Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Haklisin

@darkshadow

Bakmayın öyle bu lafları söylerken ne söylediğimi kesinlikle bilmiyordum. Dediğim şeylerin saçmalığına bakar mısınız! Koca prense mükemmel değilsin dedim bununla kalsa da iyi bir köleye muhtaç olduğunu söyledim. SAÇMALIĞIN DANİSKASI!

Güldü. Hatta büyük bir kahkaha patlattı. Cidden prensi de delirttin aferin sana Catherine!

Sonunda beni sinir bozucu, ses tellerini koparmaya teşvik eden kahkahasını kesti. Ve ne yalan söyleyeyim korkunç bir ifadeyle bana baktı ve üstüme yürüdü.

"Sen kim olduğunu unutuyorsun herhalde. Ama merak etme ben sana zevkle hatırlatırım. Sen ZAVALLI bir kölesin söylesene kendini benden üstün de görüyor musun? Benimki de soru kim olduğunun farkında bile değilsin. Ama tebrik ederim bir şekilde kendini benim gelinim yani KADINIM yaptın. Oynadığın oyun şaşırtıcıydı. Ama senin kirli bir obje olduğunu değiştirmiyor" dedi ve sustu bunları söylerken beni kenara kıstırmıştı. Söylediklerini ağzım açık dinledim resmen ben mi oyun oynamıştım.

"Bana oyuncu diyorsun ama en iyi oyuncu sensin Alex. Sözde ortalıkta prens gibi dolaşıyorsun ama yaptığın tek şey boş konuşmak. Söylesene bu hayatta bir amacın var mı babanın yerine geçmek dışında. En azından ben dediklerimi bilmiyorum senin gibi hazıra konan boş yapan kendini mükemmel sanan bir egoist değilim. Tamam nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde senin gelinin yani dediğin gibi kadının oldum ama eğer ben senin kadının olduysam sen de benim erkeğim oldun hareketlerine çeki düzen ver ve benimle konuşurken lafını bilde konuş sonuçta ben kralın geliniyim değil mi?" Dedim ve hazla gülümsedim bazen içimdeki kraliçeyi durduramıyorum ne yapayım.

Alex'in kızaran yüzü doğru yolda olduğumu gösteriyordu ama biraz daha zorlarsam beni zindana attırabilirdi. Bu yüzden sustum. Alex ise derin bir nefes aldı.

"Kadınım olduğunu söylüyorsun. Peki evlendikten sonra müstakbel kadınım yatağımı süsleyebilecek misin? Koynuma yakışacak mısın? Yatağımı ısıtabilecek misin?" Dedi ben ise ağzım açık dediklerini dinledim. Yüzümün kızardığına emindim. Prensim neler diyordu böyle. Çok uygunsuz konuşuyordu. Ve bunu ikinci defa yapıyordu yorgundum onunla uğraşmak istemedim. diyecek laf bulamadan kafamı eğdim ve yanından geçip onu hiç duymamış gibi yatağa oturdum.

"Susacak mısın?"

Derin bir nefes aldım. Ve ona dönzerdim bakışlarımı.

"Yoruldum prensim seninle aynı şeyleri tekrar tekrar konuşmaktan yoruldum. Senin niçin beni anlamakta zorluk çektiğini anlayamıyorum benden ne yapmamı bekliyorsun." Ağzından 'hah' benzeri bir şey çıktı.

"Ne mi istiyorum senin gitmeni istiyorum ben. Seni istemiyorum! Bir köleyi koynuma alıp miğdemin bulunmasını istemiyorum!" Dedi

Tamam ben de mutlu değildim ama ona kırıcı şeyler söylemiyordum! Köle de olsam bir insandım ve midesini bulandıracak bir şey yoktu!

"Beni mi suçluyorsun prensim! Farkındaysan ben sizi değil siz beni seçtiniz ve ben beni seçmeniz için bir efor sarf etmedim. Bundan tamamen ayrı olarak da mideni neden bulandırıyorum? Ben bir köle olsam da insanım senin gibi aramızdaki tek fark sende olup bende olmayan özel gücün!" Söylediklerimden sonra o da sakinleşti. Derin bir nefes verdi ve yanıma oturdu.

"Tamam" dedi ve devam etti.

"Haklısın ama bana da hak ver seni aşağılamak istemiyorum istemedim de sadece öfkeme engel olamadım. Midemi bulandırdığın felan da yok ben sadece tanımadığım ve sevmediğim bir kadın ile evlenmek istemedim" dedi naif bir sesle o da haklıydı kaç kere görmüştü ki beni. HİÇ!

Başımı eğdim ve sessiz bir mırıldanma şekliyle 'haklısın' dedim.

"Prensim madem kralın zoruyla bu yola girdik eğer fikrini değiştirebilirsen sen değiştirirsin. Değiştiremezsen de senden ricam hayatı birbirimize zindan etmeyelim buna gerek yok. Benim senin hayatına senin de benim hayatıma karışma lüksün yok sessiz bir şekilde devam edelim bırak kral ve kraliçe bizi mutlu bir karı-koca zannetsin" dedim. O ise şaşkınca bana baktı ve kafasını salladı.

"Peki ben babama söylerim en azından denerim. Seni yorduğum için özür dilerim prensesim sana iyi geceler" dedi ve önümde reverans yaparak odadan çıktı. İlk defa bu kadar sakin konuşmuştuk ve konuşarak da anlaşabildiğimizi fark ettim. Umarım her şey ikimiz içinde iyi olurdu.

ALEX'DEN

Catherine haklıydı. Evet neden öyle davrandım bilemiyorum. Onu ilk gördüğümde pek de umursamamıştım çünkü özensiz bir kıyafet, Saçı başı dağınık bir kızdı. Lakin odaya ilk defa girip onu görene kadar simsiyah saçları omuzlarından beline doğru uzanıyordu. Ve çok narin duruyordu. Hele de boynuna yaklaşıp o kokusunu içime çektiğimde başım dönmüştü. Felaket derece güzel kokuyordu. Hiç kimsenin hayır diyemeyeceği bir kızdı. Ve ben ona ağır şeyler söylemiştim. Ama benim de sinirlerim bozulmuştu. Babamın saçma bir şekilde yaptığını şey çok sorumsuzcaydı. Hem Catherine hem de benim için. Birbirimizin hayatını mahvetme olasılığımız vardı ama ya işte içimdeki ses bana öyle bir fısıldadı ki gözlerim yuvalarından çıkacak kadar büyüdü.

AMA YA

BİRBİRİNİZİN HAYATINA RENK KATARSANIZ

Loading...
0%