Hafta sonu yaklaşıyordu anne babamı özlemiştim. Hava eğitimleri başladığından beri doğru dürüst gidememiştim yanlarına, hem Sedef 'te buluşmak için bir şeyler ayarlamıştı. Doğum günüm yaklaşıyordu, kesin gene zorla mum üfleticekti. Sedefi Araftan kaçtıktan sonra tanımıştım. Beni evine almış hatta hava harp okulunu kazanmama yardım etmişti. Beni ailesinden biri yapmıştı. Aile olmayı yeniden öğretmişti.

Üzerime sıcak su damlaları dökülürken odanın kapısının açıldığı duydum. Adım sesleri odanın ortasında kesildi ve bir kız ve erkeğin konuşmalarını duydum. Erkek olanı tanımıyordum ama kız olan bizim yatakhanedeki kızdı galiba. Bana sürekli bakıp sırıtan kız.

"Bak Metin o öyle bir insan değil, kaç aydır kızı sinir etmeye çalışıyorum umursamıyor bile hem hafta sonları basıp gidiyor. Nasıl ikna edeyim 10. Yıl yemeğine. Hem o takımdan bile değil.

-Takımda değil belki ama hava derslerine en hızlı ulaşan kadın. Üstlere bahsetsen kesin çağırılır. Tabi yaparsan."

"Üstlere söylemek demek kızı daha hızlı yükseltmek demek. Ve bunu yaparsam ben unutulurum. Yapamam, senin boktan zevklerin için kendimi harcayamam."

"-Senin unutulacağını kim söyledi. Babamla konuşurum hava, dersleri için ekstra eğitim alırsın ondan önce çıkarsın. Hem unutma yemekte olmanı ben sağladım o kızı yemeğe ikna et yoksa terfi almayı unut."

Adım sesleri uzaklaşmıştı ama biri hala içerideydi.

"Allah kahratesin!!"

Bir şeyleri tekmeleyip hızlı adımlarla odadan çıkmıştı. Suyu kapatmıştım zaten vücüduma havlu sarıp çıktığımda, yere düşen kalemliği gördüm. Resmen geri ya. Kalemleri toplayıp yerine koydum. Okul saati bitmişti, üzerime gri bir eşorfman, beyaz bir crop, ve siyah şişme montumu çektim. Saçlarım ıslaktı ama kurutacak vaktim yoktu, tepeden at kuyruğu yaptım, spor ayakkabılarımı giyip odadan çıktım. Duşta duyduklarım büyük ihtimalle benimle alakalıydı. Demek adını bilmediğim kızın derdi buydu, neyse onunla sonra uğraşırımda Metin denen çocuk ne ayaktı diye düşünürken sert bir bedene çarptım. Kafamı kaldırdığımda üst teğmenim olduğunu farkettim. Ama sorun şu ki benim b12 eksikliğim var galiba çünkü adamın adını hatırlamıyordum.

Hemen kendimi toparlayıp tekmil verdim. Bana dik dik baktı ve

"Yaka kartın nerede?" diye sordu.

Şimdi adama çıkıcam diye takmadım dersem kesin beni bu havada100 tur koşturur. Unuttum dersem unuttum diye şınava boğar, kaybettim dersem sicile ceza verir. İki ucu boklu değnek aq.

"Dilini mi yuttun asker" dedi tekrardan. Aha şimdide asker olduk.

- Yanımda komutanım.

"E ben göremiyorum." Sıçtık

- Çantamda komutanım.

"Kim dedi çantana koy asker." pis pis bakarak söylemişti bunu.

"Çıkar göster." dedi. Hemen çantamdan çıkartıp üzeime takmaya çalıştım ama izin vermeyim elimden aldı.

"Bu kart okulun kapısından çıkana kadar çıkmaz üstten. Anladın mı? Teğmen olduğu şüpheli olan Nare Aksoy." dedi kartıma bakarak.

- Tamam komutanım.

Dedim ve yanımdan hızlıca geçti. Ucuz kurtulmuştuk. Hızlı adımlarla bahçeye çıktım, ceza alan askerler tur koşup şınav çekiyorlardı. Anne babamın yanına gitmek için hemen bahçeden çıktım ve ik gördüğüm taksiye binerek adresi verdim.

Bu benim yazdığım ilk kurgu arkadaşlar. Eğer konu hakkında ya da yazım biçimimde yanlışlıklarım varsa kusura bakmayın.