Yeni Üyelik
5.
Bölüm
@daisy_x06

Merhabalar öncelikle nasılsınız? Umarım iyi ve mutlusunuzdur. Yeni bölüm ile geldim. Bol yorum atıp , oy vermeyi unutmayın lütfen. Düşünceleriniz benim için çok önemli.

​​​O zaman efendim iyi okumalar dilerim 🤍

 

                        🌊

"Polis abi neden anlamıyorsun benim suçum yok."

Adam bıkkın bir nefes verdi. Ortadan ikiye ayrılacağım şimdi ha! Yanımda duvara yaslanmış kadına ters bir bakış attım. Duvar dibine daha çok sindi.

Yalvarmaya devam kızım." Komiserim, askerim ben ya." Daha çok yalvardım." Kadının suçlu olduğunu Allah belamı versin bilmiyordum."

Şuan nerede miyim? Nezarethanede. Neden? Çünkü bu adi canım sıkıldığı için araba ile gezmeye çıkmıştım. Yolda ise bu kadın otostop çekince acıyarak arabaya almıştım. Sonra ise polis kontrolüne yakalanmıştık ve bu kadın bir hapis kaçağıydı. Bu ne demek biliyor musunuz? Kadını kaçıran ben olarak gözüküyorum.

Ve bu lanet kadın asla konuşmuyordu. Neden böyle işler hep benim başıma geliyor? Ağır bir suçlu çekme mıknatısım.

Komiser daha fazla dayanamayarak çıkıp gitti. Demirlere sıkı sıkı yapıştım." Komiserim gitmeyin ya ." Ağlarım vala yada sinirden şu demirleri hulk gibi ayırmama son on saniye felan.

Sinirli bakışlarım kadına döndü. Altan altan bana baktı. Şuna bak bir de masum masum bakıyor ama işlediği suç hiçte masum değildi. On tane adam öldürmüştü. Ve bu lanet vicdanım seri katil kadını arabaya almıştı. Laneti.

" Ablacığım bine bine gerçekten benim arabamı buldun?" Sinirle bağırdım. "Ha ? Asker kadınım düştüğüm hallere bak. Siz niye hep beni buluyorsunuz?"

Masum masum soruma cevap verdi." Asker olduğunu bilmiyordum abla." Duvara biraz daha sindi. Bir katil ile nezarethaneye düştüğüme inanamıyorum. Dünya'nın en saçma ikilisi.

Olduğum yere çöktüm. Mavi bulutlu pijamama dertli bir bakış attım. Saçımı başımı yolsam yeriydi vala.

" Asker beni içeriye atarlar mı?"

Sorduğu soruya bak Allah rızası için." Sence ? On adam öldürmüşsün yetmemiş bir de hapisten kaçmışsın."

Sindiği yerden yavaşça uzaklaşıp yanıma yaklaştı." Abla sen iyi birine benziyorsun bir şeyler yapsan."

Hasbinallah." Lan siz manyak mısınız? Askerim ben asker." Şuan sinirden ortadan ikiye ayrılsam yeridir." Anlamıyorum ya vala bak anlamıyorum. Asker değil miyim ben?" Sinirli bakışlarım ona döndü." Değil miyim?"

Göz ucuyla süzdü beni." Şuan pek asker gibi durmuyorsun abla."

Hay ablana . Kadın benden on yaş büyük bana abla diyor. Mavi bulutlu pijamama dertli bir bakış daha attım. Bundan sonra asker kıyafeti yatıp kalkmayan şerefsiz. Duşa bile kıyafetlerim ile gireceğim. " Ablacım yanlış anlamada sen niye kaçıyorsun?"

Gözleri anında sinire bulandı." Eski sevgilim sevgili yapmış."

" Eee ne yapacaktın?"

İki parmağını boynuna götürüp ölüm işaretini yaptı." Öldürecektim ama senin yüzünden plan suya düştü."

Şuna bak hele bir de beni suçluyor manyak kadın. " Abla sen git bir tedavi ol Allah rızası için. Bu kafa ile yaşanmaz." Başımı dizime vurdum." Hem sana ne? Adam adı üzerinde eski sevgilin. Eskide kalmış otursana ceza evinde yada git başka birini bul."

Anında itiraz etti." Olmaz bir erkeğin hayatına tek ben girebilirim." Te Allah'ım.

Yaşı kırka yanaşmış hala düşündüğü şeylere bak. Diğer adamlarıda kesin bu yüzden öldürdü bu manyak. Bir tane akıllısı beni bulmaz.

Gelen adım sesleri ile anında yerimden kalktım. Demirlere yapıştım. " Komiser abi bir dinleyin beni ne olur ya." Dudaklarımı büzdüm." Vala ben bir halt yapamadım kadınla gram alakam yok."

Ellerini beline atıp en bıkkın bakışını bana attı. " Komiser seni çağırıyor." Demirlerin kapısını açıp beni çıkartıp tekrar kilitledi.

Önde o arkasından ben yürüdüm. Beş dakika sonra komiserin odasına girdim. Beyaz saçları ile yaşlı tontiş bir amirimizdi. Hemen koltuğa bıraktım kendimi." Komiserim Allah'ın adını verdim. Benim bir suçum yok."

Ciddi yüz ifadesi ile bana baktı." Ama kadın senin arabandan çıktı ve üstüne askersin."

Ha iyi bari biri asker olduğuma ikna olmuş." Komiserim kadın otostop çekti bende acıdım arabaya aldım sonra zaten buradayız. Hem kaçıracak olsam Allah rızası için çevirmede niye duruyum?" Sen beni anlarsın be komiser amca.

Ellinde tuttuğu kalemi çevirerek geri yaslandı." Sicilin temiz ama iyice araştırmadan malesef salamam sizi asker."

Allahta belamı versin ama ya . Bu ne böyle ? Neden Allah'ım? Neden yani?

" Komiserim kurban oluyum kadını tanımıyorum. Adını bile bilmiyorum acıyın ya bana ."

Tabi ki acımadı." Olmaz ama size bir yardım edebilirim."

Umutla baktım." Nasıl?"

" İstediğiniz kişiyi buraya çağırıp size kefil olmasını sağlayabilirsiniz." Önüme telefonu bırakırken dertli başımı bir kez daha salladım.

Telefona uzandım ama kimi arayacaktım? Albay ? Olmaz ağzıma sıçar . Binbaşı? Olmaz ağzıma sıçar. Üstüne üstlük Kartal timinden bile atılırım. Kimi arayacağım ben ya ? Aklıma tek bir isim geldi. Ağzıma sıçma olasılığı ? Çok yüksek. Kurtarır mı? Kurtarır galiba.

Numarayı girip derin bir nefes aldım. Harbi belamı beleyecek. Telefon uzun uzun çaldı. Telefon çaldıkça umutlarım boka karışıyordu. Tırnağımın kenarını kemirmeye başladım. Aç ne olur . Telefon açılınca ağlamaklı sesle konuştum." Murat."

Bir an durdu." Deniz?"

Daha da ağlamaklı çıktı sesim." Muraaatt ben bir halt yedim ama vala masumum."

Derin bir nefes ve sinirli ses." Ne bok yedin? Yine hangi suça karıştın?"

Ilımlı ol kızım. En sevecen ve ağlamaklı sesimle konuşmaya devam ettim." Muraaat vala ben bir şey yapmadım. Canım sıkıldı araba ile gezmeye çıktım. Yoldan kadının biri otostop çekti acıdım arabaya aldım ama kadın hapishaneden kaçmış ve üstüne katil ."

Resmen kükredi." Deniz bilmediğin kadını niye arabana alıyorsun Allah adına? Bir de katili alıyorsun? Sen iki dakika rahat durmaz mısın? "

Komisere yandan bir bakış attım. Harika bir komisere rezil olmadığım kalmıştı. Dizimi kendime çekip kafamı da dizime vurdum." Muratt vala bilmiyordum. Masumum gerçekten masumum."

Sinirli sesi ta komisere kadar ulaşıyordu. " Ne yapıyım ben seni Deniz ? Ha ne yapıyım ben seni?" Buradan kurtarabilirsin mesela.

Telefonu hafif kulağımdan uzaklaştırıdım. Suyuna git kızım tek çıkış noktan o şuan." Muratt komiser abi bana inanmıyor. Asker değil miyim ben?"

Bir kez daha kükredi." Nerdesin sen şuan ?" Burnundan soluma sesleri ta telefondan bile duyuluyordu." Bir karakola düşmediğin kalmıştı zaten."

Karakolun adresini söyledim." Muratt gelicek misin? Burada bırakmazsın dimi?"

Sinirle bağırdı." Kapat şu telefonu Deniz . Geliyorum." Ben kapatmadan telefon yüzüme kapandı. Ağzıma sıçacak hem de baya dolu dolu.

Kafamı dizimden çekmedim.

Komiser baya eğlenerek konuştu." Anlaşılan ağzınıza biraz sıçacak." Biraz mı ? Kafamı dizime ardı ardına vurdum. Hayat bir insanın ağzına anca böyle dolu dolu sıçar.

Ağlamaklı bakışlarımı komisere çevirdim." Komiserim acaba ben haca giden otobüsü felan mı taşladım da başıma bunlar geliyor?"

Ciddi ciddi düşündü." Galiba." Çok sağ ol komiserim ya.

Gelen komiser ile tekrar nezaharetnaye götürüldüm. Olduğum yere çöktüm. Ellerimi açıp semaya kaldırdım. " Allah'ım sen Murat'ın öfkesinden gazabından koru." Ellerimi yüzüme sürdüm.

Amin.

 

                        *****

" Girsenize içeriye."

Giremem komiser abi. Şuan komiserin kapısının önünde tir titriyordum. İçeride bir tane sinir yumağı Murat vardı. Bu ne demek? Hayatın bana attığı en sert tokat demek.

Yarım saattir kapının önünde duruyordum. Asla giremem içeriye. Kesin öldürecek beni. Komiser abi artık bu bekleyişten sıkılmış olacak ki kolumu tutup kapıyı açıp beni de içeriye fırlattı.

Bakışlar bana dönerken. Terden sırılsıklam olmuş ellimi pijamama sildim. Altan Murat'a baktım. Çok sinirliydi hem de çok . O ne be öyle ? Yüzü bile kıpkırmızıydı. Adımlarım gerilerken onun ateş saçan gözleri benim üzerimdeydi. Onda bugüne kadar duymadığım bir sinir ses tonu ile konuştu." Otur şuraya Deniz."

Yutkundum. Komiser baya baya eğleniyordu. Bende olsam eğlenirdim ama şuan öyle bir şansım yoktu. Titreyen bacaklarım ile tam karşısına oturdum. Kafamı eğebildiğim kadar eğdim altan altan da Murat'a baktım. Ellerim birbirine giriyordu tırnağımın çevresi ile oynadım.

Komiser eğlenen bir tonla konuştu." Murat komutanım , Kartal timinden böyle bir olay olmasını asla beklemezdim." Demek tanıyordu bizim timi.

Murat'ın bakışları hala bendeyken konuştu." Bende olacağını düşünmezdim ama Allah'ın işi işte ." Dişlerini sıkma sesi ta buraya kadar geliyordu." Cafer abi bu olay aramızda kalsın."

Cafer komiser gülerek kafasını salladı." Aramızda komutanım ama bir daha kine çay içmeye beklerim bu şekilde hiç olmadı." Bakışları bana döndü." Sizi de beklerim teğmenim."

Gram azalmayan sinirli sesiyle cevabı yapıştırdı." Yok Cafer abi malum Deniz güçlü suçlu mıknatıs çekici buraya anca nezaharetnaye gelir."

Altan en uysal bakışımı attım. Derin bir nefes verdi. Ellini yüzüne atıp sıvazladı.

Cafer komiser eğlenmeye devam etti." Olsun komutanım siz yine de bir ara Deniz teğmenim ile uğrayın." Gülerek bana döndü tekrardan." Bir daha kine iyi bir suçlu getireceğinize eminim Deniz teğmenim." Hasbinallah. Bir komisere eğlence olmadığımız kalmıştı.

Oturduğum yere daha da sindim. Allah'ın bir kulu kurtarsın beni ne olur. Bakışları hala üzerimdeydi. Bakma be adam altıma sıçmama son on beş saniye falan.

Kapının açılma sesiyle içeriye komiser girdi ellinde ki dosyayı masaya bırakıp çıktı. Cafer komiser dosyayı önüme bıraktı." Dosyayı imzaladıktan sonra çıkabilirsiniz." Murat'a yandan bir bakış attı." Murat komutana dua edin yoksa çok zor çıkardınız."

Dosyayı açtım bir tane de kalem aldım ama imzalamaya ellim gitmiyordu. " Komiserim aslında ben içerde çok iyiydim."

Bir top ateş bana bakarken asla çıkmam buradan." Deniz imzala şunu ."

En sevecen bakışımı attım." Yapmasam." Yalvarış, çaresizlik ve daha nicesi.

Kafasını yukarıya kaldırıp büyük bir sabır çekti." Hadi canım imzala şunu." Zorla öldürücü bir gülüş gönderdi." Hadi güzelim insanları işinden gücünden etmeyelim."

Kocaman yutkunup komisere baktım. Yardım et be komiser abi. Ama onunda bana çok yardım edeceği yok gibiydi.

İç sesim sonunda sindiği yerden çıkıp konuştu." Korkunun ecele faydası yok kızım."

Bismillahirrahmanirrahim. Kağıdı imzaladım. Komiser dosyayı önümden alırken. Murat yerinden kalkmış, Cafer komiser ile el sıkıştı. Bakışları bana döndü.

Oturduğum yere daha çok sindim. Kaldıramaz kimse beni buradan. Allah'ım cidden yardım.

Öldürücü gülüşü tekrar gönderdi." Hadi Deniz."

Yoo asla." Komiserim ben burada harbi iyiyim. Az daha içerde kalabilirim." Koltuğun kenarına tutundum.

Kafasını bir kez daha yukarıya kaldırıp büyük bir sabır çekti. Yerinden çıkıp bir anda benim tarafıma gelip koltuğu tutan ellimi sıkı sıkıya kavrayıp oturduğum yerden kaldırdı." Görüşürüz Cafer abi."

Tutuğu ellim ile beni de ilerletirken arkaya yardım bakışımı attım ama hala komiser gülerek bana bakıyordu. Zorla odadan çıkartı. Ellimi bırakmadan yürümeye devam etti bir yandan da söylendi.

" Başa gerçekten belasın Deniz. Katili arabaya almak ne Allah adına?" O kadar hızlı yürüyordu ki yetişmek zorlaşıyordu.

En uysal sesimle konuştum." İnsanların içinde kızma."

Etrafına göz gezdirdi. Herkes bize bakıyordu. Ellimi daha sıkı kavradı. Harika gerçekten harika şu halime bak üzerimde mavi bulutlu pijamam ,yanımda sinirli bir ateş topu ve bize dönen gözler. Her gün daha da rezil oluyordum.

Ellinin içinden ellimi çekmeye çalıştım. Olmadı daha sıkı kavradı ellimi. Hızlı adımlarla karakoldan çıktık. Kapının önünde duran arabayı anahtar ile açıp , ellimi bırakmadan ön kapıyı benim için açtı. Ön koltuğa otururken ellerimiz ayrıldı.

Kapımı en sert şekilde kapatıp sürücü koltuğuna kurulup arabayı çalıştırdı. Asla bakamıyordum oda zaten konuşmuyordu kendini sakinleştirmeye çalışıyordu büyük ihtimalle.

Yol akıp giderken sessizlik uzuyordu. Bağırıp çağırması daha iyiyidi bu hali hiç çekilmiyordu. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım çene hatları kasılmıştı. Yüzü kırmızıdan yavaş yavaş kendi rengine dönüyordu.

Ellerim ile oynarken sessizce mırıldandım." Çok kızdın mı bana?"

Bakışları bana bir saniye döndü." Sence Deniz? Anlamıyorum cidden bu işler hep nasıl senin başına geliyor."

En masum ve sevecen bakışımı attım." Vala Murat isteyerek yapmadım." Ağlamaklı çıktı sesim. "Ben iyilik yapmak istedim işin buraya geleceğini nereden biliyim?"

İki alev bana döndü." Deniz sen Kartal timindesin en dikkatli senin olman gerekiyor. Albay bunu öğrense ne olur sence?" Sustum. Atardı timden ve bunu şuan sadece o biliyordu.

" Söyleyecek misin?"

Arabayı bir anda kenara çekip durdu. Yanımızdan vızır vızır arabalar geçiyordu. Öfkeli gözleri beni buldu." Hayır."

Yutkunup kafamı salladım." Neden ?"

Öfkeli bakışları yavaş yavaş dağılırken kafasını geriye yasladı." Benden başka biri biliyormu bu olayı?"

" Hayır tek seni aradım." Pijamamı anlamsızca sağa sola çekiştirdim." Seni de rahatsız ettim kusura bakma."

Bakışları tekrar bana döndü." İlk beni mi aradın?"

" Evet , başka arayacak kimsem yok ki." Kimsesizlik işte böyle anlarda zordu. Her daim dimdik durabiliyordum ama bazı anlar oluyor ki bir el gelip seni tutsun istiyorsun. Kızsın, bağırsın , çağırsın ama yanında olsun istiyorsun. Ama benim hiç öyle bir ellim olmadı. Olmasına fırsat vermediler.

Öfkeli bakışları yerine derin bir duygu oturdu. Derin bir nefes verip arabayı tekrar çalıştırdı. Yol sessizce akıp gitti. Bir ara sadece nerede oturduğumu sorduğunda konuştuk.

Kafamı yola çevirdim. Düşünceller ardı ardına beynimi istila etti. Kafamın içinde susmayan sesler vardı. Her gece yakama yapışan sesler. Bedenimi ele geçiren hissler vardı. O hisslerden kaçmak için her yolu deniyordum ama onlar bir türlü yakamı bırakmıyordu. Güçlü olmak için asker oldum ama içimde ki çocuk o hala güçsüz.

Hala sığınacak bir liman arıyordu. Bu yüzden ya çocukluğumu gömemin sebebi o hep umut kapısı arıyordu ben ise umut kapısının olduğunu hiç düşünmüyorum. Her daim tek başına olmanın yükü var omuzlarımda. O yükü paylaşacak bir insan olduğuna da inanmıyorum.

Araba binanın önünde durunca düşüncelerimden sıyrıldım. Kapının kolunu açtım ama dışarıya adım atamadım. Gözlerim ona döndü." Teşekkürler bugün geldiğin için."

Gözleri uzun uzun yüzümde gezindi. İçli bir nefes kaçtı dudaklarından. Başını salladı.

Ayağımı dışarıya atıp arabadan indim kapıyı tam kapatacaken konuştu .

" Bir durum olursa." Bir an durdu." Her ne olursa olsun beni ara."

İçimde ki ses tekrar etti ." Her ne olursa olsun."

Burukça gülümsedim. Bu sözü hiç kimse bana söylememişti. Şuan buna ağlamak istemem normal mi?

Hafifçe başımı sallayıp kapıyı kapattım. Adımlarım binaya yöneldi. Binadan içeriye girdiğimde hala bana bakıyordu. Hafifçe gülümseyip hadi işareti yaptı.

Merdivenlerden koşarak çıkıp eve girdim. Işıkları açıp pencereye yöneldim arabası hala kapının önünde duruyordu. Bir kaç dakika daha bekledikten sonra arabayı çalıştırıp uzaklaştı.

" Senin eve girmeni bekledi." Dedi en derinlerden çocukluğum.

Sanmıyorum.

 

******

En keyifli hallim ile askeriyeye girdim. Bugün rezil olmadan atlatacağım buda bugünkü hedefim olsun. Tabi olursa. Yanımdan selam veren askerlerin selamını kafamı sallayarak kabul ettim.

Ay bugün ne güzel bir gün.

Kendimden emin attığım adımlar ile ilerlerken. Tam karşımda hırlayarak bana bakan köpek ile adımlarım durdu. O neden bana öyle bakıyor? Sağıma soluma baktım. Harbi bana bakıyor.

En tatlı gülümsememi kondurdum yüzüme." Köpek arkadaş merhaba."

Hırladı. İki defa ardı ardına havladı.

" Köpek arkadaş sakin sakin konuşa biliriz. " Kınayıcı bir bakış attım." Böyle hırlamak hiç olmuyor. Medeni insanlarız sonuçta."

Yine hırladı hem de dişlerini göstere göstere.

Altan altan baktım. Dişiydi." Bak köpek arkadaş ikimizde aynı cinsiz insan hiç hem cinsine hırlar mı?"

Daha çok hırladı. Allah'ın kulu beni kurtarsın zira bokum bir yerlere bulaşmış olma ihtimali çok yüksek.

Daha ılımlı olmaya çalıştım." Bak köpek arkadaş böyle olmuyor. Hem niye hırlıyorsun? Vala sevgilini felan hiç yandan bir bakış bile atmadım."

İç sesim girdi araya." Köpeğin sevgilisi olduğuna nereden kanat getirdin?"

Ne biliyim? Her türlü yolu deniyordum. Hırlayarak bir adım bana doğru attı. Bir adım geriledim. " Köpek arkadaş lütfen bak konuşalım vala sevgilini seven ben değilim."

Üzerime doğru koşmaya başladığında bende de ipler kopmuştu. Koca bir çığlık atarak ayaklarımı götüme vura vura koşmaya başladım.

İç sesim yine susmadı." Sen bu arkadaşın sevgilisini sevmediğine emin misin?"

Vala sevmedim. Hızla kartal timine ayrılan binanın oraya doğru geldim. Kalbim başka bir yerlerimde atıyor. Yardım edin be!

" Köpek arkadaş lütfen vala sevmedim senin sevgilini felan." Binanın önüne gelmiştim ama manyak köpek peşimi bırakmıyordu. Binanın tam önünde daire şeklinde olan taşların etrafında dönmeye başladım. Çığlık çığlığa bağırdım." Ya niye anlamıyorsun vala sevmedim senin sevgilini."

Binaya yandan bir bakış attım. Tüm kartal timi bana bakıyordu. Ve en önemlisi Albay ve binbaşıda buradaydı. Harika. Rezil olmayacağız dedik daha bir dakika bile geçmeden geldiğim duruma bak. Lanet vala lanet.

Dairenin etrafında iki tur daha attım." Köpek arkadaş başka bir konu varsa vala medeni insanlar gibi çözeriz." Yalvararak çıktı sesim." Vala çözeriz oturur iki medeni insan gibi hallederiz."

Ama o durur mu ? Durmaz tabiki. Albay ve binbaşıda bana bakıyordu harika. Buna daha sonra üzüleceğim şuan canım önemli. Bir köpek tarafından ölmeye niyetim yok.

Bir tur daha attım. Terörist peşinde koşarken bu kadar hızlı koşamamıştım. Can boğaza dayanınca yüce rabbim bir güç veriyor işte .

" Köpek ne olur dur." Ağladım ağalyacak kıvamda çıktı sesim." Kurban oluyum dur."

Durmadı. Allah'ın belası daha hızlı koştu.

Başlarım şimdi ılımlı olmaya ha! Sinirden devam." Manyak mısın kızım sen? Niye bütün manyak abidik gubidik işler beni buluyor?" Üç defa havladı." Ilımlı oluyorum. Hıırr. Sevecen konuşuyorum. Hırrr. Tatlı tatlı bakıyorum. Hırrr. Gel konuşalım diyorum yine hırrr. Biz seninle nasıl anlaşacağız Allah rızası için?"

Alparslanın uzaktan sesi geldi." Komutanım bir köpekten mi korkuyorsunuz?"

En ters bakışımı attım." Ne ulan her insanın korktuğu bir şey vardır." Nefes malum yerimden çıktı." Askeriz diye biz korkmuyor muyuz? Travmam var diyorum neden anlamıyorsun?"

Köpek ardı ardına havladı. Git be köpek kardeş. Lütfen git. Allah'ım yardım.

Çığlık çığlığa tekrar bağırdım." Bak olmuyor hem ben senin sevgilini ne yapıyım?" Ağlamaklı çıkmaya devam etti sessim." Vala benim erkek ile asla işim olmaz hele köpek cinsi erkek ile asla işim olmaz." Durur mu? Durmadı tabi." Allah'ın manyağı dur artık ya! Kafamın yanından kurşun geçerken korkmadım ben."

Ben önde o peşimden dairenin etrafında tur atmaya devam ettik. Cebimde çalan telefonu çıkartıp arayana baktım. Ev sahibi Remzi abi. Ev sahibi sonuçta açmak lazım. Telefonu açıp kulağıma götürdüm." Buyur Remzi abi?"

Bir an durdu." Ne yapıyorsun Deniz?"

Götümden ter atıyorum abi şuan ." Hiç abi bir koşturma içindeydim. Sen söyle ne oldu?"

Şaşkın şaşkın konuşmaya devam etti." Şey diyecektim evden çıkman gerek." Bir bu eksikti zaten." Almanya'dan oğlum gelecek." Yalana bak yalana.

Sinirle patladım." Senin oğlun yok abi hata senin çocuğun bile yok. Evden çıkarmak için bahane uydurma."

Şaşkın halini atmıştı artık." Çıkman gerek hem var çocuğum."

Hasbinallah." Ne yaptın çocuk mu peydahladın?" Köpek iki defa daha havladı. Sen de bir dur ya canımız burnumuzda zaten.

Ters ters konuştu." Terbiyesiz terbiyesiz konuşma. Çık diyorum."

Başlarım ha size." Nasıl çıkıyım abi?"

" Beni ilgilendirmez bugün çıktın çıktın yoksa eşyalarını kapıda bulursun."

Adama bak." Bir günde nereden ev buluyum be adam? Sırf daha fazla kiraya vermek için beni kapı dışarı ediyorsun bu yaptığın suça giriyor."

Hiç umursamadı." Beni ilgilendirmez çık diyorum."

Ağlamak ve sinirle soludum." Nereden buluyum bir günde evi ha ? Ne şerefsiz bir adamsın sen ya ! " Köpek yaklaşırken daha hızlı koştum." Para gözünü kör etmiş."

Sinirle bağırdı." Akşam binanın önünden alırsın eşyalarını!"

Öfkeden patladım en sonunda." Allah senin de belanı versin Remzi abi. Allah bana bulaşan bütün manyakların belasını versin." Telefon yüzüme kapandı. En acilinden telefonu cebime attım.

Koşarken ellerimi havaya kaldırdım. " Allah'ım ne günah işlediysem ne olur affet. Vala fazlası ile çektim ne olur Allah'ım." Ellimi daha önümde tutarken daha hızlı koştum." Şundan kurtar beni. Haşa isyan değil ama neden ben yani? İnsan ırkı bitti şimdide başka ırk ile sınamak ne kurban olduğum rabbim?" Köpek daha fazla havlarken. Daha çok yalvardım." Allah'ım ne olur yardım. Yüz rekat tövbe namazı kılacağım ne olur kurtar." Ellimi yüzüme sürdüm.

Koş kızım koş. Benim nefesim bitti onun hala nefesi tükenmedi. Manyak köpek ne yaptım ben sana ya? Kış mı dedim sana?

Arkama baktım yaklaşmıştı." Bak insan hem cinsine böyle yapmaz. Hem cinsine böyle yapan ne olur biliyor musun?" Cevap bekledim ciddi ciddi. Gelmedi tabi onun yerine hırladı." Allah adamı beter eder bak . " En kınayıcı şekilde konuştum." Hem erkekler böyle sürekli hırlayan kızı sevmez."

İç sesim girdi araya." Belki derdi erkektir."

Vala olabilir iç ses. " Köpek arkadaş bak eğer yalnızsan ben sana birini bulurum vala." Tam dibime gelmişken bir çığlık daha attıp daha hızlı koştum." Köpek arkadaş vala bulurum. Söz düğününüz benden ama dur lütfen."

Durmadı. Sağıma soluma baktım. İleride duvar vardı. Yüksek bir duvar ve üzeri teler ile kaplıydı. Ulan Deniz duvara tırmanıp telerin olmadığı yere basarak oradan elektirik direğine atlarsın kızım.

" Bismillahirrahmanirrahim." Diyerek sağolsun iç sesim konuştu.

Adımlarımı duvara yöneldim. O kadar sene eğitim aldım boşa gitmeyecekti. Önüme çıkan dubaya hızla basıp zıplayıp, takla atıp duvara tutunup yukarıya çektim kendimi. Telere basmayarak hızlıca bir takla daha atıp elektrik direğine zıplamış bulunuyordum.

Ellim kalbime giderek hafif çöktüm. Manyak köpek. Yani millet teröristen kaçar benim aksiyona bak. Aşağıya baktım kafasını yukarıya kaldırmış bana bakıyordu." Kızım Allah rızası için git bir terapi al."

Murat sert adımlarla köpeğin yanına geldi. Şuna bak köpek hiç bir halt yapmıyordu. O ne be ? Kafasını Murat'ın bacağına sürtüyordu.

" Ulan manyak köpek bir erkek için bana yaptığına bak." Kalbim daha atarken. Murat'a en uysal bakışımı attım." Murraaat götür şu manyağı."

Kafasını yukarıya kaldırdı elli ile de yüzünü sıvazladı." Orada ne yapıyorsun Deniz?"

Sence? Buda sorumu yani?" Hiçç burada hava nasılmış merak ettim."

Güldü bildiğiniz güldü. Hata kafasını iki yana sallayarak güldü.

Ağlamaklı konuştum." Muraaatt götür şunu ya." Dudaklarımı büzdüm." Manyak bu erkek diye beni öldürecekti."

Köpek Murat'a daha çok yanaştı. Kafasını bacaklarına daha fazla sürtü. Derdin bu muydu ? Bana söylesen bende çözerdim manyak köpek.

Murat arkaya bağırdı." Alparslan götür şu köpeği." Bakışları tekrar bana döndü. Yüzünde baya eğlenen bir ifade vardı.

" Gülme ya ." Köpek bana bakıp havladı." Muraaat kalbimi hissetmiyorum."

Alparslan köpeği almaya gelirken bana bakış attı." Komutanım köpek ile kavga ettiğinize inanamıyorum." Ben seninle bir kavga ederdim de şuan durumum malum o yüzden kardeşini annesine şikayet eden çocuklar gibi Murat'a döndüm.

" Muraaatt şuna bir şey de ya." Ayağımı dengede tutmaya çalıştım. Şuan tek ayağım direkte idi sadece.

Murat dişlerini dudaklarına geçirerek kafasını sağ omzuna doğru yatırdı." Götür şu köpeği Alparslan." Baya eğleniyordu hem de baya .

Alparslan köpeği götürene kadar ters ters baktım." Nefret sırası birdesin köpek arkadaş haberin olsun." Vay benim dertli başım. Ellerimi kafama atıp sallandım.

Murat hala gülerken." Tövbe estağfurullah." Dudaklarını yine dişledi." Gel hadi ."

Aşağıya dikkatlice baktım." Muraaatt ya gitmediyse?" Her an bir yerden çıkma ihtimali çok yüksek hem de çok. Göt korkusu buda. Hiç bir haltan korkma gel bir tane köpekten kork.

Güven vermek ister gibi gülümsedi." Gitti gel hadi." Elli ile aşağıyı gösterdi.

Derin bir nefes aldım. Sağı solu bir kez daha kontrol ettikten sonra kendimi aşağıya bıraktım. Ayaklarımın yerle buluşmasını beklerken iki el tarafından belimden tutulup bir tur kendi etrafımda döndürüldüm. Kollarım hemen boynuna dolandı.

Elleri hala belimde dururken. Gözleri gözlerime daldı. Çok yakındık nefeslerimiz birbirimizin dudaklarına vuruyordu. Yüzünde tatlı bir gülüşle bana bakıyordu. Gözlerine daldı aynı şekilde gözlerim. " Murat."

" Hı?"

Sağa sola baktım." Gittimi o manyak köpek?"

" Gitti."

Göz ucuyla time baktım. Allah kahretsin Albay bize bakıyordu hem de en çatık kaşları ile." Murat. "

" Hı."

" Albay beni timden atar mı?" Ona döndüm. Gözlerine baktım." Hani köpekten korktum ya. Köpekten korkan asker olur mu diyerek atar mı?"

" İzin vermem."

" Murat."

" Hı."

" Çok dalga geçerler mi?"

" Dalga geçerlerse ağızlarına sıçarım. "

Kollarım hala boynunda dururken. Sevimli sevimli konuşmaya devam ettim." Murat."

Tatlı gülüşü bozulmadı." Hı?"

Kollarımı boynundan çözüp omuzlarına koydum. Hay maşallah bu ne geniş ve güçlü omuzlar. Konu bumu şuan? Evet ne diyordum." Rezil oldum ben yine dimi?"

" Biraz."

Tatlı tatlı baktım." Murat."

" Hı?"

" Remzi abinin Allah belasını versin dimi?"

Gülüşü biraz daha büyüdü." Versin."

" Murat."

"Hı?"

Adamda ki sabıra bak. Biri bana sürekli Deniz Deniz dese ne Deniz diye kızardım ama o her soruma sabırla cevap veriyordu. " Benim asker olduğuma emin miyiz?"

" Bak bunu bende bilmiyorum."

Parmaklarım omuzlarında gezindi suç işleyen çocuklar gibi." Murat."

" Hı?"

Şuan aşırı uysaldım." Aklıma başka bir şey gelmedi. "

İçli bir nefes kaçtı dudaklarından." Deniz."

Nazlı nazlı ben olduğumun işaretini verdim." Hı?"

" Ben seninle ne yapacağım?"

Dudaklarımı büzdüm. Gözleri bir saniye dudaklarıma kayıp tekrar gözlerimi buldu." Bilmiyorum ki Murat."

Tatlı gülüşü devam etti. Bu gülüşte ilkti." Deniz."

" Hı?"

" Başıma gerçekten belasın."

Nazlı bakışıma devam ettim." Öyleyim dimi?"

Güldü hem de en güzelinden. Gözleri hafif kısılıp derin bir nefes aldı. " Deniz."

" Hı?"

İç sesim tüm çirkefliği ile araya girdi." Deniz Deniz deseler ne Deniz diyene bak."

Susar mısın? Şurada bir an yaşıyoruz. Bölme lütfen. Derinlerden çocukluğumun sesi geldi" Bencede bölme daha önemli konular var şuan. Mesala o geniş omuzlar." İçli bir nefes verdi çocukluğum." Yada o güzel gülüş." Bir tane daha içli nefes verdi." Ve bu erkeksi ses."

Tövbe haşa ama benim çocukluğum yoldan çıkmış olabilir mi? Milletin çocukluğu masum masum bir de benimkine bak.

İç sesim aradan kafasını uzattı yine." Ama biraz haklı gibi."

Bakışları hala bendeyken. Sıcaklığı sardı sarmaladı bedenimi hele kestane kokusu." Albayın yanında uslu uslu dur tamam mı?"

En sevimli şekilde başımı salladım. Kafamı omzuna gömdüm." Muraaatt ben çok rezil bir insanım." Oha lan omzu ne kadar rahat. Kafamı omzundan kaldırdım.

İç sesim yine girdi araya." Adam hala belini tutuyor haberin olsun ve tam karşıda Albay var."

Lan doğru. Mahçup şekilde çıktı sesim." Ben artık iniyim."

İçli bir nefes daha vererek. Usulca yere bıraktı bedenimi. Ayaklarım yer ile buluşunca üzerimi başımı düzelti. Elleri saçlarıma gitti dondum kaldım. Dokunma diyemedim. Dağılmış saçlarımı parmak uçlarıyla düzeltip kulağımın arkasına verdi.

" Gel hadi."

Allah'ım Bismillahirrahmanirrahim. Asıl şimdi canımdan olma ihtimalim çok yüksek çünkü tam tamına kartal timi, Albay ve binbaşı bize bakıyordu. Murat ilerlerken benim adımlarım geri geri gidiyordu . Bunu fark etmiş olacak ki yanıma gelip belimden tutup ilerleti beni de kendiyle beraber.

Binanın içine girerken kocaman yutkundum. Murat'ın arkasına hafif saklandım. Kartal timi gülmemek için kendini zor tutarken hata binbaşı bile Albay en çatık kaşları ile bana bakıyordu.

Bacaklarım titriyor lan. Allah'ım asıl şimdi yardım. Murat'ın arkasına biraz daha sokuldum.

Albay ellerini arkada birleştirip sert yüzü ve sesi ile konuştu." Teğmenim biraz önce o köpek ile ne oldu?"

Sesim bir yerlerime kaçmış olabilir." Durum şu ki komutanım. Sabah en neşeli halim ile askeriyeye giriş yaptım. Köpek arkadaş ile karşılaşınca tatlı tatlı konuştum lakin hormonsal döneminde olduğu için bunu yanlış anlamış ve bana saldırıda bulunduğunu arz ederim." Sesim alo neredesin? Gel lütfen.

Albayın çatık kaşları düzelmedi." Köpek ile kavga ettiğiniz doğru mudur?"

En ciddi halimle cevap verdim. Başka yapılacak halt var sanki." Arkadaş ile iki medeni insan gibi konuşamadık bu yüzden sert bir dil kullanmak zorunda kaldım."

Albay kafasını iki defa salladı." Peki köpekten korktuğunuz doğru mudur?"

En uysal halime büründüm." Doğrudur komutanım."

Albay sinirle konuşmaya devam etti." Peki duvara neden çıktınız?"

En masum şekilde göz kırpıştırdım." Köpekten kurtulmak için hızlı düşünmenin bir ürünü olarak ortaya çıktı komutanım." Atlamasaydım öldürürdü manyak köpek beni.

Tüm tim gülmemek için kendini tutarken. Albay hala çok ciddi duruyordu." İlk geldiğin gün hata yaparsan seni bu timden atarım demiştim hatırlıyor musun?"

Kafamı öne eğdim." En kısa sürede tim armam masanızda olacak komutanım." Ellerim yumruk oldu. Çok güzel bir köpek yüzünden timden atıldığıma inanamıyorum. Buda anca benim başıma gelir.

Kafamı daha da öne eğerken. Herşey bitmişti hem de bir köpek yüzünden. Dolan gözlerimi sıkıca kapatıp açtım. Yine başarısızlık bu hayata tek başarımın askerlik olması onu da yapamıyordum. Zorda olsa konuştum." İzniniz olursa eşyalarımı toplayım."

Tok ve gür sesi geldi." Toplayabilirsin."

Gözümde bir damla yaş süzülürken saklandığım yerden çıkıp eşyalarımı toplamaya yöneldiğim an arkamdan albayın gür kahkahası kullaklarıma ulaştı. Göz yaşımı hızla silip albaya döndüm. Gülerek bana bakıyordu hem de otuz iki diş. Elli ile yanına çağırdı. Hemen yanına vardım. Ellini omzuma koyup iki defa hafifçe vurdu. " Sen beni bugün güldürdün ya Allah'ta seni güldürsün."

Ne oluyor şuan? Boş boş göz kırpıştırdım.

İç sesim girdi araya ." Galiba bizle eğlenip öyle atacak timden."

Gülerken bana baktı." Sırf bir köpek için seni timden atmam teğmenim hem." Binbaşıya eğlenen bir bakış attı." Ne kadar hızlı koştuğunu görmüş olduk ve ne kadar hızlı düşündüğünü demi binbaşım?"

Binbaşı gülerek kafasını salladı." O köpek zaten biraz delidir komutanım."

Boş boş bakmaya devam ettim." Atılmıyorum yani?"

" Hayır teğmenim." Elli omzumdan ayrılırken ciddi hâline tekrar büründü." Akşam göreviniz var hazırlıklı olun."

Elimizi alnımıza götürüp selamımızı verdik hemen." Emredersiniz komutanım."

Albay , omzuma bir kez daha babacan vurup çıkışa yöneldi. Derin bir nefes verirken tekrar döndü." Ha bu arada teğmenim bir daha böyle bir durum görmek istemem."

" Emredersiniz komutanım."

Albay tamamen gözden kaybolunca rahat nefesimi tamamen verdim. Binbaşı gülerek bana bakıp , bakışlarını Murat'a çevirdi." Denizi görevlerde yanından ayırma Murat mağlum biraz belayı kendine çeken bir tarafı var." Çok güzel başımızda bir tane bakıcımız eksikti.

Murat hafif gülüp önce bana sonra binbaşıya baktı." Emredersiniz komutanım."

Binbaşı da binadan çıkıp giderken. Kafamı gömek için koltuğa yöneliyordum ki serçe parmağıma giren acı ile yerimde iki tur döndüm." Yeti ha! Ne lan sizin bana garaziniz?"

Tim artık hunharca gülüyordu. Hata öyle bir gülüyorlardı ki hepsi neredeyse yerlere yatacak seviyeye gelmişti.

Ağlamaklı bakışlarımı onlara çevirdim." Yeter ama ya ." Sehpaya sert bir tekme attım. Ayağım yine acıdı." Vala oturup ağlarım harbi ağlarım." Yüz üstü kendimi koltuğa bırakıp dertli başımı da koltuğa gömdüm. " Allah'ım ne olur acı bana. Bir insanın hayatı bu kadar rezil olamaz ya." Kullağıma gelen gülme seslerini duymamak için ellim ile kullaklarımı kapatım.İşe yaramadı tabi.

" Komutanım ciddi ciddi bir köpek ile kavga ettiniz farkında mısınız?" Susar mısın Derya?

En ters bakışımı attım. Ve yine işe yaramadı tabi.

Buğra bir kahkaha daha atarken konuştu." Daha ilginci köpeğe sevgili bulacağını söyledi."

" Artırıyorum düğünüz benden dedi." Diyerek Harun abi bile benle dalga geçti.

Ağlamaklı bakışlarım Murat'a döndü." Muraaatt şunlara bir şey de ya ."

Onunda onlardan pek bir farkı yoktu ama o hafif bir tebessümle bana bakıyordu. Bir anda ciddileşti." Dalga geçmeyin lan hepinizin topuğuna sıkarım." Elli ile dışarıyı gösterdi." Mühimmat odasına marş marş."

Tim hala gülerken yavaşça yerlerinden toparlanıp dışarıya çıkmaya başladılar. Murat ile tek kalınca ciddi ifadesi dağılıp yine güldü. " Gerçekten bir köpek ile kavga ettiğine inanamıyorum." Başını iki yana salladı." Başıma belasın gerçekten."

Dudaklarımı büzdüm." Sen de mi Murat ya ?" Daha çok büzdüm dudaklarımı." O köpekte hiç mi suç yoktu ? Manyağı görmedin mi?" Dertli başımı salladım. Yerimden yavaşça kalkıp aynaya baktım. Bir tur döndüm etrafımda yetmedi bir tur daha döndüm." Askerim işte."

Kollarını önünde bağlamış başını da sağ omzuna doğru yatırdı." Şuan sana kızmam gerek ama ."

" Ne ama ?"

İçli bir nefes verip, tatlı bir gülüş kuruldu dudaklarına." Kıyamadım."

Kalp iptal.

 

******

Sindiğim yerden hafifçe kafamı kaldırdım. Önümde duran iki teröriste göz ucuyla baktım. Kendi aralarında derin bir sohbet içindeydiler Allah'ın belaları.

Başımı daha çok eğdim. Üzerime giyindiğim uzun bol çarşafı daha çok sardım bedenime. Kasabanın içinde yavaş adımlarla yürümeye devam ettim. Telsizi açıp mırıldandım." Kasabanın merkezinde on beş tane var." Telsizi kapatım.

Murat'ın sesi geldi kulaklığa." Kasabanın önünde beş kişi nöbet tutuyor."

" Kasabanın arkasında on kişi var." Dedi Sercan.

Manavın önünde dururken keskin bakışlarım etrafı süzmeye devam etti. Sakindi. Şimdilik.

Suriye içerisindeydik. Bir hafataya yakındır. Ellde ettiğimiz bilgilere göre kasabanın tam ortasında önemli bir para alışverişi olacaktı. Terör örgütünün en başında ki iki adam gelecekti. Bizim görevimiz ise iki adamı sağ ele geçirip diğerlerini tahtalı köye göndermek.

İki saattir buradaydık. Kasabanın içine sinmiş halktan bir kişi gibi davranıyorduk. Manavın yanında duran teröristin arapça konuştuklarını sessizce dinlemeye koyuldum. Türkçe mealini çeviriyim size." Yarım saat sonra burada olacaklar. Adamları sokaklara salın ters bir durum meydana gelmesin."

Biraz daha konuştu. Ellimde tutuğum elmaya uzun uzun inceledim.

Ve meali." İki tane kadın ayarlayın, alışveriş bittikten sonra hemen çıkacaklar."

Şerefsizler. Elmayı bırakıp tam dönüyorum ki terörist bana bağırdı. Yavaş yavaş döndüm.

Sadece açıkta kalan gözlerime baktı." Sen kimsin?"

Arapça cevap verdim." Buralı biri neden sordun?"

Yanında ki terörist ile bir saniye bakışıp bana döndü." Bunun etleri iyiye benziyor havali tatmin eder kızlardan biri bu olsun." Ben sana etti göstereceğim.

Diğer terörist ellindeki silahı tam alnıma dayadı kafası ile hadi işareti yaptı. Korkulu baktım zere korkmadan. Sakin adımlar ile yürüyerek götürmek istediği yere yürüdüm.

Derya'nın sesi geldi." Deniz komutanımı aldılar. " Öyle san Derya kimse beni alamaz ben onları alırım. Ama onların şimdi bunu bilmesine gerek yok.

Terörist meydanın tam ortasında ki arabayı açıp beni de içine sokup uzaklaştı. Salak herif başıma kimseyi de koymamıştı. Telsizi açıp sessizce mırıldandım." Yarım saat sonra gelecekler, sokaklara adamlar dağılmaya başladı temkinli olun ve sessizce haledin işlerini." Telsizi kapatım.

Alparslanın sesi geldi." Deniz komutanım görevlerde size ayrı bir ciddiyet geliyor."

Hafifçe güldüm. Telsizi tekrar açtım." Vatan korumak ciddiyet ister Alparslan." Telsizi kapatım.

Arabanın sağına soluna baktım. Hafifçe eğilerek arabanın direksiyonuna uzandım. Anahtarını arabanın üzerinden alıp , düz kontak yapmalarını engelleyecek şekilde kabloları söktüm. Şimdi kaçın bakalım kaçabilirseniz.

Arabanın içinde oturmaya devam ettim. Biraz daha böyle oturursam harbi patlayacağım. Bu heriflerin zaten her boku leş gibi kokuyordu.

Arabanın kapısı açıldı yanıma bir kadın bindirildi. Gözleri yaşlı , elleri titriyordu. Onun da benim gibi sadece gözleri belli oluyordu. Korku dolu gözleri beni bulurken arapça konuştu." Ne yapacaklar bize?"

" Sakin ol hiç bir şey olmayacak." Etrafa göz gezdirdim yavaş yavaş hareketlilik başlıyordu. " Adın ne senin?"

Korkuyla konuştu." Hatice."

Gülümsedim." Peygamber efendimizin hanımın adı." Kafasını salladı." Peki Muhammed'in ordusunu bilir misin?"

Gözünde ki yaşları silip kafasını hafifçe salladı." Türkler."

Zaman akıp giderken sonunda karşıdan iki araba meydana doğru geliyordu. Arabalar tam meydanın önünde durduğundan içinden on kişiye yakın adam çıktı. En önde ise gür sakaları ve mavi gözleri ile bir adam indi. Örgütün lideri bu piçti . Diğer arabaya göz gezdirdim ondan beş kişi indi en önde gelen adam ise kısa boylu , hafif kilolu ve sarı saçlıydı. İkisininde yüzlerini hafızama kazıdım.

Yanımda ki kız korku ile tekrar ağlamaya başlamıştı. Bir relaxs olsana sen kızım. Koca Muhammed'in ordusu geldi ayağınıza . Evel Allah taş üstünde taş , baş üstünde baş bırakmayız.

Kullağıma Yavuz abinin sesi ulaştı. " Alışveriş bitmeden ön ve arka tarafı sessizce halledin. Buğra , Poyraz , Eren ve Harun meydan sizde."

Daha sonra ise o sinirli ses ." Adamlar kaçarsa kaçacak delik arayın ve bir tane bile ıska istemiyorum."

Adamlar ön tarafta ellerini tutmuş gülerek salıyorlardı. Son gülüşler iyi değerlendirin piç kuruları. İçime yine öfke tohumları ekildi. Hiç bitmeyecek olan öfke tohumları.

Aralarında konuştuklarını duymaya çalıştım ama zordu kesik kesik geliyordu sesler buraya . Yanımda ki kızın ağlaması da duymamı zorlaştırıyordu.

Yandan baktım." Ağlama, kurtulacağız." İnanmaz gözlerle baktı yüzüme." Ne dersem onu yap sadece." Ellini tuttum." Güven bana ."

Çocukluğum girdi araya." Sen niye kimseye güven miyorsun?"

Şuan konu bumu? Görevdeyiz kapa şu çeneni. Biz insanlara güven verebiliriz ama insanlar bize güven vermiyor.

Ön tarafta göz gezdirdim. Ortaya çantalar çıkmıştı. Anlaşılan hızlı bir alışveriş olacaktı. Adamlar ellerini arkada birleştirmiş derin bir sohbet içindeyken , arabanın kapısı açıldı.

Kolumu sıkı sıkı kavradı terörist. Kollumdan çekiştirerek aşağıya indirdi. Diğer kız feryat figan ağlıyordu kollarından kurtulmak için verdiği çabayı yüzüne atılan tokat ile durdurdular. Senin o ellini sikmeyen en adi şerefsiz.

Beni siyah gür sakalı adamın önüne attılar. Öfke saçan gözlerim onu bulunca güldü hem de en iğrenç şekilde. Elli uzanıp peçemi açıp yüzüme baktı. Gözlerinin içi parladı , dudakları zevkle kıvrıldı." Güzel hem de çok güzel."

Diğer kızın da zorla peçesini açmışlardı. Çok masum bir kızdı. Sarı saçlı adam yüzünü buruşturdu." Benim ki senin ki kadar güzel değil." Bedenimde gezindi gözleri." Hem senin ki daha dolgulu etleri." Dolgulu ne lan ? Kadınlar sizin malınız mı? İt herif.

Gür sakalı herif parmak uçlarıyla çenemi tutu. " Payına düşeni kabul edeceksin." Ben seni bir kabul edeceğim göreceksin. Öfke saçan gözlerime uzun uzun baktı. Midem bulanıyor bir mide hapı lütfen." Ne o? Çok öfkeli duruyorsun."

Hiç düşünmeden yüzüne tükürdüm . Sarı saçlı adam gülerken. Gür sakalı adam öfkeyle parladı gözleri , ellinin tersiyle yüzünü silip yüzüme sert bir tokat atmasıyla dengem bir an dağılsada hemen toparladım.

Murat'ın sinirli sesi ulaştı kulaklarıma." Senin o vuran ellini götüne sokmazsam en adi şerefsizim." Öfkeyle eklemesini yaptı." Bu şerefsiz bende."

Sarı saçlı adam biraz daha güldü." Senin ki güzel de fazla öfkeli heval." Gözleri hala zevkle bedenimde geziniyordu.

Teröristler ortada ki çantaları tek bir arabaya koyarken. Adamlar bir kez daha el sıkıştılar.

Sarı saçlı adam ciddi ses tonuna büründü." Dikkatli ol Türkler heryeri ele geçiriyor."

Gür sakalı en iğrencinden güldü.

Çocukluğum girdi araya." Murat'ın gülüşü varken şu iğrenç adamın gülüşüne kaldığımıza inanamıyorum."

Bu sefer katılıyorum. Harbi katılıyorum. Midem ağzıma geliyor.

" Komutanım sokaklar ve ön ve arka taraf tamam." Dedi Sercan.

" Kasabanın meydanına gelmeye başlayın." Dedi Yavuz abi.

Bir adım geriledim. Yandan kıza baktım ağlayarak önüne bakıyordu. Etrafa göz gezdirdim en yakında araba vardı. Ellim yavaşça silahıma gitti. Sabır... Sabır ... Sabır...

Adamlar ayrılırken. Teröristler yavaş yavaş arabalara geçmeye başlamışlardı.

" Deniz dikkatli ol , Denize koruma ateşi açın." Dedi Murat.

Silahımı kavradım. Nefesimi tuttum. Kızın kolunu kavradım şaşkın gözleri beni buldu. Gülümsedim.

Ve o ses geldi." Kartal atış serbest."

Kızın kollundan çekip en yakın arabanın arkasına çektim hemen ve silah sesleri başladı. Kızı yanıma çekerken silahımı çıkardım. En yakında duran teröristin alnının ortasından vurdum.

" Neler oluyor?"

" Türkler geldi."

" Saklanın."

" Bordo bereliler."

Bağrışlar , çığlıklar... En sevdiğim. Kafamı çıkartıp bize yakaşan iki teröristi indirdim. Kız korkuyla sırtıma asıldı." Neler oluyor?"

Sesim buz gibi çıktı." Muhammed'in ordusu geldi." Kafamı çıkartıp iki adamı daha indirdim.

Üzerimde ki çarşafı çıkartıp kenara attım. Kızın kollunu tutup hızla yerimden çıktım zira artık orada duramazdık. En yakında bulunan duvarın arkasına geçtim. Kızıda arkama çektim. Gür sakalı adam biraz önce anahtarını ve düz kontağı söktüğüm arabaya bindi. Aptal herif.

" Adam kaçıyor komutanım." Dedi Eren.

Telsizi açtım." Sakin olun arabayı hallettim." Telsizi kapatım.

Kafamı usulca çıkardım. Sarı saçlı adamı korumaya giden iki teröristi daha imha ettim.

Gür sakalı adamın şimdi yüzünde kokrunun her bir zeresi vardı. İşte görmek istediğim manzara buydu. Korku iliklerine kadar korku.

Arkamdan gelen adım sesleri ile silahı hemen arkaya çevirdim. Kazımdı tekrar önüme dönerken bize doğru gelen adamı imha ettim.

" Kazım , kızı buradan al ve güvenli bir yere götür." Kız korku ile koluma yapıştı. Kafam ona döndü en samimi şekilde baktım." Korkma Türkten zarar gelmez."

Gözlerime baktı ne görmüşse kafasını salladı. Kazım kızı yanımdan alırken tekrar önüme döndüm. Etrafı kan , sis ve toprak kaplıyordu.

Teröristler yavaş yavaş biterken sarı saçlı adam kaçıyordu. Etrafımı kontrol edip yerimden hızla çıktım. Başımın kenarından geçen kurşunu önemsemedim. Silahımı sıkıca kavradım önüme çıkan her birini tek tek öldürüp adamın peşinden gitmeye devam ettim.

Sessizce mırıldandım." Şehit arkadaşlarım için." Bir leş." Ağlayan analar için." Bir leş." Babasız, annesiz kalan çocuklar için." Bir leş." Ocağına ateş düşen her ev için." Bir leş." Vatan için." Bir leş." Bayrak için." Bir leş.

Böyle böyle kasabadan uzaklaşmıştık. O önde ben arkadan geliyordum. Şerefsiz hızlı koşuyordu o kısa boyunla nasıl o kadar hızlı koşuyorsun?

İç sesim alayla konuştu." Göt korkusu sarınca ayağına füze bile takabilir."

Bazen seni cidden seviyorum iç sesim. Hızla ilerledim. Kurtuluşun yok boşuna terletme o götünü. Bacağına nişan alıp ateş ettim. Tam isabet. Acı ile bağırıp en yakın ağacın arkasına geçti. İki el ateş ettiği anda ağacın arkasına saklandım.

En yüksek sesimle bağırdım." Boşuna yoruyorsun kendini buradan çıkışın yok." İki el ateş ettim.

" Sizin ellinize düşmeye niyetim yok asker." Bir el ateş etti." Sizi öldürmeden, soyunuzu kurutmadan ölmeye niyetim yok."

Görüyor musunuz? Ne kadar inanarak boş konuşuyor. " Biz bir ölür bin diriliriz. O güzel canını çok fazla yoruyorsun." Bir el ateş ettim. " İnsan canı tatlı bak yazık etme kendine."

Güldü bildiğiniz güldü manyak." Asker, biz davamız peşindeyiz ya siz ?" Boş edebiyat diye buna derler işte.

" Bizim bir vatanımız var ya sizin?" Bende güldüm." Bir sikiminiz yok ." Bir el ateş ettim." Biz ölünce şehit diyorlar siz ölünce terörist. Biz baş üstünde taşınıyoruz siz ise iğrenç magaralara atılıyorsunuz."

Öfkeyle bağırdı." Boş konuşuyorsun asker." Bir el ateş etti.

Alayla konuştum." Gerçekler ağır geldi tabi." Yalandan üzülmüş gibi yaptım." Boş bir dava için uğraşmak zor olsa gerek." Bir el daha ateş ettim. Sıfırlandık. Ellim bacağımda ki bıcağı bulup çıkardım.

Oda ateş etmiyordu. Sıfırlanmıştı. Yavaşça yerimden çıktım. Ellinde ki silahı kenara atıp bıcağını çıkardı. Teke tek ha .

" Kadın askersin bana gücün yetmez." Ben sana gücümü göstereceğim. Bıcağını bana doğru savurduğunda kafamı hızla geriye çekip hamleden kurtuldum.

Bir kez daha hamle yaptığında. Kafamı eğip bıcağın tersini karnına geçirdim. Karnını tutarak geriledi. Hızla toparlanıp karnıma doğru attığı hamleden dönerek kurtuldum. Yüzüne doğru yumruk savurdum hava da kaptı ellimi boşta kalan ellim ile yakasını tutup kafamı kafasına geçirdim.

İki adım geriledi. Kırılan burnunu tutu kanlar parmakları arasından süzülüyordu. Bir kez daha güldü." Ellin ağırmış asker."

Temkinli adımlar attım. Bir anda yüzüme doğru savurduğu kollunu havada tutup bileğini ters çevirip sırtına sabitlediö. Ateş ettiğim ayağına sert bir tekme atmamla iki dizi üzerine çöktü. Cebimde ki kilipsi çıkartıp ellerini birbirine bağladım.

Biraz önce bana dediğini tekrar ettim." Bana gücün yetmez asker." Saçlarını kavradım." Ne oldu it herif?" Sustu." Lafa gelince dil pabuç." Kollundan tutup yerden kaldırdım.

Yaralı ayağını önemsemedim. Bıcağı tam sırtına dayayarak yürümeye devam ettim. Silah sesleri artık susmuştu. Havaya siyah dumanlar yükseliyordu.

Acı ile sızlandı it herif." Yavaş ol."

Yandan ters bir bakış attım." Başka istek arzu?" Ters bir bakış daha attım. " Ne boş adamsınız ya . Vala sırf zararsınız."

Sızlanmaya devam etti gram umrumda değil. Oh olsun! Beter olsun! Sürüm sürüm sürünsün! İnşallah.

Kasabanın içine girerken kulağıma Muratın endişeli sesi geldi." Deniz nerede?"

" Bilmiyoruz komutanım, Sarı saçlı adamda yok." Dedi Buğra.

Ağır küfürler mırıldandı." Deniz neredesin? Ses ver Deniz." Burnundan soludu." Sikerim böyle işi."

Gülümsedim ama ses vermedim. Adam ile yürümeye devam ederken yerden tozları kaldıra kaldıra meydana giriş yaptık. Murat ve tim buradaydı. Bakışlar bana döndü.

Gür sakalı adam yerde oturuyordu ve onun elli kırılmış mıydı? Hem de bana tokat atan elli. O ne lan? Tek elli olsa iyi kollu bile kırılmış. Şuan resmen sallanıyordu kollu . Gözlerinin etrafı balon gibi şişmişti. Geldiğimi görünce kafasını öne eğdi hemen.

Tuttuğum adamı daha sıkı tuttum tam meydanın ortasına geldiğimde bacağına sert bir tekme attım. Acıyla iki dizinin üzerine düştü.

" Yavaş asker."

Saçını tutup kafasını yukarıya kaldırdım." Ne boktan canınız var lan sizin." Nefretle baktım yüzüne." Bak bana o canının daha fazla yanmasını istemiyorsan şu iğrenç çeneni kapat." Kafasını geriye savurdum." Eren şu itin bacağında yara var bak." Adamın tam yüzüne tükürdüm." Kan kaybından ölmesini istemem."

Eren başını salladı anında." Emredersiniz komutanım." Sağlık ekipmanlarını çıkartıp adamın yanına geçti hemen.

Timin yanına geçerken. Murat'ın sinirli bakışları bendeydi." Neredeydin sen ?"

Biraz önce ki sinirli halimi bırakıp en sevecen ses tonuma büründüm." Arkadaş ile biraz kasaba dışında sohbet edelim dedik komutanım. "Kafamı arkaya çevirdim adama baktım. Nefret tekrar oturdu gözlerime ve sesime." Arkadaş boş edebiyat yapmayı baya seviyor."

Sercan keyiflli bir ıslık çaldı." Komutanım görevlerde içinizden bambaşka biri çıkıyor."

Harun abide katıldı." İlk başta seni neden time aldıklarını merak ediyordum ama şimdi anladım."

Yavuz abi gururla baktı." Kartal timine yakışır davranıyor. "

Ay utanıyorum lütfen yapmayın.

Bu anı Alparslan böldü." Bir de köpekten korkmasa daha iyi."

En ters bakışımı atıp tehditkar konuştum." Alparslan sen canını seviyor musun?" Onaylayarak kafasını salladı." O zaman sus anladın mı?" Korku ile kafasını sallayıp sustu.

Poyraz merakla bana baktı." Komutanım itin o arabaya bineceğini nasıl anladınız?"

" Gözlem Poyraz." En ciddi ses tonum ile konuştum." Düşman bir adım ötesini düşünüyorsa sen iki adım ötesini düşüneceksin." Vatan korumak bunu gerektirir. Konu vatan ise mala bağlayan kafam zehir gibi olmalı. İşin ucunda ben değil vatan ve bize güvenen insanlar vardı. Askerlikte hataya yer yok." Ve soruna gelecek olursak. Adamın ilk gideceği araba oydu bu yüzden zaman kayıp ettirdim."

Yavuz abi güldü." İşede yaradı."

Harun abi merakla sordu." Sen düz kontak bozmayı nereden biliyorsun?"

Yandan Alparslana baktım." Abi ben bu yaşıma sadece köpek kovalayarak gelmedim bizim de kendimize göre maharetlerimiz var."

Derya aradan kafasını uzattı." Vala sakar felansınız da komutanım gerçekten işinizin hakkını veriyorsunuz size hayran oldum."

Utandırma kız beni. Ehh sakar makarız ama söz konusu vatansa canımızı ortaya koyarız. Üniformamdaki bayrağa uzun uzun baktım. Senin için. Çocuklar geleceğe umutla baksın diye, aileler evinde huzurla otursun diye, millet güven içinde yaşasın diye, nice şehidin kanı yerde kalmasın diye, vatan korunsun diye. Ve daha nice şey için...

Yavuz abi telsizi açtı." Kartal 1 , Şimşek 3."

" Şimşek dinlemede."

" Görev başarılı, adamlar ellimizde."

" Yaralı , şehit var mı? Kartal 1."

" Hepimiz sağlamız."

" Anlaşıldı kartal 1, helikopter geliyor."

" Anlaşıldı Şimşek 3." Telsizi kapatı.

Bir görev daha sorunsuz. Allah kahretsin eşyalarım. Adam eşyalarımı sokağa atacaktı ben ise bir haftadır görevdeydim. Canım eşyalarım.

İç sesim girdi araya." Eşyalar hal olurda ya ev ?"

Vay benim dertli başım. Ellimi kafama attıp dertli başımı salladım.

Yandan sessizce onun sesi geldi." Eşyaların alındı yeni evine konuldu."

Şok bakışlarım ona döndü.

İç sesim durumu özetledi." Kalp iptal."

 

                              🌊

Eveeeeet bölümü nasıl buldunuz?

 

 

Loading...
0%