Küçüklüğümüzden beri bize 'yalan kötüdür, gerçek iyidir' diye öğretildi. İyi olmak, doğru olanı yapmak... Peki ya bu kadar kesin çizgilerle ayrılan bir dünya gerçekten var mı? Birisi için kahramanlık sayılan bir eylem, başkası için suç olabilir. Hatta aynı kişi bile farklı zamanlarda farklı şeyleri doğru veya yanlış bulabilir. O halde, iyi ve kötü nasıl belirleniyor? Toplumun bize dayattığı kurallar mı yoksa vicdanımız mı? Bütün dünya aynı değer yargılarını paylaşsa bile, yine de çatışmalar yaşanıyor. Herkes kendi doğrularını savunurken, başkalarının düşüncelerini görmezden geliyor. Peki, bu karmaşada nasıl bir ortak nokta bulabiliriz? Belki de iyi ve kötünün mutlak bir doğrusu yoktur. Belki de onlar, tıpkı güzellik gibi göreceli kavramlardır. Önemli olan, kendi değer yargılarımızla başkalarının değer yargıları arasında bir denge kurmak ve herkesin farklı olduğunu kabul etmektir.