@damladeniz.1903
|
Akşam, dağ evi sessizliğe büründüğünde Rüya verandadan dışarıya baktı. Güneş yavaş yavaş dağların arkasına çekilmiş, orman karanlığa gömülmeye başlamıştı. Gökyüzü turuncu ve pembenin tonlarına bürünmüş, yıldızlar yavaşça ortaya çıkıyordu. Rüya, akşamın serinliğiyle birlikte kendini biraz daha iyi hissetmeye başlamıştı. Günün tüm karmaşası, Ateş’le olan gerginlik ve sinir bozan düşünceler yavaş yavaş uzaklaşıyordu. İçinde hafif bir huzur bulmaya başlamıştı. Dışarıdaki ateş çukurunun başına geçti. Ateşi yakmak için odunları hazırlamış, yanında birkaç marshmallow getirmişti. O gece, ormanda biraz rahatlayıp sıcak ateşin keyfini çıkararak masmelo yapmayı denemek istiyordu. Birkaç gündür kafasındaki karmaşayı atmak ve sakin bir gece geçirmek, bu küçük ritüel sayesinde daha kolay olabilirdi. Ateşi yakmayı başardı ve alevlerin yükseldiğini izlerken biraz daha rahatladı. Marshmallowları bir şişe geçirdi ve ateşe doğru yaklaştırdı. Ancak ilk denemesinde, tatlı hızla yanmaya başladı. Alevler şişin ucunu kapladı ve marshmallow siyaha dönüştü. Rüya kaşlarını çatarak yanan şişi aceleyle ateşin içinden çekti. İçi gitgide sinirleniyordu. Bu kadar basit bir şeyi bile beceremiyorum, diye düşündü. Tam o sırada, arkasından tanıdık bir ses duyuldu. "Yanık marshmallowları sevmiyor musun yoksa?" dedi Ateş, gülümseyerek. Sesindeki o hafif alaycı ton yine kendini belli ediyordu. Rüya bir an duraksadı, ardından gözlerini devirdi. Gün boyu Ateş’le uğraşmış, onun rahat tavırlarına katlanmak zorunda kalmıştı. Şimdi bu huzurlu akşamda da onun varlığıyla başa çıkmak zorunda olduğunu düşünerek iç geçirdi. Yine de ters bir cevap vermektense, durumu kabullenmeye çalıştı. Başını çevirip Ateş’e baktı. "Daha fazla yakmadan yapmaya çalışıyorum," dedi, hafif bir homurdanmayla. Ateş, elleri cebinde ona doğru yaklaştı. Yanında köpeği Noir de vardı. Kara neşeyle kuyruğunu sallayarak Rüya’ya doğru birkaç adım attı, ama Ateş hemen onu hafifçe durdurdu. "Noir, dur bakalım," dedi yumuşak bir sesle. Ardından Rüya’ya dönerek, "Masmelov yapmanın bir sırrı var," diye devam etti. "Ateşe çok yakın tutarsan hemen yanar. Ama biraz uzaktan yavaşça çevirirsen, dışı altın sarısı ve içi yumuşak olur." Rüya içten içe sinirlenmiş olsa da Ateş’in samimi tavrı karşısında yumuşamaya başladı. Ateş gerçekten bunu biliyor gibiydi ve yardım etmeye çalışıyordu. Hafifçe iç çekip şişi ona uzattı. "O zaman göster bakalım, ustası sensin." Ateş, Rüya’nın uzattığı şişi aldı ve ateşe yaklaştırdı. "İşte böyle," dedi. "Yakından tutmak yok. Sadece alevin biraz üstünde, yavaşça çevireceksin." Sözleriyle beraber şişi ağır ağır çevirmeye başladı. Rüya onun ustalıkla hareket etmesini izlerken içindeki öfkenin yerini merak ve biraz da şaşkınlık aldı. Ateş gerçekten ne yaptığını biliyor gibiydi. Alevlerin hafifçe yaladığı marshmallow yavaşça sararmaya başladı. Kısa bir süre sonra dışı altın rengini almış, içi ise tamamen erimişti. Ateş, gülümseyerek şişi Rüya’ya uzattı. "İşte, böyle yaparsın," dedi. "Şimdi denemek ister misin?" Rüya, hafifçe gülümseyerek şişi aldı. Bu kadar basit görünen bir şeyi yapamamış olmak onu biraz utandırmıştı, ama Ateş’in rahat ve nazik tavrı karşısında kızgınlığı dağılmaya başlamıştı. Şişi aldı ve yavaşça bir ısırık aldı. Marshmallow tam da Ateş’in anlattığı gibi olmuştu: Dışı hafif çıtır, içi ise yumuşacıktı. "Dediğin kadar varmış," dedi Rüya, itiraf edercesine. "Teşekkürler." Ateş hafifçe başını eğdi. "Rica ederim. Ben de çok yaparım, çocukken de severdim. Hatta hâlâ severim." Ardından Noir’i işaret etti ve köpeğini Rüya’nın yanına getirdi. "Bu arada, Noir seninle tanışmak istiyor. O da marshmallow seviyor, ama ona verirsen hemen bitirir." Rüya, Noir’in sakin bakışlarını görünce biraz rahatladı. Gündüz havlamalarından ve büyüklüğünden dolayı köpeği ürkütücü bulmuştu, şimdi karşısında dururken cana yakın görünüyordu. Kuyruğunu sallayarak Rüya’nın yanına yaklaşan Noir, ona nazikçe dokunmaya başladı. "Merhaba Noir," dedi Rüya, elini uzatıp köpeği hafifçe okşayarak. Noir’in tüyleri yumuşak ve sıcaktı, bu da Rüya’yı daha da rahatlatıyordu. Belki o kadar da korkunç değil, diye düşündü içinden. Noir, başını Rüya’nın dizine koyup sevimli bakışlarla ona bakarken, Rüya’nın yüzünde bir gülümseme belirdi. "Gerçekten sevimliymiş," dedi. Ateş, hafif bir kahkaha attı. "Demiştim sana. Noir, göründüğünden çok daha sevimlidir. O sadece enerjik, hepsi bu." Rüya, Noir’i okşamaya devam ederken içindeki tüm gerginliğin dağıldığını fark etti. Ateş’in varlığı artık rahatsız edici değildi, aksine bu akşamki samimi sohbet ve yardımsever tavrı ona sıcak gelmişti. Gündüz yaşadıkları gerginlik artık bir kenara itilmiş gibiydi. Belki de Ateş, ilk başta sandığı kadar kötü bir komşu değildi. Hatta biraz alaycı tavırlarının altında sevimli bir insan vardı. Ateş, Rüya’nın düşünceli bakışlarını fark etti ve hafifçe gülümseyerek bir adım geri çekildi. "Neyse, ben de köpeğimi gezdirecektim. Sen marshmallowlarını yakmadan yapmayı başardın artık," dedi şakayla karışık bir tonda. Rüya da hafifçe gülümsedi. "Bu sefer ne yapacağımı biliyorum," diye cevap verdi, sesinde bir rahatlama ve biraz da içtenlik vardı. Ateş’in ayaklandığı görünce “madem ikinizde seviyorsunuz bana katılın isterseniz” diye sordu nezaket gereği. Ateş ilk anda şaşırsada kendini hemen toparladı ve yeniden gülümsedi.”Teşekkürler ama Noir ile planımız var belki başa sefere.” Ateş, başıyla selamlayarak Noir’i yanına çağırdı. Köpeği peşinden gelince Rüya’ya son bir kez dönüp el salladı. "İyi akşamlar Rüya, yarın sabah yine görüşürüz. Belki kahve içeriz." Rüya, bu teklife biraz şaşırsa da gülümseyerek cevap verdi. "Belki," dedi. İçten içe, yarın sabah kahvesini huzurla içip içemeyeceğini düşünüyordu, ama bu akşam Ateş’in nazik tavrı sayesinde aralarındaki buzlar biraz olsun erimişti. Onlar uzaklaşırken Rüya, ateşin başında kalmış marshmallowlara baktı. Gülümseyerek yeni bir şiş hazırladı ve bu sefer Ateş’in gösterdiği gibi yapmaya başladı. İçindeki huzur geri dönmüş gibiydi.
GÜZEL YORUMLARINIZI BEKLİYORUM KUŞLARIM :) |
0% |