@civcik
|
Selammmm patateslerimmm naberr umarım iyisinizdir iki hesap yonettigim için zor oluyor ama yazmaya çalışıyorum . Neyse uzatmayacam ve hemen yazmaya gecicem ve okula giden patateslerim (ben bitirdim okulu) derslerinize önem verin düşük notlar almayın tmm mi????😘🍟 YAZAR ANLATIMI İLE(≧▽≦) Jisung Chan ile kol kola girip minho'yu doğru yurumuslerdi. Minho'nun yanına geldiklerinde minho çatık kaslarla chan'a bakıyordu. Aslında jisung, chan'ı uzuunnn uzuuuun anlatmıştı ama minho jisung'u hiç bir zaman dinlemişti o yüzden şu anda Chan nereden çıktı ve bu kim diye sorguluyordu. "Heyy lino bu bang Christopher, Chan bu daha benim çocukluk arkadaşım sana anlattığım minhoooo" jisung neşeli sesi ile iki tarafı bir birine tanıtırken Chan duyduğu isim ile kaşlarını çattı. Çünkü jisung her gece istisnasız chana ya mesaj atarak ya da arayarak ağlayarak minho'yu anlatıyordu. Chan bu yüzden minho'yu görmeden ondan nefret etmeye başlamıştı. Chan her zaman bir kardeş istemişti fakat kardeşi olmamıştı ama kardeşi gibi gördüğü hatta kardeşi olan biri vardı jisung. Jisung her zaman Chan için oncelikliydi, Avustralya'ya gideceği zaman bile jisung'a sorup uzuleceksen gitmem demişti. Şimdi ise her gece kardeşini ağlatan biri duruyordu. Minho elini chana uzatmıştı. Cahn da elini sıkmıştı. "Tanıştığıma memnun oldum Christopher" "Chan diye bilirsin ama ben duygularımız karşılıklı diyemem" "Channn lutfennn " "Bende memnun oldum minho" Chan ilk minhoya gülümsemiş sonra jisung'a dönmüştü. "Eee jisung bugün okula gitmiyor musun?" "Hayır seninle gezmek için 2 günlük izin aldım zaten 2 gün sonra hafta sonu tatili yani 4 gün benim elimde son channie" "Senden ne gelirse razıyız şikayet etmek ne haddimize " Chan gülerek söylediği şey üzere jisung'a sarılıp saçlarına kocaman bir öpücük bırakmıştı. Jisung onları izleyen minhoya dönüp gulumsemis ardından da konuşmaya başlamıştı. "Heyy lino sende gelmek ister misin?" "Ahh Christopher sana uyarsa gelirim" minho chana dönüp ona hiç güzel bakmayan chana doğru konuşmuştu. "Olur neden olmasın ee motora üçümüz sığmayız." "O zaman şöyle yapalım biz taksi ile babamın evine gidelim lino da eve gitsin biz babamın arabasını alıp eve geliriz ordanda gezmeye başlarız " "Bana uyar o zaman evde görüşürüz jiss" minho gittikten sonra jisung çok büyük bir heyecan ile chan'a dönmüştü. "CHANNİEEE DUYDUN MUUUU JİSS DEDİİİ EN SON ORTA OKULDA DEDİİİİA GAGAGAGAGGA" "jisunnggg sakın olllll bende sana jiss diyorum ama hiç bu kadar mutlu olmuyorsun hıh şuradaki taksiye binelim" "Yyaaa channiemmm niye trip atıyorsun şimdi seni sevdiğimi ve herkesden daha önemli olduğunu biliyorsun" jisung koşup valizi ile taksiye doğru giden Chan'in beline sarılmaya calusmiati. Kollarını tam kacvusturamamisti çünkü Chan jisung'a göre yapiliydi zaten yaş olarak da 2 yaş büyüktü. Chan jisung'un kollarindan kurtulmuş ona dönmüştü. Jisung ne demek istediğini anlamış hemen ayaklarının ucuna basarak boynuna sarılmıştı Chan da geç kalmadan jisung'un beline sarılmıştı. Bu trip attığı için bir sarılma değildi moral sarilmasiydi ve jisung bunu çok iyi biliyordu. İkisinde taksiye binmişti anlaştıkları gibi gelip arabayı almislardi. "Hey nereye küçük sincap" "Arabayı ben surucem" "Hayır daha çok küçüksün çocuklar araba kullanamaz " "Yaa channiee ehliyetim varrrr" "Hayır dedim" "Amaaaa channieee" jisung isyan ederken Chan onu alıp arka koltuğa otutturup kemerini takmıştı bile. İkisinde bu hallerine gülerken Chan konuşmaya başladı. "Şimdi sessizce oturun ve nereye gideceğimizi söyleyin soforunuz emrinize amaadee efendim" Chan sözü bitince bir prens gibi eğilip selam verdikten sonra daha çok gulmuslerdi. "O zaman şoför bey iki sokak arkada evim var. Hani küçükken ben bu evi Alaçam dediğim ev varta o eve gidicez sen sur ben tarif ederim" sonunda eve gelmişlerdi. Hemen inip valizleri salona koymuş vakit kaybetmemek için hızlıca arabaya dönmüşlerdi bu sırada onları bahçede bekleyen minho da gelmişti. Chan arabayı sürüyor minho yanında oturuyor jisung ise arkada oturuyordu. Jisung bu an için ömrünü bile vereceğini düşünüyordu çünkü iki sevdiği insanda bugün ona bebek gibi davranıyordu. Hatta normalde onu görmezden gelen minho bile onu götürmeyi kendisi teklif etmişti. |
0% |