Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@dark_soul

İnsan zorunda olduğu için mi yaşamalıydı yoksa yaşamak için mi zorunda olmak gerekirdi...

Siz sevdiğiniz için yaşarmıydınız yoksa her defasında onun için ölürmüydünüz?

Ben onun için hem yaşamayı hemde gerekirse kendimi ölümün kollarına bırakmayı göze almıştım...

Peki benim için oda aynısını yapar mıydı...

***

Vücudumu saran tatlı soğukla gözlerimi açtım ,yağmur yağıyordu...içime dolan heycanla ayaklandım

Yağmurun yağması beni rahatlatıyor ve mutlu ediyordu

Üstümdeki pijamalardan kurtulup altıma koyu mavi kotumu üzerime de koyu yeşil kazağımı giyerek ayağıma da siyah botlarımı geçirdim

Bir yandan saçlarımı tararken bir yandan da dışarıda yağan yağmuru izliyordum

Taradıktan sonra ellerimle biraz şekil verdim

Aynaya baktığımda

Gözlerim acıyor ve göz altlarımda hafif morarmıştı

Dün gece okuduğum kitaba o kadar dalmıştım ki ,saatin nasıl geçtiğini anlamamıştım

Ve koskoca bir kitabı bir gece içinde bitirmiştim ,aslında kitap okurken bu kadar dalmazdım, belkide bunun sebebi kafamdaki düşünceleri bir nebze olsa da susturmaktı

İçimdeki heyecan aklımla oynuyordu ,çünkü Hogwarts mektubum Hogwarts açılmadan hemen önce elime ulaşmıştı

Yarın gidiyordum.

Pencereye baktığımda yağan yağmur durmuş yavaş yavaş güneş etrafı aydınlatmaya başlamıştı ,yağan yağmur sonbahar ayının ilk yağmurlarıydı, en fazla birkaç dakika yağıyordu

Sessizliği bölen tıklatılan kapım olmuştu

Tıklatılan kapının arkasından öne çıkan babamın kafasını ve ardından tüm vücudunu çıkararak yanıma doğru ilerledi

Gelerek ,önüme gelen saçımın bir tutamını alıp kulağımın arkasına sıkıştırdı

Gülümseyerek bana bakıyordu

Ardından da yaklaşarak alnımdan öptü

Sirius: Küçük black uyanmış demek

Gözlerimi devirdim

Lydia: Baba,ben artık küçük değilim Hogwarts da 6.senem ve ayrıca, lütfen küçük demenden hoşlanmadığımı biliyorsun

Güldü.

Sirius: Zaten sinir olduğun için yapıyorum ya

Dedi ve gülmeye devam etti

Bende derin bir nefes vererek, babama sarıldım

Bir süre sarıldıktan sonra babamın kolları arasından sıyrıldım

Sirius: Kahvaltıyı bugün senin için "özellikle" hazırladım,malum yarın gidiyorsun

İç çekerek bana baktı

Lydia: Ölüme gitmiyorum sonuçta,zaten ara sıra ziyaretime geliyorsun,bende tatillerde fırsat buldukça uğramaya çalışıyorum

Kafasını salladı.

Omzuma dokunarak

Sirius: Peki o zaman, kahvaltı yaptıktan sonra benim biraz işlerim var, akşam da James bizi yemeğe davet etti , eşyalarını şimdiden hazırla derim ,çünkü akşam orda kalacağız ve yarın da Harry ile birlikte gidiceksiniz

Hafif tebessüm ettim.

Lydia: Peki,tamam

***

Yumurtamdan bir parça keserek yemeye başladığımda, aklıma gelen düşünceyle bütün okul heyecanım bir anda sönmüştü

Önceki seneler Dracoyla kuzen olduğumuz için her sene benden nefret ettiğini, igrendiğini ,bakışlarıyla, sözleriyle, davranışlarıyla ima ediyordu

Her sene kavga çıkarıyor Harry ve arkadaşlarına sataşmadan duramıyordu , fırsat buldukça da beni aşağılamaya çalışıyordu

Çalışıyordu diyorum çünkü onun davranışlarına karşılık dik başlılığımı her zaman en üst düzeyde tutuyordum

Ama içimde bir ümit ,onun bu sene biraz daha olgunlaşmış olduğunu görmek istiyordu

Umarım öyle olurdu...

Eskiden, aramız bir nebze de olsa iyiydi ama birden davranışlarını değişmişti, değişmesinin sebebini de ailesi olarak görüyordum

Çünkü babası ukalanın, çok bilmişin tekiydi,ve beni de sevmediği açıkça belliydi,ama umrumda da değildi.

***

Evde tek başıma kaldığımda dışarı çıkmak için üzerime siyah, kollarınının etrafını saran detaylar bulunan ceketimi üzerime geçirdim

Odama çıkarak baykuşum Argus'u kolumun üzerine koyarak başını okşadım

Tüylerinin rengi siyahtan koyu griye doğru gidiyordu, gözleri ise gri renkte olan yetişkin bir baykuştu

Görüşünü kimine göre korkutucu olsada bana bağlı bir baykuştu

Onu yavru halinden beri eğitiyordum, bazenleri şu anki olduğu gibi onu benimle birlikte dışarıya çıkarıyordum

Bir yandan uslu bir yandan da kurnaz bir hayvandı

Onu ilk gördüğümde hiç düşünmeden sahiplenmiştim, sanırım en güzel şanslarımdan bir tanesini onu sahiplenmekte kullanmıştım.

***

Yüzüme vuran hafif rüzgar ve temiz havanın kokusuyla, rahatlamıştım.

Argus her gün kendisini uçma konusunda esnetmek için dışarıda uçuyordu,biraz önce gitmişti ve bir kaç dakika sonrada eminim gelirdi

***

Aradan geçen 1 saatin ardından argusla çoktan eve dönmüştük onu kafesinin içine bıraktım

Acıktığını düşünerek elimdeki yemden biraz verdim, Argus kızarmış ekmek kırıntılarını yemeyi çok sevdiği için biraz da kızarmış ekmek kırıntısı getirdim, biraz da su verip odamın penceresini kapattım

Argusun kafesini kapatmamıştım çünkü kafeste durmayı sevmiyordu ve odamda usluca geziyordu

Argus'u odada yalnız başına bırakarak aşağı kata inmeye başladım,merdivenlerden inerken babamın geldiğini gördüm

Beni görünce

Sirius: Merhaba tatlım, işlerim erken bittiği için bende eve gelmek istedim, akşama kadar biraz vakit geçiririz diye düşünmüştüm

Tebessüm ettim.

Lydia: Harika düşünmüşsün

Merdivenlerde son adımımı atarak babamın yanına doğru ilerledim

Lydia: O zaman beraber sohbet edebiliriz

Dizlerini kırıp referans göstererek

Sirius: Kraliçemiz nasıl uygun gördüyse!

Güldüm.

Babam beni kolları arasına alarak koltuğa otutturdu saçlarımı okşuyordu

Bende bu huzurla kendimi tatlı sohbetin kollarına bıraktım...

***

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%