Yeni Üyelik
1.
Bölüm
@darkshadow

Yeni bir güne gözümü açmıştım. Yine lanet bir gündü benim için. 5 yıl olmuştu... babamın nasıl bir piç olduğunu öğreneli 5 yıl olmuştu. Şu an 19 yaşındaydım öğrendiğimde ise 14 yaşındaydım. Aslında harika bir çocukluğum yoktu. Annesiz bir çocukluk, babası işkolik bir kız sonucu ise bir YIKIM.

Her neyse ben Miray....Miray Soylu. Ünlü Ceo Mehmet Soylu'nun kızı.

Hayatım berbat denilecek kadar kötüydü. Tabi ki kimsenin haberi yoktu. Onlara göre zengin ve şımarık Miray'dım. Ama kimse benim sinirli ve sabırsız biri olduğumu bilmezdi.

Neyse! Hızlı bir şekilde yataktan kalkıp banyoya girdim. Rutin olarak elimi yüzümü yıkadım ve dişimi fırçaladım. Banyo' dan çıkıp gardrobumun önüne geldim. Rahat giyinmeyi severdim o yüzden bir eşofman takımı giydim ayakkabı olarak ise Converse seçtim....Hazırdım.

Odamdan çıkıp merdivenleri inmeye başladım. Merdivenlerin sonunda ise baba olarak bile görmediğim mehmet'i gördüm elinde gazetesi masada beni bekliyordu. Tabi ki o piçle kahvaltı yapmayacaktım.

Yanıma para alıp evden çıkacaktım lakin o hiç sevmediğini sesini duydum.

"Miray Soylu seninle konuşmam gereken bir konu var" dedi aramızda resmiyet vardı başbaşayken ama toplumda tam bir cici babaydı!

"Ne konuşacağız Mehmet" dedim keskin bir sesle o ise beni ayıplar bir şekilde 'cık cık' ladı

"Babaya hiç ismiyle hitap edilir mi sevgili kızım" alay ediyordu benimle ama ben küçük yaşımdan beri onun yüzünden istemediğin eğitimler alıp istemediğim şeylerde çalışmak zorunda kalmıştım.

"Uzatmaları sevmem konuya gel!" Dedim uyarır bir şekilde sonunda o da ciddileşmişti.

"Artık eski kolejinde okumayacaksın" dedi bende alayla gülüp yanına yaklaştım.

"O niyeymiş?"

"Dalga mı geçiyorsun daha yeni bir çocuğu komalık yaptın. Senin arkanı toplayamam ben. Hazırla valizini seni istanbul'a gönderiyorum" dedi benim için sıkıntı yoktu ondan uzak neresi olursa bana okeydi.

"Tamam" dedim uzatmadan ve valizimi toplamak için odama çıktım. Eşyalarımı valizime koyup aşağı indim. Beni görünce yanıma geldi. Tabi ki sarılmayacaktı bir şey söyleyecekti.

"Ha bu arada bir devlet lisesinde okuyacaksın" dedi işte bu tuhaftı. Beni zengin ve şımarık biri gibi göstermeye bayılan biri beni şimdi bir devlet okuluna veriyordu.

Onun hakkında delil toplamalıydım bu yüzden şimdilik kurcalamamış gibi yaptım.

Ha neden kanıt toplamam gerektiğini soruyorsanız size biraz sevgili babamın! işinden bahsedeyim. Kendileri bir genel ev sahibiymiş aynı zamanda uyuşturucu satıyor. Uyuşturucu satmasında bir sorun yoktu benim için çünkü bende satardım ama gençlere değil daha çok iş insanlarına satardım. Neyse bende sütten çıkma ak kaşık değildim. Ama babamın bunu öğrendiğim dakika beni oraya satmakla tehdit etmesi bardağı taşıran son damlaydı. Plana başlıyordum işleriyle ilgili kanıt,belge toplayıp onu polise şikayet edecektim.

Beni şehirden uzaklaştırmasının bir sebebi de ayağının altında dolaşmamdan hoşlanmaması'ydı ama unuttuğu şey ben nerde olursam olayım onun işine incir ağacını dikerdim. Kendi kendime gülüp yüzüne baktım.

"Peki" dedim uzatmadan tam çıkacakken kolumu tuttu. Tek kaşımı kaldırıp ilk kolumu tutan eline sonra da yüzüne baktım. Tipsiz piç!

"Çek kolunu!" Dedim sıktığım dişlerimin arasından. O da kolunu çekip dik durdu

"Söylemem gereken bir şey var" dedi

"Söyle" dedim o ise gülüp yüzüne baktı. Bu gülüş küstahça'ydı

"İstanbul'da sadece bir dairen var ve..." Dedi cebinden bir zarf çıkarıp bana verdi "bu zarfın içinde beş bin lira var istediğin gibi harca ama paran bittiğinde kapımı çalma. İşime yaramayan birine para falan vermem" dedi.

Ona yalvarmamı istiyordu. Ama çok beklerdi ben kendime bakabilirdim. Sesim güzeldi konserlerde çıkabilirdim. Bu onu biraz sinirlendirebilir ama kimin umrunda!...

Bende ona gülümseyip 'elbette' dedim ve evden çıktım. Benim için hazırlanan arabaya bindim.

Nerdeyse bir saat sonra u

çağa binmiştim.

Yolculuk benim için başlamıştı...

Loading...
0%