Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@cinnetcarsisi

Karşımda 4 farklı renkte kapılar vardı; siyah , yeşil, lacivert ve sarı. Birileri kapılardan birini açmamı bekliyormuş gibi hissettim. Ama korktuğum için öylece durdum. Karşımda bir yüz belirdi. Onun sadece kutsal bir varlığa benzediğini söyleyebilirim. Saf beyaz renkli bir havası vardı. Bana bir kapıyı seçmem gerektiğini söyledi. Yeşil kapıya yürüdüm ama açamayacak kadar korkaktım. Kapıya elimi uzattığım an uyandım. Karşımda güzel bir kadın yüzü vardı. Kadın insan yüzüne sahipti ama yaydığı enerji karşılaştığım yaratıklarınkine benziyordu. Konuşmamı bekliyor gibi bir süre sustu ben ağzımı açmayınca hangi kapıyı açtığımı sordu. Hiçbirini açmamıştım ama yeşil kapıyı açtığımı söyledim. Kadın memnuniyetle gülümsedi. Ve bana orman halkından olduğumu söyledi.

"-Bu ne anlama geliyor?"

"-Asker olduğun anlamına geliyor. Eğer lacivert rengi seçseydin adalete ya da yönetime yönelecektin sarıyı seçseydin mesleğini seçmekte özgürdün siyah olanı seçseydin asi olduğun anlamına gelirdi."

"-Burası neresi biz neden buradayız?"

"-Burası zamanın ve mekanın ötesi dünyadan gelip burayı hemen kavraman mümkün değil yaşamalı ve anlamalısın."

-"Arkadaşım Deniz onu görebilecek miyim?"

"-Hangi kapıyı açtığını bilmiyorum ama sarı lacivert ya da yeşili seçtiyse görebilirsin."

"-Peki siyah seçerse"

"-Seçerse artık arkadaşın olamaz. Görüşemez veya konuşamazsın daha fazla soru sorma çünkü buradan sonrası seni aşar"

Nedenini sormamak için kendimi tuttum kelimeleri aşağılayıcı olsada sesi merhametli çıkmıştı ne olursa olsun Deniz'i görmeme kimse engel olamazdı. Ben vazgeçsem o benden vazgeçemezdi. Kadın çıkabileceğimi söyledi. Dışarı çıktığımda gökyüzünün kırmızı olmasıyla yüzleştim. O an aklıma onun neye ait olduğunu sormadığım geldi ama önemsemedim bir adım daha atamadan yanıma birisi geldi ve beni bir alana yönlendirdi bir kaç kişi daha vardı içlerinde Deniz'i aradım ama bulamadım. Kumral çocuk oradaydı.

"-Neye aitsin?"

"-Orman. Sen?"

"-Orman"

"-Adın ne? 

"-Selim ama törenden sonra bunun bir anlamı olmayacak. Senin?"

"-Neyden bahsediyorsun?"

"-Anlarsın. İsmini sormuştum?"

"-Feza"

Başka bir şey söylemedi. Kafamı ondan çevirdiğimde Deniz'i gördüm. Yanına gidip sarıldım. Fısıldayarak

"-Neden söyleme dedin ne biliyorsun?"

"-Anlatacağım burası yeri değil."

Ondan ayrıldım.

Hangi rengi seçtiğini sorduğumda lacivert cevabını aldım.

Bir kaç kişi daha geldiğinde yine birileri bizi bir yere yönlendirdi arka tarafta olduğum için nereye gittiğimizi göremedim ama durduğumuzda öne geçtim ve kalabalıkla yüzleştim. Bir yamacın kenarındaydık ve aşağıda yaratık ordusu vardı. Benimle ilk başta konuşan kadın yanımıza geldi ve aşağıdakilere seslendi.

"- Tören için hepiniz hoşgeldiniz her yıl olduğu gibi bu yılda bizim sayımız lanetli halktan daha fazla. Bizden olanların isimlerini vermeleri için ait oldukları halkın kraliçelerini davet ediyoruz."

Aşağıdan alkış ve çığlıklar yankılandı. Ve üç kadın yanımıza geldi. Hepsi kendi halkının rengini giymişti Yeşil halkın kraliçesi masum bir yüze sahipti. Sarı halkın kraliçesi uzun boylu zayıf ve esmerdi. Lacivert halkın kraliçesi zehirli bir güzelliğe sahip çekici ve korkutucu bir kadındı.

İsim vermeye sarı halktan başlandı burada bir hiyerarşi olup olmadığı bu törende anlaşılmıyordu.

Yedi kişiye yeni isim verildi dünyadaki isimlerimizi kullanmamız yasaktı. Sarıdan sonra lacivert halka geçildi. On üç kişiye isim verildikten sonra sıra Deniz'e geldi. Kraliçenin bakışları Deniz'in yüzünde diğerlerinden fazla oyalandı. Bakışlarını ondan çekmeden

"-Skadi" dedi.

Sıra yeşil halka geldiğinde en önde ben vardım. Bana "Hel" ismini verdi. Benden sonra Selim vardı. Kraliçe ona hayranlıkla bakıp "Fenrir" dedi. Kalan 10 kişiye isim verildikten sonra. Lacivert kraliçe konuştu

"-Asgard alemine hoş geldiniz." Onunla birlikte diğerleri de tekrarladı. Siyahların isim töreni yapılmamıştı ortada da yoklardı. Yeşillere, yeşil sarayının içinde eğitim verileceği söylendi. Lacivertler , lacivert bölgesindeki okula gönderilecekti. Sarılar ise kaderini kendileri belirleyecekti.

Halk tamamen dağıldığında onların olduğu yere indirildik ve at arabalarına bindik. Deniz'le ayrıldık onunla ne zaman ve nasıl görüşeceğimi bilmiyordum ama konuşmalıydık.

Sarayın içine girdiğimizde araba durdu. Çoğunlukla yeşil renkler kullanılarak yapılmış bir yerdi ana yapının yanında ondan daha küçük bir kaç yapı daha vardı biz onlardan birinde eğitim görecektik.

Yolda edindiğim bilgilere göre burada anaerkil bir toplum düzeni sürdürülüyordu yönetimde erkeklerin yeri çok kısıtlıydı. Tek tanrılı inanca sahiplerdi ölümsüzlük kolay elde edilmese de mümkündü. Cennet ya da cehennem yoktu öldükten sonra herkes aynı yere gidiyordu. Burada sorun yaşayacağım şeylerden biri buydu inançlarına çok bağlı olmaları. Kalacağımız yere girdik erkekler ve kadınlar aynı yerde kalacaklardı bunu garipsedim. Dinlenmemize izin verildi. Ben Deniz'le nasıl konuşacağımı neden öyle söylediğini veya burası hakkında nasıl benden önce bilgi edindiğini öğrenmem lazımdı. Yatağıma yerleştim ranzamin altında aynı arabada oturduğumuz İris'in yatağı vardı. Yanımdaki ranzanın yukarısında Selim vardı. Onun burada verilen ismini kullanmak istemiyordum. Bunları düşünürken uyuyakaldım

Uyandığımda herkes uyuyordu. Yüzümü Selim'e döndüm ama uyanık olup beni izlediğini gördüm. Bakışlarımı çekmedim o da çekmedi. Neden uyumadığını merak ettim ama sormam herkes uyurken mümkün değil bir şey bildiğini düşündüğüm için bende uyumamaya karar verdim. Düşününce bu kadar rahat ve kolayca uyumak aptallıktı. Yanımda her zaman mantıklı düşünen Deniz yoktu. Hala birbirimizi izlerken dudaklarını kıpırdattı

"-Neden uyumuyorsun? Ben nöbet tutuyorum."

"-Sana güvenmeli miyim?"

Cevap vermedi yüzüme bakmaya devam etti bende başka bir şey söylemedim. Uyuyakalmamak verdiğim mücadele sonucu sabahı zor getirdim.

Eğitime buraya daha alışmadan bugün başlayacağımız söylendi. Bizi 3 eğitmen karşıladı her 4 öğrenci için bir eğitmen verilmişti. Bana denk gelen adam soğuk görünümlü ve korkutucu görünen bir adamdı boyu çok uzundu. Bize önce silahsız eğitim vereceğini söyledi. Gösterdiği her şeyi yaptım ama adamın bakışlarında bize karşı hoşnutsuzluk vardı bizi yetersiz gördüğünü düşündüm. İkili eşleşerek gösterdiklerini birbirimiz üzerinde denedik karşımdaki kız güçsüz ama çevikti kazanan yoktu bu adamın yüzünü buruşturmasına sebep oldu. Ordu da yüksek rütbeyle başlamak isteyenler 4 kişi arasından en yüksek puanı almalıydı bu içimdeki hırsı uyandırdı. Gün içinde hiç yorulmadığım kadar yoruldum. Eğitim boyunca saraydan ayrılmayacağımı yani Deniz'i giremeyeceğimi öğrendim bu çok can sıkıcıydı. Programımızda hem fiziksel eğitimin yanında öğretim için farklı bir bina da üst sınıflarla ders alacağımız var. Buradaki yemekler sebze üstüne etli hiçbir sey görmedim. Merak ettiğim çok şey var ama anlatacak kimseyi bulamadım henüz.


Loading...
0%