Yeni Üyelik
18.
Bölüm

Kendimi gerçekten prenses gibi hissediyorum

@cudee_21

 

 

Hellooo kızlarımmm yeni bir bölümle karşınızdayımm. Şunu söyleyip sizi bölümle baş başa bırakayım. Bu bölümü yolda yazdığım için yazım yanlışlarım olabilir. Bu yüzden şimdiden hatalarım affola.

Her neyseee sizi seviyorummm görüşürüz iyi okumalarrr💖🫶🏻💞🥂


Oy sınırı : 30

yorum sınırı : 40

 

 

Deniz'den...

 

Eymen'le buluşup, Emir'in evine doğru yol almamızın üzerinden yarım saat felan geçmişti sanırım. Sonunda Emir'in evine ulaştığımızda Eymen'e dönüp konuştum.

"Sen beni burada bekle ben Emir'i alıp geleceğim. Prenses kapısına gitmediğimiz sürece evden çıkmıyor da."

 

 

Etmen kafa sallayıp telefonuyla ilgilenmeye başladığında seri adımlarla kapısı zaten açık olan apartmana girdim. Üçüncü kata ulaştığımda alacaklı gibi kapıya vurmaya başladım. Sevim teyzenin çok ta dert edeceğini zannetmiyordum.

 

"Yaa anne neden anahtarını almadan evden çıkıyorsun?! Hazırlandığımı bilmiyor musun?!"

 

Emir'in sesini duyduğumda gülmeden edemedim. Saniyeler sonra kapı açıldığında üzerinde dar, örümcek adam kostümünün üst parçası olan Emir'le göz göze geldim.

 


Ben gülmeye başladığımda, ufak bir küfür savurup elibdeki kahverengi sweatshirtü üzerine geçirdi.

 

"Sakın dalga geçeyim deme."

 

"Ohoo sen daha hazır bile değilsin prenses olmaz böyle. Senin yüzünden filmi kaçıracağız. Ayrıca."

 

Kendi sweatshirtümün yakasını indirdim. Bende de örümcek adam kostümü olduğunu görünce gülmeden edemedi.

 

"Çantamı alıp geliyorum. Bekle."

 

Tam arkasını dönmüş gidiyorken seslendim.

 

"Emir!"

 

"Efendim."

 

"Eymen'in teklifini neden kabul ettin."

 

Dudaklarını sarkıyıp omuz silkti.

 

"İstediğinin bu olduğunu düşündüm."

 

"Benim isteğim seninle gitmekti. Yanlız."

 

Gülümsemesini ne kadar bastırmaya çalışsa da çok da başarılı olduğu söylenemezdi.

 

"Bir daha ki sefere artık."

 

Çapkın bir edayla sordum.

 

"Bir daha ki sefer olacak yani?"

 

"Neden olmasın?"

 

Aynı alaylı tınıyla cevaplamıştı beni.

 

İçeriye girip kayboldu ve birkaç saniye sonra elinde kocaman bir sırt çantasıyla yeniden belirdi. Çanta o kadar doluydu ki kamp çantalarını andırıyordu.

 

"O çantada neyin nesi? Film izlemeye gidiyoruz kamp yapmaya değil."

 

Yüzünde muzip bir sırıtış belirdi ve yavaşça çantanın fermuarınu açtı. Çanta ağzına kadar abur cuburla doluydu.

 

Gözlerimde iki tane kocaman yıldız oluştuğuna neredeyse emindim.

 

"Sen. Sen."

 

"Biliyorum güzelim. Harikayım."

 

Tamamlayamadığım cümlemi tamamlamasına güldüm. Kapıyı kapatmasını bekledikten sonra birlikte dışarı, Eymen'in yanına çıktık.

 

Avm gerçekten de bakkal mesafesi yakınlığındaydı. Beş dakika içersinde avm'ye girip en üst kata, yani sinemanın olduğu kata çıktık. Eymen hangi sinemaya gideceğimizi sorarak gişelere yönelmişti. Neden geldiğini gerçekten de anlayamıyordum.

 

Son birkaç Eymen'in gerçek karakteriyle tanışmıştım ve bu Eymen hiç hoşuma gitmemişti. Tanıdığım Eymen eğlenceli ve saygılıydı. Arkadaşlarımla tanıştırdığım Eymen ise tam tersiydi ne yazık ki.

 

Emir de gişelere yöneleceği sırada hızlıca durdurdum onu.

 

"Hop hop nereye gittiğini sanıyorsun bakalım?"

 

Gülümsedi.

"Gişelere, bilet almaya tabiki. Sen biletsiz gireceksin sanırım?"

 

"Saçmalama Emir. Ben sana söz verdim. Seni sinemaya götüreceğim diye. Tabiki de sen ödemeyeceksin."

 

Kaşlarını çatıp güzel gözlerini kıstı.

 

"Saçmalama kızım. Sana ödetecek halim yok ya."

 

Kolumdan kurtulup cebinden bir bilet için oldukça fazla para çıkarttı. Muhtemelen benimkini de ödemeye gidiyordu.

 

 

"Küserim."

 

Birkaç saniye duraksayıp tekrar bana döndü. Bende o sırada dudaklarımı büzüp, oldukça masum görünmeye çalışarak gözlerinin içine baktım.

 

Ufak bir duelloya dönen bakışmamızda pes eden Emir olmuştu.

 

"Tamam. Ama sadece bu seferlik. Bir daha kabul etmem. Senin yüzünden kendimi gerçekten prenses gibi hissediyorum."

 

Cümleyi kurarken iki parmağıyla burnumu sıkması gereksiz bir şekilde kalbimi hızlandırmıştı.

 

"Söz vermiyorum."

 

Emir'in cevap vermesine fırsat vermeden gişelere yönelip iki tane bilet aldım. Filmin başlamasına beş dakika olduğu için erkenden salona girme karseı aldık. Eymen bizi bekleme gereği duymadan içeri girip yerine kurulmuştu bile.

Ben Eymen'in, Emir'de benim yanıma oturmuştu.


 

_________________________

 

Filmin ortalarına gelmiştik fakat ben uzun süredir film yerine Emir'i izliyordum. Normalde film sırasında konuşulmasından hoşlanmasam da, Emir'in tepkileri o kadar komikti ki. Kendime hakim olamıyordum.

 

Diğer paralel evrenlerdeki örümcek adamların geldiği sahnede, yine çaktırmadan Emir'e baktım.

 

Gözleriyle ağzı aynı oranda açılmıştı. Berkay, film hakkında hiç spoiler almadı derken haklıydı sanırım.

 

"Siktir, siktir, siktir."

 

Yanındakiler Emir'e sessiz olmadı konusunda uyarıda bulununca kıkırdadım. Emir onları fazla takmışa benzemiyordu. Bana dönerek fısıldadı.

 

"Tobey Maguire? Andrew Garfield? Şaka yapıyor olmalılar öyle değil mi?"

 

Kucağımdaki cipsten biraz alıp tekrar filme döndü.

"Hangisi gerçek örümcek adam şimdi?"


Bu çocuk benimle dalga geçiyor olmalıydı?

 

"Hepsi örümcek adam Eymen."

 

Soru sormak için soru sorduğu bariz bir şekilde belliydi.


 

"Çok saçma. Örümcek adam bir tane olmalı öyle değil mi?"

 

 

"Tabikide değil gerzekalı. Parelel evrenleri hiç duymadın mı?"

 

Emir'in benim yerime verdiği cevaba gülmek istesemde Eymen bozulmasın diye tepki verememiştim ne yazık ki.

 

Birkaç dakika sonra yanımda bir hareketlilik fark ettiğimde gözüm oraya kaydı.

 

"Deniz üzgünüm çok acil bir işim çıktı. Söz telefi edeceğim. Görüşürüz."

 

Bunları söyleyen Eymen'di.

Üzgünüm Eymen fakat gitmene hiç üzülmedim ne yazık ki.

 

Emir'e dönüp yanağından makas aldım.

"Baş başa kaldık prenses."

 

 

Bölüm sonu düşüncelerinizi buraya alayımm???

 

Loading...
0%