Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Asriyal Krallığı

@damlaakdogan

"Herkes toplansın! Şans defteri çiçeği, yeni bir defter için yapraklarını açıyor!"

Heyecanla bağırarak haber veren asriyal ile birlikte krallıktaki diğer tüm asriyaller de şans defteri çiçeğinin yapraklarını açışını izlemek için yaptıkları işleri bırakıp koşmaya başladılar. Çünkü bu yılda bir kez gerçekleşen bir olaydı ve bir asriyal bu gece dünyaya gidecekti. Bu da krallıkta bir kutlama olacağı anlamına geliyordu.

Yaprakları kitap sayfalarından olan büyük çiçeğin yaprakları küllenmeye başlamış ve parlıyordu. Tüm asriyaller çiçeğin etrafına geçmiş hayran gözlerle çiçeğin açılmasını bekliyorlardı.

Onlara kıyasla fiziken farklı olan Asriyal Krallığının kralı Arel'in iri cüssesi çiçeğe doğru yaklaştığında küçük canlılar onun için yer açtılar. O olmadan çiçek tam anlamıyla açılmıyordu.

Genç adamın beyaz teni çiçeğe dokunduğunda çiçeğin yaprakları yavaşça yanarak kül olmaya başladı. Tüm yaprakları yanan çiçeğin sapında kalın bir defter asılıydı. Dışı gümüş kaplamayla kaplı ve gösterişli bir defterdi ve o asla sıradan bir defter değildi.

Arel eline aldığı defterle halkına döndü ve elini havaya kaldırdı. "Akşama kutlamamızı yapacağız, bu gece içinizden birisi dünyaya gidecek. Herkes evine gidip hazırlıklarına başlasın!"

Krallarının emriyle asriyaller koşuşturmaca içinde etrafa saçılmıştı.

O sırada ise bu gece dünyaya gidecek olan Monton gergin bir şekilde gölün etrafında dolaşıyordu. Dünyaya gitmek istemiyordu ama zorundaydı.

En sonunda dayanamadı ve ayağa kalktı. Görüşmesi gereken birisi vardı. Gölün biraz daha ilerisinde duran ormana girdi.

Ormanda küçük bir kulübe şeklinde ev vardı ve o ev sürgün edilmiş cezalı bir asriyale aitti.

"Yine mi sen" dedi onu gören beden gözlerini devirirken.

"Ne oldu beğenemedin mi?"

"Beğenemedim, git hadi."

"Tıch, olmaz. Sürgün edilmiş birisine göre fazla konuşuyorsun, sus bakalım."

Monton'un yine onunla uğraşmasını göz ardı ederek yaptığı işiyle ilgilenmeye devam etti Rita. "Bugün gitmiyor musun sen?"

"Gideceğim."

"Son kez beni görmek istemeni anlıyorum küçük."

"Hey! Seni görmek istediğim için falan gelmedim! Sadece canım sıkıldı ve seninle uğraşmak için geldim."

"Hm hm."

"Of kes sesini be, senin için gelmedim işte. Bunak, ihtiyar!" kendisine küçük diye seslenip alay ettiği için o da ona yaşlıymış gibi muamele gösteriyordu. Oysa aralarında çok bir yaş farkı yoktu.

Rita karşısında yanaklarını şişirerek ona atarlanan gence gülerek bakıyordu. Onunla uğraşmak hoşuna gidiyordu, en az Monton kadar.

"Hadi git artık, kutlamaya hazırlan. Senin için önemli bir gece bu."

En sonunda gözlerinin dolmasını engelleyemeyen Monton Rita'yı kendine çekerek beline sarıldı. "Seni özleyeceğim Rita."

"Abartma, bir yıl sonra geri geleceksin. Bebek gibi ağlayacak mısın karşımda? Hem de bugün bir yetişkin olmuşken."

Her ne kadar bunları söylese de küçüğünün mor ve mavi karışımı saçlarını okşuyordu. Monton da onun sarı ve yeşil karışımı tüylerine olabildiğince sokulup sıkıca sarılıyordu. Her ne kadar sürekli didişip dursalar da aralarındaki çekimi kimse inkar edemezdi.

"Seni seviyorum."

"Hm hm."

"Aslında ne özleyeceğim be seni!" deyip ondan ilk ayrılan da yine Monton olmuştu. Gözlerini silip kaşlarını çattı. "Ağzını oynatıp seni seviyorum demek bu kadar zor olmamalı" diye ağzının içinde mırıldanıp ona arkasını döndü. "Sürgün sana yaramamış, daha bir çekilmez olmuşsun!" diye bağırmayı da ihmal etmedi.

Arkasında bıraktığı Rita giden genci izlerken kendi kendine mırıldandı. "Ben de seni seviyorum küçük."

-

Arel elini boşluğa uzatıp dünyaya açılan bir kapı açtığında sabırsızca yerinde bekleyen Monton'a döndü. "Hazır mısın?"

"Hm hm."

Açılan boyutlar arası kapıdan içeri girdi Monton.

"Dikkatli ol Monton." diyen kralına baktı ve usulca başını salladı.

Dünyaya gitmekten korksa da yanında Rita'nın da olmasını istiyordu. Ama maalesef ki gelemezdi. Kapıdan geçip kendi boyutundan ayrıldı...

-

Sokakta yürüyor ve etrafını izliyordu. Defteri vereceği kadın tam önünde ilerlerken gergindi, ona nasıl vereceğini kafasında tartıp biçiyordu. Kadın nihayet bir banka geçip oturduğunda göründüğü bedenden farklı bir bedene dönüştü. Kadını korkutmak istemiyordu, gerçi sevimli bir canlıydı aslında ama insanlar garipti. Kendilerinden küçük canlılara korkarak yaklaşıyordular gözlemlediği kadarıyla.

Yaşlı bir kadın bedenine girdiğinde defterin sahibine yaklaştı. Tam bankta yanına geçip oturacakken yanından hızla geçen bisikletli çocuk dengesini kaybedip düşmesine sebep oldu.

Ahu hemen ayağa kalkıp yerde yatan kadına yardım ederken "İyi misiniz" dedi.

Monton içten içe düştüğü için hem sövüyor hem de bunu kullanırım diyerek seviniyordu.

"İyiyim iyiyim, sağ ol kızım."

Ahu'nun da yardımıyla ayağa kalkıp banka oturdu. Bu yaşlı kadın bedenine bürünmek iyi fikirdi, bu bedenle onu kolayca manipüle edebilirdi.

Hemen defteri vermek absürt kaçabileceğinden biraz sohbet etmeye başladı. En sonunda ise dayanayıp defteri çıkardı ve onun dizlerine koydu. "Al kızım, bu defter senin olsun. İyiliğinin bir teşekkürü olarak gör."

"Ah, olur mu öyle şey, hiç gerek yok. Kim olsa yardım ederdi zaten. İnsanlık görevimdi."

"Hayır hayır, lütfen al bunu. Yoksa içim hiç rahat etmez."

"Eh pekâlâ, bir kızım var o sever böyle şeyleri. Ona vereyim bari."

"Hayır hayır! Bu defter senin, başkasına verip verme. Kullan git işte, içine olmasını istediğin yaşamak istediğin o güzel hayatı yaz. Belli mi olur bir gün bir bakmışsın o yazdıkların gerçekten de olmuş."

"Öyle mi diyorsun?"

"Evet, kızına falan verme kendin kullan. Yaz içine de ne yazmak istiyorsan."

"Eh peki madem teyzeciğim, bu kadar ısrar ediyorsun alayım bari."

-

Almıştı. Ama yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Monton bunu hissediyordu. Defterin sahibine bir şeyler olmuş olmalıydı, aralarında artık bir bağ oluştuğu için bunu hissedebiliyordu.

Defteri verip gitmesi gerekiyordu ama gitmedi. Boyutun kapısının kapanmasını umursamadan defteri verdiği kadının yanına gitmek için arkasını döndü.

Önce genç birisinin vücuduna büründü daha hızlı olmak için, evinin önüne geldiğinde ise tekrardan o gün karşısına çıktığı gibi yaşlı kadın bedenine büründü.

Merdivenleri yavaş yavaş çıkarken evden birkaç gürültünün geldiğini duydu.

Korkusundan ne yapacağını bilemedi. Fark edilmemek için kendi bedenine geri döndü ve kapıdan -açmasına gerek yoktu- içeri girdi. Bedeni bu boyutta istediği yerden girmesini sağlıyordu.

Gördüğü görüntüden dolayı gözleri sanki yerinden çıkacakmış gibi irileşti. Ne yapacağını bilemez bir şekilde durup izledi sadece.

"Aman tanrım..."

Monton'un yeni bir sahip bulması gerekecekti...

.

.

.

 

ay merhaba 🤸🏻

bu uygulamayı yeni kesfettim. kitabı wattpad'de yayınlıyorum, olur da açılırsa oradan devam edeceğim. Ama şimdilik buradayız💆🏻‍♀️💕

Loading...
0%