4. Bölüm

Sabah gözümü açtığımda, sabahın erken saatlerinde,Alexi hala uyuyordu,birazdan uyanırdı belki

Yataktan kalkıp lavaboya yöneldim,herkesin odasına küçük birer lavabo vardı, Geçen seneler aslında ortak kullanıyorduk tuvaletleri fakat Dumbledore bu sene kolaylık olması için odamıza küçük bir lavabo sağladı

Kapıyı açıp üstümdekileri çıkardım,rahat bir duş almak iyi gelir diye düşünmüştüm,kendimi soğuk suyun altına atarak kendime gelmeye çalıştım

***

Aradan geçen bir iki dakikanın ardından lavabodaki işlerimi bitirmiş, üniformamın kravatını düzlüyordum

Son olarak da gömleğimin üzerine cüppemi giyerek,elimle Slytherin'i simgeleyen logoyu okşadım

Slytherin olmaktan gurur duyuyordum ... Babamın griffindor olmasına rağmen.

Ayaklarıma da siyah makosen tarzı ayakkabılarımı geçirdim

Aynanın karşısına geçerek, dün akşam yatmadan önce yerleştirdiğim eşyalarım arasından küçük kutunun içindeki dudak yağımı çıkararak dudaklarıma parmağımla sürdüm,iyice dudağıma yedirmek için dudağımı birbirine sürttüm

Ardından çekmecemdeki krem kutusunu alıp yüzümü nemlendirmek için elimle masaj yaparak yedirdim

Bugün göz altlarım morarmadığı için kapatmam gerekmiyordu,ara sıra morarırdı zaten,sebebi ise o günün gecesinde de geç yatmış oluyordum

Son olarak da saçlarımı tarayıp şekil verdikten sonra aynanın karşısından kalktım

Yatağımın başucundaki çekmecemden de parfüm şişemi çıkarıp abartmadan sıktım

Hazır olduğumda hala yatakta yatan Alexi'ye baktım,uyurken saçları hep karışmıştı

Yanına giderek koluna dokundum

Lydia: Alexi,Alexi.

Alexi uyanarak gözlerini ovuşturdu

Alexi: Teşekkürler

Diyerek ayaklandı

Lydia: Alexi,istersen sen hazırlan biraz dolaşacağım, kahvaltı saatinde buluşuruz

Alexi uykulu bakışlarını sunarak kafasıyla onayladı, ardından da lavaboya girdi

Bende odamın kapısını açarak sessiz adımlarla ortak salona iniyordum, şuan çoğu kişinin uyanmadığına yemin edebilirdim o yüzden olabildiğince ses çıkarmamaya özen gösterdim

***

Ortak salona indiğimde kimse yoktu,şöminenin ateşi heryeri ısıtmıştı

Kanepelerden birine oturmadan önce ortak salondaki bazı kitapları incelemeye koyuldum

Dikkatimi çeken bir kitap bulamadığım için herhangi bir kitabı elime alarak şöminenin karşısındaki koltuğa oturdum....

***

Kitaba o kadar dalmıştım ki ,birisinin geldiğini bile anlamamıştım

Elimdeki kitap birden havaya yükselince,kitabı alan kişiye baktım

Draco...

Elindeki kitabı inceleyerek karşımdaki koltuğa oturdu sonrasında da kitabı yan tarafına fırlattı

Durup dik dik bakmaya başladı, okuduğum kitabı fırlattığı için sinirli bir ifade yüzümde beliriyordu

Lydia: Ne yapmaya çalışıyorsun.

Elini kaldırarak

Draco: Hiç birşey

Gözlerimi devirerek ayağa kalktım, kitabımı alıp rafa tekrar koyduktan sonra arkamda belirdi

Yutkunarak yaklaştı

Draco: Seni, yakınımda bile görmek midemi bulandırıyor

Neden durduk yere bunu dediğini düşünerek Kaşlarımı çattım

Lydia: Yakınında bile olmayan birisine söylemek ne kadar mantıklı Malfoy

Draco: Aslında yakınımda olman bile gerekmiyor,seni uzaktan bile görsem kusmamak için zor duruyorum

Lydia: Aynı şey senin içinde geçerli Malfoy

Diyerek çatık olan kaşlarımı gevşettim ve devam ettim

Lydia:ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum fakat ,benden uzak dur ve bakışlarını üzerimden çek Malfoy

Dudaklarını yalayarak omuzlarını dikleştirdi, birşey demeden hızla uzaklaştı

Şaşırmıştım...

***

Ortak salon öğrencilerle dolmadan önce dışarıya çıkıp bir ağacın altına oturmuş,yere düşen yaprakları inceliyordum

Yüzüme rüzgar esintisi ile vuran toprak kokusu, çok hoşuma gidiyordu.

Az önce yaşadığım olayın etkisiyle , düşünmeye başladım

Bi anda gitmesi şaşırtmıştı beni,ne yapmaya çalıştığına dair bir fikrim yok ,neden böyle davrandığına da

Eskiden herşey Güzelken bir anda soluverip gitti...

Draco'nun benimle oyun oynamak için can atan bakışları, şimdi bana nefret kusuyordu.

Okulun ilk günü bile beni yüzüstü bırakmıştı...

***

(FLASHBACK)

Draco'ya doğru ilerlerken, içimde aynı binaya seçilmenin heyecanıyla neredeyse havalara uçacaktım.

Yanında yeni arkadaşlarıyla eğlenirken,sesimi bile duymadı

Lydia:Draco,Draco...

Yüzüme bile bakmadı...

Sadece yeni arkadaşlarıyla ilgileniyordu,bense umrunda değilim.

İçimde oluşan üzüntü göz yaşlarımın serbest kalmasına yetiyordu.

Artık benim için Draco yoktu...

(FLASHBACK SON)

***

Kafamdaki düşünceleri silmeye uğraşırken, yanıma birisi oturdu.

Yan tarafıma baktığımda bu kişinin Alexi'nin abisi William olduğunu gördüm

William: Çok düşünceli gözüküyordun, yanına gelmem sorun yaratmaz umarım

Elimi hayır anlamında sallayarak

Lydia: Hayır, Hayır sorun olmaz

Gülümsedi ,ensesini kaşıyarak

William: Bir şey sormak istiyorum

Dedi,galiba yanlış anlaşılmaktan korkuyordu

William: Sizi ortak salonda görmüştüm,yani ne yaptığınıza anlam veremedim,fakat Draco'yla aranızda ne var

Derin bir nefes verdim, Draco'nun her konusu açıldığında huzursuz oluyordum

Lydia: Onunla bizim aramızda birşey yok,her seneki çocukca tavırlarını sergiliyor bana

Kafasını salladı

O sırada karşı tarafta bizi izleyen Draco'ya takıldı gözüm

Elinde yeşil bir elmayla bizi gözünü ayırmadan izliyordu, kafamı tekrar William'a döndürerek baktım

William: Derslerde çok başarılı olduğunu duyuyorum,ama bir o kadar da yaramaz olduğunu.

Tebessüm ettim

Lydia: Evet derslerinde başarılıyım, diğer huyum ise babamdan geliyor sanırım

William: doğru ya senin baban Sirius Black...Babam sürekli Sirius ve arkadaşlarının şakalar yaptığını söylerdi

Güldüm

Lydia: Evet, öyle

William,bana bakarak önce dudaklarıma sonra gözlerime bakarak dudaklarını yaladı

Bakışlarını sürdürerek saçıma ne zaman düştüğünü sorguladığım yaprak parçasını aldı

Önüme dönerek etrafa baktım,Ve o hala bizi izliyordu ama nedense sinirli bir şekilde

Anlam veremedim,beni gördüğüne mi sinirleniyordu ,yoksa kıskanıyor muydu

ikinci fikir çok saçma geldiği için birinci fikir daha cazip geldi...

O sırada Draco hızla ayağa kalkarak uzaklaştı, yanındaki arkadaşları bir ona bir bana bakarak ayağa kalkarak Draco'yu takip ettiler

Yanlarında bu sefer Greengrass yoktu,Grab,Goyle,Pansy ve Blaise vardı

Ara sıra da başka çocuklarla takılıyordu, kızlarla arası iyiydi, kızlar onun her zerresini yakışıklı bulurken,bana nefret etmek kalıyordu...

***