@daisy_x06
|
Evet yeni bir bölümle karşınızdayım. Biraz kısa bir bölüm idare edin lütfen ilerleyen bölümlerde daha uzun olacak. İyi okumalar dilerim ve lütfen bol bol yorum atıp oy vermeyi unutmayın 🤍 🌊
Saçları arasında parmaklarım hafif hafif gezindi. Yatıyordu. Vurulduktan sonra hemen hastaneye getirmiştik kurşun tam kalbinin yanına gelmişti. Tehlikeli bir bölgeydi beş santim bile kaysaydı tam kalbine denk gelecekti. Üç gündür yatıyordu . Başında ise ben vardım. Tim de başında kalmak istemişti ama ben hepsini göndermiştim. Sessizce mırıldandım." Niye atladın ki önüme? Senin canın yok mu be adam ?" Makinelerden başka ses gelmedi. Dağılan saçlarında daha uzun gezindi parmaklarım. Sana bir şey olmasına izin vermem demişti, canım pahasına bile olsa. Sözünün arkasında durması can sıkıcı. Öfkeyle konuştum." Ne diye önüme atlarsın be adam ? Ya daha kötü olsaydı? Ya kurşun tehlikeli bir yere gelseydi." Çocukluğum en saçma noktadan girdi konuya." Uyurken çok masum durmuyor mu?" Te Allah'ım. Adam vurulmuş senin düşündüğün şeye bak. Hele bir uyansın bu sefer ben ağzına sıçacağım. Kurşunun önüne atlamak ne be! Süper kahraman mısın sen ? " Sen bir uyan görüşeceğiz seninle." Alnında boncuk boncuk terler birikmişti. Yandan peçete alıp yavaşça alnında biriken terleri sildim. O kadar masum duruyordu ki şuan. Kaşları çatık değildi. Çocuk gibiydi sert bir çocuk gibi. En yumuşak sesim ile konuştum." Murraaat çok korkutun beni ya." Hayatımda bu kadar endişelendiğim bir an daha hatırlamıyorum. Ameliyata girdiğinde tuvalette gidip hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. Saatlerce ameliyathaneden sağ salim çıksın diye dua ettim. O kadar arkadaşım vurulmuştu ama hiç birinde böyle olmamıştım. Endişelenmiştim, korkmuştum ama bu sefer ki korku bambaşkaydı. Konu oydu ve içimde dokunduğu bir yerdi. Kafamı usulca omzuna koydum. Ağlamaklı çıktı sesim " Murat uyan artık ya." Doktorlar ilk bir saatin önemli olduğunu söylemişti. Şükürler olsun ki ilk bir saati rahat geçirmişti. Canımdan da can gitti orası ayrı nokta." Çok korkutun beni ya." Çatalaşmış ve keyifli bir ses geldi." Çok mu korktun?" Kafamı anında kaldırdım. Gözleri açılmış bana bakıyordu." Ve insan komutanına kızmaz." Kollarım bir anda boynuna dolandı." Murat ya çok korktum." Kollu belime sarıldı hemen." Bir şey olacak diye çok korktum." Başımı boynuna gömdüm. Derin bir nefes çekip uzaklaştım. Kaşlarımı en derinden çattım." Ulan ne diye kurşunun önüne atlıyorsun?" Güldü bildiğiniz güldü. Hem de en güzelinden." Ooo kızım bir dur ya şurada yaralıyız." İki kaşı havalandı." Hem biz ne ara rolleri değiştik?" Kolluna hafifçe vurdum. " Manyak adam süper kahraman mısın sen ya ? Ne diye kurşunun önüne atlıyorsun?" Bir an durdum." Ağrın var mı? Doktor çağırıyımı? İyisin dimi?" Yerimden hemen kalkıp kapıya yönelecektim ki ellimden tutup kendine doğru çekti. Yüzlerimiz yine çok yakındı. İçli bir nefes verdi." İyiyim, korkma." Elli usulca kalkıp önüme gelen saç tutamını kullağımın arkasına verdi." Ben sana ne demiştim; ne olursa olsun canım pahasına seni koruyacağım." Bakışları bir an dudağıma değip tekrar gözlerimi buldu." İstersen yüz defa olsun yine o kurşunun önüne atlarım. Ben sana bir söz verdim. Senin canına zarar gelmeyecek." Donup kaldım adeta donup kaldım. Biz bu adama limanımız ol derken o bizim tüm dünyamız olmayı ant içmiş gibiydi. Nefesim kesiliyor. Tutulan dilimi açamıyordum. Gözleri yüzümde gezerken her bir zereme yoğun bir duyguyla baktı. " Deniz." " Hı." " Sen başıma gelen en güzel belasın." Kalp iptal. Allah'ım ne oluyor şuan? Kalbim neden bu kadar hızlı atıyor? İçimde bu anlamsız güzel his ne ? Ne yapıyorsun bana be adam ? Açılan kapı ile ikimizin bakışı da kapıya döndü. Doktor gözlerini kocaman açmış bize bakıyordu. Harika . Şuan Muratla resmen dip dibe duruyorduk hata biraz daha yakın olsak dudaklarımız birbirine değecek kadar yakın. Adam şaşkın bakmayacakta ne yapacak. Mahçup bir şekilde konuştu." Rahatsız ettim kusura bakmayın." Harika gerçekten harika yanlış anlamıştı. Murat'an hemen uzaklaştım. Allah'ım biz niye hep en uygun olmayan anlarda yakalanıyorduk insanlara?" Yok doktor bey gelin lütfen." Koltuğa geçip oturdum. Doktor şaşkın halini atıp yaklaştı. Yatağın ucunda duran masadan dosyayı alıp bir iki şey doldurup bize döndü." Nasılsınız Murat bey?" Murat biraz önce ki halini bırakmış ciddi haline bürünmüştü." İyiyim doktor yarın çıkar mıyım?" Yavaş be adam. Daha vurulalı kaç gün oldu. Doktor dosyayı kapatıp gülümseyerek baktı." Malesef o kadar hızlı olmaz." Murat'a yaklaşıp yarasına baktı. " Yaranız iyi durumda." " Yara iyi diyorsun işte doktor. Yarın çıkar beni." Bu adam bizden daha çok hastane sevmiyor anlaşılan. Doktor anlayışla baktı ." Murat bey çıkarsanız yaranız her an enfeksiyon kapabilir iyi bakılması lazım. O yüzden hastanede kalmanız daha iyi." Murat hafifçe ofladı." Sen beni yarın çıkar doktor." Doktor derin bir nefes verdi. Kusura bakma doktor bey bu arkadaş biraz sinirli bir birey hata biraz bile az kalır baya baya sinirli bir birey." Murat bey gerçekten burada kalmanız daha iyi." Yüzüne yine sinir kuruldu." Doktor, yorma beni çıkart işte. Sen çıkartmazsan ben kaçar giderim. Ne sen beni yor ne ben seni." Araya girdim." Murat , doktor haklı biraz kal işte evde ne yapacaksın?" Bakışları bana döndü." Hastane sevmiyorum , hem şuncacık yara için ne diye hastanede kalıyım." Bu adam harbi bazen sınav gibi. Hafifçe yükseldim." Basit dediğin yara tam kalbinin yanına geldi. Hem evde enfeksiyon kapar dur işte şurada." Kocaman ofladı." Daha ağırlarını yaşadım Deniz." Doktora döndü tekrardan." Sen beni çıkart doktor. Yok çıkarmam diyorsan sabahı beklemeden çıkıp giderim." Nereden geliyor bu inat ya ? Kal işte şu hastanede. Doktor sıkıntılı bir nefes verdi." Murat bey bakın enfeksiyon kapmaması lazım yaranızın." Adam tane tane anlatmaya çalıştı." Eve giderseniz yaranıza çok iyi bakılması lazım." Murat anında cevabı verdi." Deniz bakar bana , siz çıkartın beni." Ne ? Bakışları bana döndü yüzümde ne gördüyse hafifçe güldü." Ne o? Bakmaz mısın bana?" Bugün bu adam harbi ayarlarım ile oynuyor." Bakarım tabi." Doktor ellerini cebine atıp bir bana bir de Murat'a gülerek kaçamak bir bakış attı." Peki o halde. Bu akşam kalın yarın çıkış işlemlerini gerçekleştiririz." Başımı salladım. Doktor bana döndü." Sevgilinizin yarasını sürekli temzileyin evde ." Sevgilimi? Doktor bey sevgili olduğumuzu nereden çıkartın? İç ses tüm çirkefliği ile daldı yine." Adama yakalanma anınız çok mu normaldi sence? Dışarıdan gören herkes sizi sevgili sanır." Susar mısın? Murat'a baktım yüzünde baya keyifli bir ifade vardı. Bu şuan bu sevgili lafına mı keyiflenmişti? Allah'ım adam ile adım sürekli sevgili olarak çıkıyor. Doktor daha fazla bir şey demeden çıktı. Murat'ın yüzünden hala keyifli bir ifade vardı. Ters bir bakış attım." Ne o? Senin niye o kadar keyfin yerine geldi?" Güldü hem de kafasını iki yana sallayarak. Dudaklarını birbirine bastırdı." Hiççç." Gözlerini kapatıp kafasını geriye attı. " Kapatma o gözlerini daha konuşmam bitmedi." Öfkeyle burnumdan soluyup en ters sesimi kuşandım. " Harbi diyorum kurşunun önüne atlamak ne be adam? Üstüne bir de yaran var ev ev diyip tuturuyorsun. Kal işte hastanede ama yok beyefendi de bir inat var ." Gözlerini hala kapalı tutarken tatlı bir gülüş oluştu dudaklarında." Deniz sen ne güzel dırdır yapıyorsun öyle." Şuna bak bir de benimle eğleniyor. " Murat adamı delirtme." Yüce rabbim sınıyor yemin ederim." Yok izin vermezsen ben kaçarım doktor. Yaran evde enfeksiyon kapacak göreceğim ben seni. Bir insan bu kadar inat olamaz ya . Şurada durup doğru düzgün baksınlar yarana işte..." Bir an durdum yüzüne baktığımda çoktan uyumuştu. " Ulan Murat şurada iki dakika adam gibi kızmaya fırsat bile vermiyorsun." Yerimden yavaşça kalkıp açılan üzerini örtüm. Önüne gelen saçları geriye doğru taradım. Uyuyan haline bakarken içli bir nefes kaçtı dudaklarımdan. En derinden geldi çocukluğum sesi." Yanında huzur var dimi?" Var be çocukluğum. Bir geldi herşeyi yakıp yıkıp kendine yüreğimde bir liman yaptı. Bu his ne ise , bizi galiba gerçekten bitirecek.
******
İçime dolan huzur ile yanımda ki sıcaklığa daha çok sokuldum. Başımı sert ama bir o kadar da rahat göğse daha çok gömdüm. Kollum sıcaklığa daha çok sarıldı. Lan ben şuan nerede yatıyorum? Gözlerim yavaş yavaş açılırken tepemde duran tavana en boş bakışımı attım. Ellimi gözlerime atıp ovuşturdum. Kafam yana dönerken hemşire vardı. Seruma bakıyordu. Lan o hemşire. Hastanede kaldığım günlerde beni buradan çıkart dediğim hemşireydi bu. Kafası bana döndü, ellini cebine attı." Günaydın, Deniz hanım." Lan yoksa ben komada felan kaldım da bu zamana kadar yaşadığım herşey bir rüya mıydı? Bir anda yerimden kalkıp sağıma soluma baktım. Murat vardı yanımda kafası sağa dönmüş uyuyordu. İlginç olan onun uyuması değil bizim aynı yatakta yatıyor olmamızdı. Hemşire bana en imalı bakışını attı. " Bakıyorum da artık siz başında bekiyorsunuz." Ne diyorsun hemşire? Boş boş göz kırpıştırdım. En son koltukta yatıyordum ben nasıl buraya gelmiştim?" Ben buraya nasıl geldim?" İmalı gülüşü devam etti." Gece kabus görüyordunuz , sevgilinizde sizi koltuktan kaldırıp yanına yatırdı." Yetti ha! Herkes bizi niye sevgili sanıyor? Ve o yaralı haliyle beni yanına mı yatır mıştı? Hemşire en sevecen haliyle baktı." Maşallah birbirinize çok yakışıyorsunuz." Murat'a bir an bakıp tekrar bana döndü." Sizi çok seviyor. Kıymetini bilin." Ne anlatıyorsun sen canım hemşire?" Ne demeye çalışıyorsun hemşire?" Derin bir nefes alıp konuştu." Sizin hastanede kaldığınız günler sizle çok ilgilendi, başınızdan hiç ayrılmadı." Boş boş yine göz kırpıştırdım." Nasıl ilgilendi ki?" " Kabus gördüğünüzde sizi göğsüne yatırıp çok sakinleştirmişti. Tüm yaralarınız ile ilgilendi. Geceleri uyumadan başınızda bekledi." İçli bir nefes alıp devam etti." Çok şanslısınız böyle seven , ilgilenen erkek bulmak çok zor şimdi. Yaralı olduğu halde gece kabus gördüğünüzde yüzünde ki endişeyi görmeniz gerekirdi. Yaralı haliyle sizi yanınıza yaptırıp siz sakinleşene kadar uyumadı." Ne ? Ne ? Ne ? İç sesim ve çocukluğum içeride halay müziğini açmış depinirken ben inme inmiş gibi hemşireye bakmaya devam ettim. Kalbim durur musun? Yerinden çıkmasına on beş saniye falan. Hemşire yanıma gelip ellini omzuma koyup iki defa hafifçe vurdu." Allah bir ömür mutlu etsin. " Sır verir gibi kulağıma yaklaştı." Sizin yerinizde olsam böyle bir adama anında nikahı basardım." Hemşire şuan başka bir şey basıyor zira vücudum baştan aşağıya kadar alev alev yanıyor. Allah'ım ne oluyor bana? Ne yaptı bu adam bana ? Harbi soruyorum ne yaptı bu adam bana? Alev söndürücü nerede? Acil getirin. Hemşireye döndüm." Hemşire şuraya bir şey oluyor ne o?" Ellim ile kalbimi gösterdim. Kocaman gülümsedi." Aşk derler." Alev söndürücüyü boş verin. Beni direkt alev söndürücünün içine attın. Lütfen.
******
" Murat bir dur ya." En tersinden bir bakış attı. Ellimde tutuğum bez ile yarasının üzerini temizledim. Beyefendi yine sinirleri tepesinde dolaşıyordu. Eve iki saat önce gelmiştik ve şuan yarasını temizlemeye çalışıyordum ama sürekli hareket edip duruyordu. Zaten dokunduğum kasları ile ellerim geriliyordu bir de o hareket edince işim daha da zorlaşıyordu. Bu adam vurulduktan sonra daha çekilmez olmuştu. Yarayı tamamen temizledikten sonra yarasının üzerini sardım. Yanından kalkıp , dolabından siyah bir tişört çıkartıp üzerine fırlattım zira biraz daha böyle karşımda yarı çıplak durursa her an yoldan çıkabilirdim." Şu tişörtü giyin." Tişörtü kenara bıraktı." Giymesem olur." En ters bakışımı attım. Giy be adam. Ne olsun istiyorsun sen? Yoldan mı çıkalım ila." Giy şunu Murat." Omuzlarını indirip kaldırdı. Yok harbi yok bu adam vurulduktan sonra iyice bir nazlı oldu. Yanına ulaşıp tişörtü alıp kafasından geçirdim. Zorla iki kolunu sokup tişörtü giydirdim. En nazlısından bir bakış attı." Deniz ne yemek yapacaksın? Çok açıktım ben ya . " Güldüm. Sinirlerim bozuldu yemin ederim. En sevimli ses tonuyla konuştum." Ne istersin?" Söyle annesi kurban. Ne yemek istersin. " Vala şöyle bir mercimek çorbası yanına da makarna çok iyi gider." Güldüm." Tamam, sen burada yat ben hazırlayım." Yanda duran battaniyeyi alıp üzerine örtüm. Yanından kalkıp mutfağa geçtim hemen. İç sesim erimeye yakın bir sesle konuştu." Ayy evli olsanız ne güzel olur." Lan bir sus. Sevgililik bitti şimdi de evliliğe mi sardın? Her gün level atlıyorsun yemin ederim. Saçımı tepeden dağınık bir topuz yaptım. Evi küçük ama bir erkeğe göre ise zevkle döşenmişti. Bunun önceden sevdiği bir kız olmadıysa bile kesinlikle sevgilisi olması lazımdı. Yoksa bu evin bu kadar güzel dekorasyon yapılması imkansız. Azda olsa tanıyordum Murat'ı böyle bir zevke sahip değildi. Ev kahve ve krem rengi ağırlıklıydı ve tim ile bir konuşmasında kahve rengini sevmediğini öğrenmiştim. İç sesim girdi araya." Ne yani bu evi bir kız ile mi dekorasyon etti?" Olabilir. Olamaz , şuan ben sevgilisi ile dekarasyon ettiği evde mi duruyordum? Herşeye iğrenerek baktım. İç sesim tüm imalı haliyle girdi araya." Ne o? Sanki kıskandın?" Ne alaka ya? Sonuçta adamın geçmişte ilişkisi olabilir. Acaba kaç sevgili oldu? Yakışıklı adamdı vesselam. Sevgilisi olmadıysa buna şaşırılır. Böyle bir adamın sevgilisi olmayacakta kimin sevgilisi olacak. İç ses dertli bir nefes verdi." Cevaplanamayan bin tane soru?" Dertli bir nefes verdim . Bir yandan da yemekleri yapmaya devam ettim. Çorba hazır gibiydi ama makarna. " Nasıl makarna sever ki?" Arkamdan sesi geldi." Bol salçalı." Kafam arkama döndü. Kollarını önünde bağlamış, bedeninide kapıya yaslamış bana bakıyordu. " Sen kaç dakikadır ordasın?" Kollarını çözüp yanıma yaklaştı. Çorbaya eğilip derin bir nefes aldı." On beş dakika oluyor." " On beş dakikadır beni mi izliyordun?" Kafasını salladı. Yandan bir kaşık alıp çorbadan bir kaşık alıp ağzına götürüp içti. " Çorba çok güzel olmuş aynı anne eli değmiş gibi yapmışsın." Hasret vardı sesinde." Ev yemekleri yemeyeli uzun zaman olmuştu." Güldüm." Eee o zaman ben sana arada yapıp getiriyim." Gözlerinin içi neşeyle parladı." Vala mı?" En sevecen hallimle başımı salladım. Bir yandan da makarnayı yapmaya koyuldum. Ama heybeti tezgahı kapattığı için yapmam zor oluyordu." Kenara kay bakıyım." Anında kenara kaydı. Kollarını bağlayıp bana bakmaya devam etti." Ayakta durma yaran acır." Önemsemedi. Aynı şekilde durup film izler gibi izledi her hareketimi. Ben makarna yaparken oda bir yandan dağıtığım yerleri arkadan topladı. Makarna da hazır olunca beraber sofrayı kurup yemekleri yemeye koyulduk. " Yaran acıyor mu?" " Hayır." Ağzına kocaman kaşık soktu. İlk defa bu kadar iştahlı yemek yediğini görüyordum. Ev yemeklerini çok seviyor olmalıydı." Ne oldu o piç kurusuna?" " Sen ona ne olmadı diye sorsana?" Ellinde tutuğu kaşık havada kalırken, ne yapmışım bakışı attı. Nasılda iyi biliyor kendini." Hastanede adama nasıl vurduysan yüzü tanınmaz hale geldi." " Hak etti." " Bu kadar yapmana gerek yoktu." " Sana bakmadan önce düşünseydi. Dua et Deniz dua et görevdeydik." Bu ne demekti? Yüzü kırmızı bir renk aldı. Sinir geliyordu." Dışarıda, öyle baksaydı sana gideceği yer hastane değil başka yer olurdu." Merakla baktım." Neresi?" Bir kaşık daha tepti ağzına." Köye." " Ne köyü?" " Tahtalı köy işte bu piçlerin en layık olduğu yer." Adama ne kadar ayar olduysa gözleri içinde ateş yanıyordu. Aklına ne geldiyse kaşığı masaya attı." Siktiğimin orosbu çocuğu, gözlerini oyup elline vermem gerekirdi." İstemsizce güldüm bu haline. Attığı yerden kaşığı alıp , makarnadan kocaman bir kaşık alıp ağzına götürdüm." Boşver onu şimdi hadi yemek ye." Uzatığım kaşığa bakarken iki kaşı usulca havalandı. " Deniz benim vurulduğum çok iyi sanki." " O niye acaba?" Hastanede tam kızamamıştım. Şimdi kaçsın bakalım kaçabilirse." İyi hatırlatın sen niye benim önüme atlıyorsun?" HIzla uzatığım kaşıktan makarnayı yedi." Ağzım dolu." " Bahane uydurma bana." Kocaman yutkundu." Anlaşılan dırdır geliyor." Bak bunu bilmesi ne kadar güzel. " Ne diye atlıyorsun? Ya daha tehlikeli yere gelseydi? Senin canının önemi yok mu?" Beklemeden cevabı verdi." Deniz ben bir söz verdiysem tutarım. Adam ateş ettiği anda müdahale etmeye zamanım yoktu. En makul olanı önüne atlamaktı." En masum bakışını attı." Makarna yedirsene." Tam ağzımı açmaya hazırlanıyordum ki konuştu." Yaralıyım kızım burada. Sen böyle mi bakıyorsun komutanına çok ayıp." Ciddiyete bürüdü." Hem ne var askerimi korudum ben. Senin için kurşunun önüne atladım bir zahmet sende komutanına iyi bak." Şuna bak şuna." Murat nedense ben hiç bir komutanım ile böyle olmadım." Sandalyeme uzanıp yanına çekti sandalyemi." Olma zaten sen sadece bana böyle ol." Masum bakışını tekrar attı." Makarna?" Çocuk gibiydi şuan küçük bir çocuk. Bir kez olsun askeriyede bu halini görmemiştim. Benim gibi oda çok sinirli , çatık kaşlı , ciddi ve öfkeli dururdu. Dışardan bakan bir insan için çok sert duruyordu lakin şuan karşımda o kadar masumdu ki. Cevap vermedim. Makarnadan bir kaşık uzatıp yedirdim. Bu şekilde tüm tabağı bitirtirdim. Bir tabak yetmeyince üç tabak daha zorla yedirtmişti. Makarna gerçekten çok seviyor olmalı. Yemekleri yedikten sonra yine beraber kaldırıp bulaşıkları hallettik. Şimdi ise hazırladığım meyve tabağı ile oturma odasına geçtim. Televizyondan bir film açtı. Koltuğun en ucuna oturdum. Meyve tabağını koltuğun başına koyup elma soymaya başladım. Bir anda dizimde bir ağırlık olunca kafam önüme döndü. Dizime yatıyordu." Ne yapıyorsun Murat?" Televizyona bakarken konuştu." Yastık rahat değil. Yaramı acıtıyor." Bu nasıl saçma bir bahane? Kafasını dizime daha çok yasladı bir yandan da televizyonda ki aksiyon filmini izlemeye devam ediyordu. Tam kalk diyecekken derinlerden çocukluğum konuştu." Bırak kalsın." Ses etmedim. Soyduğum elmayı kesip bıcağın ucuna takıp ağzına verdim. Hemen aldı. Bir tane daha verdim onu da yedi. Ve verdiğim bütün meyveleri televizyondan gözlerini bile kaçırmadan yedi. Anlaşılan aksiyon filmlerinide çok seviyordu. Film bittiğinde dizime baktığımda uyuyordu. Hafifçe dürttüm." Murat kalk yerine yat hadi." Yandan kumandaya uzanıp televizyonu kapatım. Gözlerini yarı açıp yavaşça yerinden kalktı. Meyve tabaklarını mutfağa götürüp kabukları çöpe attıp , boş tabakları yıkayıp kenara koydum. Yatak odasına gittim. Üzerinde ki tişörtü çıkarmış altında sadece siyah bir eşofman vardı. İç sesim tüm arszığı ile konuştu."Bismillahirrahmanirrahim, hoy Maşallah." Vala hoy Maşallah iç ses. Odaya sessizce girdim. Yatağa oturmuştu." Murat ben artık gidiyim." Komodinin üzerinde duran saate baktı." Bu saate gitme kal burada ." " Yok gidiyim hem burada nerede yatacağım?" Bakışları bana döndü." Yatak varya işte." Yatak varda adam sen yatıyorsun orada. Tam itiraz etmeye kalkıyordum ki konuştu." Bu bir emirdir." Bu nasıl emir be adam? Hafifçe gülümsedi." Emirlere karşı gelinmez." Şuna bak üst rütbede olma özelliğini kullanıyor. Sen de az değilsin ha. İç sesim arsızca konuştu." Kalalım ne olacak?" Saçmalama istersen." Üzerim yatmaya uygun değil." Bahaneye bak. Askersin kızım sen daha rezil hallerde dağda , taşta uyumuşluğun var. Oda bunu yememişti zaten. Yerinden kalkıp dolabını açıp uzun bol bir tişört verdi." Bunu giyin." Şaşkın şaşkın yüzüne baktım." Tişört ile mi duracağım karşınızda?" Dudakları iki yana kıvrıldı." Daha rezil hallerin ile de seni gördüğümü hatırlıyorum." En keyiflisinden bir bakış attı." Mesela mavi bulutlu pijama , yeşil pijama , seni kurtardığım gün. " Harika! Bunu niye yüzüme vuruyorsun şuan? En tersinden bir bakış attım ama o hala gülerek bana bakıyordu, kafası ile hadi işaretinde bulununca bir tane daha ters bakış attıp odadan çıktım. Müsait bir odaya girip üzerimi değiştirdim. Tişört diz kapağımın biraz üzerinde bitiyordu dağılan topuzumu düzeltip tekrar topuz yaptım. İç sesim girdi araya. Girmese şaşarım zaten." Kapalı giyinene bak ." Sus vala öldürürüm seni sus. Odadan çıkıp tekrar yatak odasına gittim. Yatağa uzanmış kollarını kafasının arkasında birleştirmişti. Kafasını hafifçe bana çevirdi." Gel , yat." Hafifçe yutkundum." Aynı yatakta mı yatacağız?" Üzerimi göz ucuyla süzüp, gülümsedi." Yaralıyım kızım ben . Hem doktor ne dedi yaraya iyi bakılması lazım." Arsıza bak sen . Kaşlarım çatıldı." Aynı yatakta yatmak ile yaranın ne alakası var?" Dudaklarını birbirine bastırdı." Doktor, iyi bakılacak demedimi?" Sanki canından can alır gibi bir role büründü." Ya gece yaram enfeksiyon kaparsa müdahale edemezsem." Abart bakışımı attım." Sen yanımda olursan hemen müdahale edersin." Ayaklarım benden bağımsız yanına gitti. Bu beden bana ait olamaz kesinlikle. Ben ne dersem tam tersini yapıyordu. Laneti vala laneti. Yatağa yattım." Siz sanki biraz yaranızı bahane olarak kullanıyorsunuz gibi geldi." Geldi mi? Öyle zaten. Cevap vermedi, uzanıp ışığı kapatı. Üzerimi örterken bir anda belimden tutulup sıcacık bir göğse çekildim. Şaşkınlıkla konuştum." Murat ne yapıyorsun?" Başını boynuma saklayıp, üzrimizi örtüp soruma cevap verdi." Yaramın sıcak tutulması lazım kızım." Ellerim birbirine girerken kalbim ağzıma gelecek bir seviyede atıyordu. Şuan rahatsız değildim tam tersine huzurluydum ama ateş basıyordu. Anlıyor musunuz ateş basıyor? Adamın üzeri çıplak, tek kollu sıkı sıkıya bellime dolanmış , kafası boynumda nefesi tam boynuma vuruyor. Bana ateş basmasında kime ateş bassın? Kocaman yutkundum." Sen gerçekten iyice bahane uyduruyorsun." Son dediğimi takmadı bile bambaşka bir konuya girdi." Saçlarım ile oynasana Deniz." Ne? Parmaklarım sanki bu anı bekliyormuş gibi hemen saçları arasına daldı. Kesinlikle bu beden bana ait olamazdı. Adamın tek dokunuşu, sözü ile uyuyordu anında. Kafamı göğsüne daha yaslayıp gözlerimi kapattım. Uykum geliyordu, sıcaklık ve kestane kokusu uykumu getiriyordu. Parmaklarım saçları ile oynarken bilincim yavaş yavaş kapandı. En son bir ses duydum ama hayal mi ? Gerçek mi ? Ayıramadım. "Huzursun be Deniz." Ama bir şeyi net hatırlıyorum saçlarımın arasına derin bir nefes çekilip hafif bir öpücük konduruldu. Sonra yine bir ses geldi ama bunu da gerçek mi? Hayal mi? Ayıramadım. " Kokuna muhtaç edecek kadar ne yaptın bana Deniz?"
|
0% |