@cotton_candy
|
UYARI: ŞİDDET, ÖLÜM, HASTALIK, KAN, SAVAŞ İÇERİR!
Umarım seversiniz. Her gün düzenli atmaya çalışacağım. Ancak yks öğrencisiyim. Zorlanabilirim
(Eğer 11. ve 12. Sınıf ders çalışmak ve sohbet etmek isteyen olursa yazabilir)
-🥈🩶-
Kaybolmuştum. Her şey çok karışıktı. Gördüğüm çocukla yutkundum. Yanımdakiker eğildi hızlıca. Az önceki muhafız giyinmişti. Mat kadife pantolonu, Beyaz gömleği, gümüş işlemeli kadife ceketi, kalın siyah botları vardı. Gömleğinden kasları belli oluyordu, saçları hafif uzun yüzüne düşüyordu, bir kısmını arkaya çekmişti, gözlerinde resmen sisler oynuyordu, beyaz teninde ufak gümüş noktalar parlıyordu, sanki sim dökülmüş gibiydi. Dudaklarıda dolgun ve soluktu. Yinede bu görüntüsünü bozmamıştı.
Nedense içimde bir şeyler kıpırdadı. Kalbim hızlandı. Kanımın akışını hissettim. Yoğunsu sanki... Bu çocuğa takılıp kalmıştım. Arkasından kırmızı kabarık elbiseli bir kız geldi. Boynu mücevher doluydu. Eteği kocamandı! Kaşlarımı çattım. Kız beni süzdü. Siyah saçları vardı.
Kiara:Prensin önünde eğil görgüsüz kız!
Blaze:Eğilmeme gerek yok.
Çocuk sadece gülerek beni izliyordu. Dikleşti. Keyfi yerindeydi. Kız sinirle bana yaklaştı ana... Topuklutla benden kısaydı ve ben 1,60tım... Gülmemek için zor duruyordum.
Kiara:Bana yapılanı afdedebilirim ama kraliyet ailelerine değil. Seni suyla cezalandıracağım! Ayrıca prensime öyle bakmayı kes!
Sinirle güldüm. Kollarımı göğsümde birleştirip öne çıktım. Kızı süzdüm.
Blaze: Ha! Nerden senin prensin oluyormuş bu bir! İki sen benim kim olduğumu bilmiyor musun?
Kiara:Kimmişsin ki! Basit bir Vasi'sin! Terbiyesiz.
Blaze: ben Blaze, Ateş prensinin müstakbel eşi!
Kız şokla bir bana bir yanındaki prense baktı. Güldüm. Nasıldı sakız yutmuş bülbüle dönmüştü? Kızarmıştı.
Helen:Evet canım o.
Çocukta kafasını salladı. Kız eğilip hızlıca uzaklaştı. Kaşlarımo çatıp çocuğa döndüm.
Zyran: Bazı şeylerin değişmediğini görmek çok hoş.
Blaze: Beni tanıyordun. Senle yakın mıydık?
Zyran:Hemde fazlasıyla. Lütfen sana yakın olmama ve eşlik etmeme izin ver Blaze. Hatırladığında rahatlayacaksın zaten.
Gülümsedim. Kafamı salladım. Vasi'ler geri çekildi. Çocuk koluma girdi. Beni yönlendirmeye başladı. Nedense onla olmak huzurluydu.
Blaze:Şey adınız?
Zyran: Zyran.
Gülümsedi. Bana sarayı anlatarak yemek salonuna soktu. Gerildim. Çok fazla kişi vardı masada ve benim giyinişim çok tuhaf kalmıştı. Oda kocaman ve kareydi. Etrafta heykeller vardı. Ortada uzun ahşap masa bulunuyordu. Boy olarak uzun en olarak kısa, kadife, kırmızı bir örtü vardı. Sandalyeler ahşaptı, baştakiler koltuk şeklindeydi. Minderleride kadifeydi. Avize büyük 4 katlıydı. Mumlar kırmızıydı ve turuncu taşlar sarkıyordu. Geçip oturduk. Gerginlikten bayılacaktım.
Ateş Kralı:Hepiniz hoş geldiniz. Bu gün bir çocuğumuz daha bulundu.
Önüme bir bardak konuldu. Gümüş bir kadeh. Kaşlarımı çattım. Neler oluyordu?
Zyran:Majesteleri izninizle ben açıklayayım.
Ateş Kralı: Buyur Zyran.
Merakla Zyran'a döndüm. Acayip gerilmiştim. Burada da çok fazla kişi vardı. Ben ise hiçbir şey bilmiyordum.
Zyran: Blaze test etmek için önüne bardak geldi. Şimdi derin nefes al ve bardağı sıkıca iki elinle kavra. İçine taş atacağım. Attığım taş eğer onun sahibiysen parlayacak.
Kafamı salladım. Bardağı aldım. Ellerimle sıkıca kavradım. Kaşlarımı çattım. Niye hemen atmıyordu. Beklemeye koyuldum. Meraktan deliricektim! Niye atmıyordu? Tam olarak hangi krallığa aittim? Yaklaşık 5 dakika sonra gümüş bir yuvarlağı içine attı. Kırmızı içecek anında gümüş oldu. Gülerek kafa salladı.
Zyran:İç Blaze.
Blaze:Emin misin?
Değişik şeye baktım. Gümüş değildi demi? Gerçek olan? Ayrıca ilk rengi kırmızıydı! Kim bilir neydi!?
Zyran:Güven bana sadece iç.
Bir cesaret kafama diktim. Zyran'ın etkisi altına bu kadar kolay girmem normal miydi? Tadı gül gibiydi gülümsedim. Oda sırıtarak bakıyordu. Gümüş bir aynayı bana tutunca şaşırdım. Saçlarım beyazlamış, tenim ve gözlerim onun gibi olmuştu! Heyecanla bardağı bıraktım ve eski halime döndüm... Ama niye... Herkes şaşkınca bana bakıyordu. Zyran aynayı uzatınca tuttjm. Yine ona benzedim!
Zyran:Gümüş ile temasın olmadığında kendin gibi görünmüyorsun Blaze!
Blaze:Bu kötü mü? Ayrıca gümüş ne demek?
Zyran:Hava krallığı, evet sen lanetlenmişsin!
Ateş Kralı:Olsun işimize gelir. Zate tehlikede böyle görünürken kimse onu bulamaz.
Ney? Peki bundan niye benim haberim yok? Zyran hızlıca sarıldı bana. Göğsüne yaslamıştı.
Zyran:Babaa
Hava Kralı:Sakin ol. Bulunur elbet çözümü.
Adam öne çıktı. Önümde eğildi. Eli öptü. Kafam karışıktı. Ben kimle yakındı yahu!?
Hava Kralı:Seni bulduğum için çok mutluyun canım kızım.
Üçümüz sarıldık. Zyran'a bu kadar çabuk bağlanma nedenimde ortaya çıktı. Abimdi! Heyecanla sarıldım.
Hava Kralı:Sizi tekrar bırakmıycam.
Zyran:Biliyorum baba yaşayalım diye yolladın. Ancak birileri Blaze i lanetlemiş. İyi bir ailesi olmadı bence.
Blaze:Malesef...
Bütün bakışlar bizleydi. Rahatsız olmuştum. Bunu anlayan babam bizi hızlıca odasına götürdü. Yatağa oturduk ve hayatlarımızı anlatmaya başladık... |
0% |