Saat 7 de telefonuma ard arda gelen bildirim sesleriyle uyukumdan oldum uykum kaçınca bir daha asla uyukuya dalamadığımdan telefonumu komidinin üzerinden alıp gelen bildirimelere baktım SMS atıldığını göründüğünde piç Nejdetden olduğunu anlamıştım işte o an büyük sıkıntıyı anladım. -Uydun mu? Uyanmadıysan uyan saat kaç oldu? Saat kaç olmuştu benim dışımda herkes uyuyordu eminim kendisi de götünü kaşıyorken bana yazıyordu benim devrim bitti seninki başlıyor benimle olan herşey senin artık elimdeki kan da buna dahil. Son cümleri okurken küfürlerimi savurdum sinirle telefonumun tuş kilidini kapattıp üzerime siyah tişörtümü geçirip mutafağa ilerledim sert bir kahve içmebilmek için sonrasında kahve makinesini çalıştırdım ancak kendime getirirdi sinirllerimi yok ederdi hemen ardından yüzümü yıkadım aklımda hala bana gönderdiği mesajlar vardı iyi birşey olmayacağını bilindiğimden dolayı rahatça bunları bana yazmıştı yoksa bu şerfesiz bana iğne uçunu bıle bana vermezdi kafe makinesinin sesi ile düşüncelerimden sıyırıp kafemi içmeye başladım. Ve kolumda ki saate baktım saat sadece 8 idi o anda telefonum çalmaya başaldı telefonu kırp parçalamak istedim ama verdiğim para canımı yakıyordu mecburiyet duygusuyla telefonu açtım. Efendim ses gelmiyordu yumuklarımı sıkmıştım çünkü biliyordum ki baba dememi bekliyordu benden ama o asla ne babaydı ne benim babamdı ama ne boklar yendiğini öğrenmem gerekiyordu efendim babacık dedim derin nefesler vermişti bu denmek oluyor ki sinirlemişti işte şimdi keyfim yerine gelmişti. Bir kaç saniye sonra mesajlarımı aldığımı umuyorum oflaz herşeyim senin artıkgüçüm kudretim düşmanlarımı biraz bekledikten sonra son cümleyi bastıra bastıra söyledi söylemişti bana elimde ki kan benim değil senin elinde cevap vermemi beklemeden yüzüme kapamıştı telefonu. Elimde ki telefonu sıkarken duvar atıp tuz buz etmiştim. Yürüyüş yapmak için ormana ilerdim beni sakinleştiren ağaçlara doğaya doğru koştum.