Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1.Kelebek

@d1lavia

 

 

"Bir gülümsemenin içine, binlerce hüzün saklar da insan,fark eden bile olmaz..."

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1.Bölüm "Kaçırılma"

 

Kelebek Ölmek İster mi?

 

Kelebek Yaşarken bile ölür mü?

 

Doğduğumda bir koza'nın içindeydim,büyümeyen bir kelebektim. Hayata merhaba diyen ama bu hayatta olacakları bilmeyip, hayatın acı olduğunu öğrenen kelebek.

 

Ben İlay Gökçe Akkara Çocukluğumun kelebeklerinin uçup gittiği,içimdeki kelebeğin ölmek istediği o küçük kız İlay Gökçe.

 

O herkesin yarasını iyileştirip kendi yarasını kanatan ve iyileştiremeyen Doktor İlay Gökçe Akkara...

 

İlay isminin anlamı:Ülkenin ay yüzlü güzeli. Bir ülkenin en güzel kızı

 

Gökçe isminin anlamı:Göz alıcı,zarif

 

*BU KİTAPTAKİ KARAKTERLER, OLAYLAR,MEKANLAR HEPSI HAYAL ÜRÜNÜDÜR GERÇEGİ YANSITMAMAKTADIR.*

...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

|Eski Zaman Türkiye Cumhuriyeti|

 

"... Kozasındaki küçük delikten çıkmaya çabalayan kelebeği uzun bir süre seyretmiş. Kelebeğin kozadan çıkmak için çabalamaktan vazgeçtiğini, gücünün kalmadığını düşünmüş ve üzülmüş.

 

Küçük kız çocuğu merakla "Anne yardım eden olmamışmı o kelebeğe?" diye sormuş annesine sarılırken

 

"Olmamış çiçeğim, rotası olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez." diye söyledi annesi kızının gözlerinin içine bakarak.

 

Anne kızının saçlarını okşamaya başladı ve kokladı,mis gibi kokuyordu kızının saçları bir bebek gibi.Anne kız uzun süre sarıldıktan sonra kızın annesi saate baktı.

 

"Çiçeğim,Benim çıkmam lazım hastaneye gideceğim hastalarım beni bekler" diyerek güldü

 

"Sen sakın korkma minik kelebeğim ben geleceğim ve yarın tekrar birlikte yatacağız.Sakın kimseye kapıyı açma.Seni çok seviyorum miniğim." Annesi kızına sımsıkı sarıldı ve kocaman öptü

 

"Hemen gelirsin değil mi anne" diye sordu kız titrek ve endişeli bir sesle çünkü ilk defa evde tek kalacaktı ve hava kararmıştı.

 

"Geleceğim hiç merak etme güzel kızım" dedi kızının içini rahatlatmak için

 

Anne, beyaz önlügünü giydi masanın yanındaki çantasını aldı ve son kez kızına baktı.Kızı ona sımsıcak gülümsedi bunu gören anne de gülümseyerek evden çıktı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

2 saat sonra

 

Annem halen eve gelmemişti endişelenmeye başlamıştım.Yatağımın içindeydim yorganı kafama kadar çekmiştim üşüyordum.Sonbahardaydık ve hava buz gibiydi.Evde ilk defa tek kalıyordum.

 

Aniden bir ses duydum.Hemen yanımda duran ayıcığım ponçiki alıp sarıldım.Korkuyordum.Hemen odamı kilitledim.

 

Bi anda çok sert bir ses duydum,sanki bomba atılmış gibiydi.Evimizin kapısını kırmışlardı.Ne yapacağımı bilmiyordum ağlamaya başladım ama ses çıkarmamam gerekiyordu.

 

Bir adamın soğuk ve korkunç sesini duydum. "Heryeri arayın tüm dosyaları ve bu evde kim varsa hepsini bana getireceksiniz! O Sercan Akkara hayatının en acı gününü yaşayacak o Türk askerine bize kafa tutmak neymiş göstereceğim."

 

Sercan Akkara benim babamdı.Babamı sadece 1 kere görebilmiştim. Yüzünü kokusunu dahi hatırlamıyordum babamın..

 

Babam Tegmen Askerdi,işinde çok başarılı olduğunu duymuştum.Annem bana hep babamı anlatırdı,anneminde babamı özlediği belliydi sadece bana belli etmemeye çalışıyordu ama küçük olsam bile bunu fark edebiliyordum.

 

Kapının altına bakmaya karar vermiştim,Eğildim.Siyah bir ayakkabı gördüm. Kapı kolu sesi duyum bir iki adım geriledim,tedirgin olmuştum biri kapımı açmaya çalışıyordu hemen yatağıma geçtim.

 

"Abi! Bu kapı kilitli." dedi başka bir adam.Başka bir ayak sesi duydum.

 

"Kırın şu kapıyı!" dedi o korkunç sesli adam.

 

Çok sert bir ses duydum hemen gözlerimi kapattım bu anı görmek istemiyordum.

 

"Vay vay vay kimler varmış burda.Sen o yılışık Türk Askeri Sercan Akkara'nın kızı olmalısın.İlay Gökçe Akkara." ardından büyük bir kahkaha kopardı.

 

Gözümü açtım ve karşımda duran o adamlara baktım.Hepsi korkunç görünüyordu ve yüzlerinde maske vardı.Hırsız gibi gözüküyorlardı ama hırsız olsalar böyle davranmazlardı.

 

"Sen benim kim olduğumu biliyor musun minik kız?" diye sordu alaylı ve gülünç bir sesle ve gözlerini benden çekip odamda gezdirdi.Odamda ben 4-5 yaşlarındayken Babam ve Annemle çekilen fotoğraflarım,loş ışıklı oda lambam, yerde yarım kalan boyama kitabım ve 1-2 tane oyuncağım vardı.

 

Gözü aniden babam ve annemle olan fotoğrafımıza kaydı fotoğrafı eline aldı ve gülerek "Ah yazık, Artık böyle bir aile olmayacak, Akkara ailesi diye bir aile olamayacak" dedi yan bir bakışla bana baktı benim gözlerim nefretle ona kilitlenmişti.

 

"Bana öyle bakma çocuk!" diye bağırdı. Bir an afallayarak gözlerimi yere diktim.

 

"Alın götürün şunu, Bu kızla güzel işlerimiz olacak" tekrar o iğrenç gülüşü duvarlarda yayıldı.Diğer adamlardan 2si beni kolumdan tuttular "Bırakın beni!" diye bağırdım.

 

"Ben ne dersem o küçük hanım, canını yakarım" diye bağırdı yine sinirle bana bakarak.Korkmuyordum, Annem bir Türk kızı ne olursa olsun korkmaz o cesurdur derdi.

 

"Senden korkmuyorum" dedim tüm cesaretimi toplayarak. 8 yaşında olabilirdim ama Babam ve Annem kimseden korkmamam gerektiğini öğretmişti.

 

"Bir Türk kızı asla korkmaz." dedim bağırarak. Sözlerim onu daha çok kızdırmıştı, yumruğunu sıktı,çenesi gerildi.

 

"Bırakın!" dedi sert sesiyle ve bana doğru yürümeye başladı. Yanıma geldiğinde beni saçımdan tuttu. Canım acıyordu.

 

"Ahh.." diye inledim acıyla çok sert tutuyordu. "1.Benimle düzgün konuşacaksın. 2.Benim sözümün dışına çıkmayacaksın. Anlaşıldı mı?" diye sordu.

 

"Hayır, siz kötüsünüz ve ben size uymayacağım ben siz değilim, ben sizin gibi değilim olmamda ben Türk kızıyım" dedim diklenerek. İçten içe korkuyordum ama babam asker olduğu için az da olsa beni bu konuda eğitmişti.

 

"Seni küçük velet" dedi ve ardından sert bir tokat attı.Tokat sesi tüm odada yankılandı.Canım çok acımıştı.Ardından adamlarına kaş göz işareti yaparak beni götürmelerini emretti.

 

Tam kapıdan çıkarken bir araba sesi duyuldu,annem gelmişti. Bunu fırsat bilip odadan kaçmaya çalıştım ama biri beni belimden yakaladı ve ağzımı kapattı.

 

"Sessiz ol yoksa hiç istemediğim şekilde seni susturmak zorunda kalacağım" dedi tanımadığım adam.

 

Annem kapının açık olduğunu görmüş olmalıydıki telaşlı ve korkulu bir sesle "İlay Gökçe?" dedi. Annemin adım seslerini duydum.

 

Arkamdaki adam ağzımı çok sıkı kapatıyordu konuşmaya calışsamda bağırmak istesemde başarısız oluyordum. Adamın elinden kurtulmaya çalışıyordum adam her seferinde 'şşşt' diyordu.

 

Annem girişteydi evimizin içinde saklanan 2 adam daha vardı annemin eve girmesini bekliyordı.

 

Annemi görebiliyordum çok korkuyordu bu korku yüzünden okunuyordu. Annemin eve girmemesi için dua ettim. Adımlar daha da yaklaşıyordu.

 

"Kızım ben geldim" dedi annem kaygılı sesle. Eve giriyordu. Anne gelme diyemiyordum,çaresizdim. Annem bilmeden kendi ayaklarıyla ölüme gidiyordu...

 

Ardından bir silah sesi yayıldı kulaklarımda.Dünya sessizleşti, dünya karardı.Ağlıyordum, hiç olmadığım gibi ağlıyordum.

 

Annem gözlerimin önünde yere yığıldı. Tam kalbinin ortasından kurşun yemişti.Annem, kalbinde olan bizle birlikte ölmüştü..

 

O gün annemle birlikte ölmek istedim...

 

O gün hiç doğmamak istedim...

 

O gün hayatın ne kadar acı olduğunu öğrendim...

 

Arkamdaki adam elini ağzımdan yavaşça çekti koşarak annemin yanına gittim.Yerler kandı.

 

"Anne..." annemin kafasını tuttum ve kendime doğru çektim bu doğru olamazdı,olmamalıydı,annem ölemezdi.

 

"Anne beni bırakma" dedim hıçkırıklarım içinde. Ağlamaktan konuşmakta zorluk çekiyordum. "Anne gitme,uyan, ben sensiz yapamam N'olur.." annem uyanmıyordu.Tükenmiştim.

 

Hıçkırıklarım daha da kuvvetlenmişti. "Keşke bir yol olsa ve çıkıp gelebilsem sana Başımı yine koysam dizlerine Ve ellerine okşasan saçlarımı... İşte o zaman tüm derdim, tasam uçup giderdi, yok olurdu anne..." dedim annemin saçlarından öperken.

 

Annemin beni saçımdan öpüşü geldi aklıma.Bir daha hiç yaşayamayacağım o an gözümde canlandı.

 

Ardından adım sesleri duydum. "Bu kadar drama yeter" dedi soğuk sesli adam. Nasıl bu kadar insafsız,vicdansız olabilirlerdi. Bunlar insan bile değillerdi olmayı hak etmiyorlardı. Annem onlar yüzünden ölmüştü.

 

"Senden nefret ediyorum annemi öldürdün" diye bağırdım yanına giderek. Ardından etki etmeyen cılız kollarımla adamın karnını yumruklamaya başladım.

 

Adam alayla güldü ve yüzüme baktı "Büyümüşte küçülmüş şuna bak, o minik yumruklarınla ne yapmayı planlıyorsun" diye sordu kahkaha atarak.

 

"Türk askerinden kurtulamayacaksınız.Babam hepinizi bulacak o zaman korkun bizden"

 

Adam hiç oralı olmamış gibi gözlerini devirdi ve gitti. Arkamı dönüp anneme baktım.Son kez bakıyordum anneme. Yüzü bembeyaz olmuştu. Ölüler öldüklerinde böyle mi görünürdü?

 

"Hadi çıkıyoruz! Kızı alın" diye bağırdı başka bir adam. Burda 6 kişiden fazlası vardı çete gibiydiler.

 

Adamlar üstüme gelmeye başladı ellerinde bant vardı. Bir adam elimi tuttu ve arkaya götürdü diğer adam ağzımı bantladı artık konuşamıyordum.

 

Arabayla gidiyorduk nereye gittiğimizi dahi bilmiyordum. Birkaç saat sonra bir depo gibi yere geldik etrafı keskin ağlarla çevrilmiş içerde eli silahlı askere benzeyen insanlar vardı her taraftaydılar.

 

"Alın kızı ve odaya kapatın" diye emretti korkunç sesli adam. Bu adam başları olmalıydı. Kolumdan tuttukları gibi sürüklemeye başladılar. Gitmemek için direndim ama bu mümkün değildi çok sıkı tutuyorlardı kolumu ve canımı yakıyorlardı.

 

Küçük bir odaya geldik odanın içerisi karanlıktı, küçücük bir camı vardı.

 

"Burda bekle ve sessiz ol" dedi beni tutan adamlardan biri ve beni sertçe odaya ittiler.

 

Ardından kapı kapandı...

 

_______________🇹🇷🇹🇷_________________

 

*Bu benim ilk kitabım ona göre eleştirirseniz sevinirim.*

 

*Bol bol yorum ve beğeni atmayı unutmayın*

 

*Nasıl buldunuz?*

 

Seviliyorsunuzz...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%