@cvdnderl
|
Gözlerim yavaş yavaş aralanırken, dışarıda ki bankta değil de alayda ki Odamda olduğumu fark ettim. "Noluyo lan, ben nası geldim buraya?" Yataktan fırladım, ve elimi yüzümü yıkadım. Bu konuyu sonra çözerdim, şimdi hiç uğraşamayacaktım. Kapıyı açıp dışarıya çıktım. Etrafa bakındığımda kimseyi göremedim. Heralde herkes yemek yiyordu. Yemekhaneye indim, doğru tahmin ettiğim gibi, herkes yemek yiyordu. İçeriye biraz göz gezdirdim. Ve timin olduğu masaya doğru yürümeye başladım. "Oo günaydın hila- komutanım." Tarığa Sırıtarak baktım. "Albay duymasın Tarık." Bakışlarım sesin geldiği yöne döndü. Yüzbaşı. Bu burada mıydı ya? Güldüm. "Neyse günaydınlar." Yemek yemeklik bir keyfim yoktu. "Siz yemiyor musunuz komutanım?" Ömer'e döndüm. "Yok ya midem bir garip." Yüzbaşının bakışlarını hissettim. "Olur mu öyle şey Üsteğmenim, Ömer git de al bişeyler, aç açına olmaz." "Tabi komutanım, ben hemen gideyim." Yüzbaşıya döndüm. "Gerek yoktu Yüzbaşım, yinede teşekkürler." Oda Gülümseyerek başını hafif hafif salladı. Gülümsemesi anneminkine çok benziyordu. Hiç göremediğim annemin, fotoğraflarda gördüğüm gülümsemesine ve gamzesine. Düşüncelere dalmış bir şekilde, Yüzbaşının gamzelerine avel avel baktığımı fark ettim. Hatta o kadar dalmışım ki, Ömer'in masaya ne ara geldiğini bile anlayamamıştım. Kafamı iki yana sallayıp girdiğim transtan çıkabildim. Önümde duran tabak ile oynamaktan başka bisey yapmıyordum. Kendimi şuan yemek yemediği için cezalandırılan çocuk gibi hissediyordum. Yüzbaşı sonunda ayaklandığında; "Size afiyet olsun." Diyerek masada uzaklaşmıştı. Tabağımı önüme doğru sürdüm. "Ben yemicem, yicek varsa yesin, afiyetler olsun." Bende hızla ayaklandım şuanda sigara içmem gerkiyordu, aksi takdirde birazdan sinir krizi geçirebilirdim. Her adımımda sinir krizi olasılığı artıyordu. "Ya bu yolu ne diye böyle yapmışlar ki amına koyayım?" "Bu kapı niye burda mesela bok gibi duruyor." "Bu duvarın rengi niye farklı ki amına?" Böyle salak saçma düşüncelerden kurtulup, bahçeye adım attığımda bankta Yüzbaşının oturduğunu gördüm. Benim varlığımı hissetmiş olacak ki, bakışları beni buldu. Kısa bir el selamı verip, bankın ters yönünde ilerlemeye başladım. "Ya niye ya niye, çıldıracam." Hızla duvarın köşesine sıkışıp, sigaramı yaktım. Bir duman çektim. İki duman çektim. Üçüncü dumanı çektim. Fakat dördüncü dumanı çekemedim. Dudaklarımın arasında ki sigaraya İki parmak dolandı. Dudaklarımdan ayrılan sigarayı gözlerim ile takip ettim. "Lan kim lan o-" Arkamı dönmem ile Yüzbaşı ve duvarın arasında kaldım. "Yüzbaşım?" "Hı?" Dudaklarında benim sigaram ile elleri cebinde sigarayı içiyordu. "Şey pardon, ben şey göremedim sizi, görseydim şey ederdim, yani sey-" Bana garip bur bakış attı. "Dur şey etme artık." Utanmıştım. Hemen bakışlarım yere döndü. Arada gözlerimin ucu ile, yüzbaşıya kesik bakışlar gönderiyorum. Bana Sırıtarak bakıyordu. En sonunda bitmeye yüz tutmuş sigaradan bir Duman daha çekip, sigarayı sol çaprazımda ki çöp kutusuna fırlattı. Gözlerim ile elinden, çöp kutusunun içine düşen sigaraya baktım. "Paketini alabilir miyim?" Elini bana doğru uzattı. Sorgulayıcı şekilde ona baktım. Ve sigara paketini ona verdim. Hiçbir şey söylemeden Sırıtarak arkasına döndü ve gitti. "Bu neydi ki şimdi?" bölüm sonuu mirabalarr umarım beğenmişsinizdir. Ben kaçar, seviliyorsunuz 🫶🏻💗❤️🩹
|
0% |