@davyjones
|
Elitler Doğa Parkı Dojosu - 2022 (Günümüz) Her mevsimin ilkbahar olduğu Elitler'in doğa ile iç içe olan Dojosu, sükûnetin ve huzurun hüküm sürdüğü bir yerdi. İlk ders vakti gelmişti ve tüm öğrenciler, geniş bahçede kendilerine uygun bir köşe bulup Kai'nin verdiği talimatı uygulamaya çalışıyordu: "Huzurlu noktayı bul ve aklının derin sırlarını ortaya çıkar." Bu ders, teoride basit görünse de yeni başlayanlar için oldukça zordu. Yılın neredeyse yarısını bu egzersizi anlamaya ve başarmaya çalışarak geçirirlerdi. Doğa ile bütünleşmek, zihnin karmaşasını susturmak ve ruhun derinliklerindeki sırlara ulaşmak, öğrencilerin ustalaşması gereken temel bir yetenekti. Alex ne kadar odaklanmaya çalışsa da ilk gün başarısız olmuştu. Elde ettiği tek şey ise yeni kurduğu dostluklardı. "Hey, Alex buradayız!" Sofia, Alex'in oturduğu yere gelmişti. Yanında ise Alex'in daha önce gördüğü sarışın çocuk duruyordu. Alex ayağa kalkmadan meditasyon pozisyonunda konuşmaya başladı. "Ah, Merhaba Sofia. Umarım yanıma gelmen için Kai tarafından zorlanmamışsındır." "Bu öfkeyle gerçekten Huzur Noktanı bulabileceğini düşünüyor musun?" diye sordu Sofia, dudaklarında hafif bir gülümsemeyle. "Saatlerdir burada bir şey olmasını beklemekten bıktım. Üstünüze alınmayın, öfkem size değil, sadece bu duruma." Sofia başını hafifçe salladı, yanında duran çocuğa işaret ederek konuşmasını sürdürdü. "Merak etme, biz de aynı şeyleri yaşadık. Edward’la tanış. Edward bir Toprak Elementalisti. Burada hayatta kalıp bu okulu bitirmeye yaklaşan nadir sayıda kişilerden biriyiz." Alex, Edward’a bakarken hafif bir alayla karşılık verdi. "Ah, demek nadir kişilerden. Daha ne kadar motive olabilirdim ki? Tanıştığımıza memnun oldum, Edward." Ancak Edward, koyu mavi gözleriyle Alex’i dikkatle inceliyordu. Alex, başından beri bu çocuktan rahatsızlık duyuyordu; Edward’ın bakışlarında, bir şeyler saklayan birinin karanlığını görüyordu. Edward, soğuk bir ifadeyle konuşmaya başladı. "Kai için önemli biri olduğunu duydum. Burada olman zaten bunun bir kanıtı. Önce kütüphanedeki kız, şimdi sen... Ama kusura bakma, o adamın işlerine bir daha burnumu sokmayacağım. Bu yüzden, karşılaşmasak daha iyi olur." Söylediklerinin ağırlığını geride bırakarak, Alex’in bir cevap vermesini beklemeden, Arter ile birlikte hızla uzaklaştı. Alex, şaşkın bakışlarını Edward’ın ardından çevirip Sofia’ya döndü. “Birbirinize ne kadar da benziyorsunuz. Ama... bir dakika, kütüphanedeki kız mı dedi?” Sofia, başını hafifçe salladı. “Evet, geçenlerde yeni gelen bir kızı kütüphaneye götürdüler. Ama şunu da söylemem gerek; burada okuyan hiçbir öğrenci o kütüphaneye bir kez bile giremedi.” Alex’in zihninde birden Kai’nin Jessy hakkında söyledikleri yankılandı. O olmalı... başka kim olabilir ki? İçinde bir şey, bir duygu kıpırdandı; Jessy’yi özlediğini kendine itiraf edemiyordu ama boşluğunu derinden hissediyordu. Onun varlığının yerini kimse alamayacaktı; bu, içindeki boşluğun büyüklüğünü daha da derinleştiriyordu. Aynı zamanda kendine de kızıyordu; nasıl olur da bunca zaman Jessy’i unutabilmişti? Kai, Alex'in böyle duygusal karmaşa içindeyken nasıl bu lanet sınavı geçmesini bekleyebilirdi ki? Elinden mırıldanarak Kai'ye lanet okumaktan elinden başka bir şey gelmemişti "Bir şey mi dedin?" diye sordu Sofia, dikkatle bakarak. "Kütüphaneye gitmem gerek Sofia. Bana yardım et." Alex, eğer derslerle ve Kai'nin eğitimiyle uğraşırsa istediği yoldan sapacağını biliyordu ve bu saçmalığa katlanmamak için gerekirse kuralları bile ihlal etmeyi göze alırdı. "Üzgünüm, Alex, o kütüphane Kai’nin gizli evi gibi. Oraya kimsenin girmesini, bırak görmesini bile istemiyor. Ama... Ben senin için Arter'den özel bir yol açabilirim. Ben gelemesem de seni geçirebilirim." dedi Sofia, yüzünde kararlı bir ifadeyle. "Bunu nasıl yapacaksın peki?" Alex merakla sordu. Sofia, ellerini sıvımsı bir maddeye dönüştürüp ona gösterdi. Bu, Arter'deki maddenin ta kendisiydi. "Ben bir Dönüşken'im, Alex. Diğer Dönüşkenler'in aksine istediğim her şeye dönüşebilirim. Bu da beni bir Ender yapıyor. Kai beni bu yüzden Elitler'e seçti." Sofia'nın kütüphane için bu kadar hazır cevap olması, ondan bir şey isteyeceği anlamına geliyordu. "Zaten aklında oraya girecek birini arıyordun değil mi?" "Kai ile ilgili kütüphaneden alman gereken bir kitap var," diye yanıtladı Sofia, gözleri parlayarak. "Neden böyle bir kitabı istiyorsun ki?" Sofia, Alex'in yanına oturarak dikkatlice konuşmaya başladı. O an, Sofia'nın yüz hatlarını bu kadar yakından görmek, ona bir şeyleri fark ettirdi. Yirmili yaşlarının güzelliğini koruyan bu Enderin kaç yaşında olduğunu, ilk defa merak etti. "Bak, Alex, ilk olarak bilmeni istediğim bir şey var," dedi Sofia, ciddiyetle. "Neden bilmiyorum ama sana güveniyorum. Şimdi sana anlatacaklarıma dikkatle kulak ver. Bunu Edward için yapmak zorundayım. Dışarıdan bakıldığında Edward yanlış anlaşılabilir biri gibi görünebilir, ama o öyle biri değil. Asırlar önce, gücünün büyüklüğünü kontrol edemeyen bir Ender olarak sınıflandırılıp infaz listesine girdi. Kai, bu infazı engelleyip onu kendi himayesine aldı; ta ki Yönetime olan isyan patlak verene kadar. İsyan sırasında Edward, Kai’nin tarafına katılan ilk öğrencilerden biriydi. İsyan sona erdiğinde birçok kişi yeni yönetim tarafından cezalara mahkum edildi. Edward ise sürgün cezası aldı. Kai, isyandan sonra tamamen farklı biri oldu. İsyana katılan insanları savunmak yerine, buradaki gizemli kütüphaneye kapanıp akademiyi inşa etti. Bu değişimin nedenini öğrenmemiz gerekiyor. Edward ona olan inancını kaybetse de, ben hala ona inanıyorum. Yaptıklarının bir sebebi olmalı... Alex dinlediği bu hikayenin etkisinde kalmıştı. Edward'da bir şeylerin olduğunu biliyordu fakat bu tahmin ettiğinden de fazlaydı. Edward'ı ne kadar tanımasa da onun adına üzülmüştü. Bir de Kai'nin sırlı perdesi vardı. Bu adam giderek daha da ilginçleşiyordu. "Kai'ye inanmasam da sana inanıyorum Sofia." Sofia sarılarak teşekkür ederken Alex hem Jessy'inin peşinden gideceği için hem de Huzur Noktasını Bulma dersini ertelediği için mutluluk duyuyordu. |
0% |