Aşk neydi?

Seda'nın öfkesi mi?

Esra'nın çaresizliği mı?

Yoksa Sedat'ın boğuluşu muydu?

​​​​​Sahi 2 kadın ve 1 erkekden oluşan aşk üçgeninde aşk neydi? Aşk ne olursa olsun birbirinden vazgeçemeyen Seda ve Sedat'tı. Aşk herşeye rağmen Sedat'ın onu sevmesini bekleyen bunun için ümitlenen Esra'ydı.

1992 yılı

"Aşk cesaret göstermektir Sedat!" Gözlerindeki yorgunluğu görüyordum "Seda sen neden anlamıyo-" sinirle elimi kapının demirine vurdum "Neyi anlamıyorum Sedat! Neyi? Bir başkasıyla evleniyorsun üstelik saçma bir ticari anlaşma için, bunca yıl ne için bekledik lan biz, birbirimizi bir anda kaybetmek için mi?!" Ellerimi tuttu "kaybetmeyiz Seda, neden kaybedelim birbirimizi? O evlilik kağıt üstünde kalır, onunla gerçek karı koca olacağımızı düşünmüyorsun değil mi!?" Allah'ım neden bu kadar korkunç bir durumun içerisindeyiz, neden bize bunu yaşatıyorsun? "Sen bana metresim olarak devam edersin mi diyorsun? Sen korkaksın Sedat Altan, adam gibi ben bu kadını istemiyorum, ben Seda ile evlenmek istiyorum, onu seviyorum diyemedin!" Sinirle bana doğru bir adım attı "Demedim mi sanıyorsun!? Seda senden vazgeçebileceğimi mi sanıyorsun!? Ama anla işte ailemi kaybedemem." Gözlerimin doluluğunu bir yana bırakıp, kaşlarımı çattım "Tabi doğru kim ailesini kaybetmeyi göze almak ister ki, kim o kadar malı mülkü kaybetmeyi göze almak ister ki!? Doğru haklısın." Onunda gözleri doluydu "Seda sen benim çocukluktan beri aşkımsın, ben kendimi bildim bileli seninleyim, seni bırakamam, yapamam, sensiz yapamam. Belki Esra'da kabul etmezse olmaz bu saçma evlilik." Esra mı kabul etmeyecekti, elinden gelse şimdi bugün bu dakika evlenirdi Sedat'la "O seni seviyor Sedat, elinden gelse bu dakika evlenir seninle, onun yıllardır arayıp bulamadığı fırsat ayağına geldi!" Elimi bırakıp belime sarıldı "Birbirimizi bırakmak zorunda mıyız? Esra zaten ilgi sevgi bulamayınca illa bıkar bu evlilikten." Şaşkınlıkla gözlerim büyüdü "Saçmalama Sedat, olmaz öyle şey madem ki bu evlilik gerçekleşecek," gözümden yaş süzüldü, ellerini belimden çektim "Madem ki evleneceksin o zaman Allah'a emanetsin, sen yoluna ben yoluma." Yüzünde tedirgin bir ifade oluştu, parmaklarının titrediğini hissediyordum "Ne!? Hayır! Seda olmaz! Ben yapamam ki sensiz!" Bahçenin kapısını açtım "Boşver, Esra doldurur yokluğumu." Elimle kapıyı işaret ettim "Lütfen deme öyle." Sinirle tırnaklarımı avuç içime bastırdım "Adam olsaydın da bizi bu duruma getirmeseydin. Cesaret gösterseydin Sedat, Seviyorum diye haykırsaydın babana, baş eğmeseydin Sedat!" Çok kısa bir iç çekti "Yapamazdım." Kalbim o kadar acımıştı ki "Neden? Değmez miydik buna?" Başını iki yana salladı "Mesele değip değmemesi değil, babama karşı gelemedim, yıllardır kimse ona karşı gelmedi ne abimler, ne kardeşlerim, ne amcamlar. Şimdi ben tek karşı gelseydim hepsini kaybederdim. Ben onları kaybetmeyi göze alamadım." Yutkundum "Çık dışarı." Bana doğru yaklaştı "Seda." Geriye doğru bir iki adım uzaklaşıp ses tonumu yükselttim "Çık dışarı!" Daha fazla bir şey söylemedi arkasına dönüp bahçeden çıktı ve uzaklaştı.

Ee sonra ne oldu diye sorarsanız bir hafta kadar hiçbir şey olmadı ama bir hafta sonra...

​​​​​​D magazin: Altan'ların ortancı varisi dün akşam nişanlandı!!! Kimseyle nişan hakkında röportaj yapmayan Zahit Altan ilk kez bizimle yaptı! "Oğlum düğün için gün sayıyor!" dedi!

Düş Magazin: Zahit Altan'ın gözde varisi Sedat Altan Evleniyor! Dün akşam Metin Öncü'nün kızı Esra Öncü ile nişanlanan Sedat Altan "Çok ani bir nişan oldu." diyen muhabirimize "Benim içinde öyle oldu." Dedi!!! Seda Doğan için hiç bir açıklamada bulunmayan Altan akıllarda soru işareti bıraktı. İkili ne zaman ayrıldı? Sedat Altan ne zaman Esra Öncü ile tanıştı? Ne zaman evlilik kararı aldı?

​​​Nişanlanmışlardı, bunlar gibi daha bir sürü magazin haberi vardı. Düğün için gün sayıyormuş da çok mutluymuş da felanda filan emin olduğum tek bir şey vardı ben nasıl burada kahroluyorsam Sedat'ta orada kahroluyordu "Sedef ne olur bir şey yap!Yalvarırım bir şey yap!" Sıkışmışlık hissi varya tam olarak o haldeydim sıkışıp kalmıştım, elimden hiç bir şey gelmiyordu "Seda lütfen ağlama." Sedef'e sarıldım "Yalvarıyorum bir şey yap, boğuluyorum Sedef, ölüyorum sanki!" Sedef dönüp Kenan'a baktı "Aşkım sen Sedat'ın yakın arkadaşısın bilirsin, napabiliriz?" Kenan kaşlarını çattı "Ben çokta karışmak istemiyorum sizin işinize ama bu akşam hepsi Esra ve ailesi de dahil şu Sahilin oradaki restoranda yemek yiyecekler. Bende orada olucam elimden geldiğince size yardım ederim." Sedef gülümsedi ve gözyaşlarımı sildi "Evet kalk süslen şöyle güzeeelcee, akşam bizde oraya gidicez, Sedat seni gördükçe mahvolur zaten, Esra'nın da bütün akşam huzuru kaçar, kıskançlıktan erir, biter. Hadi bakalım," Kenan Sedef'i öpüp odadan çıktı "Hadii Seda şu en sevdiğin bordo elbiselerinden bir tanesini giy, bir makyaj, bir bordo ruj, bir bordo topuklu oohhh on numara." Sedef'in bu yaklaşımı beni gülümsetmişti, bordo mini elbiselerimden birini giydim, bordo topuklumu ayağıma geçirdim, yüzüme güzel bir makyaj yapıp dudağıma bordo rujumu sürdüm "Oldu dimi?" Sedef bana döndü "Ohaaa kız maşallah, şimdi her zaman ki havalı, hafif egolu, keskin hâlini takınalım." Hafifçe güldükten sonra dediklerini yaptım "Akşam oldu sayılır onlar gitmiştir, hadi bizde gidelim artık." Evden çıktık, sahildeki restorana geldiğimizde gözüm hemen onlara takıldı onların gözü de bize "Ee Seda gidelim istersen buranın ortamı rahatsız edici insan tipleriyle dolu ." Sedef bilerek ortaya laf atmıştı "Otur Sedef rahatsız olan kalkar gider zaten." Sedef başını sallayıp oturdu, o sırada kenan diğer masadan ayağa kalktı "Sedef hoşgeldin, Seda sende." Sedat'ın annesi araya girdi "Kenan'cım istiyorsan diğer arkadaşlarına eşlik edebilirsin." Sedat'ın annesini terslediğini duydum "Ne diyorsun sen ya!? saçmalama!." Yemeğimizi sipariş edip beklemeye başladık sanki bana inat olsun diye daha yüksek sesle kahkaha atıyorlardı, sadece Sedat'ın başı eğik önündeki yemekle oynuyordu, arasıra gözlerinin ucuyla beni süzüyordu "oğlum bakar mısın radyo açabilir misin? Biraz müzik eşlik etsin bize değil mi?" Garson başıyla Zahit'i onayladı, Sedef garsona seslendi "Lütfen açmayın radyo felan rahatsızım ben." Garson bir bize bir de Zahit'e baktı "Tamam tamam açmayın." Sedat'ın mutsuzluğu çok uzaktan bile belli oluyordu "Ben biraz hava alayım." Kimsenin bir şey söylemesine fırsat vermeden dışarı fırladı, garson bizim masaya geldi

"Hanımefendi arabanızı biraz çekebilir misiniz? Çöp arabası giremiyor da." Anahtarı alıp dışarı çıktım, iyi de dışarıda çöp arabası felan yoktu, arabanın durduğu yerde rahatsız edecek şekilde değildi "Ben gönderdim garsonu." Arkamı döndüğümde Sedat tam karşımdaydı "Sebep?" Başını hafifçe yana eğdi "Sebep mi? Sebep gayet açık bence." Yanından geçip gitmeye çalıştığım da kolumdan tutup beni geri çekti "Sedat!" Kolumu bıraktı "Ben sensiz yapamıyorum Seda, canımın ne kadar yandığını biliyor musun? Nişan günü bile Esra'yı sen olarak hayal ettim ben, dans ettiğimiz de, elini tuttuğumda her şeyde onu sen olarak hayal ettim!!" Bu onun Esra'yla nişanladığı gerçeğini değiştirmiyordu "Bizden bu kadar çabuk vazgeçemezsin Seda!" Kaşlarımı çattım "Biz diye bir şey mi kaldı Sedat? Sen artık Esra ile nişanlısın, onunla evleneceksin, bana ikinci kadın olmayı mı yakıştırıyorsun?" Aramızdaki mesafeyi biraz daha kısalttı "İkinci kadın olan o!" Dalga geçercesine güldüm "Sen onunla evlenince o öyle olmuyor işte!" Yakamı tutup beni kendine çekti, o yüksek ses tonu birden fısıltıya dönüştü "Benim kalbimde tek bir kadın var Seda o da sensin, o halde sen nasıl ikinci kadın olursun ki?" Yutkundum "Ben sadece tek bir kadına aittim Seda o da sensin." Dudaklarını dudaklarımla buluşturdu, o sırada Esra'da dışarı çıkmıştı, Sedat onu fark etmedi, gitgide öpücüğü derinleşiyor ve anlamlaşıyordu, Esra şaşkınlıkla ve dolu gözlerle bizi izliyordu, Sedat dudaklarımdan çekildiğinde Esra'yı gördü ama hiç istifini bozmadı "Ben sadece seni istiyorum Seda, bir başkasını değil!" Esra bizi izlemeyi bırakıp arkasını döndü "Baban dediki Sedat gelsin kalkalım, işiniz bittiyse gel Sedat." Esra içeri girdi, peşinden de Sedat. Onları bir süre arkadan izledikten sonra bende içeri girdim "Sedef kalkalım." Sedef hesabı istedi "Bir şey konuştular mı?" Sedef evet anlamıyla gözlerini kırptı "Evet ama tam duyamadım, Kenan anlatır bize." Hesabı ödeyip masadan kalktık, restorandan çıktıktan sonra Sedef'e döndüm "Beni öptü." Seda başını salladı "Gördüm, bende size bakmaya geliyordum ama Esra'da gelince camın orda durdum ben." Başımı geriye attım "Ben ne yapıcam Sedef?!" Sedef kaşlarını çattı "Hiçbir şey! Adam gibi aşkının arkasında dursaydı seviyorum lan deseydi, bıraksaydı herşeyi, ailesini, malı mülkü, seninle yeni bir hayata başlasaydı. O buna cesaret edemedi Seda!"

Derin bir iç çektim "Esra'yı da anlayamıyorum onu sevmeyen bir adamla evlenmeyi nasıl kabul eder, hiç mi gurur onuru yok?" Sedef biraz sustuktan sonra tekrar konuştu "Sedat nasıl ailesini, malını mülkünü bırakamadıysa o da öyle ailesini, malını mülkünü bırakamadı. Hem yalan mı kızım bu alemde böyle evlilikler çok normal değil mi?!" Cevap vermedim, sustum. Bu gerçektende bizim tarzımızdaki aileler için normaldi. Geniş ve zengin aileler ticari anlaşma yapar ve kendilerini garantiye almak için evlatlarını evlendirirdi. Ne kadar saçmaydı değil mi?

Sene 1992 ömrüm boyunca asla unutamayacağım bir yıl olmuştu, bu yıl aşkımı, sevgimi, neşemi,huzurumu, herşeyimi benden almıştı.Bu yıl beni kahretmişti, bu yıl resmen beni yok etmişti!

Kalbim acı içinde sızlıyor ama biz aşıktık diyordu.Ruhum bedenimle kavgaya girmiş onu terk etmek istiyordu. Boğazım dikenli zincirlerle düğümlenmiş, beni boğuyordu. Ruhumun haykırışlarını duyuyordum, kalbimin yalvarışını hissediyordum. Ben yavaş yavaş bittiyordum.

​Okuduğunuz için teşekkürlerimi sunuyorum.

​​​​Huzurla ve aşkla kalın. 💐

"Geleceğim bekle" dedi gitti. Ben beklemedim, o da gelmedi.

Ölüm gibi bir şeydi ama kimse ölmedi... (ÖZDEMİR ASAF)

​​​​