Yeni Üyelik
4.
Bölüm
@daisy_x06

Merhabalar. Nasılsınız öncelikle ? Umarım iyisinizdir. Kısa bir bölüm ile geldim. İlk bölümler biraz daha sakin geçecek. Karakterler ile yakından tanışmanızı istiyorum. İlerleyen bölümlerde yavaş yavaş hikaye derinliği içine daha çok gireceğiz.

Bol bol yorum ve oy atmayı unutmayın lütfen. Düşünceleriniz benim için çok önemli.

O zaman bölüm ile baş başa bırakıp kaçıyorum. İyi okumalar efendim 🤍

 

                           🌊

 

 

Önümde duran bardağa harbi harbi boş bakış attım. Biz bu işten kurtulamayacağız anlaşılan. Bir Allah'ın kulu kurtarsın beni olmaz mı?

Kapıdan içeriye Murat girdi. Kulağına tuttuğu telefon ile gülüyordu hem de onda bu zamana kadar görmediğim kadar güzel gülüyordu.

İç sesim çıktı aradan." Gülüşü çok güzel yaaaa."

Sana ne oluyor acaba! Bir haller edalar cilveler . İyice yoldan çıkıyorsun.

Murat küçük bir kahkaha atarken kafasını arkaya doğru çevirdi." Derya annem seni istiyor."

Derya ellinde tutuğu dosyayı hemen kenara attıp koşarak kalktı. Murat'ın ellinden telefonu aldı. Bu ikisi arasında kesinlikle bir şeyler vardı. Olmasa niye annesi , Deryayı telefona istesin ki? Murata göz gezdirdim en sempatik bakışı ile Deryaya bakıyordu. Bak bu bakışı da ilk defa görüyordum.

Yanıma gelirken. Önümde duran çaya baktı ve benim için ayrılan ama yemediğim poğaçaya. Timin çoğu izinliydi bugün sadece ben ve Derya vardık şimdi de Murat.

Yerine otururken derin bir nefes verdi. Biraz önce ki gülen hali dağılıp yerine ciddi yüz ifadesi kuruldu. Önümde ki çayı kendine çekip bir şeker attıp iki yudum içip tekrar benim önüme koydu." Şimdi içebilirsin."

" Ne ?"

Kaşı ile çayı gösterdi. Derya telefon ile uzaklaşarak konuşmaya devam ediyordu. Çayı daha çok önüme iterken ellerini bacaklarına yaslayıp öne eğildi." Neden kimsenin verdiği bir şeyi yiyip , içmiyorsun?"

Adam harbi zehir. " Alakası yok." Çokta alakası var ama onun bunu bilmesine gerek yok.

Oda inanmamışa benzemiyordu zaten." Yalan söyleyemiyorsun." Yalan söylediğimi nereden anladın be adam? " Yalan söylediğinde kulakların kızarıyor."

Çüş bunu ben bile bilmiyordum. Ellimi anında kulaklarıma attım. Telefonun ekranı ile de kontrol ettim harbi kızarmıştı. Derin bir nefes verdim. " Huy sadece kimsenin ellinden olan bir şeyi yemiyorum. Kendim hazırlamak zorundayım."

Çocukluğum buna kocaman kahkaha attı." Huy olduğuna emin miyiz?" Değildi. Böyle olmak zorunda kalmıştım.

O makul soruyu sordu." O zaman ambalajlı yiyeceği neden yedin?"

İç sesim bana garezi var gibi konuştu." Cevap ver bakıyım şimdi."

Susarsan vereceğim. Ne vereceğiz? " Geçmişten kalan bir takıntı sadece." Ellim kollum birbirine giriyordu masada biraz önce içtiği çayı alıp iki büyük yudum içtim. Bakışları pür dikkat bendeydi. Bakma be adam. Kafasını öne eğip iki defa salladı.

Deryaya baktım kocaman bir kahkaha attıyordu. Annesi ile gerçekten iyi anlaşıyor olmalı. Murat yerinden kalkıp gitti. Böyle daha iyiydi adamın karşısında ellim ayağım birbirine giriyordu.

Çaydan bir yudum daha aldım. Şuana kadar bu huyumu kimse fark etmemişti ama o daha iki gün olduğu halde fark etmişti.

İç sesim dururmu?Asla ." Belki de bizi önemsiyor."

Saçmalama. Ne olur saçmalama. Adam dikkatli ve zeki.

Cevap başka bir kişiden geldi." Bence önemsiyor."

Çocukluğum sana ne olmuş? Yıllar önce böyle değildin sen sanki. Seni de bozmuşlar.

Güldü." Ben senim ya gerizekalı."

Susar mısın? Bunu neden şuan yüzüme vuruyorsun? Bir insanın çocukluğu ve iç sesi kimseye bu kadar garezi yoktur.

Derya'nın attığı dosyaya sakince uzanıp aldım. Dünkü operasyonda harcadığımız mermilerin ve bir kaç şeyin bilgisi vardı. Kalemi alıp eksik kalan kısımlarıda ben doldurdum. Albaya gidecekti dosya bu yüzden en ayrıntılı şekilde bütün bilgileri yazdım.

Çayımdan son bir yudum alıp bardağı masaya koydum. Bu sırada Derya sonunda telefonu kapatmış yerine oturuyordu. Dosyaya uzandı içini açtı." Sen mi doldurdun?"

Kafam ile onayladım." Canım sıkılıyordu, hallediyim dedim."

Kocaman güldü." Sağ olun komutanım."

Ne demek bakışımı attım. Sıkıcı bir gün daha. Göreve gönderin beni . Her gün gerekirse göreve gidiyim ama boş boş oturmayım. Kafamı geriye attıp tavana baktım. Kirlenmiş sanki silsem mi acaba ? Olabilir.

" Bir tavan silmediğin kaldı zaten." Dedi iç sesim.

Can sıkıntısından daha iyidir. Orada ayak izimi var? Vala vardı hem de kırk sekiz numara bir ayak izi. Böyle bir ayak sadece Poyrazda var . Çocuğun bedeninden önce ayakları belli oluyor.

İç sesim girdi araya." Sorun sence ayak numarasında mı şuan? O tavana nasıl basmış?"

Doğru. Tavan yüksekliği çok fazlaydı oraya harbi nasıl basmıştı bu Poyraz? Kafada deli sorular. Adamlar acaba gerçekten kartal olabilir mi? O tavana basmak için ciddi ciddi uçmak lazım çünkü.

Önüme dayanan poşet ile kafamı öne çevirdim. Poşeti tutan ellden sakince aldım poşeti. Poşet önden çekilince poşeti uzatan kişiyide görmüştüm. Ve Murat.

Poşeti açtım ambalajlı yemekler vardı.

İç sesim erimeye yakın bir ses tonu ile konuştu." Yaa bize yemek almış."

Kendine gel iç sesim emrediyorum sana.

Poşeten bir tane yemeği alıp açıp bir güzel yemeye başladım. Üç tane çay doldurup birini de benim önüme koydu . Derya'nın yanına otururken bakışları bendeydi. Çayıma bir şeker attı. Yandan Deryaya kaçamak bir bakış attı. Derya telefonuna gömülmüş ekrana bakıyordu. Çayımdan iki yudum alıp önüme iteledi bardağı.

" Bu adam harbi harbi bizi önemsiyor."

Sus iç sesim harbi sus. İç ses demeyeceğim öldüreceğim şimdi seni.

Çayıma uzanıp kocaman bir yudum aldım.

Derya başını gömdüğü telefondan sonunda kafasını kaldırıp bize baktı. Murat'ın bakışları benden Deryaya döndü bir hayli Derya'nın yüzünde gezindi gözleri." Sen saçlarını mı kestin?"

Derya anında şakıdı." Ay evet güzel olmuş mu?"

Hafifçe tebessüm etti." Olmuş." Çayından bir yudum alırken." Ne konuştun iki saat annemle?"

Derya yönünü tamamen Murat'a döndü." Tuzlu kahveyi ne zaman yapıyorsun dedi."

Murat kocaman bir kahkaha attı." Eee ne zaman yapıyorsun?"

" Bunlar kesin sevgili."

Diyerek bugün ilk defa doğru konuştu iç sesim. Eldeki bilgilere bakacak olursak sevgililer. Tatlı bir çift Allah var.

Derya daha da gülerken."Murat ya sanki bilmiyor muşsun gibi."

Murat mı? Sevgililer işte. Yemeğimden bir lokma daha aldım. Şuan çifte kumrular arasında kalan yalnız birey gibi hissetmem normal mi? Normal çünkü öylesin.

Murat'ın yüzünden gülüşü silinmedi." Annem Trabzona ne zaman geliyorsunuz diyor? " Çayından bir yudum alıp devam etti." İkimiz ile işleri varmış?"

Bunlar galiba evleniyorlar. Ellerinde nişan yüzüğü felan da göremedim ama.

" Belki de nişanlanacaklar." Diyerek aydınlatı beni iç sesim.

Derya düşünceyle konuştu." Aslında önümüzdeki ay izin kullanabiliriz bir haftalık."

Murat da başıyla onayladı." Olur , bir hafta kalır geliriz. Evi felan düzmeyede yardım ederiz."

Vay be gerçekten evleniyorlar demek. Allah evli mutlu etsin. İnşallah.

İç sesim girdi araya yine yeniden." Dağ gibi çocuğu kapmış ama ."

Harbi sus iç sesim. Derya güzel bir kızdı tabi ki yanınada yakışıklı bir erkek giderdi. Çayımdan bir yudum daha alırken kaçamak bakışlarımda Murat ve Deryadaydı. Murat ilgiyle, Deryaya bakıyordu.

" Bir bize şöyle bakanı bulamadık." Diyerek yine badoslama daldı araya iç sesim.

Güven problemi yüzünden olması o?

Yemeğimden son bir lokma daha aldım. Çöpleri poşete tıktım. Çayıda kafama dikip bittirdim. Yerimden yavaşça kalktım poşeti çöpe attım. Çay bardağını da yıkayıp kenara bıraktım.

Derya telefondan Murat'a bir şey gösteriyordu. Ne gösteriyorsa Murat ilgiyle bakıyordu. Derya'nın yanında sanki huzurlu duruyordu. Yada bana öyle geliyor bilmiyorum artık.

İki sevgiliyi yalnız bırakıp çıktım. Talim alanında çömez askerler çalışıyorlardı. Gülümsedim. Çömezler en sevdiğim. Ellerimi arkada birleştirip onlara yanaştım.

Anında hepsi hazır konuma geçip selamlarını verdiler.

" Rahat asker." Ellerimi arkadan çözmeden hepsini tek tek süzdüm. Bakışları bir bana bir yere değip duruyordu. İki askeri gösterdim." Ortaya çıkın bakalım." Başlarını sallayıp öne çıktılar." Bakalım ne maharetleriniz var. "

Bir adım geriye çekildim. Ellim ile başlamaları için işarete bulundum. Ne yapalım bugünü çömezler ile kapatacağız.

 

******

 

" Kazım burada bir canlı var ."

Poyrazın bağırması ile içeri ki odadan ellinde ki sopa ile salona giriş yaptı Kazım. " Nerede? Hani göster."

Poyraz koltuğun tam kenarında duran beyaz ve siyah karışımlı canlıyı gösterdi. Kazım , Poyrazı arkasına çekip garip canlıya yaklaştılar. Sopayı kaldırıp garip canlının üzerine vurması ile canlı koltuktan düşüp yeri boyladı. Kazım hunharca bir kahkaha atarken. Poyraz şok olmuş ifadeyle yere bakıyordu." Çorap mı lan o?"

Kazım bir tur daha kahkaha atarken zorla konuşmaya çalıştı." Harbi harbi çorap lan." Yerden çoraba uzanıp burnuna götürüp kokladı." Temiz bu daha ." Açıkta kalan ayağına çorabı geçirdi.

" Lan manyak mısın?" Eve göz gezdirdi her an bir yerde yeni bir canlı türü bulma ihtimali çok yüksek." Çorap çorap olmaktan çıkmış."

Kazım önemsemedi bile koltuğun üzerinde biriken kıyafetleri kucağı ile toplayıp yere bıraktı." Oh be ev açıldı sanki ha gardaş?"

" Oğlum şu evi bir temizle kurban oluyum." Sehpanın üzerinde duran yarım dilim pizzadan bir ısırık aldı. Almaz olaydı bu ne be böyle?" Oğlum bu ne be ? Kaç aydır burada pizza?"

Kazım daha yeni fark ediyormuş gibi pizzaya baktı." Valah bilmiyorum. İki haftada olabilir yada daha uzun. Gram fikrim yok."

Çalan kapı ile ikisininde bakışları kapıya döndü. Poyraz bellinde ki silahını çıkartıp kapıya yanaştı. Aklı olan adam bu eve gelmezdi , gelende ya deli yada suçludur. Kapıyı yavaşça aralayıp açtı. Karşısında beş tane bembeyaz içinde insan vardı. " Kazım lan uzaylılar gelmiş."

Boş boş baktı Kazım." Ne saçmalıyorsun oğlum sen ?" Kazımda yerinden kalkıp kapıya gitti. " Lan harbi uzaylılar gelmiş."

Uzaylılardan biri sonunda konuştu." Ne saçmalıyorsunuz beyefendi? Belediye gönderdi bizi . Evinizde ağır bir koku olduğu söylendin."

Kazım alınmış bir bakış attı." Aşk olsun benim evim gül gibi kokuyor."

Beyaz adamlar ikisini kenara ittip evin içine girdiler. Sırtlarındaki enjekte ile evin içine sıkmaya koyuldular.

Poyrazın yakasına yapıştı Kazım." Bir şey yap lan evim temiz kokuyor. " Burnunu tuttu." O ne lan deterjan kokusu mu?"

Poyraz hunharca kahkaha atarken. Kazım evi barkı yanmış kadınlar gibi dizlerini dövmeye başladı. Temizlik kokusu daha çok dağılırken Kazım bayılma derecesine gelmişti. Bu yaptıkları atmosferine zarar vermek ile eş değerdi.

Beyaz adamlar evin her köşesine ilaçları sıkarken. Kazım yumruk yaptığı ellini kafasına koymuş tek elli ile de dizini dövmeye devam ediyordu. " Yetişin komşular evim barkım temizleniyor." Ellini böğrüne attıp iki defa vurdu." Çiğerim yanıyor. Aaa dostlar!"

Poyraz hala gülerken bir yandan da telefon ile video çekme derdindeydi. Kaçıramazdı asla bu anı. Dalga geçmek için bire birdi.

Beyaz adamlardan biri şaşkınlıkla bağırdı." Abi burada bir canlı var ."

Diğer beyazlı adam yaklaştı. Canlıya iyice baktı." Yeni bir tür bu ." Telefonunu çıkartıp fotografını çekti." Bu evi bilim insanlarının incelemesi lazım."

Tüm beyaz adamlar yeni canlıya bakarken. Kazım yerinden sinirle kalktı." Kim şikayet etti beni? Kim o hain? Kim evime ocağıma temizlik kokusunu getiren?"

Cevap hiç beklenmedik yerden geldi." Ben ettim." Karşı komşu Sılaydı bu. Kollarını önünde bağlamış evin içine göz gezdirdi.

Kazımın kaşları daha da çatılırken. Salonun ortasında ikisinin buz gibi bakışları sardı." Cadı Sıla."

Poyraz ise olduğu yerde kala kalmıştı. O nasıl güzel gözlerdi öyle. Kalbinin ritmi bozuldu şuan kalbi atmıyor yerinden çıkmak istiyor gibi göğüs kafesini zorluyordu.

Sıla sarı saçlarını geriye doğru savururken dudağında keskin bir gülüş vardı." Oh olsun sana! Evinin kokusu ta bizim evi sarıyor." Yüzünü buruşturdu." Senin yüzünden evde maske ile dolaşıyoruz."

Kazım bunların hiç birini önemsemedi zira şuan evi temizleniyordu. Temizlik kokusu sarıyordu etrafı. Ölümdü bu . " Kızım sen manyak mısın?" Diye tüm siniri ile bağırdı." Evim, şuna bak temizlik kokuyor. Allah'ım ölüm bu biri durdursun şu adamları."

Poyraz ise bambaşka yerdeydi." Ne bağırıyorsun canım arkadaşım?" Poyrazdan duyulmayacak kadar kibar ve beyefendi sesiyle. Kazım şok olmuş gibi bakarken. Poyraz , Sılaya yaklaştı." Siz arkadaşın kusuruna bakmayın."

Sıla sinirli bakışlarını bir an Kazıma değidirip Poyraza çevirdi." Bakarım vala." Evi gösterdi elliyle." Şuraya bakın burası ev mi sizce? Yeni bir yaşam alanı burası."

Poyraz en çapkın gülüşünü gönderdi." Çok haklısınız ben arkadaşı çok uyardım." Kazım şok dolu bakışları hala yüzünde dururken. Poyraz , Kazımı yanına çekip çocuğuna kızan anneler gibi tutu." Ben kendisi ile konuşacağım siz hiç merak etmeyin."

İyi maddem diyerek başını salladı Sıla." İyi o zaman ben gidiyim."

Poyraz mal mal sırıtarak ellini salladı. Sıla gözden kaybolunca kalbini tutarak koltuğa bıraktı kendini zira şuan hiç iyi değildi.

" Ne oluyor lan sana?" Diyerek adeta kükredi Kazım." Ne bu? Bir anda beyefendi gibi konuşmalar mal mal sırıtmalar."

Poyraz hala kalbini tutarken mal mal sırıtmaya devam etti." Aşık oldum."

Kazımdan tek bir cevap geldi." Sıçtık."

 

*******

 

Tim kocaman bir kahkaha atarken , Kazım en ters bakışı ile bize bakıyordu. Hiç öyle bakma komikti. Karnıma giren ağrıya rağmen bir kahkaha daha attım.

" Ulan harbi harbi belediye eve adam göndermiş." Diyerek bir kahkaha daha attı Sercan.

Poyraz gülüşünü bastırmaya çalıştı. Olmadı." Adamlar gittikten sonra başka adamlar da geldi bunun evine el koydular."

" Niye ?"

Poyraz bana dönüp biraz daha gülerken gözünden akan yaşı silip soruma cevap verdi." Niye olacak komutanım? Yeni canlı türü bulundu ya onu incelemek için."

Kazım ağladı ağlayacak kıvama gelmişti." Benim burada evim ocağım temizlik kokmuş, acılar bir bir üzerime geliyor siz burada gülüyorsunuz." Dertli başına ellini atıp sağa sola salanmaya başladı." Buda mı gelecekti başıma. Vay çileli başım benim."

Tüm tim bir kahkaha daha attı. Hata Eren ve Buğra kendilerini o kadar kayıp ettiler ki ikiside koltuktan düşüp gülmeye devam ettiler.

Kazım kardeş acın acımdır ama bu harbi saatlerce gülmelik be. Hayatımda hiç bu kadar güldüğüm bir anı hatırlamıyorum. Karnıma giren ağrıyla artık gülüşümü yavaşça durdurdum.

Triple yerinden kalktı Kazım." Ben gidiyorum." Başına sardığı patates ve soğan bağlı örtüyü daha da sıkıp , olmayan saçlarını savurur gibi yapıp çıkıp gitti.

Poyraz da anında arkasından koştu." Bekle lan."

" Bunlar harbi birbirine aşık." Dedi Derya .

Katılıyorum. Eren ve Buğra hala yerde yatmış gülüyorlardı. Sen asıl bunların dilinden nasıl kurtulacaksın onu düşün be Kazım.

Eren ve Buğra dışında diğerleri yavaş yavaş gülmeyi bırakmıştı.

Derya öne doğru eğilip dedikodu modunu açtı." Poyraz aşık olmuş hem de Kazımı şikayet eden kıza aşık olmuş."

Sercan keyifle sırıtı." Bende diyorum Kazım niye Poyraza trip atıp duruyor."

Kazım anlaşılan tek evi temizlenmedi ağır bir şekilde aldatıldı. Bu çocuk üzülmesin de kim üzülsün. Aaaa dostlar.

"Kimiş bu hayırlı kız ?" Dedi Harun abi.

Derya dedikodu moduna devam etti." Kazımın karşı komşusu Sıla." Daha da öne eğildi." Kızı görür görmez vurulmuş."

Buğra gülüşleri arasında konuştu." İlk görüşte aşk demek." Buna da kocaman bir kahkaha attı.

Bak sen şu Poyraza. Videoda kızla o kadar kibar ve beyefendi konuşuyordu ki sesini tanımasam Poyraz olduğunu asla düşünmezdim. Videoda gördüğüm kadarıyla bu Sıla sarı saçlı, yemyeşil gözlü, orta boylu bir arkadaştı.

" Kazımın bu ilişkiyi onaylayacağını düşünmüyorum." Dedi Yavuz abi ciddi ciddi.

" Poyrazın çoookk işi var o zaman." Katılıyorum Sercan kardeş.

Bu aşk imkansız. En büyük engel ise Poyraza aşık bir adet Kazım. Evini temizleten bir kadını asla onaylamaz . En iyisi Poyraz en kısa sürede bu aşktan dönmesi.

Düşüncelerimi Harun abi dile getirdi." Evini temizleten bir kızı asla onaylamaz."

Derya gülerken bir yandan da konuştu." Aşkı bozmak için ayrılma büyüsü bile yaptırır."

Alparslan ağzına teptiği kaşıkla homurdandı." Büyü yaptırsa yine iyi hamileyim ben bu adamdan diyerek düğün basma ihtimali çok yüksek." Lokmasını bitirmeden yeni bir kaşık daha soktu ağzına. Bugünkü onuncu tabağı oluyordu. Bir de seni inceleseler ne güzel olur Alparslan.

Yavuz abi yerinden kalktı." Hadi bırakın şu konuyuda biraz çalışalım."

Yerimizden kalkarken. Alparslan tabağını hızla bitirdi. O ne lan ? Tabak resmen yıkanmış kadar temizdi. Bu çocuk beni her daim şaşırtmaya devam edecekti.

İç sesim girdi araya." Bence bu timde kaldığımız her gün şaşıracak yeni bir şey buluruz."

Katılıyorum.

 

******

 

Önümde duran hedefe kilitlendim. Dürbünü ayarladım bacaklarımı hafif kırdım. Derin bir nefes verdiğim an ateş ettim.

Tam on ikiden.

Tim kenarda otururken ben hala atış yapmaya devam ediyordum. İki saatir talim yapmıştık ama yetmiyordu bana. TSK acilen görev lütfen. Boş hedef vurmak istemiyorum. Şu mermiler başkalarının götüne girmeli.

Etrafımı saran kestane kokusu ile gözlerim anında kapandı. İçime daha çok çekmek istedim ta ki yanda duran Deryayı görene kadar. Ne yapıyorsun Deniz? Adamın sevgilisi var.

Nasırlı eller silah tutan ellimi buldu. Gözlerim yana dönerken gözlerimiz birbirine denk geldi. Koyu kahveleri gözlerimin içinde gezindi. " Silahı daha sıkı kavra. " Parmaklarımı tutup silahı daha iyi kavratı. Bellimi tutması ile bedenimden titreme geçti. Ne yapıyordu bu adam? Karşısında tam sevgilisi dururken nasıl bir kızın belini tutuyordu?

Yandan Deryaya baktım sakin bakışlar ile bize bakıyordu. Kıskanmıyor mu bu kız? Sevgilisi bir kızın bellini tutuyor o sakin sakin bakıyor.

İç sesim konuştu." Belki güveniyordur."

Güven? Her daim şüpheyi bir köşede tutmak gerek. Hem o güvense bile Murat'ın böyle rahat davranması doğru değildi.

Derya hala bize bakıyordu ama gözlerinde kıskançlığın zeresi yoktu. Bu ne rahatlık be kardeşim, ben bu kadar rahat olamam hemen bir adım geriye attıp uzaklaştım." Ne yapıyorsunuz?"

Gözlerini gözlerimden çekmedi." Atış yaparken belini doğru tutmuyorsun." Bir adım yaklaşıp tam dibime girdi kafamı yukarıya kaldırdım. Arkadan vuran güneşi kapatıyordu tüm heybeti.

" Bunu söyleyebilirsiniz?" Kafam ile Deryayı gösterdim." Hem bu yaptığınız ne kadar doğru?"

Bakışları bir an Deryaya değip tekrar bana döndü. Anlamaz gözlerle baktı." Ne yapmışım?"

Harbi rahat bunlar he. " Komutanım yanlış anlamayın ama kız ne kadar size güveniyor olsada bu şekilde davranmanız doğru değil."

Anlamaz bakışları devam etti." Ne diyorsun Deniz hiç bir halt anlamıyorum?"

Açık açık konuşmak gerek demek." Diyorum ki komutan sevgilinizin önünde bir kızın belini tutmak ne kadar doğru?" İki kaşı havalandı." Sonuçta kıskanır kız." Ben kıskanırdım açıkçası.

Deryaya baktı sonra ise bana tekrardan. " Sevgilim?" Kafamı salladım." Deniz bu sevgilim kimiş ?"

Bu adama zeki dedik oda demek bazen benim gibi mala bağlıyor." Deryayı kast ediyorum." Time göz ucuyla baktım." İlişkinizi gizliyor olabilirsiniz anlarım ama gizli diye de her haltı yemeniz anlamına gelmiyor." Tehditkar bakışlarımı yüzüme kondurdum." Deryaya bunu yapmanıza izin vermem."

Hafifçe gülüp kafasını iki yana salladı. " Derya ile sevgili olduğum çıkarımına nereden vardın?"

" Değil misiniz?"

Dudaklarını dişledi." Değilim o benim kardeşim gibi ona asla o gözle bakmam."

Şaşkın şaşkın konuştum." Eee dün tuzlu kahveyi ne zaman içiyoruz diye sordun. " Eklemede yaptım." Trabzona gidip ev düzmeyede yardım ederiz dediniz."

Gülüşü daha da büyürken bir adım daha yaklaştı." Derya ne zaman evleneceksin manasında o soru." Kafamı daha geriye attım. Adam uzundu yüzünü görmek için baya bir çaba şart oluyordu." Ev düzme işide abim evleniyor onun evini düzmeye yardım ederiz anlamında."

" Ha anladım." Harika çok yanlış anlamıştık olayı.

Kestane kokusu daha da burnuma dolarken konuşmaya devam etti." Ve bu arada bir sevgilim olsa saklamam." Bellimden tutup hedefe çevirdi bedenimi. Silahı tutup kaldırdı. Şuan onun nefesi benim boynumda mıydı? " Son olarak sevdiğim kızı asla aldatmam."

Yutkundum." Sevdiğiniz bir kız var mı?" Banane acaba cidden banane. Diyorum bu dilim olmadık yerde konuşuyor.

Silah tutan parmaklarımı nasırlı ama sıcacık elleri ile tutup silahı daha sıkı kavramamı sağladı. Galiba soruma cevap veremeyecek ti. Eee haklı adam özel hayatını bana anlatmak zorunda değil. " Şuanlık sevdiğim bir kadın yok."

Dilim yine durmadı." Nasıl kadınları seviyorsunuz?" Dilimi ısırdım. Nerede kilit lan. Acil bana bir kilit verin.

Nefesi boynuma çarptı." Kalp bu kimi severse o."

İç sesim araya girdi." Adam sana çok yakın farkında mısın?"

Evet farkındayım. Çok yakın hemde. Normalde çok rahatsız olmam gerek. Neden böyle olmuştu ki şimdi?

Çocukluğum içli içli konuştu." Ee dursun ne olacak?"

Bunu Cidden sen mi söylüyorsun? Bir erkek dokunduğu anda tir titreyen aklından bin tane ihtimal geçiren sendin. Korku ile uzaklaşan da yine sendin. Şimdi ne oluyor sana?

Elleri parmaklarımdan yavaşça uzaklaştı. Sessizce mırıldandı." Niye titriyorsun?" Ne diyeceğim şimdi ben bu adama? Allah'ım yardım. Tok bir o kadar da naif çıktı sesi." Sakinleş, titreme."

Bedenim anında itaat etti. Ne oluyor lan? Bir iç sesim bir çocukluğum şimdi de bedenim. Niye bu adama uyuyor? Beni gram dinlemeyen bu üçlü şimdi niye onu dinliyordu? Kendinize gelin hemen siz bana aitsiniz. Emirdir bu.

Çocukluğum takmadı bile." Adamın karizmatik bir ses tonu var . Bu sesi de dinlemeyecek neyi dinleyecek?"

Aaa yeter! Cidden yeter. Ne olur durun be . Derin bir nefes aldım. Yanaklarıma sıcaklık basıyordu. Hedefe odaklanmaya çalıştım. Sadece hedef. Kestane kokusunu önemseme. Sustur tüm sesleri.

Parmağım tetiğe gitti. Bastığım anda yanımdan gelen ses ile tüm dikkatim dağıldı. " Ya sen sevgilin var mı?" Bu şimdi mi sorulur be adam? Hedefe isabet bile etmemişti.

Silahı indirirken derin bir nefes verdim. Yavaşça yönümü döndüm. Dönmem ile göğsü ile yüz göz oldum. Sıcaklığı sarıyordu etrafımı. Ve lânet gelsin ki şuan bu sıcaklığa sokulmak istiyordum. Yutkundum." Hayır , yok."

" Şu sıcaklıkta biraz kalsak bütün dert tasa biter ha sanki?" Dedi iç sesim.

" Güzel." Dedi memnun edayla.

Kafamı usulca kaldırdım. Sert çene hatları gözüme takıldı.

" Bir kere şu çenesine dokunalım." Dedi erimeye yakın bir şekilde iç sesim.

Saçmalama ne olur durun artık. Ama parmaklarım benden bağımsız çenesine gitti. Serti. Kafası bana doğru eğilirken. Ne yapıyorsun bakışını attı.

" Leke vardı da ." Hemen parmaklarımı çekip gözlerimi kaçırdım. Bir adım geriye çekildim. Bu adamın yakınında durmak iyi değildi. Ayarlarım ile oynuyordu ve bunu hiç sevmedim. Silahı kenara bırakarak adeta kaçtım. Bildiğiniz kaçtım.

Ne var bu adamda? Diğer erkeklerde olmayan ne var ? Çocukluğumun bile sokulmak isteyecek kadar ne vardı?

Cevapsız binlerce soru.

 

                         🌊

Evettt bölümü nasıl buldunuz?

Sizce Deniz'in kimsenin ellinden yemek yememesinin sebebi ne olabilir?

Her hafta Çarşamba ve cuma günleri düzenli bölüm gelecek.

​​

 

 

 

Loading...
0%