@daisy_x06
|
Evet yeni bölüm ile karşınızdayım iyi okumalar dilerim 🤍 🌊 Zaman akıp giden bir kum saatiydi , her bir kum tanesi bir insandı. Benim ise tek bir tane kumum vardı. Tek bir limana sığıyordum. Korkuyordum o limanıda kayıp etmekten korkuyordum. Günahsız bir çocuğa günahlar yüklemişlerdi. Elimde olmayan günahlar ile dışlanmıştım. Yalnız kalmıştım. Ellimi tutup kaldıran olmamıştı bu yüzden öfkemin arkasına saklandım. Yaralı gören çocuğa bakmaya yürekleri yetmiyordu , suçlamak her daim daha kolay gelmişti. Ezilmiştim. Üzerime biriken yükler ağır geliyordu artık. Omuzlarım kaldıracak kadar güçlü değildi. Bir umut kapısı aramak zor gelmişti. Umut kapıları yüzüme kapanmıştı. Zarar vermekten korkuyordum. Hayatıma giren her insana zarar vermişti geçmişim. Gözlerime taş oturmuş gibi bir ağırlık vardı. Bedenime oturan ağır bir ağrı vardı. Gözlerim yavaş yavaş açıldı. Karşımdaki beyaz tavana en boş bakışımı attım. Harika. Yine hastane. Tavanları ezberlemiştim artık. Ellim içinde sıcaklık vardı, boşta kalan ellim üşüyordu. Kafamı sağa zorla çevirdim. Oydu. Her daim yanımda yine ilk o vardı. Elli ellimde kafası geriye yaslanmış uyuyordu. Uyandırmamaya çalışarak doğrulmaya çalıştım ama bir anda sıçrayarak uyandı. Ellini gözlerine atıp ovuşturdu. Ellerini gözlerinde çektiğinde kısık bakışlar ile etrafa göz gezdirdi. Gözlerimiz denk gelince önce afaladı sonra ise gözleri parladı." Deniz." Kurumuş dudaklarımı dilim ile ıslattım." Murat." Yerinden anında kalkıp yanıma oturdu. Elleri yüzümü kavradı dudakları alnıma derin bir öpücük kondurdu. Derin bir nefes çekti içine ,alnını alnıma yasladı." İyi misin?" Ellim elline uzandı." İyiyim , ağrım var biraz. " Hastane duvarlarına en boş bakışımı attım. Nefreti." Ne zamandır yatıyorum ben?" Alnını alnımdan çekmedi. Kalbim hızlanıyordu , burnuma dolan kestane kokusunu fark ettirmeden içime çekmeye çalıştım." Bir haftadır." Oldu mu o kadar be ? Alnını alnımdan çekip gözlerim içine en yoğun duyguyla baktı. Biliyordum artık bu duyguyu aşktı, sevgiydi, sevdaydı. Hepsini aynı anda gözleri yansıtıyordu. Yüzünde gezindi gözlerim. Sakaları çıkmıştı hafif hafif, saçları onda bugüne kadar görmediğim kadar dağınıktı. " Ne o? Bu halin ne ?" Dudakları yukarıya kıvrılırken bir anda başını boynuma saklayıp derin bir nefes çekti içine. Beklenmedik bir hareketi. Kalbim şaha kalktı. " Sensizlik ağır geldi. Bir haftada yaşlandım senin yüzünden." Sensizlik ağır geldi. Bu güne kadar kimse bana bunu dememişti tam tersine insanlar beni hayatlarından çıkarmaya çalışırdı ama o sensizlik ağır geldi diyordu. " Aaa ben ne yaptım be? Baksaydın kendine." Kafası hala boynumda dururken en keskin nefesi boynuma vurdu. Sıcaklık basıyordu. Yangın söndürücü nerede? Acil getirin. Derin bir nefes daha içine çekip boynumdan uzaklaştı." Uyanı uyanmaz bu enerjiyi nereden buluyorsun?" Elleri yüzüme kalkıp saçlarımı geriye doğru taradı. " Terlemişsin üzerini değiştirmek gerek." Ağrım vardı. Ne kadar beli etmesem de her hareket edişimde karnıma keskin bir ağrı giriyordu. Dudakalarımı büzdüm." Ağrım var ." Yerinden kalkıp , odanın içinde ki dolabı açıp kıyafetlerimi çıkardı." Kıyafetlerimi kim getirdi?" Kıyafetler ile yanıma oturdu." Ben getirdim." Ellinde siyah sütyenim vardı. Onuda mı o getirmişti? Dudaklarında imalı bir gülüş belirdi." Siyah danteli iyi seçim. "Ha! Ne diyordu bu adam ? Elli hastane kıyafetime uzandığında anında tuttum. " Ne yapıyorsun?" " Ağrın var tek başına değiştiremezsin." Gözlerime güven vermek ister gibi baktı." Güven, bakmayacağım." Gülümsemesi daha da büyüdü." Hem komutanlar askerleri ile yakından ilgilenmeli." Bu nasıl bahane? Yanaklarım alev alıyordu. Gözleri yanaklarıma kayınca kaşları hafifçe havalandı." Utandın." Gözlerimi başka yönlere çevirdim. Sayende. Gülüş sesi kulaklarıma geldi." O zaman her komutanın üzerimi değiştirmesine izin vermem gerek." " Höst ula! Sana benden başka hiç kimse dokunamaz." Biraz önce gülen hali dağılmıştı. Kıskançtı hem de fazlası ile. Bu halide hoşuma gitti. Söylediği şey ile kalbim şaha kalkmakla kalmadı adeta uçtu." Benim olan benimdir." Gözlerim ona dönerken yüzü yüzüme yaklaştı." Benimsin kızım. Benden başkası da sana dokunamaz." Gözlerimin içine baka baka kıyafeti yukarıya çekti. Dondum kaldım, dillim tutuldu. Gözleri hala gözlerimde dururken kıyafeti çıkardı. Sütyeni yandan aldı. Gözleri kapandı, dokunmamaya çalışarak giydirdi. Kollumu biraz kaldırmam ile acı bir inilti döküldü dudaklarımdan. " Acıdı mı?" Sanki görecek gibi başımı salladım." Biraz ." Biraz mı? Çok acımıştı. " Biraz dayan." Tişörtü ell yordamı ile bulup kafamdan geçirdi, kollarımıda geçirdikten sonra giyinmiştim. Aşağıya doğru kaydı. Ell yordamı ile kinotu elline aldı. Allah kahretsin. Adamın ellinde şuan alt çamaşırım vardı. Yutkunma sesi geldi. Gözlerini açtı ama kafasını başka yöne çevirdi. Bacaklarım arasından alt çamaşırımı geçirdi, popomu hafif kalırdım. Elli bir anlığına bacaklarıma değince titredim." Özür dilerim isteyerek olmadı."Eşofmanı da alıp bacaklarımdan geçirdi, hafif popumu kaldırdığımda keskin bir ağrı girdi. Acı bir inilti döküldü dudaklarımdan. Tamamen giyinmiştim. Gözlerini bana çevirdi. Üzerime pikeyi daha çok çekti. Derin bir nefes verip sesi yumuşacık çıktı." Çok korkutun beni." Kafamı geriye doğru attım." Ne o? Çok mu üzüldün?" " Üzülmek az kalır be kadın. Yok oldum." Bu adam bugün neler diyordu zira kurşun ile değil sözleri ile ölecektim. Dillim tutuldu kaldı. Allah'tan içeriye hemşire girdi ve yine o hemşireydi tam konuşmaya hazırlanıyordum ki ellini bana doğru kaldırdı." Sakın Deniz hanım yaranız iyi olmadan çıkamazsın." Çözmüştü beni artık. " Vala eğer iki gün içinde buradan çıkmaz isem deli hastalar ile tekrar bir isyan çıkarma ihtimalim çok yüksek." Hastanede kaldığım günlerde, beni çıkartsınlar diye deli hastaların çıkardığı isyanda en önde yer almıştım. Hastane sevgim işte bu kadardı. Murat'ın hayret dolu sesi kullaklarıma geldi." Ne yaptın? Ne yaptın?" Hemşire en yılmış bakışını attı bana ben ise ona daha yılmış baktım. İkimizinde birbirini çok sevdiği söylenemez. Haklıydı." Deniz hanım hastaneden çıkabilmek için isyan eden deli hastalar ile hastaneyi ayağa kaldırdı Murat bey?" Çocuğu babasına şikayet eden kadın rolüne büründü." Sevgiliniz tam bir manyak Murat bey." Hala mı sevgili sanıyordu bunlar bizi? Murat ise sevgili lafına hiç takılmamış gibi en keyifli şekilde konuştu." Öyledir ne yapalım Karadeniz gibi bir deli bulduk." Hemşire gülümsedi." Allah sabır versin." Lan bunlar benim yanımda niye benim dedikodumu yapıyor? İnsan az utanır kız burada felan der. " Hey ben buradayım." Takmadılar bile beni. Hemşire konuşmaya devam etti." Bir de çok sakar. Durduk yere ayağını sürekli sehpa kenarına vuruyor." Murat bana yandan bir bakış attı." Bilmez miyim? " Bok bil emi. " Hemşire sen niye benim dedikodumu yapıyorsun?" Murat'a ters bir bakış attım." Hadi o yapıyor sen niye ona uyuyorsun?" Sabır. Zaten hastane basıyor , birde bunları çekiyorum. Hemşire yanıma gelip kontrol etti beni." İyi gözüküyorsunuz bir de doktor baksın." Tam bu sırada içeirye Murat'a bakan doktor girdi. Bu hastanede bu ikisi dışında sağlık çalışanı yok mu Allah için?" Doktor beyde geldi." Doktor ellini cebine atmış gülerek bize bakıyordu." Deniz hanım demek sıra sizde." " Doktor çıkart beni en acilinden vala ayağa kaldırırım bu hastaneyi." Derin bir nefes aldı." Resmen dejavu yaşıyorum." Yanıma yaklaşıp yarama baktı." İyi gözüküyorsunuz ama kalmalısınız..." " Bla bla biliyorum be doktor. Sen beni çıkart hata şuan bile çıkart." Doktor ve hemşire birbirlerine bakıp göz devirdiler." Hastaneye alerjiniz mi var sizin?" Murat ile aynı anda konuştuk." Evet." Doktor ve hemşire kocaman bir nefes verdiler. Doktor bakışlarımı görünce konuşmanın pek bir faydası olmayacağını anlamış olacak ki." Murat bey siz bakarsınız. Yarasını temiz tutun ve dikişlerinize dikkat edin, ağır kaldırmayın, fazla yürümeyin ve mümkünse işte pek yapmayın." Eee ölüyüm o zaman ben. Boş boş oturarak can sıkıntısından ortadan ikiye ayrılacağım anlaşılan. Bekle beni saçma aşk dizileri ve karnında kelebek uçtuğunu söyleyen kadınlar. Doktor son kontrolleri de yaptı." Yarın çıkarsınız ." Doktor çıkarken hemşire kaldı. " Deniz hanım demek bu sefer kısa kalıyorsunuz." Baya mutlu duruyordu. Güldüm." Kabul et hemşire sende beni çok seviyorsun." Oda güldü abartılı şekilde ellini salladı." Çooook , lütfen bir daha hastaneye adım bile atmayın." Bu nasıl hizmet? Resmen def olup git diyor bir daha gelme. Ama kızmadım. " Hemşire senin adın neydi?" " Sabiha." " Seni şikayet edeceğim rezil bir hizmet anlayışınız var." Takmadı bile beni sadece güldü." Siz hastaneye gelmeyinde nereye şikayet ediyorsanız edin." Ellini omzuma koyup iki defa dostça vurup kulağıma yaklaştı." Bu adama hala nikah basma taraftarıyım." Hasbinallah. Hemşire varya sende az değilsin. Ellini omzumdan çekip kapıya yanaştı , kapı kolunu tutup bana baktı." Bu arada bir albay felan gelirse odada kamera yok. " Eğlenen bir tonla konuştu." Rezil olmayın sonra." Şuna bak birde eğleniyor benimle. Yandan aldığım yapay çiçeği kafasına attım , neşeyle gülüp hemen kaçtı. Garip bir kız ama tatlıydı ne kadar beni sinir etse de. Murat'ın bakışları bendeydi. Karnıma giren acıyla ellim karnıma gitti. Gözlerimi kapattım çok acıyordu , zaten burada yıllardır duran bir acı vardı hiç geçmeyen bir acı. Nasırlı büyük elleri karnıma ulaştı. Ellimi çekip tişörtün içinden parmakları sızdı. Sıcacık elleri karnımı buldu. Garipti ama acı azaldı. Yan ucuma oturduğunda burnuma dolan kestane kokusu uykumu getiriyordu. Bir elli saçlarım arasına daldı hafif ama o kadar etkileyici şekilde parmakları saçlarım arasında gezindi. Yutkundum. Ellerini geri çek demedim, diyemedim. " Öleceğimi düşünmüştüm." Derin bir nefes verdi." Herkes öyle düşündü." " Ya sen?" Sesi kısıldı." Sen nereye gidersen ben oraya gelirdim." Durdum. Kalbim şaha kalktı. Sen nereye gidersen oraya gelirim. Çok yanlış ateşe atladın. Devam etti." İki defa kalbin durdu ve şuan damarlarında benim kanım dolaşıyor. " Kanlarımızın bile aynı olması evrenin kesinlikle bir oyunu olmalı. Resmen karşımda erkek halim vardı. Tabi o benim gibi her dakika rezil olmuyordu ve başını belaya sokmuyordu. Dudaklarımda hafif bir tebessüm oluştu." Kan kardeşi mi olduk şimdi?" " Yok Deniz ,birader olduk." Gülüşüm daha da büyüdü." Demek birader olduk o zaman sana abi demem gerekiyor." Aramızda çok yaş farkı yoktu. Bildiğim kadarıyla otuz yaşındaydı ben ise yirmi sekiz. " Abi deme lazım olur." Asıl sana höst ula. Bu adam aşkını itiraf ettikten sonra dili baya açılmıştı. Hani sadece davranışların ile gösterirdi sevgisini? Adamın hareketleri ve dili resmen bana aşkını her dakika kanıtlamaya çalışıyordu. Uyku daha da bastırdı. Yanımdaki sıcaklığa yaklaştım. Ellimi yanağımın altına koyup , saçlarımı da yüzüme döktüm. Uyandığımda adamın karşısına çapaklı gözler ile görmesini istemem. Elli hala karnımda dururken, uykuya teslim oldum.
****** " Manyak herif indirsene beni." Hastaneden beri kucağında taşıyordu beni. Arabadan indiğimiz anda yine kucakladı bedenimi. Kapının önüne ki teyzeler şoklar içinde ağızlarını kapatıp bize baktılar. Haklılardı. Ne deyim binaya kucağında başka bir kişi gelse bende şaşırırdım. Edep sonuçta. İç sesim yine çıktı ortaya." Adam üzerini değiştirirken hiç edep aklına gelmiyor." Sen bir sus bakıyım. O konulara hiç girme. Ben yok demek istiyorum ama siz lanetler beni dinlemediğiniz için pek mümkün olmuyordu. Kapının önündeki teyzelere başıyla selamını verip, binanın kapısını açtı. Bir kat yukarıda oturduğum için merdivenlere yöneldi hızlı ve sert adımlarla merdivenleride çıktı. Beni indirmeden cebinden evimin anahtarını çıkardı. Çocukluğum eridi eriyecek kıvamdaydı." Ayy düğünden sonra kucağında karısı ile kapı açan adamlar gibi oldu." Te Allah'ım, koyun can derdinde kasap et derdinde. Kapıyı açtıktan sonra içeriye girdiğimizde ayakabıları kenara fırlattı ayağı ile kapıyı kapatıp yatak odama yöneldi. Odaya gelince yavaşça bedenimi yatağa bıraktı. " Yaranı temizleyelim sonra da üzerini değiştirelim." Kafamı geriye yaslayıp , onaylayan mırıltı çıkardım. Hastane çantamın içinde gerekli olan eşyaları aldıktan sonra yanıma oturdu. Tişörtü kaldırdığında tepki vermedim. Büyük elleri en naif dokunuşlar ile tenime dokundu. İçim hoş oldu. Yarayı yavaş bir o kadar naif hareketlerle temizledi. İşi bittince kirli bezleri poşete attı. Dolabıma yürüyüp kapağını açtı." Alta üçüncü çekmecede mavi çiçekli altlı üstlü sort takımı var." Artık her halimi gördüğü için yabancılık çekmiyordum. Bu da ilkti. Kimsenin yanında açık giyinmezdim ama konu o olunca arsızlaşıyordum. Ya da bana zarar vermeyeceğini bildiğim için bu kadar rahatım. Bilmiyorum . Çocukluğum araya girdi." Biz ona güven diyoruz." Doğruydu. Aradığı takımı bulunca yanıma yaklaştı. Tişörtüme uzandı , elli belimden detsek vererek kafamı hafifçe kaldırıp tişörtü çıkardı. Şuan bakıp bakmadığına bile bakmadım. Bir an durdu. Elli karnımı buldu." Burası hala acıyor mu?" Acıyordu. Tüm bedenimi şaha kaldıracak bir hareket yaptı. Dudakları karnıma küçük bir öpücük kondurdu. Siktir. Öpüşü çok iyiydi. Bu adam bizi her an yoldan çıkarabilir. Acı gitti ama alev alan bedenim kaldı. Gülme sesi geldi kulaklarıma. Kafamdan ince askılı üst takımı giydirdi. Alt tarafa kaydı. Gözlerim istemsizce ona döndü. Kafasını başka yöne çevirmişti. Eşofmana uzanıp çıkardı. Bacaklarım arasından şortu geçirdi, popomu hafif kalırdım tamamen giydirdi. Yüzüme gelen saçlarımı geriye attım. Evde açık saç ile dolaşmayı sevmiyordum bileğimde ki tokayı çıkardım. Saçlarıma uzandığım anda acı bir inilti döküldü dudaklarımdan. Kollarımı biraz fazla kaldırsam keskin bir ağrı giriyordu. " Murat saçlarımı toplar mısın? Evde açık saç ile durmayı sevmiyorum." Çıkardığı kıyafetlerimi kirli sepetine attı. Yanıma geldiğinde belimden tutup doğrultu bedenimi. Arkama geçip ellimden tokayı alıp saçlarımı elliyle topladı. Karşımda duran aynadan ikimize baktım. Saçlarımı topladıktan sonra hiç zorlanmadan hızlı bir dağınık topuz yaptı. Nereden biliyordu bu kadar güzel topuz yapmayı? " Sen bu kadar güzel topuz yapmayı nereden biliyorsun?" Saçlarım ile işi bittikten sonra aynadan gözlerime baktı." Berrak saçlarını yaptırmayı çok seviyor. Onun saçlarını yaparken öğrenmiştim." Sen gerçekten iyi bir baba olacaksın." Acıktın mı?" Başımı salladım çok açtım." Ne yemek istersin?" " Sen yemek yapmayıda mı biliyorsun?" " Biliyorum tabi." Kurumuş dudaklarımı dilim ile ıslattım. Gözleri bir an dudaklarıma kaydı." Şöyle bol sulu bir patates yemeğine ve bol yoğurtlu makarnaya pek hayır demem açıkçası." Gülümsedi." Güzel seçim." Arkamdan kalktı. Belimden tutup yatağa yatırmaya çalıştığında durdurdum." Ne oldu?" " Bende geliyim sıkılırım yatmaktan." Bacaklarımı iki yana açtı , belimden tutup kucağına çekti. Kollarım boynuna dolandı anında bacaklarımı beline sardım. Yataktan benimle kalkıp mutfağa geçti. " Patatesler şurada." Kucağında beni indirmeden tüm malzemeleri buldu. Başımı omzuna yasladım. Ben onun kucağında dururken yemek yapmaya koyuldu. Gözlerim kapandı. İçeride uyumayıp burada adamın kucağında uyuyorduk. Harbi laneti. Ellerim benden bağımsız saçlarına gitti. İçli nefesi boynuma vurdu. Ben harbi ne yapıyordum şuan?" Ben iniyim Murat." Takmadı bile beni." Dur durduğun yerde." Bu adam git gide fazla mı net oluyor yoksa bana mı öyle geliyor? O yemek yaptı ben kucağında uyudum. Resmen bir saat kucağında kaldım ama bir kere bile of demedi. Sende harbi nasıl bir güç var be adam. Çok zayıf değildim bu yüzden belli bir süreden sonra beni taşımak zor olurdu ama o hiç bundan etkilenmiyor gibi. Üç saat olsa üç saate beni taşıyacak gibiydi. Kucağından indirmeden masayı kurdu. Burnuma dolan koku harikaydı. İşini harbi biliyordu. Sandalyeye bedenimi bıraktı. Beraber yemek yedik sonra o masayı topladı, bulaşıkları yıkadı ve en sonunda televizyonun karşısına geçtik. En son yarım kaldığım diziyi açtım. Sen Anlat Karadeniz. Tahir Kaleli bu adama bayılıyorum. Murat yanımda otururken, yutkundum bunu yaptığım için kendime sonra sövecektim ama bir kere bu hissi tatmak istedim. Başımı dizine koydum. Yabancılık çekmedi bile elleri hemen saçlarıma gitti. Bir baba gibi okşuyordu. Genzime acı sızı doldu. Televizyonda Nefes ile aynı anda konuştuk. "Gülüm." Tahir konuştu son repliğini ise Murat , Tahir ile aynı anda söyledi." Gülüm deme huy yapayi." Genzime oturan acı sızıya rağmen gülümsedim." Biliyor musun bu diziyi?" " Biliyorum." İçli nefes verdim." Herkesin hayatında bir Tahir olmalı." Hiç beklemeden cevap verdi." O zaman bende senin Tahirin olurum." Sızı daha da büyüdü. Alışık değildim bu ilgiye. Hayatım boyunca çok yaralanmıştım ama kimse gelip benimle ilgilenmemişti, hep bir köşede kendim iyileşmeyi beklemiştim. Ama o öyle bir şey yapıyordu ki anne gibi şefkat gösteriyor, baba gibi sarıp sarmalıyor, koruyordu. Bir damla yaş süzüldü yanağımdan. Titreyen sesimle konuştum." Alışık değilim böyle bir ilgiye. Eskiden olsa kimse beni umursamazdı hep bir köşede kendi kendime iyileşirdim. " Bir damla daha süzülüp bacağına düştü." Sen neden umursuyorsun beni?" Sesi yumuşacık çıktı." Bende kimseyi önemsemem Deniz ama sen farklısın." Yavşça doğruldum." Özür dilerim sana da yük oluyorum." Gözleri kısıldı. Elleri yüzümü kavradı." Sen bana yük değilsin Deniz. Olmadın, olmayacaksın. İstersen hiç bir yerin tutmasın yine bakarım." Elli kalbine gitti." Sen buraya dokundun. Bundan sonra istersen kötümser kal. Yine bakarım sana hem de hiç bıkmadan, of bile demeden." Gözümden bir damla yaş daha süzüldü. Böyleydi işte insan bilemediği duyguyu tadınca garip oluyordu. Kollarım boynuna dolandı başımı boynuna gömdüm. Ağladım, hiç kimsenin kolları arasında ağlamayan ben onun kollarında ağladım. Hep bir köşede dizlerini kendine çekip ağlayan ben onun kolları arasında rahat rahat ağladım." Teşekkürler çok teşekkürler." Elli belime dolandı , boşta kalan elli ile çıplak bacağımı kavrayıp kucağına çekti bedenimi. Yavaştı dokunuşu oysa kimse bana bu kadar yavaş dokunmamıştı. " Teşekkür etme . Yanımda ol , gözümün önünden ayrılma bu bana yeter." Ağlayışım daha çok artı. İçli bir nefes verdi." Deniz." "Hı." " Ağlama." Başını boynuma sakladı. Keskin nefesi vurdu boynuma." Kıyamam." Kıyamam herkes bana kıyarken o kıyamam diyordu. Kafasını boynumdan çekti aynı şekilde bende. Akan her damla yaşı usulca sildi. " Canın yanmasın senin hiç. Canın yanınca canım yanıyor." Kalbim şaha kalktı. Bedenim titredi. Ellini belimden çekmeden yerinden kalktı. Televizyonu kapatıp, kucağında ben ile odama geçtik. Yatağa usulca bıraktı. Üzerinde ki tişörtü çıkartıp yanıma uzandı. Bir az önce ki ağlayan halimi kenara bıraktım." Ne yapıyorsun şuan?" " Ne demek ? Doktor yarana iyi bak dedi ya. Başka yerde yatarsam ya gece yaran enfeksiyon kaparsa ve ben yetişemezsem." Başımı sağ omzuma doğru hafif yatırdım." Sen bildiğin bahane uyduruyorsun." Gözüme takılan kaslarını önemesememeye çalıştım." Komutan asker ilişkisini koruyalım lütfen." İki kaşı usulca havalandı." Ha öyle?" Başımı salladım." O zaman bu bir emirdir, yanımda yatacaksın." Şuna bak ya resmen komutan rütbesini kullanıyor. " Senin bu yaptığına hile derler." Takmadı bile beni. Yandan uzanıp ışığı kapatı odanın içini ay ışığı aydınlatı. Ve yine kalbimi şaha kaldıracak bir hareket yaptı. Bacaklarım arasından ellini geçirip yavaşça bedenimi bedenine çekti. Başını boynuma sakladı, elli takımın altında sızıp karnıma değdi. Öylece kala kaldım. Sıcaklığı sardı sarmaladı. " Senden daha üst rütbe oluyumda gör sen." Güldü bildiğiniz güldü." O zamanda askerin ile ilgilenmek zorundasın." Harbi arsız bu ha. Başka bir konuya geçmeye çalıştım." Sen hani kimse ile yatmayı sevmiyordun?" " Hala sevmiyorum." Kesik kesik verdiği nefesleri boynuma vuruyordu." Anla şunu Deniz herkes için geçerli olan kuralar senin için geçerli değil." Uykulu geliyordu sesi. Nefesleri yavaş yavaş düzenli hale girerken. Ellimi tutup saçları arasına bıraktı." Saçlarım ile oynasana o zaman daha hızlı uykuya dalıyorum." Parmaklarım anında dediğini yaptı. Canıma minneti açıkcası . Garipti lakin seviyordum saçları ile oynamayı. Parmaklarım kısa kesim siyah saçları arasında gezerken içimi hoş bir duygu kaplıyordu. Saçlarını okşarken gözlerim kapandı. Nefes sesleri tamamen düzenli hale gelince ellerim karın kaslarına gitti. Hoy Maşallah. Harbi taş gibiydi. Kesinlikle yoldan çıkmama ramak kaldı. Bilincim git gide kayarken. Daha çok sokuldum sıcaklığa. İşte bu adamın yanı huzurdu. Göğsü limanım. Sessizce mırıldandım." Seni seviyorum."
******* Gözlerimi yavaşça açtım. Tam karşımda duran tavana en boş bakışımı attım. Başım sağa doğru döndü. Oydu , ilgiyle bana baktı." Senin uykun bu kadar ağır mı?" Değildi ama sen lanet herif hep bir şeyler yapıyordun bana. Başımı hayır anlamında salladı." Çok terlemişsin duş alman gerek." Her yerim ağrıyordu. " Ayakta duracak halim yok." Dudakları yukarıya kıvrıldı. İmalı bir gülüş oldu yüzünde." Eee ne yapalım beraber duş alacağız o zaman." Ne ? Ne ? Ne? Kalbime inme inmiş olabilir. Hala gülerken bellimden tutup doğrultu beni , bacaklarımın arasını açıp kucağına aldı." Murat saçmalama istersen." Dinlemedi bile beni. Dur be adam. Tamam yanında rahatız da o kadar seviye atlamayalım. Yoldan çıkarım diyorum neden anlamıyorsunuz. Kucağında ben ile banyoya geçti. Bedenimi lavaboya bırakıp suyu açıp ılık konuma getirdi. Ateş basmıyor evim yanıyor şuan direkt. Yanıma yaklaşıp bacaklarım arasına girip yüzüme hayli yaklaştı. Nefesi dudaklarıma vuruyordu. Pantolonunun kemerine uzandı. Kocaman yutkundum. Sence de fazla hızlı ilerlemiyor muyuz? İç sesim sağ olsun konuştu." Bismillahirrahmanirrahim." Pantolonunu çıkartı altında bol bir baksır vardı sort gibi. Gözlerimin içine baktı. " Pantolonun ıslanmasını istemeyiz sonuçta." Fazla arsızsın ve bu neden benim hoşuma gidiyordu?" Biraz daha kızarırsan alev alacaksın." Takımıma uzandı, donup kaldım şuan bana ne yapsa hiç bir şey yapamam. Öyle bir etkisi vardı. Takımı başımdan çıkardı. Siyah danteli sütyenime baktığında adem elması hareketlendi. " Gerçekten iyi bir seçim." Ne diyorsun be adam? Ben burada yanıyorum senin düşündüğün şeye bak. Hiç utanmadığım kadar utanıyordum yanında. Bacaklarımı kendine doğru çekti. Elli belime dolandı. Suyun altına geçtik. Ilık su tenime değerken bir an ürperdim. Şuan altımda bir şort üzerimde sütyen ve üzerinde hiç bir şey olmayan altında sadece baksır olan Murat'ın kucağında bulunuyordum. Ilık su başımızdan aşağıya dökülürken. Sırtımı duvara yasladı. İçimde bir nokta fazla hareketliydi. Yüzü yüzüme fazla yakındı biraz daha yaklaşsa dudakları dudağıma değecekti. Bedenlerimiz birbirine yaslıydı." Deniz." Şuan öyle bir etkisi vardı ki. En nazlı halimle ben olduğumun işaretini verdim." Hı." Gözlerinde bu sefer başka bir duygu vardı. İçine çeken bir duygu her an yoldan çıkaracak duygu. " Aklımı başımdan alıyorsun." Yüzüme yaklaştı burnuma, yanaklarıma, alnıma, gözlerime, boynuma ardı ardına öpücükler kondurdu. Dudağımın tam kenarına kondurduğu öpücük ile adeta alevin ta kendisi oldum. Dur diyemiyordum. Lanet gelsin aşırı hoşuma gidiyordu. Sert kondurduğu öpücükler aklımı başımdan alıyordu. Kafam geriye giderken bellimden tutup kendine daha çok çekti. " Deniz." Şuan aşırı zor bir durumdaydım. Ses edemedim. Boynuma derin bir öpücük kondurdu. Laneti . Öpüşü çok iyiydi. Gözleri dudaklarıma kaydı. Zorla yutkundum." Yapma Murat. " Yapmamalı, kendine kaptırmamalı. Uzak durmalıyım ondan hem de çok uzak durmalıyım ama aşırı zordu. Fazla zordu. Etkisi inanılmaz derecedeydi. Derin bir nefes verdi." Harbi senin ile başım belada benim." Yandan şampuana uzanıp elline sıkıp saçlarıma sürdü. Ilık su ilede bir güzel duruladı. Artık tamamen duş bittince duştan çıktık. Lavabonun tezgahına bedenimi bırakıp, bornozumu aldı bedenime sardı. Elli bornozun altından sırtıma çıktı tek bir hamlede sütyenin kolçasını açtı. Kafasını başka yöne çevrirdi." Çıkarta bilirisin." Bornozu açıp sütyeni çıkarttım. Bornozu tekrar sardım bedenime. " Çıkarttım." Bakışları bana döndü. Bacaklarım arasına girdi gözlerime baktı. Elli aşağıya uzandı belimden hafif tutup kaldırıp şortu ve alt çamaşırımı çıkardı bunu yaparken gözleri bir an olsun gözlerimden ayrılmadı. Teni tenime doğru düzgün değmedi bile. Bu işte bittince saç havlumu alıp saçlarıma sardı. Bir elli belimi tutu diğer elli bacaklarımın altından geçip kucağına aldı. Odama geçtik yatağa bıraktı bedenimi. Ben söylemeden dolabıma gidip bordo sort takımımı aldı ve bordo danteli sütyenimi ve alt çamaşırımı." Gerçekten diyorum seçimlerin harika." Ulan adam dur artık. Ne olsun istiyorsun bu yaralı halimle? Senden uzak durmalıyız işlerimi daha zora sokuyordu. Yanıma yaklaşıp gözlerini kapatıp bornozu açtı. Sütyeni giydirdi ve alt çamaşırımı üzerime de pijama takımımı bunları yaparken de bir kez olsun ne baktı nede teni tenime doğru düzgün değdi. Yutkundum." Giyindim." Gözleri açıldı. Başımdan havluyu aldı. Masanın üzerine olan tarağımı ve fön makinesini uzanıp , fön makinesini fişe takıp önce kurutu saçlarımı daha sonra ise her bir saç telimi yavaş yavaş taradı. Sert adamdı ama şuan öyle narin tarıyordu ki. İçimdeki çocuk en neşelisinden güldü. İşi bitince elleri ile saçımı topladı. Gece yatarken saçımdan çıkan tokayı aldı. Dağınık bir topuz yaptı. Yutkundum. Aynadan ikimize baktım. Hala baksırla duruyordu." Giy şu üzerini." Resmen arsız gibi güldü. Yerinden kalkıp dün gece kenara attığı tişörtü giyindi, pantolonunu almak için odadan çıktığında , ellim kalbimi buldu çok hızlı atıyordu fazlası ile hızlı. Çalan kapıyla yarama elimle batırıp zorla yerimden kalktım. Çok pis ağrıyordu. Kapıyı açtığımda karşımda binanın en dedikoducu karısı Nermin vardı. Kafası resmen evin içine kadar giriyordu. Murat ve beni görmüştü kesinlikle." Merhaba Deniz kızım." Ellinde tuttuğu tabağı ellime bıraktı." Müsait misin?" Cevap vermeme kalmadan içeriye girdi. " Dememe fırsat bile bırakmadın ki." Tabağı mutfağa koyup salona geçtim. Mavi gözleri neredeyse her yeri tarıyordu. Bu kadının gözlerinde kesinlikle soru işareti vardı. " Nasılsın kızım? Yaralanmışsın duyduk. " Ellini dizine vurup yalandan bir üzüntüyle baktı." Çok geçmiş olsun." "Sağol Nermin abla." Gözleri hala etrafı tarıyordu. Ya sabır. " Eee seninle beraber bir oğlan daha gelmiş diyorlardı hem de kucağında." Bu sırada içeriye Murat girdi önce bana sonra oturan kadına baktı." Ha demek oğlan bu." Senin ağzına laf verdiğime inanamıyorum. Murat boş koltuğa otururken ciddi yüz ifadesini takınmıştı bile." Merhaba, hoşgeldiniz." Hiç hoş gelmedi. Murat'ın yanına oturdum. Kadın bizi baştan aşağıya kadar süzerken sessizce mırıldandım." Bu kadının ağzına laf verirsek vala boğarım kendimi. Kendisi binanın en dedikoducusu sakın laf verme." Kadın bize hala bakarken en sevimsiz gülüşümü takındım. " Merhaba oğlum." Gözleri hala etrafı tarıyordu. Yok kadın bir şey yok. Dedikodu yapacak bir şey bulmaya çalışıyordu resmen. " Denizi kucağında sen getirmişsin." Murat'ın kaşları çatıldı, sevmemişti kadını." Evet yarası ağır biraz. Yürümekte zorlanıyor." Ellerini ovuşturdu." Oğlum yanlış anlamada bekar bir kızı böyle kucağında getirmek hiç iyi olmamış. Bütün bina sizi konuşuyor." En başta da sen." İnsanlar yanlış anlar, aile apartmanı sonuçta burası." Gözleri bana döndü." Deniz kızımın adının kötü anılmasını istemem üzer bu beni." Dedikodu buldun diye zil takıp oynamadığın kalmış bir . Bunu bile yapmış olabilir. Murat'ın hafiften sinirlendiği belli oluyordu." Binanın başka işi gücü yokta Denizi mi konuşuyor?" Ellerini daha çok ovuşturdu. Bu kadın varken şeytan boşa çalışıyor." Öyle deme oğlum millet işte torba değil ki ağzı büzesin." Sen ağzını büzsen yeter . " Hanımefendi nişanlımı kucağıma alıp almayacağımı millete soracak değilim." Ne ? Ne ? Ne? Nermin ile ikimiz şok içindeydik. Ne diyordu bu adam? Ağzına laf verme dedim de , bu kadar da demedim. Nermin şoku üzerinde atmıştı ama ben hala alık alık Murat'a bakıyordum." Nişanlımı? Ellinizde yüzük göremedim." Ha buna ne cevap verecek acaba? " Yakında düğün yapacağız yüzükleri düğünden önce alırız diye düşündük." Ne? Ne? Ne? Kalbime inme iniyor şuan. Adam resmen sonuca koşuyor. Nermin karısı ise istediği dedikodu malzemesini bulamayınca yüzü düşmüştü." Demek evleniyorsunuz?" Başını salladı Murat. Nermin durur mu? Durmaz tabi ki." Olsun yinede böyle nikâhsız aynı evde durmanız hoş değil." Derdin ne be kadın? Anında cevabı yapıştırdı Murat." Dini nikahımız var." Nerminin yüzü daha da düştü." Demek öyle." Çalan kapıyla bir anda yüzü ışıldadı kadın resmen dedikodu malzemesi bulacağı herşeye seviniyordu. Murat benim yerime kapıyı açtı ve Kartal timi , sevgilileri. Hepsi içeriye gelirken yanımda ilk Derya bitti. Sevimli sevimli yüzüme baktı." Komutanım." Sarılmak istiyorda çekiniyor gibiydi. Kollarımı açtım anında kollarım arasına girdi." Çok korktum size bir şey olacak diye." Öyle sıkı sarılıyordu ki bu sarılma ile kesinlikle ölebilirdim. " Derya biraz daha sıkı sarılırsan kesinlikle öleceğim." Anında uzaklaştı." Özür dilerim komutanım ben bir an öyle mutluluktan oldu." Kocaman gülümsedim. Kartal timine baktığımda hepsi sevimli sevimli yüzüme bakıyordu. " Bu kadar sevildiğimi bilmiyordum." " Çok korkutun kız bizi." Dedi Harun abi. " İyiyim abi geçti." Nermin karısı atladı hemen." Eee düğün ne zaman?" " Ne düğünü?" Dedi Buğra. Nermin boş boş göz kırpıştırdı. Murat ve beni gösterdi." Evleniyormuşlar ya." Hepsi bir ağızdan aynı anda." Ne ?" Nermin karısı şüpheyle bize bakınca anında lafa girdim." Arkadaşlar bizim size bir şey söylememiz lazım biz Murat ile evlenmeye karar verdik. " Aynı anda konuştular." Ne?" Murat en keyifli sesiyle devam ettirdi yalanı." Biz size söyleyemedik. Trabzon'da gittiğimiz üfürükçü Cemal Hocaya dini nikah kıydırdık." Çarpılmaya üç saniye felan. Aynı anda konuştular." Ne?" " Evet, en kısa sürede de düğün yapacağız inşallah." Yine aynı anda." Ne?" Bu kadar şok bile onlara fazlaydı. Ne yapıyım Nermin karısının ağzına laf vermek demek, ip ile kendini asmakla eşit seviyede. Derya resmen hayal kırıklığı içinde bana baktı." Hadi bunlara söylemiyorsunuz bana neden söylemiyorsun komutanım?" Konumuz şuan bumu Derya? Kazım kocaman gözlerini açıp bize yaklaştı." Ne yani ? Sizin şimdi dini nikanız mı var?" Başımı salladım." Aman Allah'ım timde neler dönüyormuşta haberimiz yokmuş." Ağrıyan karnıma ellimi koydum. Nermin şüpheyle önce bana sonra karnıma baktı." Amanin sen hamilesin." Buna nereden kanat getirdin be kadın? Anında yerinden kalkıp yanıma geldi. İzin bile almadan ellini karnıma koydu." Amanin bu üç aylık." Ne? Olmayan çocuğum nasıl üç aylık olsun?" Karnın düz gelir , kesin kız çocuğu." Allah'ım yardım. Kadın bir yerlerinden laf uyduruyor. Ayşe abla ellini ağzına attı." Siz demek o gün gerçekten o işi yaptınız ." Ne diyorsun Ayşe abla Allah adına? Allah kahretsin o günden tam üç ay geçmişti şuan hepsi bana şüpheyle bakıyordu. Sercan kocaman gülerek ayağa kalktı." Vayy amcamı oluyorum ben şimdi?" Yok teyze Sercan. Poyraz ve Kazım anında yerlerinden kalkıp , telefondan en hareketlisinden oyun havası açtılar . " Bunu kutlamak lazım." Beraber oyun oynamaya başladılar. Hemde baya sevine sevine. Harun abi sevgi dolu bakışını Murat'a attı." Hayırlı olsun komutanım." Yavuz abide ekleme yaptı." Allah analı babalı büyütsün." Lan basit bir yalan nerelere geldi. Murat'ın kaşları çatıla bildiği kadar çatıldı." Ne saçmalıyorsunuz lan siz? Çocuk mocuk yok ortada." Nermin kocaman açılan ağzını kapatı." Amanin çocuğu da istemiyor." Allah'ım al şurada canımı ne olur. Yavuz abi sinirle çıkıştı Murat'a." Maddem çocuğu istemiyorsun ne diye yaptın lan?" Nehir ayağa kalktı." Sen bu kızı kullandın mı abi?" Lan ne kullanması? " Hamile felan değilim arkadaşlar. Karnım ağrıdı o yüzden ellimi karnıma koydum." Hala şüpheyle bana bakıyorlardı." Vala yok ya. Evlenmeden ne çocuğu?" Ben bu oyuna kendimi baya kaptırdım ha. Murat ise yandan bana baktı." He doğru söylüyor. Evlenince yaparız şöyle yedi sekiz çocuk." "Oldu paşam. Yedi sekiz çocuğu zaten sen doğuruyorsun sanki." Bana ne oluyor lan? Harbi harbi kaptırıyorum role kendimi. Murat ise en keyiflisinden güldü." Yapması benden, doğurması da senden işte hatunum." Hatunumu? Buna niye yükseldim şimdi ben? Kendine gel Deniz. Yalan yoluna gerçekten evleneceğiz yoksa. En ters sesimle çıkıştım." Saçmalama Murat. Çok istiyorsan Kendi kendine çocuk yap." Hala elli karnımda duran Nerminin ellini karnımdan çektim. Murat ise beni asla takmıyordu." Ama evleni evlenmez bir çocuk yapalım biz." Te Allah'ım. Dişlerimi sıktım." Murat." Yüzünü yüzüme yaklaştı." He söyle hatunum." Güldü bildiğiniz güldü. Sessizce mırıldandı." Ben bu yalanı çok sevdim. " Allah'ım harbi yardım. Koyun can derdinde kasap et derdinde." Biz bu yalanı gerçek mi yapsak acaba?" Adam giriş gelişme bilmeden sonuca koşuyordu. Sinirden çatalayacağım ha şurada." Lan delirtme beni." Sinirle yerimden kalktım , kalkmam ile keskin bir ağrı girdi. Yüzümü buruşturdum. Ağrı daha çok artı, bu kadar sakinlik fazlaydı artık. Bildiğimiz yoldan devam . Sinir." Kalk git şuradan Nermin abla burada canımız ile uğraşıyoruz gelmiş dedikodu malzemesi arıyorsun." Yerinden kalkarken en tip bakışını attı." Kovuyor musun beni? " " Aynen ondan." Kapıyı gösterdim." Çık git." Tip bir bakış attıp hızla kapıya ulaştı açıncada tesr bir bakış attı." Git be kadın al verdim sana dedikodu malzemesi." Kapıyı adeta yerinden sökmek ister gibi çarptı." Manyak karı, o kapı senden daha değerli." Bakışlarım time döndü." Gelelim size sırf şu kadının ağzına laf vermemek için yalan söyekdik. Düğün , nişan , çocuk hiç bir halt yok." Hepsinin yüzü düştü. Aaa bunlar niye bu kadar üzüldü? Kazım altan en hüzünlü bakışını attı." Yani düğün yok mu?" " Yok." " Dini nikah." " Yok." " Çocuk." " O hiç yok." " Birazcık da mı yok?" " Hiç yok, evde kalmamış istersen iki dakika git marketten al." Ellini azıcık işareti yaptı." Azıcıkda mı yok?" " Yok Kazım yok." Ağrı daha da artı. Yavaşça yerime oturdum. Ellim karnımda gezindi. Ayşe abla ikimize baktı." Yani şimdi sizin aranızda hiç bir şey yok mu?" Ne istiyorsunuz siz ya Allah adına? El birliği ile evlendirmeye ant içmiş gibi halleri var. " Yok." " Var ." Dedi Murat. Bakışlarımız birbirini buldu. Arsızca baktı bana . Ellerini arkada başının arkasına geçirip geriye yaslandı." Benim için var ama Deniz için bilemem." Ne diyecektim şimdi ben bu adama? Seviyorum desem diyemezdim. Bu iş olmazdı hem de hiç olmazdı. Kapılmamam gerekiyor ona ama bazı şeyler için artık çok geçti. İçimde yaşadığım duygu ona gitmek istiyordu ama geçmişim o beni durduruyordu. Öğrendiği zaman nefretle bakan gözlerini kaldıramaz yüreğim. O yüzden hiç cevap vermeden başka konuya giriş yaptım." Çay içer misiniz?" Yerimden kalkmaya çalıştım. Olmadı. Ağrı aşırı fazlaydı. Murat'ın elleri bedenimde olunca ağrı gidiyordu lakin elleri yoktu ve ağrı vardı. Nehir yanıma yaklaştı bu kız ile çok az sohbetimiz olduğu halde bana çok yakın davranıyordu." Deniz yaran çok mu acıyor?" Ağrı artıyordu. Tülayda yerinden kalkıp yanıma geldi." Yarana bakalımı?" Yasemin ve Ayşe ablada koşarak yanıma geldi. Bu insanlar neden benimle bu kadar ilgileniyordu? Onlara da mesafeli davranıyordum ama onlar ilgiyle bakıyordu bana. Genzime acı bir sızı doldu. Aile demek böyle bir şeydi galiba. Kafamı usulca salladım. Deryaya baktım." Derya kalkmama yardım etsene." " Temas sevmiyorsunuz ama." Galiba artık o kadar korkmuyordum temastan. Derya'nın ellini tutum. Bu kızı neden bilmiyorum ama kız kardeş gibi görüyordum. " Senin dokunmana izin var artık." Kocaman gülümsedi hemde kocaman. Kollumu tutup yerimden yavaşça kaldırdı. Peşimden de diğer kadınlar geldi. Odama geçtiğimde yavaşça yatağa yattım. Tülay başıma geçti. " Dokuna bilir miyim?" Dedi Tülay. Başımı salladım. Pijamayı kaldırdı. " Yaran kanamış, temizlemek lazım." Köşede duran çantayı gösterdim. Ayşe abla alıp verdi Tülaya. Çantayı açıp içinden ihtiyacı olan şeyleri alıp yarayı temizlemeye koyuldu. " Yemeğin felan var mı Deniz?" Dedi Yasemin abla. Nehir sevimli sevimli yüzüme baktı." İstersen yanında ben kalıyım Deniz. Bu halde ne kadar Murat abi başında olsa da tam bakamaz." Ayşe ablada anında katıldı." Doğru diyor Nehir. Millet laf falan yapar Nehir başında kalsın." Tülay da yarayı temizlerken konuştu." Ben de kalıyım nasıl olsa hemşireyim. En iyi şekilde bakarım sana." Yasemin abla gülümsedi." Bende yemek yapıp getiririm size." Boş boş göz kırpıştırdım." Siz neden bana bu kadar iyi davranıyorsunuz?" Başlarına taş mı düştü yani? Ne diye bu kadar iyi davranıyorlar? Alışık değilim ben bu ilgiye. Ayşe abla ." O nasıl laf öyle?" Omuzlarımı indirip kaldırdım." Ne biliyim beni doğru düzgün tanımıyorsunuz bile." Tanımadığın bir insana ne diye iyi davranır insan? Hayatım boyunca insanlar hep benden uzak durup, büyük mesafeler koymuştu lakin bu insanlar öyle yapmıyordu. Alışık değilim hemde hiç alışık değilim. " Tanımak gerekmez sende bu ailenin bir parçasısın sonuçta." Dedi Yasemin abla. Aile ? Bilmediğim bir kavram daha. Ailen olunca böyle mi oluyor yani? Derya en neşelisinden şakıdı." Sizi seviyoruz komutanım. Şeytan tüyü var sizde. İstemsiz seviyor insan sizi." Benimi seviyor? İnsanlar genelde benden nefret ederdi. Yasemin abla anında dedikodu moduna geçti." Sen onu boşverde Murat'a karşı bir şeyler hissediyormusun sen?" Gözlerimi kapattım. İnkar etmenin manası yoktu. " Seviyorum ama aşık mıyım? Bunu bende bilmiyorum." Evet seviyordum Murat'ı ama hala aşkmı? Değil mi ? Bilmiyorum. Sevmiştim, ne zaman sevdiğimi ben bile anlamadım. Bir anda damdan düşer gibi sevmiştim adamı. Derya düşünceli düşünceli cevap verdi." Aşıksınız komutanım." Gözlerimi açıp kısık gözlerle baktım." Nereden anladın?" Yani neyden anladın? Gayet makul bir soru. Zaten Murat'ın benim neyime aşık olduğunu da anlamamıştım. Aşık ola ola bana mı aşık olmuştu? Ben bile kendimi sevmezken o niye beni sevmişti? " Komutanım siz fark etmiyorsunuz ama hep çatık olan kaşlarınız Murat komutanın yanında çatık değil. Murat komutanıma bakarken gözleriniz içi parlıyor , normalde gözleriniz hep ya sinirli yada hüzünlü duruyor ama Murat komutanın yanında mutlusunuz." İçli bir nefes verip devam etti." Temas sevmiyorsunuz ama Murat komutanım dokunduğu zaman tepki vermiyorsunuz. Kimsenin ellinden bir şey yemiyorsunuz bunu fark ettim." Demek anlamıştı bunu. Derya da normal duruyordu ama zehir gibi kafası vardı. Görevlerde de tuttuğunu koparan atığını vuran bir kızdı. Tek kötü yönü fazla konuşkan." Murat komutanın ellinden yiyorsunuz. Herkese mesafeli davranıyorsunuz ama ona değil. Hep ciddi duruyorsunuz ama onun yanında küçük bir kız çocuğu oluyorsunuz. Başınız belaya giriyor ilk Murat komutanıma koşuyorsunuz. Dışarıdan bakıldığı zaman hep tetikte duruyorsunuz ama onun yanında rahatsınız." Yuh bu kadarını nasıl anlamıştı? Bu kızı çok hafife alıyordum. Nehirde şakıdı." Vala biz bile fark ettik." Diğerleride onayladı. Dertli başımı geriye daha çok attım." Olmaz bizden. İkimizde aynıyız, aynı kutuplar birbirini iter." " Niye olmasın? Yan yana durunca ikinizde farklı oluyorsunuz." Dedi Tülay . Yutkundum." Olmaz işte Tülay. O daha iyi birini hak ediyor." Beni değil. Ben ona bir yuva veremem. Tekrar anne olamam mesela . Daha Derin ve Dumanı koruyamadım başka bir çocuğu nasıl koruyum?Bu sinirle bir çocuğa nasıl bakıyım? Bu geçmiş ile nasıl Murat'a gel beni sevmeye devam et deyim? Bencillik olur bu. Kirlenmiş bir vücuda nasıl dokunacak? Bedenimde görünmez ellerin parmakları, nefesleri, öpücükleri vardı. Kirliydi benim ruhum, bedenim. Lekeler vardı , görünmez lekeler. Banyoda ne kadar keselesemde geçmeyen lekeler. Vatanı uğruna savaştığı insanların izleri vardı bedenimde. Bir gün bunu öğrendiğinde iğrenecek benden. Hem onun ailesi köklü bir aileydi teröristin çocuğunu istemezlerdi. Olmayacak duaya amin demenin manası yoktu. Hadi şimdi dokunuyor ama o işi yapmak istediğinde yapamayacaktım. Geçmiş önüme gelecekti. Temiz bir ruh , kirli bir ruhu hak etmiyordu. O daha temiz kızlara laikti. Elbet bir gün beni sevmeyi bırakır . Uzak durmalıyım kesinlikle uzak durmalıyım en iyisi bu. Onun içinde benim içinde. Derya endişeyle kollumu tutu." Komutanım ne oldu? Niye ağlıyorsun?" Ağlıyor muydum? Farkında bile değildim. Yerimden doğruldum. Derya başımı tutup göğsüne öğsüne yasladı." Komutanım ne oldu?" Ağlayışlarım daha çok artı." Olmaz bizden, olmaz , olmaz." Çok seviyorum onu ama yapamam ona bunu." Onu çok seviyorum ama olmaz , yapamam ona bunu." Hıçkırıklarım daha çok artı. Ellim karnıma gitti. " Sevemem ben onu sevmemeliyim. Geçmeli bu his." Omuzlarım sarsıldı. Derya daha sıkı sarıldı. " Komutanım niye olmasın? Çok da güzel olursunuz." Anlamıyorsun Derya. Anlatamam zaten , anlatsam hepsi nefret eder benden. Kime anlatıysam nefret etti benden. Bir tek Rahmi albay severdi beni ama inanmıyordum onun sevgisine de inanmıyordum. Endişeli bakışlar beni bulurken daha çok ağladım. Hayatımda ilk defa bir erkek için ağlıyordum. İçeriden gülme ve kahkaha sesleri gelirken daha çok ağladım. Ses edemedim. Sadece ağlamadığım kadar ağladım, ağladım ve ağladım. Geçmiş silinip atılmıyordu. İnsanların geçmişi ile yargılamamak lazım derler ama benim öyle bir geçmişim vardı ki yargılamamak elde değil. Murat'a ağladım, geçmişime ağladım, kayıp ettiğim iki cana ağladım. Ve daha nice şeye ağladım...
****** Kafamani bir kadeh daha diktim. Şuan neredeyim pavyonda tabi daha doğrusu meyhaneye benziyordu. İkisinin karışımı işte. Evden kaçıp kendimi buraya atmıştım. Normalde içmem ama kafamadaki düşünceleri dağıtmam gerekiyordu. Yoksa kafamı duvara vura vura kendimi öldürmeme on beş saniye falan. Kafam şuna aşırı güzeldi. Fazla güzeldi. İçmemesi gereken insanlar birinci sıradayım. İçince adeta çozutuyordum. " Hanımefendi telefonunuz çalıyor sabahtan beri." Yanımda müzik söyleyen alete baktım." Müzik çalar değil mi bu?" Kafasını hayır anlamında salladı. Aleti ellime aldım." Bu alet nasıl açılıyor?" Ellimden aleti alıp açıp peçeteliğe koydu. Karşımda bir kız dokuz tane erkek vardı. Bunlar kimdi? " Komutanım nerdesiniz?" Endişeli geliyordu kızın sesi. Kafamı yanımda ki adama çevirdim." Bunlar kim?" Omuzlarını indirip kaldırdı bimem diyerek. Başka sinirli ses konuştu." Deniz nerdesin sen sabahtan beri?" Boş boş göz kırpıştırdım." Deniz kim?" Adama tekrar baktım." Deniz kim? " " Galiba siz oluyorsunuz." Ellimi kaldırdım." Bak ben benim ." Ellimi ona çevirdim." Sen sensin, Deniz kim?" " Sizsiniz Deniz işte." Anlamıyor mu bu beni? Ellimi göğsüme koyup salağa anlatır gibi anlatım." Ben benim , sen sensin, Deniz kim?" Diye yükseldim. Niye anlamıyor bunlar beni? Sinirli ses resmen bağırdı."Deniz nerdesin sen? Yaralı halinle birde içtin mi?" Gözlerim kocaman açıldı." Yaralı mıyım ben? " Adama baktım." Kim yaraladı lan beni? Silahım nerde?" Durdum." Aaa benim silahım yok ki." Güldüm. Sarı saçlı bey konuştu." Abboo komutanım sarhoş olmuş." Boş boş baktım." Komutanım o ne be?" Yanımda adama döndüm." Yemek mi o? Varsa getirsene komutan." Sinirli adam resmen kükredi." Neredesin sen ? Acil yerini söyle." Etrafıma baktım." Aaaa sevişiyor kadın ve erkek." Karşıma bir adam oturdu. Ellini bana uzattı , ellini tutum." Merhaba çok güzelsiniz bir gecenizi bana ayırma şansınız var mı?" Ellimi yanağıma koyup alık alık baktım." Olurrr." Sinirli adam tekrar bağırdı." Sikerim seni gavat kalk lan o siktiğimin masasından." Yanımda ki adama çıkıştı." Yanına kimseyi yaklaştırma erkek sinek bile yaklaşırsa o mekanı yediririm size." Ellini burnuna götürüp sıktı." Neresi orası?" " Menekşe meyhanesi abi." Karşımda oturan adamı kaldırdı. Alete uzanıp kapattım. Çok sıkıcı film. Sinirli adam bağırıp duruyor hiç sevmedim. Bir şişe daha açıp kafama diktim. Arkadan Yıldız Tilbe Vazgeçtim şarkısı çalıyordu. Bu nasıl şarkı be? Buraya kafa dağıtmaya geldik. Yıldız abla daha da dertlendiriyor. Alet tekrar müzik çalınca kenarlarına bastım bir anda sustu. Artık demek filmler bizi arıyor. Güldüm. Allah Allah o kadar gelişti ha teknoloji. Teknoloji ne? Yanıma ise bir adam oturdu." Sen kimsin?" " Garson." " Haaa." Durdum." O ne?" Kafasını geriye atıp gözlerini yumdu. Herkes çok sinirli.
Yarım saat sonra... " Sen kimsin?" " Dedim ya Deniz hanım garson garson seksen birinci soruşunuz oldu." " Haa." Durdum." O ne?" Derin bir nefes verdi. Tam karşıma filmde gördüğüm sinirli adam , bir kız ve beş erkek geçti. Aaa film gerçek oluyor. Teknoloji baya gelişmiş. Teknoloji ne? Sinirli adam ellerini masaya koydu. Masada duran şişelere baktı. Yüzü kırmızıydı." Deniz sen ne halt yiyorsun bu siktiğimin mekanında?" Gözlerini kapattı." Söyle Deniz! Bu halin ne ? Yaralı halinle bir de içmişsin." Alık alık baktım." Kim içmiş? Ben buraya namaz kılmaya geldim bir kere." Ellimi göğsüme kalırdım." Allahu Ekber. Namazı bölme, günah günah." Arkadaki kişiler gülerken sinirli adam bana ters ters bakıyordu." Kalk gidiyoruz." Ellime uzandığında geriye kaçtım. " Sinirli bey." Durdum. Ellimi yanağıma yasladım." Siz ne kadar yakışıklısınız yanıma otursanıza." Arkada kalan sarı saçlı beye de baktım alık alık." Aaa sende çok yakışıklısın." Başını usulca salladı." Eyvallah komutanım." Gülüşünü zorla bastırmaya çalışır gibi hali vardı." Bu sefer diğerinden daha da kötü olmuş." Sinirli adamın bakışları sarı saçlı adama döndü." Diğer sefer derken?" Sarı saçlı anında ciddileşti." Komutanım biz bir kere Deniz komutanım ile içmeye gelmiştik de orada da böyle biraz kötü olmuştu." Sinirli adam daha da sinirlendi." Ne yaptı?" Sarı saçlı adam bana kaçamak bir bakış attı." Adamın birinin kafasında şişe kırdı, bir de mekânı biraz altı üstüne getirip kaçmış olabiliriz. Sonra ise yolun ortasına çöküp dilenciyim ben demişte olabilir." Sinirli adamın iki alev topu bana döndü." Siz ne bok halt yiyorsunuz lan?" Elleri ile saçlarını karıştırdı." Kafayı yiyeceğim vala kafayı yiyeceğim." Bir şişe daha açarken diğerleri yanıma oturdu." Siz kimsiniz?" Boş boş göz kırpıştırdım." Aaa siz filmde ki kişilersiniz." Sinirli adama baktım. "Sen kimsin sinirli bey?" Hamile adam cevap verdi." Murat komutanım." " Komutanım soy ismimi? Ne garip soy ismi o?" Şişeyi kafama diktim. Durdum." Siz kimsiniz?" Garson olduğunu söyleyen adam araya girdi." O topa asla girmeyin derim. Deneyim ile konuşuyorum." Masadan şişeleri alıp uzaklaştı. Sinirli adam elime tekrar uzandı." Gitmem vala bağırırım adam kaçırıyor diye." Derin bir nefes verdi. " Gelsene sende otur." Yanıma çöküp oturdu." Başıma harbi belasın. Bir inansan içince bu kadar çozutamaz ." Burnundan soludu." Sabrımı sınıyor yüce rabbim." Yerimden kalktım." Nereye Deniz?" Ellimi gülerek dudağıma götürdüm." Bağırma sinirli bey. Çocuklar uyuyor." Ellimde ki şişe ile pistin ortasına geldim. Kadının biri dans ediyordu." Durdurun ulan şu şarkıyı! Şarkıcı aç ordan Kapıcı İzzet." Aynen bende öyle modern şarkılar dinlerim aşkım. Şarkı başlayınca kocaman bağırdım." Haydeee." Up to the ceiling down to the floor Left to the window right to the door Kiss me mommy kiss me daddy I will sing my ABCD ABCDEFG HIJKLMNOP QRSTUV WXYZ Kapıcı izzet Ellimde ki şişeyi kafaya dilerken karşımda duran kadın ile oynamaya başladım. Sıcak basıyordu. Üzerimde ki gömleği çıkartıp kenara attım." Allah Allah." Her yanın sallanarak Dudağın ballanarak Üst düğmemi çöz amman Gerisini bana bırak Her yanın sallanarak Dudağın ballanarak Üst düğmemi çöz amman Gerisini bana bırak Kadın ile karşılıklı kıvırta kıvırta oynadım. Piste sadece ikimiz vardık. İlerde oturan Noel babayı görünce bağırdım." Noel baba yılbaşında bana niye hediye getirmedin?" Parmaklarıma uzandım, dört parmağımı açtım galiba açtım." Bak küçüğüm ben niye bana hediye getirmedin? Manyak herif seninde Allah belanı versin." Kadın ile oynamaya devam ettim bir yandan da. Ayağımda ki şeyleri görünce çığlık çığlığa bağırdım." Bunlar ne ?" Ayağımda iki tane beyaz şey vardı şuan. Kadın kocaman kahkaha attı." Ayakkabı derler." Ayağımdan çıkartıp havaya attım ayakkabıları. Beyaz beyaz şeyler ne diye benim ayağımda yani? Kadın ile oynamaya devam ederken adamın biri paketininden yeni çıkardığı sigarayı elleri arasından aldım. Şaşkın bakışları beni buldu. İşaret parmağımı sağa sola salladım, kendimde sallamış olabilirim. Kafam aşırı güzel." İçme zararlı hem senin yaşın küçük." Sigarayı dudakalarıma götürüp masada duran çakmak ile yaktım. Sigarada içmezdim ama o saçları beyazlamış çocuk için zararlı. Siğaranın dumanını havaya üfledim. Kadın ile oynamaya devam ettim. Saçlarımı sağa sola savurdum. " Haydeee." Are you peri? Are you cin? Peri misin de cin misin? Ben geldim evde misin? Tıh tıh tıh iyi günler Kadında bana uydu. Sinirli adam ise daha sinirli bakıyordu bana. Kıvırta kıvırta oynamaya devam ettim. İyi oynardım he. Dudağıma sigarayı sıkıştırıp. Şişeyi kafamın etrafında bir tur atırıp şişeyi havaya atıp iki tur takla attıktan sonra ellerim arasına tekrar gelince sigaradan derin nefes alıp, şişeyi kafaya diktim. Masadan kurdele gibi olan şeyi alıp saçlarımı bağladım. " Allah Allah be." Şişeyi tekrar kafaya dikerken, kadın ile dönemeye başladık ve kendimi masada buldum. Başım çok pis dönüyordu. Bir kız bellimden tutu. Gözlerimi kocaman açıp yüzüne yaklaştım." Sen kimsin?" " Derya komutanım." Ellimden sigarayı alıp birine verdi. Yüzüne dokundum." Aaa ne güzelsin sen öyle." Dudaklarımı büzdüm." Ben senin kadar güzel değilim. Kimse sevmiyor beni." Kız zorla tutmaya çalışıyordu. Gülümsedi." Teşekkürler komutanım ama sizde çok güzelsiniz." Bir dakika." Sen kimsin?" Güldüm." Aaa sen ne güzelsin." Bir dakika." Sen kimsin?" Hafif uzaklaştım kendi etrafımda döndüm, bir daha döndüm." Adı belli olmayan kız." Bir anda bağırdım." Çocuklarım nerede benim? Çocuklarım yok!" " Komutanım sizin çocuğunuz yok." Gözlerim kocaman açıldı." Nasıl çocuğum yok?" Çıkıştım." İki tane çocuğum yok mu benim?" Ellini belline atıp kafasını hayır anlamında salladı. Anında sinirli beye döndüm." Siniri bey siz çok yakışıklı duruyorsunuz çocuk yapalımı?" İki kaşı şok içinde kalktı." Yakışıklı , güzel güzel çocuklarımız olur." " Komutanım yoldan çıktı." Dedi Kumral saçlı bir adam. Kendi etrafımda bir tur daha döndüm. " Aaa burası neresi?" Kendi etrafımda yine döndüm. Yıldızlar dönüyordu." Aaaa kafamda yıldız var." Bir dakika." Ben kimim?" Masada en küçük olduğu beli olan adam eğlenerek konuştu." Vay anam vay komutanım harbi gitti." Hamile adam içki içeceken ellinden aldım. Şaşkın şaşkın bana baktı." İçme , çocuğa zararlı." Ellimi karnına koydum." Aaa şuna bak hareket ediyor." Masada kahkaha tufanı koptu. Başımı karnına koydum." Ayyy sesler geliyor, benimle konuşuyor." Adam şok içinde bana baktı." Allah babalı babalı büyütsün." " Komutanım o benim göbeğim." " Göbek o ne?" Neden garip garip konuşuyor bunlar? Sinirli beyin yanına oturdum." Sinirli adam, evlimisiniz?" Kafasını geriye attıp sabır çekti." Değilim Deniz değilim." Fazla sinirli. "Aaa bende değilim." Sarı saçlı beye baktım." İkinizden biri ile evlensemi acaba?" Durdum." Deniz kim? Hangi Deniz?" Kumral saçlı adam cevap verdi." Sizsiniz komutanım." Ne anlatıyor bu ya?" Bak kumral bey Karadeniz var , Akdeniz var , Ege Denizi var başka Deniz varda benimi haberim yok?" Şok içinde ağzımı açtım." Yoksa başka Deniz de mi var? Cahil kaldım ben." Parmaklarımı tutup dört sayısını yaptım." Bu yaşta cahil kaldım." Güldüm."Evlenmeye gidiyorum ben. " Yerimden kalktığım gibi sinirli adam tarafından oturtuldum." Aaa sen kimsin? Evlensene benimle." " Deniz başlarım şimdi evlenmene." Dudaklarımı büzdüm." Bende o zaman gider başkası ile evlenirim." Kalkmaya çalıştım yine tutuldum. " Höst ula! Otur oturduğun yere." Hamile adam umutsuzluk içinde kafasını salladı." İpler harbi kopmuş komutanımda." İpler derken? Hangi ipler? Neyin ipleri? Sinirli adama baktım. Ellimi kaldırdım bir yere koydum." Benim aklım durdu." Ellimi tutup başka yere koydu." Aklın burada Deniz orası kalbin." Şok içinde ağzım tekrar açıldı." Sinirli adam kalbim durmuş. Ölmüşüm ben." Durdum." Ben öldüysem bu beden kimin? İçime başka biri girmiş." Ağzım kocaman açık dururken masadakiler hunharca gülüyordu. " Aaa sarı saçlı bey ben sizi tanıyorum. Sizin çekiciniz vardı nerede o?" Gülüşünü zorla bastırmaya çalıştı." Evde kalmış komutanım." İçeriye bir anda ellinde silahlar ile adamlar girdi." Nerede o kadın?" Gözleri beni bulunca anında bana yöneldiler." Sen." Anında silahlar birbirine doğrultuldu. Film sahnesi çekiyorlar galiba. Çekirdek kola nerede? Sinirli adam ellimden tutup arkasına çekti bedenimi." Ne oluyor lan ?" İki taraf birbirine silah doğrultuyordu. Adam resmen kükredi. Demek sadece aslanlar kükremiyor." O kadın yüzünden yuvam dağıldı." Bana doğru yürüdüğünde sinirli adam beni daha çok arkasına çekti. Sinirli adam kükredi." O sesine ayar ver yoksa ben vermesini çok iyi bilirim." Silahlar birbirine doğrultulurken en neşelisinden güldüm. Silah doğrultan adam, sinirli adamın bakışlarını görünce bir adım geriledi." Senin bu koruduğun gancık kadın varya." Yüzüne yediği yumrukla geriye savruldu. " Onun hakkında konuşurken dikkatli olacaksın şerefsiz." Ellimi bırakmadan alev topu gözler bana döndü." Ne halt yedin sen ?" Gülerek omuzlarımı indirip kaldırdım." Tuvalete başka bir kadın ile sevişiyordu bende karısına söyledim." Yanda korkuyla bakan garsona döndüm." Öyle dimi garson? Yoksa benmi hatırlamıyorum?" Garson korkuyla başını salladı." Doğru söylüyor hanımefendi." Sarı saçlı adam cüzdanını çıkardı." Yerinizde olsam burayı terk ederdim." Adam cüzdanda ne gördüyse yutkundu. Gözleri benim üzerimde durdu. Yüzüme yüzüme bağırdı. Resmen tükürdü." Seninle görüşeceğ..." Devamı gelmedi sinirli adam yüzüne öyle bir yumruk indirdi ki resmen duvara yapıştı adam. " Ne dedim lan ben sana?" Yakasından tutup bir yumruk daha atması ile adam masaya savruldu. Wow bu sahneler bu kadar gerçekcimi ya ? Ayy harika. " Onunla konuşurken o sesine ayar ver dedim." Bir yumruk daha attı." Benim yanımda sevdiğim kıza bağıracak kadar götmü var lan sende." Bir yumruk daha atması ile adamın gözleri kapandı. Diğer adamları ise masada yanımda olan kişiler almıştı bile. Ellerimi birbirine vurdum." Ayy çok iyi oyunculuk." Bayıldım kesinlikle on numara oyunculuk hele bayılan adam rolünün hakkını veriyor. Sinirli adam ise en tersinden bir bakış attı bana. " Alın lan şu piç kurusunu sonrada siktir olup gidin ellimden kaza çıkmadan." Diğer adamlar bayılan adamı alırken. Sinirli bey ellimi kavrayıp çıkışa yürüttü beni. Aaaa bende mi oyuncu oldum? En tersinden bir bakış attıp mekandan çıktık.Ellimden sıkı sıkıya kavramış yürütüyordu." Deniz! Sen iki dakika rahat durmaz mısın? Biz olmasaydık ne olurdu ha? Ha Deniz! Söyle bana!" Yanımdan babasının omuzlarına çıkmış çocuğa gülerek baktım." Siniri bey beni de omzunuza alın." Kollunu çekiştirdim." Hadi beni de al." Çenesi kasıldı, dişlerini sıktı." Ben ne diyorum sen ne diyorsun! Şu yaralı halinle yaptığın işlere bak. Lan ben seni iki dakika yalnız bırakamayacak mıyım?" Elli sinirle kalkarken. Korkuyla sıçrayıp , geriye kaçtım." Bana vuracak mısın?" Afaladı havada duran elline baktı." Kadına el kalkmaz Deniz. Delikanlı adam , kadına vurmaz." Ellini yavaşça indirdi. " Kadına vurmak değil vurulmaktır adamlık." " Sinirli adam omzuna al." Durdum." Sinirli adam benim amcam delikanlı değil o zaman." Güldüm." Beni omzuna al. Kimse beni omzuna almadı sen çok güçlü duruyorsun sen beni alsana." Sağa sola salandım. Yer oynuyor." Aaa deprem oluyor." Gözlerini yumdu derin bir nefes aldı." La havle vella kuvveti illa billahi azim." Bellimden tutup omzuna aldı, ellerimi de tutu. Sinirle bağırdı." Oldu mu?" En neşelisinden güldüm." Aaa gökyüzüne çıktım. Melek oldum." Benimle beraber yürürken sağa sola salandım." Ayy çok güzel. Sinirli bey siz çok güçlüsünüz. Ayyy hep bunu yapmak istemiştim." " Kazım bu araba nerede?" Dedi Sinirli adam. Sağa sola salanırken bana çıkıştı." Rahat dur Deniz! Yaran acıyacak şimdi." " İlerde komutanım." Her yer birbirine giriyordu. Gördüğüm kişi ile bağırdım." Nasrettin hoca." Sinirli adamın saçlarını tuttum." Hadi fıkra dinleyelim." Kocaman güldüm." Eşeği nerede Nasrettin hocanın? Eşeksiz hoca mı olur? Sinirli bey , Nasrettin hocanın eşeğini çalmışlar." " Deniz saçlarımı çekmeyi bırak!" Nasrettin hocaya baktı." Ve o adam Nasrettin hoca değil." Ellerimden sıkı sıkıya kavradı. " Allah'ım sabır ver." Kız güldü." İçince böyle olanı da ilk defa görüyorum." Arabanın yanına gelince beni indirdi. Bir dakika bir dakika. Bunlar kimdi? Arabaya niye biniyorum? Neden buradayım? Kocaman çığlık attım." Adam kaçırıyorlar." Adamın ellinden kurtulup koştum." Yetişin adam kaçırıyorlar!" Güçlü bir kol bellimi kavradı, ellini ağzıma attı. Depinmeye başladım. Ellini ısırdım acıyla ellini çekti." İmdat! Adam kaçırıyorlar!" Ellini tekrar ağzıma koydu. " Deniz! Sabrımı sınama! Ha güzelim ha !" Sesi öyle sinirli geliyordu ki dişlerini sıkma sesini duyuyordum." Bir insan içince kendini bu kadar kayıp edemez. Vala edemez." Hala depinmeye devam ettim." Rahat dur Deniz! Rahat!" Bellimden tutup arabaya bindirdi. En arka tarafa geçip köşeye bıraktı beni yanıma da o oturdu. " Ne yapıyım ben seninle Deniz? Bana bir şey söyle." Elliyle yüzünü sıvazladı." Ne bok varda bu kadar içiyorsun? Bir de tek başına. Yaran varken ne bok içiyorsun Deniz!" Korkuyla geriye sindim." Git istemiyorum seni. Bana bağırıp duruyorsun. " Araba çalışırken bıkkın bakışlar bana döndü. " Murat'ı istiyorum ben. O bağırır kızardı ama kıyamazdı bana." Köşeye daha çok sindim. " Bağırma bana korkutuyorsun beni." Derin bir nefes verdi. Gözlerini kapattı. Sessi artık sinirli değil yumuşak çıkarmaya çalışıyordu." Ne yapıyım Deniz? Adamlar yanında ben varken sana silah doğrultuyor. Benden habersiz içmeye geliyorsun üstüne bir de yaran varken. Sinirlenmeyip ne yapıyım?" Sinirli adamın yanına sokuldum. Kollarımı belline sardım." Git istemiyorum seni." Başımı omzuna yasladım." İstemiyorum ben seni. Git diyorum." Diye çıkıştım. " Hem git diyorsun hemde sarılıyorsun." Daha çok sokuldum." Git işte, istemiyorum seni. Sürekli bağırıyorsun bana." Elli bellimi kavrayıp kendine çekti. Kafam göğsüne geldi. Bağırdım." Git diyorum sana." " Git deyip sarılmanda ne kadar kararlı olduğunu gösteriyor." Bağırdım." Böyle git o zaman." Midem altı üstüne geliyordu. Gözlerim kapattım." Murat var biliyor musun?" Güldüm." Oda senin gibi çok sinirli ama o bana kıyamıyor. İlk defa bir erkek bana kıyamıyor. Sende bugün Murat olsana bana kıyama." İçli bir nefes verdi. Yol akıp giderken ne o konuştu nede ben. Gözlerim kapalı dururken mırıldandım." Murat'ı istiyorum seni değil. Murat gelsin." Sessizce mırıldandı." Ben Murat'ım zaten." Gözlerim hala kapalıydı." Murat mı?" Onaylayan bir mırıltı çıkardı. Anında karnına sert bir yumruk attım." Allah seninde belanı versin." " Vermiş zaten vereceği kadar." Araba dururken ellini bacağımın altından geçirip kucağına aldı." Siz gidin ben Denizi yatırıyım." Arabadan indiğimiz de sıcaklığa daha çok sokuldum. Hızlı adımlarla yürüdü. Bir anda kapının içinden eve girdik. Işınlanma bulundu galiba. Teknoloji çok gelişmiş çok. Bir dakika. Teknoloji ne? " Burası neresi?" " Senin evin. "Midemden ağzıma doğru bir şey geliyordu. Banyoya girdiğimiz an kulazete çöktüm. Saçlarımı eller kavradı." Kus Deniz." " Kus ne oluyor? Hasta mıyım ben? Nasıl kusuluyor?" Boş boş göz kırpıştırdım. Yanıma çöktü ellini ağzımın içine sokması ile ağzımdan ne varsa dışarıya çıktı. Öksürdüm. Daha çok ağzımdan bir şeyler çıktı. " Şu halini bile gördümya daha ne kaldı merak ediyorum." Ağzımdan ne varsa çıkardıktan sonra ellimin tersiyle ağzımı sildim." Niye içtin sen bu kadar?" Bir anda gözümden yaşlar süzülmeye başladı." Seni istemiyorum git." Belimden tutup kucağına aldı. Duşun altına geçip suyu açtı. Kollarım boynuna dolandı." Git ne olur git." Vücudum titredi. Daha çok sokuldum. " Gitmeni istiyorum." " O zaman niye daha çok sokuluyorsun?" " Hem git hem de gitme." Yüzüne baktım." Olmaz mı?" Cevap vermedi yüzüme baktı sadece. Gözleri kısıldı bir şeyleri anlamaya çalışıyordu sanki ama çözemiyor gibiydi. Suyu kapatıp banyodan çıkardı. Odaya girdiğimizde yatağa yatırdı. Dolabı açıp pijama çıkarıp yanıma tekrar geldi. Bana bakmadan üzerimi değiştirdi. Yatağa yatırdı. Elleri saçımda gezindi , şefkatle okşadı. Büyük bir şefkatle. Bilincim git gide kayıyordu. Yarın bu olanların bir tanesini bile hatırlamayacaktım. Yerinden kalkarken ellini tuttum." Git." Ne git nede gitme. İkisi aynı anda olmaz mıydı?
🌊 Bölümü nasıl buldunuz? Son kısımda sizce Deniz neden bu şekilde davrandı? Canlarım bol bol yorum atıp düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim ve oy🤍 Kocaman öpüldünüz ❤️
|
0% |