-Alo? Kimsiniz?

-...

-Telefon şakası yapıyorsanız, hiç komik değil!

-Abicim. Senin sesini öyle çok özlemişim ki, biraz dinlemek istedim.

-Pardon sizi tanımıyorum. Yanlış kişi ile konuşuyorsunuz.

-Muhtemelen kendini deşifre etmemen gereken bir ortamdasın. Abicim, sadece biraz daha bekle. Ben yakında orada, yanında olacağım. Şimdilik kendini koruyacağın konusunda söz ver.

-Bir saniye. Siz kimsiniz? Ne demek istiyorsunuz? Neden bana "abicim" deyip duruyorsunuz?

-Abinle dalga mı geçiyorsun sen?

- Birincisi benim abim yok. İkincisi dalga geçiyor gibi miyim sence?

-Nasıl ya? Hani 3 yıl önce ortadan kayboldun ve ben seni sonunda buldum ya.

-Evet, kayboldum.

-Ah, cidden şaka yapıyormuşsun. Seni cadoloz kız!

-Ama...

-Şimdi ne oldu?

Telefondaki ses o kadar sıkılmış gibi konuştu ki söylemek istemedim ancak zorundaydım.

-Ama ben okulca kampa gittiğimde ormanda baygın bulundum ve beni bulanlarda annemle, babamdı.

-Bizim annemiz ve babamız. .....

- Yeter, bu kadar saçmalık. Lütfen bir daha beni aramayın!

-Buse, lütfen bana ailende kaç kişi olduğunu ve ad soyadlarını söyler misin?

-Neden bir yabancıya kişisel bilgilerimi söyleye- LANET OLSUN!

-Buse ne oluyor? Hey!

Kendini bana abi diye tanıtan yabancı ile konuşurken annemlerin bana ve kardeşime siper almaya çalıştığını gördüm. Neden olduğunu anlamasam da kardeşimin üzerine kendimi siper ettim ve sorunun ne olduğuna baktım. Keşke bakmasaydım.

Bir kamyon çevreyolundan bizim arabanın üzerine doğru bildiğiniz uçuyordu...

* * *

-Buse! Abicim kalk hadi 3 yıl sonra bulmuşken bunu bana bir daha yaşatma sende gidersen ben ne yaparım?

-Taha! Gözlerini açıyor.

-Abicim, Busem. Uyuma tamam mı?

-M-mete, a-ailem.

-Sus, Buse. Daha fazla konuşma. Hakan Berk ambulans nerde kaldı!

* * *

-Kan değerleriniz normale döndü. Baş dönmeleri ve ağrıları yaşayabilirsiniz. Bunun için size ağrı kesici yapacağım.

-Teşekkürler. Abimi görebilir miyim?

-Tabi ki!

Bir trafik kazası ne kadar da ironik. Abim buna nasıl müsaide edebilir ya!

Ben ya Dünya' da ki 1 numaralı mafya ailesinin biricik kızı, böyle mi öldürecektiniz beni?

-Buse, sana bir şey olacak diye çok korktum.

-Abicim, bir şey olmadı bak iyiyim işte. Şimdi bana bu salak saçma oyunu yapan sıçan hakkında bilgiler ve telefonumu getirir misin?

-Hakan.

-Taha sana demişti.

-Tamamdır.

Abim öyle bir baktı ki. Gülmemek için kendimi zor tuttum. Abim bu hareketimi fark edince

-Abisiyle dalga geçmek ne demek göstercem sana eve bir gidelim savaş orda başlıyacak.

-Dalga geçmedim ki ben seninle.

-Arabadayken ne yaptın ya?

-Araba mı?

-Evet, hani beni hiç tanımıyormuş gibi davrandın ya.

Hemşire hanım içeriye girip abimle konuşmak istediğini söyledi. Ne konuşacaksa artık.

Taha' dan

-Nasıl yani? Bu olamaz! Doktor kardeşimi geri getirmezsen hayatına veda et!

-T-Taha Bey, sakin olun. Herşey tam belli değil. Bu olay tekrarlayabilir.

-Bak doktor. Seni burda öldürürüm, o da yetmez. Aileni de hatta tüm soyunu kuruturum. Anladın mı beni!

-E-evet, efendim.

Ben şimdi nasıl kardeşimin yanına gideceğim? Hakan Berk, çok yakın arkadaşımız olduğu için o bana çok iyi yardımlarda bulunabilir.

-Haaakaaannn.

-Abicim, benden uzak dur. Bu bakışı, konuşmayı çok iyi bilirim. Başın derde girdiğinde, çözüm olarak hiçbir şey bulamadığında ve son çare öldürmek olmadığında böyle yapıyorsun. Kısaca kardeşine bir şey söyliyeceksin ama çok zor.