
Çoktan akşam olmuş hazırlanıyordum
Eşyalarım çoktan hazırdı, sadece geriye giyinmek kalmıştı
Üzerime siyah boyun kısmının kenarları beyaz üstüme tam oturan bir kazak, altıma ise koyu gri skinny bir kot, ayaklarıma ise siyah Converse lerimi geçirdim
Saçlarımı da sıkı bir at kuyruğu yaparak önden iki tutam saçımı bıraktım, takı olarak ise sadece düz siyah yüzüğümü işaret parmağıma taktıktan sonra,boynuma da ince zincirli üzerinde sonsuzluk işareti olan bir kolyeyle kombinimi tamamladım
Son dokunuş olarak da iki fıs parfümümü sıkarak odamdan çıktım.
Babam aşağıda beni bekliyordu yeleğinin cebindeki altın işlemeli kössekli saati çıkararak
Sirius: hadi, artık gitmemiz gerek.
Kafamla onayladım eşyalarımı da yanımda tutarak babamın eline elimi geçirdim gözlerimi kapatıp açtığımda evlerine varmıştık bile
Benim cisimlenme kullanmam şuan yasaktı ama ilerleyen zamanlarda 18 yaşıma girdiğimde kullanabilecektim
***
Kapıyı tıklattığımda Lilly açmıştı, bana hep kendisine Lilly dememi istiyordu
Bizi gördüğünde gülümseyerek sevinçle kapıyı açtı
Lydia: Merhaba Lilly
Sarıldı
Lilly: Merhaba tatlım , sende hoş geldin Sirius
Babam kafasını memnuniyetle salladı
Elimdeki asayla eşyalarıma wingardium Leviosa büyüsü yaparak içeri taşıdım
İçeriye adımımı attığımda Weasleyler de buradaydı ilk gözüme çarpan ikizler olmuştu
Her sene gizlice şakalar yapıyorduk,özlemiştim...
Gözüm Harry'i arıyordu,ama yoktu
Lilly'e dönüp
Lydia: Lilly,Acaba Harry nerde göremedim.
Lilly: üst katta odasında, Ron ve Hermione ile sohbet ediyorlardı
Teşekkürler anlamında kafamı salladım, yukarı çıkmadan önce ikizlerin yanına doğru yürümeye başladım
O sırada merdivenlerden inen James yanıma doğru gelerek kolunu omzuma attı
James: Hey! kim gelmiş böyle!
Güldüm
James: Nasılsın, birkaç haftadır görüşmüyoruz umarım iyisindir.
Lydia: Evet iyiyim ,birazda heyecanlı olabilirim
O sırada babam yanımıza geldi
Sirius: Hogwarts açılıyor,sebebi bu olmalı
James babama döndüğünde gülümsedi, heycanla ilerleyerek sarıldı
James: Patiayak!
Sirius: Çatalak!
Onlar sarılmalarına devam ederken ikizlerin yanına doğru ilerledim, kazağımın kollarını avuç içime doğru çekerek, geldiğimi belli edercesine hafifçe öksürdüm
İkizler koyu sohbetlerini bir kenara bırakarak bana döndüler,ikisinin de yüzünde beni gördüklerine sevinen bir ifade vardı
Fred: Lydia!
George: hoşgeldin!
Gülümsedim
Lydia: Hoşbuldum çocuklar
Dedikten sonra ikiside ayağa kalkarak yanıma geldiler, ikisiylede sıra sıra sarılarak özlemimi giderdim
Özlemimin sebebi eskiden neredeyse her gün birlikte oluyorduk,ama bu seneki tatilde pek görüşememiştik...
***
İkizler masaya yerleşirken bende yerimi almak için masaya doğru ilerledim, masanın üzerindeki şekerlemelerden bir tanesini alıp ağzıma atarak masaya oturdum
Lydia: Ben yokken,kimleri şakaladınız?
Birbirlerine bakıp güldüler,tek kaşımı kaldırarak bir bakış attım
Fred: Ginny,Ron ,Harry-
George: Hermione, James, Lilly,Purcley ve Sirius
Bu seferde kaşlarımı şaşkınlıkla kaldırdım, sanırım şakalanmayan tek ben kalmıştım
Fred: Tabi aralarında en kötüsü Ginny'e olmuştu
George: Dolabına patlayan renk topu koyduğumuz için, tüm elbiseleri mahvolmuştu
Fred: Tabikide annem cezasız bırakmadı ama-
George: o günden beri bizimle konuşmuyor
Ginny'e baktığımda ikizlere yargılayıcı, kötü bakışlar atıyordu
Kafamı anladım manasında salladım
Lydia: Kötü olmuş...
***
Aradan bir kaç dakika geçtikten sonra ikizlere dönüp
Lydia: Çocuklar,Harry'nin yanına gitmem gerek sizlerle sonra konuşuruz
İkiside tebessüm edercesine kafasını salladı
Fred masadaki şekerlemelerden avcuna doldurduktan sonra, sohbetlerine geri döndüler
Bende Harry'nin yanına varmak için merdivenleri çıkmaya başladım
***
Odanın kapısını açtığımda, üçünün bakışları da beni bulmuştu
Harry ,gülümseyerek
Harry: Lydia?
Hızlıca yanıma gelerek sarıldı, Ron ve Hermione de ayaklanarak yanımıza doğru ilerlediler
Hermione saçının bir tutamını geriye atarak sarıldı
Hermione: (fısıltıyla) Seni özledim.
Hermione geri çekildiğinde Ron utangaç bir tavırla sarılarak
Ron: hey,Hoşgeldin!
Lydia: Hoşbuldum çocuklar!
Hermione: Ee ne duruyorsunuz, hadi oturalım
Eliyle yatağın kenarındaki yeri işaret etti
Harry de kafasıyla onaylayarak, yerleştik
Harry'e baktığımda gülümseyerek bana bakıyordu, bakışlarına karşılık olarak bende tebessüm ettim.
Hermione: Lydia
Başımı ona döndürerek tek kaşımı kaldırdım
Elleriyle oynayarak birşey söylemek ister gibi bir hali vardı
Hermione: Dracoyla tatilde hiç görüştünüz mü diyecektim?
Sorunun tuhaflığıyla afallayarak cevapladım
Lydia: Hayır,fakat neden sordun?
Hermione: Biraz işlerim olduğu için Hogsmade'e gitmiştim
Devam etmesi için başımla onayladım
Harry ve Ron'da dikkatle bizi dinliyordu
Hermione: o sırada Draco'yu gördüm, yanında bir kız vardı fakat yüzünü göremedim, bende siz kuzen olduğunuz için buluşmussunuzdur diye düşündüm, aslında o kişinin Astoria Greengrass olduğunu düşünüyordum, çünkü sizin aranızın iyi olmadığını biliyorum bu yüzden senin olma fikri saçma gelmişti,ve Astoria Greengrass olduğunu düşünmemin sebebi ise Malfoyların Greengrass'larla işbirliği içinde olmasıydı, ve Greengrass ailesinin tek kızı Astoria Greengrass,bay Malfoy'da Draco'nun başka bir kızla dolaşmasına izin vereceğini sanmam, Draco'nun yüz ifadesi ise hiç te memnun değildi, günlerdir aklıma takılıyordu, umarım açıklayıcı olmuşumdur.
Lydia: Anlıyorum... Draco'nun yaptıkları artık umrumda değil, Draco-, herneyse Anladım teşekkürler Hermione
Hermione gülümseyerek başını salladı
O sırada aşağıdan gelen ses Yemeklerin hazır olduğunu söylüyordu
Ron'un gözleri parladı, heycanlandığını belli ederek yerinde kıpırdandı
Üçümüzde Ron'un bu haline kıkırdadık
Aşağıya inmek için kapıya doğru ilerledik, Harry referans göstererek kapıyı açtı ve eliyle kapıyı göstererek
Harry: Bayanlar önden!
Hermione ile kıkırdadık
Lydia: Teşekkürler bay Potter!
Gülüşerek aşağıya indiğimizde, ortamın sıcaklığı içimi ısıtmaya yetmişti
Herkesin acıkmış olduğu, masaya oturmak için hızlıca yer almasından belliydi
Babam en başa, James ve Lilly onun yanına karşılıklı olarak oturmuş,geri kalanlar ise çoktan yerleşmişlerdi
Ben ise Harry'nin karşısına Hermione'nin yanına oturmuştum
O sırada kapı çalmıştı:
Molly: Lydia tatlım kapıya bakar mısın?
Lydia: Tabikide
Ayağa kalkarak kapıya doğru ilerledim,kapıyı açtığımda Remus, Tonks ve Teddy gelmişti
Sevinçle gülümsedim
Herkes tamamlandığına göre işte keyfim yerine gelmişti
Remus gülümseyerek kollarını açtı
Hızlıca sarılarak
Lydia: hoş geldin Aylak!
Güldü
Remus: Hoş buldum Lydia.
Diyerek sıcak bir gülümseme sundu, ardından içeri girdi, sıra Tonks'a geldiğinde gülümseyerek sarıldı
Tonks: Naber!
Güldüm
Tonks vakit kaybetmeden Remus'un peşinden içeri girdi
Son olarak da Teddy gülerek bana bakıyordu,gelip sarıldı, uzadığını omuz hizama gelmesinden anlaşmıştım, Teddy benden 2 yaş küçüktü ve babası gibi kibar bir çocuktu
Elimle masayı göstererek içeri davet ettim, kapıyı kapatıp tekrar masaya yöneldiğimde Remus ve Tonks'un çoktan diğerleriyle tokalaştığını gördüm
Bizde Teddy'le vakit kaybetmeden yerimizi aldık
Herkes tamamlandığına ve yerleştiğine göre geriye sadece ziyafetin tadını çıkarmak kalıyordu.
***
Yemek Faslı bittikten sonra yukarıya Harry'nin odasına çıkmıştık bu sefer ikizler ve Ginny de gelmişti,Purcley zaten kendi halinde takılan birisiydi
Herkes yere oturduğunda ikizler:
Fred: ee,Hadi ne bekliyoruz?
George: Aklında bir fikri olan var mı?
Herkes birbirine düşünceli bakışlar atıyordu
Ginny: Klasik, doğruluk mu cesaret mi oynayalım
Ron: sıkılmaktan iyidir
Herkes onayladıktan sonra şişe aramaya başladım, içinde biraz su olması gerekiyordu
Harry'nin masasının üzerine baktığımda yarısı içilmiş bir şişe gördüm
Ayağa kalkıp şişeyi aldım,yere koyarak çevirdim soru olan kısmı Hermione'ye cevap olan kısmı Ginny'e gelmişti
Ginny yerinde kıpırdandı sanırım heycanlanmıştı
Hermione: Doğruluk mu?cesaretlik mi?
Ginny tedirgin bakışlarla düşünmeden doğruluk dedi
Hermione bir kaç saniyenin ardından gülümsedi sorusunu bulmuştu bile
Hermione: İlerdeki kocanın nasıl birisi olmasını isterdin?
Hermione sorduğu soruyla kıkırdarken,Ginny heyecandan kızarmıştı bile
Ginny Harry'e kısa bir bakış atarak
Ginny: Cesur olmasını...isterdim
Hermione anladım dercesine başını salladı, şişeyi tekrar çevirdiğimde soru kısmı tam da ikizlerin ortasına durdu
Şansıma lanet savururken ikizler çoktan sinsi gülüşler sunuyordu
Fred: İkimizin arasına durduğuna göre
George: buda demek oluyorki,ikimiz soru soracağız
Elimi alnıma vurduktan sonra tekrar başımı kaldırarak sorumu beklemeye başladım
Fred: Doğruluk mu?
George: Cesaretlik mi?
Kendimi riske atamazdım , işin içinde ikizler vardı sonuçta
Lydia: Doğruluk.
İkisininde yüzündeki mutlu ifade bi anda solmuştu
Fred: Sanırım black-
George: Cesaret demekten korkuyor
Ginny: Slytherin olduğu için olabilir mi? ayrıca bende sizin karşınızda asla cesaretlik demezdim
Lydia: Slytherin olduğum cesaretim olmadığı anlamına gelmiyor.
Fred: Peki o zaman ne bekliyorsun?
Gözlerimi devirdim
Lydia: Ben bu oyunlara kanmam Fred ,biraz daha çalış manız gerek?
İkisi birbirine bakarak
George: En azından denemiştik
Diyerek soru arayışına koyuldular
İkisi fısıldayarak birbirlerine fikirler veriyorlardı, soruların bazıları komik olucak ki kıkırdamadan duramıyorlardı
En sonundaki bulmuşlardı
Fred: Söyle bakalım
George: Bu zamana kadar arzuladığın birisi oldumu?
Hermione: Bu uzun süre boyunca aklınıza bu soru mu geldi yani? Puf!
Lydia: Hayır, olmadı
Fred: Emin misin?
Sinirle soludum
Lydia: Eminim,Fred
Onaylarcasına başını salladıktan sonra , oyun bir süre daha devam etmişti
***
Saatin geç olmasıyla birlikte yataklara doğru ilerledik Fred ve George aşağı kalttaki kanepelerde yatıcaklardı
Geri kalan kısım ise aynı odada yatıcaktı.
Yaptığım çoğaltma büyüsüyle birkaç yatak daha yapıp yan yana dizdim
Herkes yatmaya hazır olunca lambayı söndürdüm.
***
Aradan neredeyse 20 dakika geçmesine rağmen uykum gelmiyordu
Bir o tarafa bir bu tarafa kıvranıyordum, yattığım yatağın hemen dibinde olan yatakta ise Harry yatıyordu yataklar birleşik olduğu için yan yana yatıyorduk
Hala yerimde uyumaya çalışırken
Harry:(fısıltıyla)Artık uyumayı planlıyor musun?
Kafamı kaldırdım
Lydia: (fısıltıyla) Harry?
Harry:(fısıltıyla) tam 21 dakika boyunca yatağın içinde dönüyorsun.
Kıkırdadım
Lydia: uykum gelmiyor
Harry: İstersen uykunu getirebilirim
Nasıl dercesine kafamı salladım,o sırada yüzüme bir yastık yemem bir oldu
Harry suratıma yastıkla vurmuştu,ve gülüyordu
Sinirle kafamdaki yastığı kaldırıp kafasına geçirdim,bu sefer Gülen taraf ben olmuştum
Artık bu bir yastık savaşına dönmüştü, bir yandan diğerlerini uyandırrmamak için çaba sarfederken bir yandan da savaşı sürdürüyorduk
Artık ikimizin de enerjisi bitmişti,son olarak ikimizde birbirimizin kafasına geçirdiğimiz de aynı anda yatağa düşmüştük
Her yer tüy olmuştu
Kıkırdadık,nefes nefese kalmıştık
Harry'nin yüzüne ay ışığı vuruyordu, gözlüğünü çıkardığı için, gözlerinin mavisi daha da belirginleşmişti,nefesi suratıma değiyordu...
Bana bakıyordu,elini uzatarak saçımda ki tüyü aldı
Bakışları hala yüzümdeydi.
Derin bir nefes verdim.
Lydia: İyi geceler
Harry: iyi geceler
Bir süre sonra;
Uykunun her yanımı sardığını hissederek kendimi uykunun kollarına bıraktım...
***
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |