Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@cinnetcarsisi


Evime, en yakın arkadaşım Deniz'e babama hatta benden nefret eden anneme bile sevgi doluyum. Deniz'le aynı apartmanda yaşıyoruz. Her günümüz birlikte geçiyor. Hemen hemen aynı ilgi alanlarına ve aynı hobilere sahibiz. Tarihte edebiyatta aldığımız savunma sporu kurslarında hep yan yanayız ben tarih okuyorum o pilotaj farklılıklarımız burada başlıyor o hep cesur, umarsız ve uç noktalarda ben dikkatli, özenli ve her şeyi kafaya takan biriyim. Buna rağmen çok iyi anlaşırız çünkü eksikliklerimizi tamamlamayı çocukken öğrendik. Bugün şehrimizdeki geçmiş yıllarda var olan bir uygarlığın bulunan kalıntılarını görmeye gideceğiz. Motor delisi olduğu için bizi Deniz bırakacak. Hazırlanmak için bir saatim var bu yüzden hızlıca üstüme bir bluz geçirip altıma beyaz mini bir etek giydim boynumda banyo yaparken bile çıkarmadığım annemin 15. doğum günümde hediye ettiği ve bana tek hediyesi olan mavi kolye var. Aynı kolyeyi Deniz'e de doğum gününde hediye etmişti. Bana göstermediği tüm sevgiyi Deniz'e gösterirdi. Bunun bugünde beni üzmesine izin vermeyip çalan kapıya baktım. Deniz üstünde beyaz bir crop ve siyah uzun etekle karşımdaydı. Göz kırparak beni selamladı ve içeri girdi. Siyah saçları ve maviye yakın gözleri vardı. Sarı saçlarını her zaman boyar ve simsiyah yapardı. Annesine benzememek için. Bense anneme benzemek için saçlarımı açar kumral kullanırdım.Her zaman dile getirmezdim ama Deniz çok güzeldi. O makyajımı yapmamı bekledikten sonra birlikte aşağı indik. Motoruna bindiğimiz zaman ben her zaman olduğu gibi ona sıkı sıkı sarıldım o da her zamanki rahatlığıyla motoru gideceğimiz yere sürdü. Motordan indiğimizde alana doğru ilerledik ve bizi bir rehber karşıladı. Buraya prestijli bir okulda tarih öğrencisi olduğum için girebiliyordum. Bir süre alanı ve içindekiler inceledik beni burada şaşırtan şey yazılı hiçbir eserin bulunmamasıydı oysa bu uygarlığın yazıdan sonra kurulduğu düşünülüyordu.Taştan bir yapıyı incelediğimde dört farklı taşın yan yana dizildiğini ve altlarına kazınmış simgeleri fark ettim. Hepsi aynı şekilde taş yapıya sabitlenmişti taşların şekli kolyeme benziyordu.

Bu dört taşın yanında iki oyuk vardı orada bir iki taş daha olduğunu düşündüm.

Rehberden bilgi almak istediğimde taşların ve simgelerin anlamlarını çözemediklerini ama bunların bir toplum sistemin her bir sınıfını simgelediğini tahmin ettiklerini söyledi. Bu çok ilgimi çekti ama daha fazla bilgiye ulaşmak mümkün değildi biraz daha orayı inceleyip bilgi aldıktan sonra Deniz'le eve döndük. Bugün bizde kalacaktı. Annem yemeği hazırlayıp bize seslendi. Masaya oturduğumuz da annem beni görmezden gelse de babamla bugün hakkında konuştuk. Yemek yedikten sonra Deniz için misafir odasını hazırladım o yattığında odama gidip biraz kitap okudum ve uyudum.


Beni uykumdan uyandıran Deniz'in çığlığı oldu. Korkarak misafir odasına koştum çünkü daha önce Deniz'in çığlık attığını duymamıştım. Kapıyı açtığımda Deniz'i ve karşısındaki insandan başka her şeye benzeyen yaratığı gördüm karanlık bir hava saçıyordu ne yapacağımı bilemeyip anneme seslendim ama annemin kapının önünde hareketsiz bir şekilde durduğunu gördüm. Anlam veremedim Deniz'le göz göze geldiğimde gözünde ilk defa korkuyu gördüm annemi severdi annesinden daha çok severdi onun tepkisizliği Deniz'i çok korkutmuş olmalıydı. Yaratığa döndüğümde yerin yok olmaya başladığını gördüm. Boşluk büyüdü ve bizi içine çekti o andan itibaren korku ya da endişe hissedemedim hissettiğim tek şey avucumun içindeki Deniz'in eliydi. Bir rüyadan uyanır gibi gözlerimi açtığımda karşımdaki manzaraya anlam veremedim. Oldukça geniş bir odada bizim dışımızda bir sürü insan vardı. Hepsi şaşkın ve korkmuş görünüyordu. İçeriye biri daha girdi bu evimde gördüğüm kadar korkunç değildi ama daha önce böyle bir şey görmediğime emindim. Etrafıma baktım Deniz yanımdaydı bu beni böyle bir durumda bile rahatlamıştı. Kafamı çevirdiğimde bana bakan kumral ve renkli gözlü birini gördüm. Bakışları şaşkın değil beklediği bir şey yaşanmış ama bundan hoşnut değilmiş gibiydi. Yaratığın çıkardığı sesle bakışlarımı ona çevirdim kimse bir şey anlamasa da içeri bir sürü yaratık girdi. Herkesi teker teker çıkarmaya başladılar bizleri ayırıyorlardı. Sıra Deniz'le bana geldiğinde bize yaklaşan iki farklı yaratıkla bizi ayıracaklarını anladık. Deniz gözümün içine baktığında sorun çıkaracağını anladım. Ama yapmaması için ona fısıldadım korkuyordum ve onun canı yanmamalıydı. Bana hiçbir kapıyı açmadığımı söylemememi fısıldadı. Anlam veremedim.

Bizi ayırdılar ben uzun bir koridora sürüklendim kafamı çevirmeye korktuğum için onun nereye götürüldüğünü göremedim. Bir süre sonra sırtımda bir el hissettim ve gözlerim karardı yere düşerken gördüğüm şey lacivert renkli bir gölgeydi.


Loading...
0%