Yeni Üyelik
11.
Bölüm

BÖLÜM11

@claries

"Sana yardım ederim. Gerçekten." dedim. Gözleri doldu. O da yaşamıştı...

"Edemezsin..." dedi. Bende öyle diyordum. Kimse bana yardım edemez diyordum...

"Bak Ceylan seni hep bu tehtitle hep kullanır. Belki yenileri için zorlar, bende yaşadım." yapma Nareee... Koz verme...

Şaşırdı. Bana bakıp

"Yardım edebilir misin gerçekten?"dedi. Gözleri dolmuştu.

"Ederim tabiki." etraftakiler kuşkulanacaktı. Kafasını dağıtmam gerekiyordu...

"Şimdilik bunu konuşmayalım. Hem makyajının bozulmasını istemeyiz değil mi? Sonuçta üstün falan dinlemez, arkandan konuşurlar" dedim gülerek. Bir anda telaşlanarak

"Haklısınnn. O cadılar varya o cadılar. Hadi girelim içeriye." dedi. Peçetesiyle göz altlarındaki nemi aldı, kendini dikleştirdi ve sanki hiç bir şey yaşanmamış gibi içeriye yürüdük. Salonun önünedeki adam herekese isim sorarken Ceylan'ı görünce sormadı. Tanınıyoruzz hee...

İç,erisi loş ışıkla aydınlatılmış kocaman bir merdivenden salona uzanıyordu, tavanı fazlasıyla yüksekti. Bunun sıradan bir 10. yıl yemeği olduğuna emin miyizz...

Taşlar yavaş yavaş yerine oturuyordu. Bu okul özel bir okuldu ve ben %100 burslu okuyordum. Bu adamlar fazlasıyla zengindi...

Ceylan beni yönlendirerek bir masaya ilerletti. Ohaa. Masada Emrah, Melih, üstteğmenim ve Burak vardı. Burak ne alaka?

O tarafa gittiğimizde hepsinin gözü bize döndü. Zaten insanlar dönüp dönüp bize bakıyordu.

Masada bir kaç adam daha vardı ve hepsi bize bakıyordu. Burak, Melih ve üstteğmenim bizi gördükleri anda şok oldular. Üstteğmenim simsiyah bir smokin giymişti, süs olarak da ceketininin cebinde kırmızı bir mendil vardı. Beni görünce yüz ifadesi garip bir hal aldı. Hiç Ceylan'a dikkat etmeden beni baştan aşağıya süzdü ve elindeki kadehi bana doğru kaldırarak son yudumu içti. Ne yaptı ne yaptııı...

Masanınn yanına gelince Ceylan herkesle selamlaştı sonra beni göstererek

"Nare benim oda arkadaşım, kendisi okulumuzun en hızlı yükselen teğmenidir. Diyerek tanıttı. Zaten çoğunu biliyordum, galiba bu okuldan mezun olmuşlardı. Burak Ceylan'dan gözlerini alamıyordu. Birileri aşık olmuş galiba...

Melih yanıma gelerek

"Hoş geldin prenses."dedi ve elimi tutarak öptü. Ne bu samimiyet? Elimi kendime çektim ve belli etmeden elbiseme sildim. Ne yapayım sevmiyorum

"Hoş buldum dedim." yalancı bir gülümseyle ve Burak'ın yanına ilerledim yanında üstteğmenim vardı Burak beni kendine çekip sarıldı.

"Hoş geldin."dedi. Herkese bakarak

"Nare benim kardeşim gibidir. Çocukluktan beri arkadaşız." dedi. Birileri yanlış anlamasın diye... Ceylan Burak'in yanına geçsin diye Burak ile üstteğmenimin arasına girdim. Bahaneye bak...

Yanına yaklaştığım gibi buram buram çam kokusunu alabiliyordum. Parfümü neydi bu adamın...

Garson bana da bir kadaeh şarap getirmişti. Tam bir yudum alacakken, kulağıma eğilerek

"Kırmızı yakışmış." dedi dudaklarımdan bahsediyordu. Şok içinde baktım. Yüzünde hiç bir dalga belirtisi yoktu, çok cidiydi. Bende onun mendili bakarak

"Sanada çok yakışmış." dedim umursamamış gibi ama şaraptan kocaman bir yudum aldım. Kimse bilmez içimiii...

Piç piç güldüğünü hissedebiliyordum zevk alıyordu resmen. Masaya Metin denen çocuk geldi ve

"Ooo hanımlar, hoş geldiniz." dedi. Ceylan anında gerilmişti. Sen bekle oğlum, senden kaset yapacağım kaset... Bana bakıyordu, madem istediği bendim, görsün bakalım kim daha şeytan. Benim göbek adım eyşan oğlumm. Ona bakarak

"Hoş bulduk. Mekan çok iyi. Ellerinize sağlık." dedim. Şaşırak

"Benğendiğine çok sevindim, geleceğini bilmiyordum."dedi. PİÇ

"Ceylan davet edince kıramadım." dedim, yalancı bir gülümsemeyle. Üstteğmenim sert bir suratla Metin denen çocuğa bakıyordu. Arkadaki müzik değişti ve yavaş bir parça çalmaya başladı. Metin denen çocuk yanıma yaklaşarak

"Bana bu dansı lütfeder misiniz hanımefendi? Dedi. Yüz ifadem değişti. Bunu istemediğim çok belliydi ama Ceylan için bunu yapmalıydım. Tam elimi uzatacakken üstteğmenim araya girerek

"Kusura bakma sevgili müdürümüzün oğlu ama sevgili öğrencimin bana bir dans borcu var." dedi ve elini belime atarak beni dans pistine doğru götürdü. Bütün kadınlar bu tarafa bakıyordu hatta dans edenler bile. Sen neymişsin be oğlum...

iki elini belime atıp kavradı sanki bunu uzun zamandır yapmak istiyormuş gibi...

İki elimi omuzlarına atıp yavaş adımlarla dans etmeye başladık. Kulağıma yaklaşıp

"Bence bir daha siyah giyme. Hiç yakışmıyor." dedi yalancı bir ifadeyle. Gereksiz bir şekilde mutlu oluyordum. Olmamalıydım... Bende kulağına yaklaşarak

"Sende bir daha bu parfümü sıkma. Hiç güzel kokmuyor." dedim yalancı bir ifadeyle. Piç piç sırıtıp

"Bir daha kırmızı da sürme." dedi.

"Niye o da mı yakışmıyor?" diye sordum. Kulağıma daha da yaklaşaak

"Hayır sürünce herkes sana bakıyor."dedi. Sesi fısıltı gibiydi. Galiba ikimizinde kafası güzeldi... Öyle olmalıydı

İnsanın kafası güzelken kalbi çok hızlı atar mıydı? Benim ki atıyordu da...

 

 

 

 

Evettt. Yeni bölüm geldi. Belki bugün bir bölüm daha atarım.

Karakterler hakkında fikirlerinizi bekliyorummmm.

Keyifli okumalarrr. Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorumm.😚😚😚😚😚😚😚

 

Loading...
0%