Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@damla___0

"Ayla abla çok güzel olmuşsun, herşey harika, ikramlıklara bayıldım." Hüma hazırlanan ikramlıkları inceleyip, giydiğim elbiseyi süzüyordu "Teşekkür ederim Hüma, acaba o napıyordur şuan?" Hüma genişçe gülümsedi "Arslan kesin kimseye belli etmiyordur ama heyecanlıdır, dışardan bakınca robot gibi bir şey duygusuz ve sert ama robot değil yani illa duyguları var." Gözlerimi devirdim "Kız saçmaladın iyice, yok robot momot, hem niye heyecanlı olsun?" Hüma göz kırptı "Valla senin gibi güzel bir kızla evleniyor yani heyacanlanmaması elde değil, eh o da çok yakışıklı ama olsun." Hüma'nın yanaklarını sıktım, tombik yanakları çok tatlıydı, ben Hüma'yla uğraşırken annem salona girdi "Yürüyün kapının önüne, geldiler." Derin bir nefes alıp kapının önüne geçtim, gelmişlerdi, hepsi yavaş yavaş içeri girdi, Arslan ve kardeşi en sona kalmıştı "Yenge merhaba." Hafifçe gülümsedim "Merhaba sen?" Arslan soğuk bakışlar atarken kardeşinin bakışları sıcak ve samimiydi "Baran." Başımı salladım "Hoşgeldin Baran." Gülümsedi "Hoşbuldum yenge." Deyip içeri girdi, Arslan'da elindeki çiçeği bana uzattı "Güzel olmuşsun." Kaşlarımı çattım "Ne?" Cevap vermeyip içeri girdi acaba gerçekten de robot muydu? Ardından bende içeri geçtim, büyükler konuşmaya başlamıştı "İhsan bey iyi bir şekilde buraya oturmayı isterdik ama gelgelelim kader işte." Arslan kaşlarını çatmış büyüklerini dinliyordu "Öyle tabi ağam hayat bu herşey oluyor." Babamla, Edip ağa çok sakince konuşsa bile ortama gerginlik hâkimdi, muhabbet gittikçe ilerlemişti ve o an gelmişti "İhsan Bey esas konumuza gelelim." Babam başını salladı "Tabi buyrun." Edip ağa hafifçe öksürdü "Allah'ın emri, Peygamberin kavli ile Kızınız Ayla'yı oğlumuz Arslan'a istiyoruz." Babam bana döndü bir süre gözlerimin içine baktıktan sonra tekrar önüne döndü "Nasipse olur ağam, bizlere hayırlısı demek düşer. Hayırlı olsun." Hayırlı olacak mıydı acaba? "Amin amin, inşallah her iki taraf içinde bu evlilik hayırlı olur. Ha bu arada biz bir-iki ay içerisinde düğünümüzü yaparız." Babam tek kaşını kaldırdı "Çok erken değil mi?" Edip ağa kaşlarını çattı "Normalde erken ama sizce biz normal bir durumun içerisinde miyiz? Ha unuttuysanız hatırlatayım yeğeniniz benim yeğenimi kaçırdı ya bizde kan dökülmesin diye berdele karar verdik, siz unuttunuz galiba!" Babam başını salladı "Haklısınız ağam, istediğiniz gibi bir-iki aya düğünü yaparız." Bir-iki ay sonra ben artık evli mi olacaktım, bir-iki ay sonra Arslan'ın karısı mı olacaktım? BİR-İKİ AY SONRA MI! "Eh güzel. Ee öpün elimizi o zaman." Arslan'la birlikte büyüklerin elini öptük "Gençler siz birlikte bir ömüre adım atıyorsunuz, bir gidin başbaşa konuşun terasta, bakalım evlilikte kurallarınız nelermiş, nelerden hoşlanırmışsınız, neleri sevmezmişsiniz." Babamın sözüyle terasa geçtik, bir süre hiç konuşmadık, ilk Arslan girdi söze "Çok güzel olmuşsun dedim." Başımı ona çevirdim ama gözüme güneş vuruyordu "Çiçeği verirken onu mu dedin?" Güneş gözlerimi rahatsız ettiği için gözlerimi kısmıştım "Evet. Ee gerçekten güzel olmuşsun." Bana iltifat etmesi beni çok şaşırtmıştı "Teşekkür ederim, sende çok iyi olmuşsun." Başını salladı "Eyvallah, iyi güzelde sen şu Efsun'la Murat'tan hiç haber aldın mı?" Başımı iki yana salladım "Hayır almadım, tek ben değil kimse kaçtıkları günden beri onlardan haber almadı." Kaşlarını çattı "Bak Ayla haberin varsa fakat bana söylemiyorsan." Ona doğru bir adım attım, ona attığım adım beni az önceki güneş vurmasından kurtarmıştı "Naparsın!?" O da bana doğru bir adım attı "Tahmin bile edemezsin." Kaşlarımı çattım "Yapta görelim o zaman!" Alaylı bir tavırla gülümsedi "Bana bir daha karşı çıkma, gerçekten iyi olmaz, evlenince de öyle, ben ne dersem yapacak, ben ne yaparsam da kabul edeceksin!" Çattık olan kaşlarımı biraz daha çattım "Sen benim sana boyun eğeceğimi felan mı sanıyorsun! Asla Arslan, ben senin o yıllardır konakta erkektir yapar, erkektir emreder, hükmeder diyen annenler, yengenler gibi değilim." Yüzündeki alaylı tavırı silmedi "Ayla sen o eve benim sevdiğim kadın olarak gelmiyorsun, sen o eve yeğenin bizim kızımızı kaçırdığı için geliyorsun, bunlara mecbursun!" Hafif bir iç çektim "Arslan sende çok iyi biliyorsun ki benim hiçbir suçum yok onların kaçmasında, benim haberim bile yoktu, onların sevgili olduklarını bile bilmiyordum!" Beni dikkatle dinledi "Ayla bunu bilmem neyi değiştirir ki, evlenmek istemiyorsun eyvallah tamam, napalım kan mı dökelim o zaman? Ee gir içeri, babama Ağam ben evlenmek istemiyorum, berdel kurbanı olmak istemiyorum, yalvarırım berdel yapmayın felan de," Gözlerimi ondan kaçırdım "De Ayla git de, naparlar biliyor musun? Hemen kabul ederler senin dediklerini, ondan sonra naparlar biliyor musun? Berdel olmasaydı ne yapacaklarsa, aynısı sen dedikten sonra yaparlar." Yutkundum "Hayır, bu olmaz, olmamalı da." Çenemi tutup başımı kaldırdı "Ee o zaman bu evlilik olacak Ayla." Gözlerim onun gözleriyle buluşunca tekrar o soğuk bakışlarıyla karşılaştım "Olacak." Gülümsedi "Mecbursunuz zaten benim tek kuralım bu Ayla benim dediklerimi yap, yaptığım herşeyi de kabul et." En fazla ne yap derdi ki, en fazla ne yapabilirdi ki? "Tamam, bende senden sadece karşılıklı saygı bekliyorum." Yüzündeki alaylı tavır silindi "Denerim," Arada karşılıklı saygı olursa evlilik sakince idare edilirdi ya, öyle olurdu dimi? "Haa Ayla konakta anneme, yengelerime felan bir saygısızlık etme." Ben zaten büyüklere saygısızlık etmezdim ki "Ben büyüklere asla saygı da kusur etmem." Hafifçe güldü "Öyle gözüküyor da, onlar seni baya zorlayacaklar gibi." Annesi ve yengesinin bana karşı bakışlarından belliydi zaten, bakışlarında kin, nefret ve öfke vardı "Belli zaten." Başını salladı "Öyle. Ayla benimle genelde çok muhatap olmazsın evlenince, eve geç gelirim, evden erken çıkarım. Birbirimizi pek görmeyiz zaten." Onu çok görmemem iyi olabilirdi "Tamam benim için sorun yok." Başını salladı "Başka konuşulacak birşey var mı? Yok, içeri girelim o zaman." İlk o, sonra ben içeri girdim, biraz daha oturup sohbet ettikten sonra kalktılar, onları uğurladıktan sonra hep birlikte salona geçip oturduk, annem bana döndü "Kızım iki gün sonra düğün alışverişine çıkacaksınız." Başımı salladım "Tamam anne." Babam sesizce başını eğmiş oturuyordu, babama bakarken Mert araya girdi "Abla ne konuştunuz Arslan'la?" Bakışlarımı Mert'e çevirdim "Şey dedi ya işte dediklerimi yap, yaptığım herşeyi de kabul et, anneme yengelerime saygı göster felan." Babam başını kaldırdı "Sen ne dedin?" Babama döndüm "Bende karşılıklı saygı istediğimi söyledim." Babam başını sallayıp sustu, bu olanlar onun çok ağrına gidiyordu "İyi demişsin kızım, sen zaten saygılı efendi bir kızsın. Valla o annesiyle ortanca yengesi var ya tam bir şeytansa." Annemin şeytan demesi beni güldürmüştü "Onlar şeytansa bizde oluruz annem." Mert gülerek bana sarıldı "Lan kurban olurum sana, sen şeytanlıktan ne anlarsın, pamuk şekerim benim." Mert'in koluna vurarak, onu geri çektim "Kes bee korkak, ilk geldiklerinde korkudan kapının önüne bile çıkamadın lan." Mert rahatlıkla kendini koltuğa yasladı "Sen ölmeyi bayılmak mı sanıyon abla, ya aşağı indiğimde bana sıksalardı ama artık hiçbir şey yapamazlar çünkü Arslan'ın kayınbiraderiyim, onların gelinlerinin kardeşiyim." Yalandan kaşlarımı çattım "Köpek sen kendini kurtarmak için benim evlenmemi istiyon yanii, aa yazıklar olsun!" Mert boynuma sarıldı "Napalım abla önce can sonra canan demişler, kurtuluş için ufak bir bedel. Özliycem lan seni!" Babam ufakta olsa gülmüştü, onun gülümesi beni sevindirmişti "Ben seni özleyeceğimi düşünmüyorum Mert." Mert kaşlarını çattı "Kalbimi kırıyon haa." Bana olan sarılmasına karşılık verdim "Saçmalama lann."

 

Okuyan herkese teşekkürlerimi sunuyorum 💐

İleriki bölümlerde görüşürüzz<3

​​Aşkla ve huzurla kalın✨

​​​​​​

​​​​​​

Loading...
0%