Yeni Üyelik
1.
Bölüm

-ÖLÜM MELEĞİ-

@cindybebekdamla

-ÖLÜM MELEĞİ-

Şarkı: Feride Hilal Akın-Onur Bay tan: Ayrılık Zor

Cehenneme giden yol bize çok yakındı. Resmen burun burunaydık. Adımın anlamı benim gibi heyelan ve çığ idi. Ben Lavin Aykan. 22 yaşında diş hekimiyim. Hayatımın bir çoğu işkencelerle geçti ama bir süre üstesinden geçip istediğim mesleğe sahip oldum. Sonrasında tekrar düşüşe uğradım. Ailemden uzakta yaşıyorum. Küçüklüğüm sokaklarda ve çöp kutularının kenarında geçti. Herkes bana kibritçi kız dedi. Kendi ayaklarımın üzerinde duramasam da başımı sokabilecek ve para kazanabilecek evim ve işim vardı. Sitede yaşıyorum ama hiç bir komşumla tanışmadım ki tanışmakta istemedim zaten.

Kendime aynadan bir daha baktım ama hiç bir şey göremedim. Normal bir kız çocuğunu göremedim. Yanımda o kırmızı saçlı, mavi gözlü çocukluğumu gördüm. Yüzü yara içinde. Vücudu kırbaç izleriyle dolu. Resmen ölüm meleğiydi küçüklüğüm. Elinde kana bulanmış pembe bir oyuncak ayı. Travma sebebimi yaratan o korkunç oyuncak ayı. Aynaya bakmayı reddederek banyodan çıktım ve salondan çantamı alarak siteden çıktım. Bugün 8 hasta gelecekti. Metroya binip diş hekim ofisime gittim. Ofisime vardığımda resepsiyondaki kadın yüzüne tebessüm kondurarak bana el salladı.

Bende ona tebessüm ederek odama girdim. Telefonum çaldığında Efsanın aradığını gördüm. Telefonu açtığımda "Ne haber kırmızı kuşum?" dedi. "Ofise geldim de yine sen yoksun. Ne zaman geleceksin Efsan?" Yine işe geç kalmıştı. Efsan "Metrodayım Lavin. Geliyorum" dedi ve telefonu beni gıcık etmek için suratıma kapattı. Sekreter geldiğinde "Lavin hanım. Bir hasta geldi" dedi ve kenara çekilerek hastaya yol verdi. İçeriye uzun saçlı. Beyaz tenli bir adam girdi. Ayağa kalkarak "Hoş geldiniz, Adınız neydi?" diye sordum tebessüm etmeye çalışarak. Adam da tebessüm ederek "Hoş bulduk kırmızı diş doktorum. Ben Karay Demir El" dedi. Kırmızı diş doktoru demesi nedense hoşuma gitmişti. Elimle koltuğu göstererek "Koltuğa geçin lütfen" dedim.

Karay bey gözlerimi takip ederek koltuğa oturdu. Yanındaki sandalyeye oturarak "Size sanırım diş teli taktırmamız gerekiyordu hatırladığım kadarıyla" dedim. Başını olumlu anlamda aşağı yukarı sallayarak "Evet kırmızı diş doktorum. Yalnız canımı acıtmayın yoksa..." dedi ve devamını getirmedi. Umursamamaya çalışarak beyaz dolaptan bir tane diş teli çıkardım ve Karay beyin dişine taktım. Aynayı göstererek "Acıdı mı bari?" diye sordum gülerek. Karay bey "Allahtan acımadı ve güzel oldu. Acısaydı ve güzel olmasaydı..." dedi ve yine devamını getirmeyip koltuktan kalktı ve ofisten dışarı çıktı. Biraz garip bir adamdı. Odadan çıktığımda Efsanın geldiğini gördüm. Efsan yanıma geldi ve bana kocaman sarıldı. Geri çekilerek "Bugün Kutay Tur gan diye bir hastam gelecek.

Soy adı çok garip" dedi gülerek. Bende "Az öncede Karay Demir El diye bir hastam geldi. Adam biraz garip ve bana kırmızı diş doktorum dedi" dedim. Efsan gülerek "Haklı. Çünkü sen kırmızı saçlısın kırmızı kuşum. Neyse hastam birazdan gelir. Hadi görüşürüz" dedi ve kendi odasına girdi. Efsanı seviyordum. Diğer hastaları da tedavi ettikten sonra Efsanla beraber ofisten çıktık. Efsan benden uzakta oturduğu için o kendi metrosuna binip gitti. Bende bu sefer yürümeyi tercih ederek yürümeye başladım. Arkamdan birinin geldiğini hissetim ama umursamamaya çalışarak yoluma devam ettim. Eve geçtiğimde direk kendimi koltuğa attım. Acıktığımı fark ederek dünden kalan makarnayı ısıtıp yedimTelefonumla ilgilenip kendimi direk yatağa attım ve kendimi karanlığa hapis ettim...

                                                                                             

Sabah uyandığımda bir sandalyeye bağlıydım

Yanımda Efsan vardı ve oda bağlıydı. Nerede olduğumuzu anlamaya çalıştım ama başımızın tepesindeki iki ışık hariç her yer karanlıktan ibaretti. "Efsan!" diye bağırdığımda Efsan gözlerini hiddetle açtı. Bana bakıp "Lavin. Neredeyiz?" diye sordu hiddetli bir sesle. "Bilmiyorum Efsan" dedi. O sırada ileride bir kapı açıldı ve 2 tane adam gördük. Yanımıza doğru yaklaştıklarında gördüklerimize şok olduk

Karay Bey ve Efsanın hastası Kutay bey

Karay bey "Merhaba kırmızı diş doktorum ve arkadaşımın sarı diş doktoru" dedi gülerek. "Bizi tanıyorsunuz zaten ama ek olarak şunu ekleyeyim. Biz mafyayız." dedi acımasız bir sesle. Kutay beyde "Evet sarı ve kırmızı diş doktoru. Biz aynı zamanda sizin geçmişinizde de varız" dedi. "Allah için saçmalamayın ya! Bizi bırakın!" dedim bağırarak. Karay işaret parmağını sağa sola sallayarak "Hayır hayır. Asla olmaz. Bizi tanımamaları için sizi nikahlı karımız yapacağız" dedi. Şuan kabusta olmalıydım herhalde. Nazik olmaya çalışarak "Bakın. Bari arkadaşım Efsanı bırakın. Onun bir suçu yok!" dedim bu seferde. Kutay hemen söze girdi "Efsan mı? İsmin çok güzelmiş Efsan" dedi pis pis sırıtarak. Karay yanıma gelip eliyle çenemi kavradı ve "Eyer evlenmeyi kabul etmezseniz..." dedi ve devamını getirmedi ama anladım. Bize ya işkence çektireceklerdi yada öldüreceklerdi. "Ney yapacaksın? İşkence çektireceksen ben dünden hazırım çünkü ben zaten küçüklüğümde de kesintisiz işkence çektirilmiş bir kadınım" dedi gür bir sesle. Karay ilk önce durdu sonrasında "Hayır. Asla bunu yapmam. Ailenizi öldürürüz"

Dedi ailemi umursamadığımı bilmeyen adam

Sinirli bir şekilde ona döndüm ve "Bana kesintisiz işkenceler çektiren ailemi umursadığımı mı sanıyorsun? Siktir git ne yaparsan yap" dedim ona bu seferde. Gözlerim dolmak üzereydi ama ağlamayacaktım. Şu an değildi. Karay alayla gülümseyerek "Hani sana odada canımı acıtma yoksa demiştim ya. O cümlenin devamı yoksa bende senin canını acıtırım diyecektim" dedi acımasız bir sesle Ufak bir şok yaşadım. Etrafıma bakındığımda buranın bir depo olduğunu anladım. Efsan kulağıma fısıldayarak "Lavin. Bunu kabul etmemiz gerek. Bak geri kaçarız bana güven" dedi. Reddetmeyi düşündü ama haklıydı. Hem kaçabilirdik. "Tamam. Sizinle evleneceğiz ama formalite yani sahte bir evlilik olacak" dedim ve devamın da da "Aynı yatakta yatmayacağız" dedim. Efsan da beni onaylarcasına kafasını aşağı yukarı salladı Karay "Tabii. O zaman Kutayım. Sen Efsanı al bende Lavini alayım" dedi. Resmen seçmece yapıyorlardı! "O zaman buradan çıkalım" dedi Karay ve elini bana uzattı. "Ayağa kalkmamız için bizi çözmeniz gerek" dedim alaycı bir gülümseme ile Karay ve Kutay bizi çözdüklerinde Karayın elini tutmadan ayağa kalktım. Karay eliyle bileğimi kavradı. Kaçacağımı sanmasından ötürüydü sanırım.

Depodan dışarı çıktığımızda iki tane BMW gördüm. Bu kadar zenginler miydi? Karay ile ben öndekine, Efsan ile Kutay arkadakine bindi. Karay arabayı çalıştırdı ve bilmediğim bir yola girdi. Giderken dayanamayıp "Siz bu kadar zengin miydiniz?" diye sordum. Karay taktığım diş telleri ile gülerek. Telefonundan Türkiye'nin en zengin erkeklerine bak ta gör" dedi. Telefonumu çıkarıp yazdığımda Karay 1. Kutay ise 2. sıradaydı. Kafamı olumlu anlamda aşağı yukarı salladım. Bir villanın önüne gelmiştik. İlk Karay indi Ardından benim kapımı açarak bileğimi kavradı ve villanın içine girdik. Villa bembeyazdı. Etraf kaliteli eşyalarla kaplıydı. Karay beni koltuğa oturttu ve "Öncelikle eşyalarını görevliler getiriyor. İkincisi bugün ailem gelecek ki bende senin kadar ailemi sevmiyorum. Benim mafya olduğumu söyleme. Beni avukat diye biliyorlar çünkü. Anlaştık mı?” diye sordu. Kafamı olumlu anlamda aşağı yukarı salladım. O sırada duvarda küçük bir oğlan çocuğunun tablosunu gördüm. Elleri yukardan asılıydı ve kanlar içindeydi. Karay resmi gördüğümü fark ettiğinde kaldırmak yerine "Benim.

Ailem ilk işkencesini 7. yaş doğum günümde gerçekleştirdi" dedi. Ona üzülmemem gerekiyordu ama nedensiz bir şekilde kalbim azıcık da olsa hüzne boğuldu"Kutay ile Efsan nerede?" diye sordum. Karay "Yandaki villada nikah kıyıyorlar. Birazdan buraya gelecek nikah memuru" dedi açıklama yaparak. Yaşadıklarımın yanında evlendirilmem hiçti zaten. Efsan ile buradan kaçacaktık. Anlık olarak ölüm meleğini yanımda hissetim ama kısa sürede geçti. Kapı çalındığında nikah memurunun geldiğini anladım. Üstüme bakındım. Bol kot pantolon ile omuzu düşük bir bluzum vardı. Nikah memuru içeri girdiğinde koltuğa geçtik. Nikah memuru "Sayın Oğuz Aykan'ın kızı Lavin Aykan. Siz Namık Demir Elin oğlu Karay Demir El ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?" diye sordu. Babamın adını duyunca midem bulandı. "Evet" dedim nazik bir sesle. Sıra Karaya geldiğinde "Sayın Namık Demir Elin oğlu Karay Demir El. Siz Oğuz Aykan'ın kızı Lavin Aykan ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?" diye sordu. Babasının ismini duyduğunda gerildiğini hissetim. "Evet" dedi. Nikah memuru da "Bende belediyenin bana vermiş olduğu yetkiye dayanarak sizi karı koca ilan ediyorum" dedi ve defter imzalatıp nikah defterini verip gitti. Karay "Artık resmi olarak karımsın" dedi pis pis sırıtarak. "Aynı yatakta yatacağımızı düşünüyorsan avcunu yala" dedim. Karay "Peki. Sen misafir odasında yatarsın bende kendi odamda" dedi ve mutfak dolabından bir viski ile viski bardağı çıkardı. Gözlerini bana çevirerek "Viski içer misin?" diye sordu.

"Hayır. Ben viski ve benzeri şeyleri içmem" dedim önüme dönerek Kapı çaldığında Karay "Ailem olacak" dedi ve kapıyı açmaya gitti. Kapıyı açtığında bir kadın, bir adam ve bir tanede erkek çocuğu çıktı. Annesi "Merhaba oğlum" dedi sevimsiz bir vaziyette. Ta ki beni görünce yüzü neşelendi ve "Dediğin bu kırmızı saçlı. Mavi gözlü güzeller güzelli kız bu muydu?" dedi yanıma gelerek. Tebessüm etmeye çalışarak "Merhaba" dedim ve elini öptüm. Annesi "Merhaba güzellik. Ben Karayın annesi Işıl." dedi bana sarılarak. Babası da yanıma geldi ve "Merhaba kızım. Bende Namık" dedi. Bu seferde küçük olan geldi ve "Merhaba yenge. Bende Deniz" dedi. "Tanıştığıma memnun oldum. Bende Lavin" dediğim an annesi "Ay adın ne güzelmiş" dedi hayranlık dolu bir sesle. "Bana Işıl anne diyebilirsin" dedi. Karayın ailesi nasıl şiddet uygulamış olabilirdi ki? Bir kaç saat sonra şükürler olsun ki gittiler. Karay şaşkın bir sesle "Beni bu kadar sevmemişlerdi" diye söylendi. Bende mutlu olmuştum çünkü beni seven bir annem ile babam olmuştu. Ama bir yandan da Karay için üzülmüştümHiç aile sevgisi duymamıştık ikimizde. Karaya dönüp "Misafir odası nerede?" diye sordum. Karay "Üst katta 2. Oda" dedi. Başımı olumlu anlamda aşağı yukarı salladım ve merdivenlerden yukarı çıkarak odama gittim. Oda çok düzenliydi. Görevliler kıyafetlerimi getirmişti. Dolaptan pijamamı alıp giydim ve kendimi direk olarak yatağa attım ve karanlık bir uykunun kollarına çekildim...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%