@cudee_21
|
Helloo kızlarım. Umarım ilk bölüm hoşunuza gider. Diğer kitaptan bağımsız ilerlemeyecek korkmayı. Sadece betimleme, ekstra diyaloglar ve fazladan bölümler olacaktır bilginize. TEXTİNG kitaptaki diyaloglar pek tabii burada da olacak, daha fazlasıyla birlikte tabiki.
Bol bol yorum istiyorum. Okulum başladığı için sık bölüm atamayacağım. Bölümüm ingilizce olacağı için zorlanacağım muhtemelen. O yüzden sınırlar biraz yüksek olacak. Lakin boş yorumları kabul etmeyeceğim bilginize. İlk üç bölüm hazır olduğu için hızlı gelecek. Yani sınırı geçerseniz. Sizi seviyorum kendinize iyi bakın. İyi okumalar dilerim.💖💞🥂
Buraya başlama tarihlerinizi alayım lütfen.
______________________________________
"Bir noktadan sonra artık geriye dönüş yoktur. İşte varılması gereken yer o noktadır."
- Kafka
Nefesini tutarak ölemezsin derler her zaman. Peki ya kendi nefesimizi kendimiz kesersek, bu da bir nefes tutmak değil midir aynı zamanda? Bilinçli bir şekilde nefes alışımızı sonlandırmış olurduk. Şu anda kendi nefesimi kesmek için kendimi cesaretlendirmeye çalışıyordum. Eskiden yerinde krem rengi salıncağımın sallandığı odamda, şu an intihar ipim sessizce beni bekliyordu. Ufak bir sandalyeye çıkıp, kafamı kalın ipten geçirdim. Çenemi ipe yasladığımda, titrediğimi fark ettim. Ölmekten korkuyor değildim. Bilakis bunu hak ettiğimi düşünüyordum. İşlediğim günahlar haddinden fazlaydı. Benim olmam gereken yer burası değildi. Günahlarım beni yurtsuz kılmıştı adeta. Artık kendimi hiçbir yer ait hissetmiyordum.
Ayağımın altındaki sandalyeyle oynamaya başladığımda, kulağıma gelen hoş gitar sesiyle gözlerimi devirdim. Güzel bir meleğin fısıltısına benzeyen bir ses ve gitarın müthiş uyumu. Son bir haftadır intihar etmeme engel olan şey yine oluyordu işte. Kafamı ipten kurtarıp açık camımın önüne oturdum. Tek bacağımı aşağıya sarkıtıp, karşı binadan üst komşumun camını izlemeye başladım. Her seferinde büyülüyordu beni. Ve bu çok sinir bozucuydu. Ölmek isteyen biri için fazla canlı bir aktiviteydi müzik dinlemek. Aniden gelen bir cesaretle üst komşuma yazmaya karar verdim. Apartman sakinlerinin olduğu gruptan, üst komşumu bulup hızlıca telefonuma kaydettim. Parmaklarım hızla telefonumdaki küçük klavyede gezindi. Siz: Pardon. Bakar mısınız? Yazdığım mesaj saniyeler sonra görülüp, mavi tik olmuştu bile. Hemen ardından da odamda mesaj sesi yankılandı. Gerçekten hızlı yazıyordu. Bu hızını gitar çalması gibi saçma bir olayla bağdaştırdıktan sonra mesajına girdim.
Üst komşum Arda: siz kimsiniz acaba?
Beni tanımıyor oluşu şaşırılacak bir durum değildi. Komşularımla oldum olası hiçbir zaman sıkı fıkı olmamıştım. Kendimi tanıtmak için klavyeyi açıp yeniden yazmaya başladım.
Siz: Sedef ben. Alt komşunuzum.
Yine saniyeler sonra mesaj sesi geldi.
Üst komşum Arda: Buyurun bir problem mi vardı?
Çok fazla düşünmeden aklımdakileri yazdım. Zaten son zamanlarda normal düşünemiyordum. Aldığım antidepresanlar hiçbir işe yaramıyordu.
Siz: Evet. Büyük bir problem var hatta. İntihar etmeye çalışıyorum fakat sizin gitar sesinizden dolayı odaklanamıyorum.
Yazdığım şeyler kulağa fazla absürt geliyor olabilir fakat majör depresyon hastaları için gayet mantıklıydı. Yani bana göre oldukça mantıklıydı. Ekranda yazıyor ibaresi göründüğünde ne yazacağını az çok tahmin edebiliyordum. Muhtemelen, delinin teki olduğumu söyleyerek beni engelleyecekti veya yazma zahmetine bile girmeyip, direkt engelleyecekti. Hala yazıyor olduğunu gördüğümde, ilk düşündüğümü yapacağını anladım. Mesaj sesi geldiğinde düşündüklerimin hiçbiri olmadığını fark ettim.
Üst komşum Arda: Bakalım doğru mu anlamışım? İntihar etmeye çalışıyorsunuz ama gitarımdan rahatsız oluyorsunuz öyle mi?
Benimle dalga geçip geçmediğini anlamak için bir daha okudum mesajını. Sinirlerime hâkim olmaya çalışarak yazmaya başladım.
Siz: Bende zaten aynılarını yazmıştım. Ama evet öyle, siz çaldığınız zaman odaklanamıyorum. Kendimi sizi dinlerken buluyorum.
Gayet saygılı ve açıklayıcı bir şekilde yazmıştım.
Üst komşum Arda: O zaman teknik olarak benden rahatsız olmuyorsunuz. Benden tam olarak beklentinizi öğrenebilir miyim? Israrla rahatsız olduğum gerçeğini reddetmesi iyice sinirlenmeme sebebiyet veriyordu. Parmaklarım hızlıca klavyenin üzerinde gezinirken titrediklerini fark ettim. Yeni bir atağın geldiğini anlamak pek de zor değildi.
Siz: Gitar çalmayı kesmenizi rica ediyorum. Bu takdirde benden rahat bir şekilde intihar edebileceğim. Sizi temin en yakın zamanda yeniden, gönül rahatlığıyla gitarınızı çalabileceksiniz.
Üst komşum Arda: Sedef hanım. Size böyle seslenebilirim öyle değil mi?
Düşündüm. Ölmek isteyen biri fazla saygıyı hak etmiyordu bana göre. Düşündüklerimi aynı şekilde ona da yazdım.
Siz: Sedef yeterli. Kendisini öldürmek isteyen birisi saygıyı hak etmiyor bence.
Birkaç dakika boyunca hiçbir şey yazmadığını görünce bu işte ciddi olduğumu anlamıştı sanırım. Telefonumu bırakıp tekrardan sandalyeye yöneldiğimde, tekrardan gitar sesi doldurdu kulaklarımı. Gitarı muhtemelen ses sistemine bağlamıştı, çünkü haddinden fazla ses çıkartıyordu.
Üst komşum Arda: Öyleyse Sedef. Hayır. Gitar çalmayı ve şarkı söylemeyi asla kesmeyeceğim. Ama istek parçan varsa senin için söyleyebilirim
Yazdıklarını üç kere üst üste okudum. Anca sindirmiştim yazdıklarını. Rahatsız olduğumu belirtmeme rağmen devam mı edecekti yani? Bu. Bu çok kaba bir davranıştı. Yazmaya başladığımda titrememin şiddetlendiğini fark ettim. Baş ağrım katlanılamaz seviye yükselmişti. Gözlerimden yaşlar akıyordu. Fakat tüm bu olanlar benim iradem dışında gerçekleşiyordu.
Siz: size rahatsız olduğumu söylememe rağmen küstah bir şekilde çalmaya devam edeceğinizi mi söylüyorsunuz yani?
Üst komşum Arda: Aynen öyle. Aynılarını bende yazmıştım zaten.
Küstah tavırlarına devam etmesi birde üstüne benim yazdıklarımı taklit etmesi sinirimi arşa çıkartıyordu.
"Gerizekalı."
Sesim biraz yüksek çıkmıştı ve bu saatlerde sokağımız oldukça boş olduğu için beni duyması yüksek bir oladılıktı ama pekte umursamadım. Planlarım arasında bu haftayı tamamlamak yoktu. Terlediğimden dolayı enseme yapışan kıvırcık saçlarımı topuz yapıp yeniden yazmaya başladım.
Siz: O zaman bende sizi polise şikayet edeceğim. Fazlaca gürültü yaparak komşularını rahatsız ediyor diye. Durumunuzu polislere anlatırsınız.
Saniyeler sonra üst katımdan kahkaha sesi geldiğinde, hızla kafamı yukarı kaldırdım. O da aynı benim gibi cama oturmuştu. Yazdığım şeye gülmesi sinirlerimi daha da bozarken mutfağa gidip ağrı kesici içtim. Normal şartlarda kullandığım ilaçlar apır olduğu için farklı ilaçlar kullanmamam gerekiyordu. Fakat son zamanlarda ağrılarım katlanılmayacak raddeye ulaştığı için ağrı kesicileri sık kullanır olmuştum. Camın önüne yeniden kurulduğumda iki yeni mesaj olduğunu gördüm.
Üst komşum Arda: Birincisi komşularımı rahatsız etmiyorum. Şikayet eden tek kişi sizsiniz. ikincisi siz beni polise şikayet ederseniz bende sizi polise şikayet ederim. İntihar etmekten dolayı muhtemelen tımarhaneye kapatılırsınız.
Ne? Bu dediğini yapamazdı öyle değil mi? Yapmazdı?
Korku bedenimi ele geçirmeye başlarken kendimi dizginlemeye çalıştım. Ölmak istiyordum tımarhanedeki kaçık bir deli olmak değil.
Siz: Bunu. Bunu yapamazsınız.
En azından yapmayacağını ümit ederekten yazmıştım fakat ümidim, hayatım kadar kısa sürmüştü.
Üst komşum Arda: Öyle de bir yaparım ki. Durumunuzu polislere anlatırsınız. Bugün saat geç oldu bu konuşmaya yarın devam etmek istiyorum çok yorgunum. Lütfen intihar girişimi gibi saçmalıklarınızla beni rahatsız etmeyip sıcak yatağınıza girin. Konuşmanın devamı için yarın bana yazmayı unutmayın. Müsait olduğum bir zaman size dönüş yaparım.
Müsait olduğumda dönüş yaparım mı? Kendini ne zannediyordu bu herif.
Birde ona yazacağımdan emin bir şekilde konuşmuştu hah. Yakışıklı olduğu kadar küstah olduğunu fark ettiğim üst komşuma bu düşüncemi iletmekten çekinmedim.
Siz: Siz çok küstahsınız.
|
0% |