ; Yengecim bu gün bizdesin. Babanın biraz işleri varmış 1-2 gün bizde kalıyosun yani. Haberin olsun

Ben ; Tamam yengecim size gelirim öptüm

Antremanlat bittikten sonra.

"Hergün biz böyleyiz istersen sende hergün böyle gelebilirsin" bunlarda sıkıntı var. Aslında şuan dışlanmam lazımdı "1-2 gün gelemeyebilirim ama ondan sonra gelirim"

Efe araya girdi "Tabi bi sıkıntı yok istediğin zaman gel istesiğin zaman gelme. Farketmez" sakin oğlum ama şimdi bu ne herşeye maydonoz gibi karışıyor "Olur müsait olduğum zamanlar gelirim"

Çıkışa doğru ilerlediğimde Pelin ağzını oynatarak 'maffedicem seni dedi' bende aynen kk hateketi yapıp okuldan çıktım

Okuldan çıktığımda yengemlerim evine gittim. Eve girsiğimde direk başladım bağırmaya "Yengeee! Ben geldim" Bıkmış bir şekilde "Hoşgeldin kızım"

Duygunun sesisini duydum "Kuzen acil yardıma koş lütfenn" Ben hangisinin odasındaşar diye ararken dünyanın en güzel gününü yaşıyo olabilirdim

"Kuzen vallahi biz bittik. Bizim şu kavgalı olduğumuz kuzen nil geliyo"
"Oğlum ne bitmesi eylence çıktı işte. Döveriz bi güzel kızı. Paketler geri evine yollarız"

Yine yengem araya girdi "Sakın ha öyle bişi yapıyım demeyin. Hepinizi doğrar sebze çorbası yaparım!!!"

Nehirin bitmeyen mızmızlanmaları yine başladı "Sıkıntı annem işte izin verse yaparız yapacağımızı kıza da annem baykuş gibi nöbet tutucak başımızda."

Duygu başladı "Üstelik onuda aynı senin gibi görmemizi istiyor" Nehir tamamladı"Yani kardeşimiz gibi"

Hah güliyim bari "Bozmayın azımı benim şimdi bikere öyle bişi olamaz."

Duygu bağırarak "Anneme göre bal gibi oluyomuş ama!!!"Özellikle bunu bağırarak söylemişti. Bizim max trip atma şeklimiz. Yoksa terlik gelir

Yengem ezberimizfe olan şeyleri tekrarladı "Kızlar bakın darlatmayın beni. Hadi yemeğinizi yiyin sonra napıyosanız yapın a-"

Nehir bizü bu beladan kurtarıp yengemin sözünü tamamladı "Ama sessiz yapın. Anne biliyomusun ezberledik artıl yeter"

Yemeğe oturduk. Ben sessizce onları dinleyip eğlenirken yengemle nehir resmen cebelleşiyolardı.

Duygu ile ben kaş göz hareketleri ile anlaşıyoduk resmen. Sonra duygu dayanamadı be bombayı patlattı "Anne biliyomusun bunun sevdiği bi çıcuk bar okuldan ismide Merih"

Nehir "Yalannn!!! Hem seninde sevdiğin var. Neydi onun ismi Hak-"

Evet duygununda sevdiği vardı Hakandı

Duygu nehirin ağzını kapatıp konuşmasını engellerken hepsinin dediklerinin özetini açıkladım "Nehir, Merih diye birine aşık yengeciğim. Duygu ise Hakan diye birine aşık. Yani senin kızların kör kütük aşık. Daha dün bana sevdiği adamları anlatıyolardı"

Yengemin eli direk sağ ayağındaki terliğe gitti. Nehir ve Duygu hemen kaçmaya başladılar. Yengemde artık nasıl beceriyosa bi fırlattı Nehirin kafasına geldi. Diğer terliğide alıp Duygunun kafasına fırlattı

Yemeğimizi zor bela yedirdikten sonra derse geçtik sonra derse geçtik

Nehir olmayan beynini kullanamadığı için yine meşhur sorularından birini sordu "9.23 kaç ediyo lan"

Duygu sanatsal bir şekilde cevabını verdi "Benim canım MAL kardeşim benim. Hani kenarda çarpamıyomusun"

Nehir telaşlı şekilde "Ay ne biliyim hızlı olam lazım. Hem sen bunları söyleyene kadar cevabını söylemiştin bana"

"Ben sizin bu gevezeliğinizden bıktım ama artık yarım saattir konuşuyosunuz. Yaz cevap 207" isyanlarım başlamıştı

Nehir beni göstererek "Bak gör nasılda cevap verdi. Bi aylin olamadın he sen"

Duyguda isyan bayraklarını kaldırmıştı "Uffff boş konuşma da yap dersini hadi!!"