Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@daisy_x06

Merhabalar öncelikle nasılsınız? Umarım iyisinizdir.

Yeni bölüm ile karşınızdayım küçük bir pazarlık sonucunda daha erken atıyorum bölümü.

O zaaaaman bölüm ile baş başa bırakıp kaçıyorum. İyi okumalar dilerim 🤍

 

                       🌊

Geçmişin izleri. Her an bir yerde saklı kalan ve bir gün ortaya çıkan geçmiş. Gitti sanıyorsunuz. Bitti artık yüreğinizde silindi sanıyorsunuz ama öyle bir an geliyor ki hiç beklenmedik bir anda ortaya çıkıyor .

Korkularımı yendim sanmıştım ama hayır. Korkular hala duruyordu sadece ben bittiğini sanmıştım ama bittmemişti. Dünkü görevden sonra herşey alak bulak olmuştu.

Ağır düşünceler istila ediyordu beynimi. Değişen şeyler vardı daha doğrusu değişen bir şey vardı; Murat. Bir anda gelip herşeyi yıkıyordu. Kimsenin ellinden yemek yemem ama o verince yiyordum. Kimsenin sıcaklığına sokulmak istemem ama ona sokulmak istiyorum. Kimsenin kolay kolay bana dokunmasına izin vermem ama o dokununca , dokunma diyemiyorum. Saçlarıma dokunduğu zaman çek ellini diyemiyorum. Onun yanında rahatım anlamsız ama rahatım. Her halimle yanında dursam yabancılık çekmeyecek bir rahatlık. Ona şımara biliyordum her zaman çatık ve sinirli olan yüzüm onun yanında gülüyordu. Uysalaşıyordum. Belaya bulaşıyorum ilk o yanımda bittiyor ; kızıyor , bağırıyor, çağırıyor ama gitmiyor yanımdan.

Ve ben belkide ilk defa bir adamın yanında çocuk gibi oluyordum. Tatlı tatlı konuşabiliyordum, sevecen bakışlar atabiliyordum. Buda ilkti. Ve daha nice şey.

Kafamdaki düşünceleri açılan kapı bozdu. Giydiği takım elbise ile odaya giriş yapmış bulunuyordu. Etrafa göz gezdirdi koltukta üç tane elbise vardı ve benim bunlardan birini seçip giyinmem gerekiyor. Lanet elbiseler çok açık. TSK başka gönderecek elbisemi bulamadın Allah aşkına? Görev eşyalarımız bize geliyordu ve tabi ki elbiselerde.

Dertli bakış atıp Murat'a döndüm." Muraaat bunlar nasıl kıyafet ya ?" Yanıma yaklaşıp kıyafetlere baktı. Rakı beyazı , zümrüt yeşili ve deniz mavisi elbise vardı ve hepsi açıktı. Açık.

Kaşları çatıldı." Bunları giyemezsin o piç bir kez daha bacaklarına bakarsa sikerim."

En uysal bakışımı attım." Murat ya ne yapacağız o zaman?" Koltuğun üzerine oturup dizimi kendime çekip kafamı da dizime vurdum. " Adamın dün bakışlarını görmedin mi? Sapık herif kucağında gül gibi kadın var hala bana bakıyor." Kafamı usulca kaldırdım." İnsan hiç namusum dediği kadını başka adamın koynuna verir mi ya ?"

Burnundan soludu." Vermez."

Ağlamaklı bakış attım." Nasıl veriyorlar? İnsan sevdiği kadını ona özel olmasını istemezmi? Yoksa benmi yanlış biliyorum?" Kafamı bir kez daha dizime vurdum." Senin sevgilin olsa başka bir adam dokunmasına izin verir misin ? "

Kaşları biraz daha çatıldı." Höst ula! O kadar gevşek değilim. Sevdiğim kız sadece bana özeldir başka erkek dokunamaz."

Keşke herkes senin gibi olsa." Dokunursa ya." Hafifçe gülümsedim." Bir erkek sevdiğin kıza dokunursa?" Bunu şuan neden merak ediyorum? Şu adamın yanında dilime kilit vurmak şart oldu.

Sesi en tehditkar şekilde çıktı." O dokunan ellini bir yerlere monta ederim. " Elbiseleri kenara çekip yanıma oturdu." Sevdiğin kız senin namusundur Deniz. İlla evli olmana gerek yok. Bir erkekte sevdiği kadına başka erkeğin dokunmasına izin veriyorsa zaten hiç sevmemiştir."

" Niye?"

Gözleri bana döndü." Çünkü başka bir erkeğin sevdiği kıza dokunması seven için ölümdür. Hem ne o lan öyle? İnsan sevdiğine dokunurken elli titrer."

Gülümsemem büyüdü." Senin hiç öyle sevdiğin bir kadın oldu mu?" Neden soruyorsun kızım? Merak bu gidişle benim göttümde patlayacak. Merak edecek başka konumu kalmadı?

Gözleri gözlerimin içinde gezinirken. Bakışlarında bir duygu vardı güzel bir duygu. Galiba olmuştu bu bakışlara bakılırsa olmuştu." Benim hiç sevdiğim bir kadın olmadı Deniz."

" Neden?" Gerçekten neden? Yakışıklı adamdı. Peşinde kim bilir kimler vardır.

Ellini kalbine götürdü." Buraya dokunan bir kadın olmadı." Oda benim gibi kimseyi sevmemiş. Bu kalbe zaten nasıl dokunuluyor ki? Dokundu diyelim insan nasıl fark ediyor ki? Millet karnında kelebek uçtuğunu söylüyor. Kelebeğin karnımızda ne işi var ya? Ne saçma aşk sözcükleri.

Kapı bir anda açıldı. Derya ellinde tutuğu kot pantolon ve siyah penye ve üzerine uzun bir çeket getirmişti. Bu kıyafetleri giymek istemediğim için Deryadan bana kıyafet bulmasını istemiştim. " Bunları buldum komutanım. Olur size."

Derya kızım sen cansın balsın adamın dibisin. Yerimden hemen kalkıp ellinden kıyafetlerini aldım. Şu an benim canım kurtarıcım yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. Hak etmişti vesselam. " Helal be sana."

Kocaman gülümsedi." Ne demek komutanım her daim emrinizdeyim."

" Bu kıza içim ısınıyor benim ya." Dedi iç sesim.

Vala benimde içim ısınıyor iç ses. Çok konuşsada harbi bal gibi kızdı. Murat yerinden kalktı." Giyin çıkalım." Kafamı usulca salladım. Kapıyı açıp çıktı.

Üzerimde ki kıyafetleri çıkartıp Derya'nın getirdiklerini giyindim hemen. Saçlarımı açık bırakıp hafif dalgalandırdım, silahı çeketin iç gözüne sakladım. Dinleme cihazını çeketin en gizli yerine taktım. Hazırdım.

Allah'ım ne olur şu işten geçmiş ile yüzleşmeden kurtar. Dün atlatmıştık ama ya bugün? Bugün nasıl atlatacaktık? Stres vücuduma tekrar basıyordu.

Çocukluğum girdi araya." Güven ona sakin ol ve sadece güven."

Taktın sende ha! Dünden beri güven deyip duruyorsun. İçtin mi sen? Ölsen bu lafları etmezsin şimdi aynı lafı söyleyip duruyorsun. Kendine gel artık. Canımı sıkıyor bu hallerin.

Son kez kendimi kontrol edip odadan çıktım. Orta alana geldiğimde tüm tim tam takır hazırdı. Bu iş bugün bitecek.

" İşaret verdiğim an başlayacaksınız." Dedi Murat.

Hepsi kafasını salladı. Kazım bana ve Murat'a kaçamak bir bakış attı. Dünden beri baya bir eğleniyorlardı. Murat ise hepsinin baya baya ağzına sıçmıştı. Alparslan'ı beş saat aralıksız koşturdu. Kazım ve Poyraza elleri ile koca bahçedeki çimleri yoldurdu. Buğra üç saat aralıksız silah bozup, tamir etti. Eren ise bütün binayı tam tamına altı defa baştan aşağıya kadar temizleti. Diğerleri bu konudan ağızlarını bile açmadığı için Murat'ın gazabına uğramadı.

O dinleme cihazını nasıl açık unutum ben ya ? Murat ne kadar bu konu hakkında konuşmalarını yasaklasada bu olanları duymadıkları anlamına gelmiyordu. Bu kadar dikkatsiz değildim ama adam dibimde olunca devrelerim ile oynuyordu. Bu durumu sevmemeye başladım.

Kazım tam ağzını açmaya hazırlanıyordu ki Murat ellini ona kaldırdı." Sakın Kazım, ağzına harbi sıçarım." Bakışları bana döndü." Hadi Deniz."

Kapının önünde duran Mercedes'e yöneldik. Tim başka bir araba ile gelecekti. Ön kapıyı benim için açtı. Hafif tebessüm edip ön koltuğa bindim. Kapımı kapatıp sürücü koltuğuna kurulup arabayı çalıştırdı.

Yine büyük bir sessizlik oluştu. Bedenim kasılıyordu. Bu sefer kurtulma şansım yoktu. Ellerim titriyordu , ellerimi yumruk yapıp gizlemeye çalıştım. Genzime acı bir sızı doldu. Geçmişten kurtulmaya çalıştıkça geçmiş bir yerlerden çıkıp geliyordu. Unuttum diyorum geçti , bitti artık. Olmuyordu. İçimde ki çocuk ortaya çıktığı günden beri geçmiş tam önüme geliyordu. Gitsin istiyorum. Yine eski umursamaz, her daim öfkesine bulanan, işi dışında başka bir şey düşünmeyen Deniz olmak istiyorum.

Değişiyordu. Esir düştükten sonra her şey değişiyordu. Bilmediğim duygular önüme geliyordu. Bilmiyorum ben bu duyguları nasıl baş edilir onu da bilmiyorum. Eskiden olsa boş verirdim ama şimdi olmuyordu. Bu duygulara sığınmak istiyordum hatta hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum. Bir el gelip sarıp sarmalasın buradayım desin istiyorum. Ama yoktu.

Hayatım boyunca tek oldum. Yaşamadığım acı kalmadı. İnsanlar küçükken oyunlar oynarken ben ise soğuk odalarda saatlerce her türlü işkenceye maruz kalıyordum. Tek bir söz söyleniyordu;

Sen Türk değilsin.

Ben Türktüm. Bu vatan için canını ortaya koyan askerdim. Başka bir meslek daha yapabilirdim ama geçmişten almam gereken bir intikam vardı. Kendime kanıtlamak zorunda olduğum bir gerçek vardı. Yanıltmam gereken insan vardı. Gözlerinin içine bakarak yaralı bıraktığı çocuk tarafından ölmesi gereken Amcam vardı.

Ben Üst teğmen Deniz Özal. Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşı ve askeri Deniz Özal. Vatan uğruna ödemem gereken bir bedel var. Canım pahasınada bu bedeli ödemeye hazırım.

Araba yavaşlarken bir anda durdu. Yol kenarında duruyorduk buluşacağımız nokta burası değildi. Gözlerim Murat'a döndü. Pür dikkat bana bakıyordu. " Ne oldu?"

Elli uzanıp ellimi tutu yumruk olan parmaklarımı açtı. En naif ve yumuşak ses tonuyla konuştu." Sakinleş Deniz titriyorsun." Diğer elli usulca kalkıp önüme gelen saçı kulağımın arkasına verdi.

Bedenim anında itaat etti. Bu duruma her daim şaşıracağım. Tek bir sözü ile onu dinliyordu. Saatlerce titrememek için her türlü yönetimi deniyordum işe yaramıyordu ama onun bir sözü ile duruyordu. Bu nasıl beden? Maddem bir lafla duruyordu ben dediğim zaman niye yapmıyordu?

Gözleri derin bir duyguyla gözlerime baktı. Çeketime uzanıp dinleme cihazını kapatı. Aynı şekilde kendisinkini de. Ne yapıyorsun temalı bakışımı attım. Ellimi tutan parmakları ellimin üzerinde varla yok arası gezindi." Deniz."

En uysal halime büründüm." Murat."

İçli bir nefes kaçtı dudaklarından." Sana bir şey olmasına asla izin vermem. Canım pahasına bile olsa." Bir an durdu." Bana güven, biliyorum güven zor bir duygu ama bu seferlik bana güven. Ne yaparsam yapıyım güven."

En derinden sesi geldi." Güven ona bir kere güven."

Genzime acı sızı daha çok doldu. Ya güven boşa çıkarsa? Günün sonunda güvenim yerle bir ederse?

Çocukluğum anında cevabı verdi." Peki ya güveni boşa çıkarmazsa?"

Olmasın. Boşa çıkarsın. Kanarım ona bir kez güven duygusunu hissedersem kopamam. İnsan güvendiği limana sığınmak ister. Sığınmak isterim ona tüm güçlü gardımı yıkarım. Gardım olmadan ben olamam. Bir gün güvenimi yıkarsa toparlanamam. Darmaduman olurum. Ördüğüm duvarları tekrar örmek zorunda kalırım.

" Yık o duvarlarını ne olacak?" Ne demek ne olacak? Güçsüz oluruz . Sürekli ona sığınmak isteriz. " Sadece ona yık bu duvarları. Diğerlerine yine aynı Deniz ol ama ona duvarları olmayan Deniz ol." Eklemesinide yaptı." Yorulmadık mı Deniz? Hep güçlü durmaktan şüpheyle yakaşmaktan. Bir kez olsun bir insanın yanında kendimiz olalım."

Yorulduk hem de çok yorulduk. Her şeye şüpheyle yaklaşmaktan. Her an bir zarar gelmesinden. Çok yoruldum.

Devam etti." O zaman bırak bir kez güçlü olmayıp başkasına bırakalım kendimizi." Ama ya?" Ama yok ben istiyorum Deniz. İlk defa senden bunu ben istiyorum. Bugünlük sadece sadece bugün. Yarın yine eski Deniz oluruz."

Gözlerime içine bakıp cevap bekleyen adama uzun uzun baktım. Gözümden bir damla yaş süzülmesi ile kafamı usulca salladım. Bugün ilk kez bir insana güvenmeyi seçiyordum. Günün sonunda ya bu limana sığınacaktık yada bu limanı yerle bir edecektik.

Akan bir damla yaşı usulca sildi. " Ne yaparsam yapayım korkma ." Buna da kafamı salladım. Gülümsedi hem de en güzelinden. Çekete uzanıp dinleme cihazını açtı. Ellimi bırakıp tekrar arabayı çalıştırdı.

Yol sessizce akıp gitti. Yarım saat sonra şehrin dışında depo gibi bir alana gelmiştik. Derin bir nefes verip arabadan indim. Ellimi yine büyük ve sıcacık eller kavradı. Sıkı sıkıya kavradım bu elli.

Depodan içeriye girdiğimizde. Orta alanda bir çok kutu vardı. Silahlar bunların içinde olmalı. Yirmiye yakın terörist vardı. Orta alanda Kenan, Korhan , esmer bomba, Rus ve bir tane daha adam vardı.

Korhan bizi görünce kocaman gülümsedi." Hoşgeldiniz."

Başımızı salladık. Orta alana geldiğimizde. Tanımadığımız adama göz gezdirdim. Orta yaşlı bir adamdı. Siyah saçlarını arkada bağlamıştı yüzünde bıçak kesiği vardı tüm yanağını baştan aşağıya kadar olan derin bir izdi. Korkunç ve iğrenç bir adamdı. Bunlardan zaten doğru düzgün bir adam olsa şaşarım. Hepsi iğrenç ötesi.

Kenan yanında duran adamın koluna dokunup bize döndü." Demir bey sizi Murto ile tanıştırıyım."

Murat en ciddi ifadesi ile ellini adama uzatıp el sıkıştı." Tanışatığımıza memnun oldum." Gram memnun olmadı. Ellimi daha sıkı kavrayıp yanına daha çok çekti.

Murto denilen piç fazla ciddi duruyordu." Bende memnun oldum. " Ellerini iki yana açıp güldü." Bu silahlar sayesinde Türklerin hayatını karartacağız onlar daha ne olduğunu anlamadan. Hepsini tek tek kan kustura kustura öldüreceğiz." Bunların hepsi boş edebiyat yapmayı ne kadar da çok seviyor. Günün sonunda bir oturalım sizle Murto piçi.

Murat ellimi bırakmadan kutulara yaklaşıp kapaklarını açtı. En iyi silahlar vardı ve bir çok bomba , füze , roket atar. Şerefsizler kim bilir bu kadar malzeme ile kaç eve ateş düşüreceklerdi ama izin vermeyeceğiz.

" Bu silahlar kimlere gidecek?" Dedi Murat.

Korhan bakışları bendeyken konuştu." Üç farklı birliğe gidecek. Bir Murtonun biriği diğer ikisi ise Sansarın birliğine." Sansar mı? Şu geçen terörist kadının dediği adam. Birinin kuyruğuna bastığın zaman diğerinin kuyruğun canı yanıyordu.

Murto ellini havaya kaldırdı." Malzemeleri arabaya taşıyın." Teröristler anında denileni yapmaya koyuldular. Murat'ı baştan aşağıya kadar süzdü." Sizinle de daha yakından tanışalım Demir bey." Güldü hem de en iğrencinden. Allah'ım o dişler ne öyle ya sarının en koyu tonuydu." Sonuçta beraber işler yapacağız."

Korhan girdi araya." Evet birbirimize güvenmemiz gerek sonuçta."

Murat'ın arkasına hafif saklandım. Ellimi kolluna sardım. Şu operasyondan sağ salim çıkıyım yüz rekat şükür namazı kılacağım. Sakin ol kızım. Murat yanında hiç bir şey olmayacak. Sakin. Güven ona sakinliğini koru.

Kulaklığa Yavuz abinin sesi ulaştı." Murat , Deniz tüm mallar arabaya taşındıktan sonra dışardaki teröristleri sessizce halledeceğiz biraz adamları oyalayın." Demesi kolay Yavuz abi. Ne deyip oyalayım ben bu adamları?

Şunlara bak bir kutuyu beş dakikada zor taşıyorlar. Savaştığımız insanlara bak Allah aşkına. Bunlar tüm malları yükleyene kadar akşam olur. Etrafı en ince ayrıntısına kadar süzdüm.

Normal bir depoydu üç tane farklı oda gibi yer vardı. En ortada üç tane büyük koltuk vardı. Deponun her yerinde dubalar vardı. Burası tahminime göre hep kullandıkları bir yerdi. Zaten bunlarada böyle leş gibi bir yer yakışırdı. Yanımda ki kestane kokusu olmasa çekilecek yer değildi.

Adamlar koltuklara geçerken bizde koltuklara oturduk. Kızlar yine adamların kucağına tünediler. Sehpanın tam üzerinde içki şişeleri ve bardaklar vardı. Yutkundum.

Deniz sakin ol ve göreve odaklan adamları ellinden geldiği kadar oyala kızım. Adamların yüzünde gezindi gözlerim. Hafifçe tebessüm edip Murto denilen piçle konuşmaya karar verdim." Murto bey yüzünüzde ki yara nasıl oldu?"

Elli anında yüzündeki yaraya giderken gözlerine öfke oturdu." Asker ile çatışmaya girmiştik oradan kaçarken." Nefretle soludu." Bir asker yetişip beni tutu. Baya boğuşmalı bir dövüşmenin içine girdik o sıra bıçağını yüzüme geçirdi. "

Bu piç yaşadığına göre ölmüş müydü asker? Sesimi düz tutmaya özen gösterdim." Öldü mü asker?"

Gözlerinde ki ateş daha da harlandı." Hayır , destek birlik gelince kaçmak zorunda kaldım." Ellini kafasına götürüp hafifçe vurdu." Ama o asker ile hesabım daha bitmedi. Bu yaptığının bir bedeli olacak."

"Murto askerin yüzünü yada ismini biliyor musun?" Dedi Korhan.

Murto öfkeyle burnundan soludu." Yüzünü görmedim ama adının Deniz Özal olduğunu biliyorum."

Ne ? Ne ? Ne ?

Bu adamın yüzünü bu hale ben mi getirdim? Murat'ın yandan bakışları bana döndü. Hatırlamıyordum bu piçi. O kadar şerefsiz ile uğraşıyordu ki hangi birini hatırlayım. Ama iyi yapmışım oh canıma değsin. Az bile yapmışım keşke kökten yüzünü yırtsaydım.

Ben bu düşünceler içindeyken Murto konuşmaya devam ediyordu." Ben böyle bir kadın görmedim. On tane adama bedel bir gücü vardı." Ne sandın piç. Bizde boş adam değiliz o kadar eğitimi boşa almadık sonuçta. Hazır kader bizi tekrar bir araya getirmişken şu hesabı kapatalım.

Yalandan bir üzüntüyle baktım." Çok üzüldüm sizin adınıza." Murat'ın yandan eğlenen bakışlarına kaçamak bir bakış attım." Türklerin erkekleri kadar kadınları da çekilmez." Allah'ım vala yalan. Asıl bunlar çekilmez. Şuna yüzlerinde meymenet yok. Midem ağzıma geliyor bunları gördükçe.

Murat başka bir konuya geçiş yaptı." Sansar dediğiniz adam silahları nerelerde kullanıcak?" Evet gelelim şu Sansara. Her yerden çıkan bu tip ne boklar yemek istiyor.

Kenan geriye doğru yaslanıp. Esmer bombanın belinde elleri gezindi. " Hatay sınır bölgesinde ki karakolu basmak için kullanacak. Şuan silah tedariği yok." Şerefsizlere bak. Size Şehit verecek göz var mı bizde.

Korhan bakışları bende hayli gezindi." Demir bey sayesinde daha çok iş yapacağız. " Gözleri bedenime kaydı." Ama önce güvenmek zorundayız birbirimize." Ulan şerefsiz güven diye diye götünü yırtın. Güvenmiş, sapığım demiyorda.

Kenanda onu destekledi." Haklı Korhan bu işlerde güven olmadan olmaz." Esmer bombanın dudağına hafif bir öpücük kondurup, kafası ile işarete bulundu.

Rus ve esmer bomba sehpaya uzanıp. İki bardağa az içki doldurup adamlara geri verdi. Korhanın bakışları bana döndü." Eda hanım sizde doldurun."

Murat'a baktım gözleri bendeydi. Kafasını usulca salladı. Allah'ım sen yardımcım ol. Sehpaya uzanıp içkiyi doldurup Murat'a uzatım. Bellimden tutup kucağına çekti bedenimi. Saçlarım yine ikimizin yüzünü gizliyordu. Kafasını boynuma yaklaştırdı. Benim bile zor duyacağım şekilde konuştu." Şimdi, adam ile odaya gideceksin ellinden geldiği kadar oyala." Sesine öfke bulaştı." Sana dokunmasına izin vermeden yetişeceğim. " Gözleri gözlerimi buldu." Söz veriyorum."

Ya oyalayamazsam ? Ya beceremezsem ? Ya ellim ayağım birbirine girirse? Sözünü tutmazsa? Ve daha binlerce ihtimal.

Kafasını tekrar boynuma sakladı." Güven bana, senin saçının teline bile dokunmadan çıkartacağım buradan." Sesinde kendinden emin bir ton vardı. Bugün ona güvenmeyi seçmiştim. Güvenimi yok etmekte onun ellinde, liman kurmakta onun ellinde. Kafamı usulca salladım.

Arkamızda gelen öpüşme seslerini aldırmadım. Gözlerinin içine uzun uzun baktım. Kahvenin belki de en güzel tonuydu gözleri. Ve bu kokusu mayıştırıyordu beni. Başımı göğsüne koyup uyumak istiyordum. Ellerim benden bağımsız saçlarına gitti. Bunu yaptığım için kendime daha sonra sövecektim. Gözlerinde huzura benzer bir ifade kuruldu. Zaman durdu sanki o ve ben kaldık.

Başını boynuma saklayıp derin bir nefes içine çekti. Saçları arasında daha fazla gezindi parmaklarım. Adam niye bunu yapıyorsun dese , cevabım yoktu. Bedenim sözümü dinlemiyor ki . Ben adamdan uzak duruyum diyorum ama bir bakıyorum parmaklarım saçlarına gidiyor.

Korhanın iğrenç sesi geldi." Değişim vakti."

Başını boynumdan kaldırmadı." Biraz daha bekleyin. " Derin bir nefes çekti içine." Daha doyamadım kokusuna."

İç sesim girdi araya." Ayy gerçek manada mı söylüyor?"

Saçmalama zaman kazanmaya çalışıyor işte. Boynuma çarpan nefes sesleri içimi bir hoş yapıyordu. Adamlara sevgili olmadığımızı çaktırmayacağız diye ne hallere düştük.

Çocukluğum konuştu." Ben şuan ki hallimden gayet memnunum."

Sen zaten garip garip şeylerden hep memnun kalıyorsun. İç ses ile iyice garip bir ikili oldunuz. İç sese zor katlanıyordum şimdi birde üzerine sen geldin.

İç sesim tüm çirkefliği ile araya girdi." Kurban ol be sen bana."

Gözlerimi devirdim. Yandan içeriye göz gezdirdim. Mallar taşınmıştı. Çok şükür yarabbim. Bir an hiç bitmeyecek sandım. Adamlar kaplumbağadan bile yavaşlar. Araba çalışıp çıkarken. Korhanın iğrenç sesi geldi." Hadi Demir bey , sevgiliniz sizin sonuçta daha çok doyarsınız."

Burnundan soludu." Sikerim bu adamı." Kafasını boynumdan kaldırıp. Ciddi yüzüyle baktı.

Kenan en gevşeğinden güldü." Odalara geçelim isteseniz."

Kızlar sonunda yerlerinden kalktılar. Esmer bomba Murat'a doğru yürüdü. Yüzünde seksi bir bakış vardı. Harbi sikerler böyle işi ha . Bu kız ile Murat şimdi tek başına bir odada mı kalacaktı?

İç sesim girdi araya yine." Sence? Kıza dokunur mu? Yani bir şeyler yaşar mı?"

Yapmazdı her halde. Yapar mı yada ? Neden şuan bunu merak ediyorum ki ben? Lanet dilim durmadı. Başımı Murat'a yaklaştırıp saçım ile ikimizin yüzünü gizledim . Yüzüne çok yaklaşmıştım." O kız ile bir şeyler yaşayacak mısın?"

Dudaklarında hafif bir tebessüm oluştu." Hayır." Tutuğumu bile fark etmediğim nefesimi verdim. Nefesim dudakalarına çarptı. " Sana dokunmasına izin verme. Sana dokunursa onun ellini bir yerlere monta ederim."

Hafifçe tebessüm ettim. Arkamızdan gelen homurtular ile istemeye istemeye yerimden kalktım. Tüm sıcaklık dağıldı yerine buz gibi soğukluk kaldı. Korhan açtığı kapı ile beni bekliyordu. Derin bir nefes verip odaya yöneldim.

Odaya girmeden kafamı arkaya çevirip baktım. Esmer bomba, Murat'ın kollunu tutmuş odaya sokuyordu. Yüzünde ise büyük bir sinir vardı. Kadına en tersinden bir bakış attıp odaya girdi.

Odadan içeriye girdim. İki kişilik bir yatak vardı sadece. Beyaz çarşaf, sarı renge dönmüştü. O ne lan ? Duvarda kırbaç vardı. Bildiğiniz kırbaç ve yanında iki tane kelepçe. Tövbe estağfurullah. Bu odada ne fanteziler yaşıyor lan bunlar?

Korhan kapıyı kapatıp bana yaklaştı." Sonunda , sevgilinizin kolları arasından alabildik sizi."

" Bana biraz düşkündür." Odaya bir kez daha göz attım. Bir konu bul Deniz. " Korhan bey , benim size sormak istediğim konular vardı aslında."

Tek kaşı usulca havalandı." Nedir Eda hanım?"

Anlamsızca dudaklarımı dişledim." Biliyorsunuz ki yeni kurulan birliğe silahlar gidecek." Başını salladı." Benim de bir kaç fikrim vardı aslında."

Yatağa oturdu." Daha sonra konuşsak bu konuları."

" Olmaz." Evet hadi devamını getir Deniz. Yaparsın be kızım. Yada yapamam." Hazır sizi tek yakaladım. Fikirlerimi söylemek isterim. Demirin yanında konuşamıyorum." Sır verir gibi sesimi kıstım." Pek benim böyle konulara girmemi istemiyor kendisi."

Dudakları yukarıya kıvrıldı." Dinliyorum sizi." Ha çok güzel. Sen uzun uzun dinle şimdi beni.

" Korhan bey , diyorum ki karakol baskını yerine acaba, köy ve kasabaları basak daha iyi olmaz mı?" Yerinden kalkıp bana doğru yaklaştığında bir adım geriledim." Hem karakolu basarsak başarısız olma ihtimalimiz var ama köy ve kasabaları basarsak halkada gücümüzü göstermiş oluruz."

Zevkle baktı yüzüme." Güzel olduğunuz kadar zekisiniz." Tabi lan ne sandın. " Ama maalesef benim bu kadar yetkim yok. Ben sadece malı teslim ederim."

Yalandan üzülmüş gibi yaptım." Yaa aslında işlerin başında olsanız daha iyi işler yapacağınıza adım kadar eminim." Bu beyin ile senden hayvan bile olmaz it herif. Aklın fikrin aşağıda.

Bir adım daha attı." Bence bu konuları kapatalım."

Tam dibime geldiğinde yanından geçip odanın en köşesine geçtim." Korhan bey çarşaf pamuk mu?" Aferin Deniz bula bula bunu mu buldun?

O ne alaka bakışı attı." Galiba."

" Aaa benim pamuğa alerjim var." Dudaklarımı büzdüm." Malesef ölüme kadar götürür." Bahaneye bak . Kimin pamuğa alerjisi olur Allah aşkına.

Saçma bir şekilde sexsi bir bakış atmaya çalıştı. " Bizde ayakta yaparız o zaman." Maşallah herşeye de bir çözüm buluyor. Adamın gerçekten aklı fikri aşağıda.

Hadi Murat ya. Çakalın elleri arasına bıraktın beni. " Korhan bey, dövmeniz hangi hayvan acaba?" Böyle böyle oyalayacağız artık. Ama git gide aklıma soru gelmiyor.

" Aslan ve ejderha birleşimi bir dövme." Aşırı çirkin bir dövme. Artık sıkılmış olacak ki üzerinde ki gömleğin düğmelerini tek tek açtı. Iyyy o ne ya öyle? Kıldan adamın ten rengi gözükmüyordu.

Çocukluğum girdi araya." Yani gerçekten Murat'ın o kaslı vücudunu görmek varken buna mı kaldık."

Ben neredeyim,sen neredesin.İç ses bir soru bul bana . Adam bana yaklaşıyordu bir adım geriledim. Gelme lan gelme. Hadi artık kartal timi. Nerede kaldınız? Burada elden gideceğiz.

Bir adım daha atıp tam dibime geldi. Kaçacak yerim yoktu. İğrenç nefesi yüzüme vuruyordu. Yüzünü buruşturma kızım. Sakın yüzünü buruşturma. Çok zordu be bu nasıl nefes. İnsan bir dişlerini fırçalar.

Elli yüzüme kalktığında. Gözlerimi kapattım. Hani bana dokunmadan yetişecektin Murat? Sende mi güvenimi boşa çıkaracaksın? Söz vermiştin , dokunmadan gelecektin. Limanı yıkmak zorunda mı bırakacaksın beni.

Elli tam yüzüme değeceği anda kapı sert bir şekilde açıldı. Murat'ı , aynı anda ise silah sesleri başladı. Korhanın elli hızla inerken, Murat hızla gelip yüzüne en sertinden bir yumruk attı. " Sana onu yar edeceğimi düşündün lan."

Korhan yumruk etkisi ile bildiğiniz yatağa uçtu. İçimde ki çocuk en neşelisinden güldü. Çeketimin cebinden hemen silahımı çıkardım.

Korhan yumruğun şaşkınlığını üzerinden attı." Siz kimsiniz lan?" Elli beline gitti ama silahı yoktu, yanından geçerken silahını almıştım. Arada zeki oluyorum diyorum size.

Murat tüm siniri ile Korhana yaklaşıp yüzüne bir yumruk daha indirdi." Ecelin it herif. Şimdi senin o gözlerini oymayan en adi şerefsiz." Adamın tam gözüne ardı ardına üç tane yumruk attı.

İçeriden hala silah sesleri geliyordu. Kapıya yönelip, ateş eden teröristlerden iki tanesini indirdim. Rus kadın koltuğun kenarına çökmüş elleri ile de karnını sarmıştı. Yerimden hızla çıkıp kadına yaklaştım. Bu sırada bir terörist daha vurdum. Koltuğun yanına çöktüm." Vuruldun mu?"

Ağlayışları arasında konuşmaya çalıştı." Hayır."

Kafamı kaldırıp iki tane daha indirdim. Kollunu tutum." Kaç aylık bebeğin?"

Sesi şaşkın çıktı." Hamile olduğumu nereden anladın?" Çok zor değil aptal. Her dakika elli karnına gidiyordu, zayıf bir kadına rağmen karnı büyüktü ve içkinin kokusu ile yüzünü buruşturmuştu. Tüm parçaları birleştirince hamile olduğunu anlamak çok zor değil.

Yanımıza Alparslan geldi." Alparslan kadını koru. Hamile." Normalde gram umrumda olmaz ama karnında ki çocuğun hiç bir suçu yoktu. Hamile olmasa kendi ellerim ile öldürürüm zaten ama işte çocuk vardı. Suçlu bile olsa hamile bir kadını öldürecek kadar merhametsiz değilim.

Alparslan kadını alırken artık , tüm teröristler ölmüştü. Odaların birinde Murto denilen adamı tutarak Sercan çıktı. Poyraz ise Kenanın ensesinden tutmuş köpek tutar gibi ortaya getiriyordu. Derya da esmer bombayı ortaya getirdi.

Murat çıkmamıştı sadece. Yerimden kalkıp odaya girdim. Adamın gözlerine hala ardı ardına yumruk attıyordu." Komutanım durun artık." Koşarak kollundan tutup geriye çektim. Adamın yüzünü kanlar içinde bırakmıştı ve gözleri morun en koyu rengine dönmüştü.

Kazım girdi içeriye. Adama en ters bakışını attı Murat." Al şu piçi Kazım."

Kazım koşarak adamın ensesinden tutup kaldırdı. Kazım ile Korhan çıktıktan sonra Murat'a baktım. Yüzü kıpkırmızıydı.

Sinirli bakışları bana döndü." Dokundumu sana?" Bir adım attıp yanıma yaklaştı. Sağıma soluma baktı.

Gülümsedim hem de en büyüğünden." Hayır, tam zamanında yetiştin." Tutmuştu sözünü, güvenimi boşa çıkarmamıştı. Neden bilmiyorum ama şuan ona sımsıkı sarılmak geldi içimden. Ama tutum kendimi.

Beraber odadan çıktık. Ortaya geldiğimizde Murto piçinin yanına vardım. " Lan hani şu senin yüzünü çizen kadın varya."

Öfkeli bakışları beni buldu." Ne olmuş o kadına?"

Kocaman gülümsedim." O kadın bendim. Bakıyorum da az bile yapmışım." Esmer bombanın başında bekleyen Derya'nın bacağından bıçağı alıp Murtoya yaklaştım. Kafasını tutup yara olmayan yanağına derin bir çizik attım. Acı feryatları depoyu doldurdu." Şimdi tam oldu." Bıcağı yüzünden çektim , omzuna götürüp kan olan bıçağı temizleyip Deryaya geri verdim.

Acı feryatlar ile daha bağırırken yüzümü buruşturdum. Bunlarında harbi ne tatlı canı varya. Bir dokunsak ağlayacaklar.

Adamdan uzaklaşırken. Bir anda önüme Murat atladı ve atladığı anda silah sesi geldi. Bir adım sendeledi.

" Komutanım."

" Murat." Geriye doğru gelirken. Belinden tuttum. Vurulmuştu. Ateş eden kişiye baktım. Yerde yatan vurulmuş bir teröristi. Yavuz abi ateş eden teröristin anında alnından vururken. Murat acı ile göğsünü tutu.

" Murat." Artık tutmaya gücüm kalmadığımda bedeni ile yere doğru eğildim. Kafasını tutup kucağıma çektim." Murat."

Vurulmuştu, beni korumak için merminin önüne atlamıştı.

Genzime acı bir sızı doldu." Murat."

 

                          🌊

Evet bölümü nasıl buldunuz?

Deniz geçmişte sizce neler yaşamış olabilir?

Murat ve Deniz'in arasındaki ilişkiyi nasıl buluyorsunuz?

Ve son olarak bol bol yorum atıp oy atarsanız çok sevinirim.

Kocaman öpüldünüz ❤️

 

​​​​

 

Loading...
0%