@dawrosee
|
'Aldatmak Ya Da Aldatmamak Bütün Mesele Buydu' ³⁶ Yunus'tan... Gözlerim Emre ve Alya arasında gidip geldi. İkisine kınayan gözlerle bir bakış attım. ''Şu an siz sevgilisiniz yani?'' Emre sessizce başı ile beni onayladı. Şaka gibi. ''Bu durumda Deniz'i aldatmış oluyorsun?'' Emre beni yeniden onayladı. Alya bir anda Emre'ye baktı. ''Ayrılacak ama.'' ''Ya tamam ama hemen olmaz ki.'' ''Neden?'' ''Ya Alya şimdi bir anda olursa kalbi kırılır.'' Ay Emre sana inanmıyorum. Hem kızı aldatıyor hem de üzülüyor. Böyle yüzsüzlük yok. Arkadaşım diye demiyorum ama çok yüzsüz. ''O ne demek ya bize ne.'' ''Alya bu duruma sen karışma.'' Alya her an Emre'yi öldürebilir. Deniz hep kendine ben Sadakatsiz Volkan'ım diyordu. Asıl Volkan Emre çıktı. Galiba benim oyum artık Uraz'dan yana. ''Bak Volkan bu olayı çöz.'' ''Volkan kim lan?'' ''Volkan Demirel olacak hali yok ya. Sadakatsiz Volkan işte.'' Emre yanındaki yastığı bana fırlattı. Hayır sanki ben ne yaptım ki? Emre'nin attığı yastık bana çarpıp yere düşmüştü. Bu yüzden ben de onu yerden alıp koltuğa koydum. Evin dağınık olmasını sevmiyorum. Kapının sesi ile ayağa kalktım. Önce sakin sakin çalan kapı yumruklar ile çalmaya başladı. Yine kim geldi? Hızla kapıyı açtım. Deniz'i görmemle gözlerim korku ile açıldı. ''Emre yok mu?'' Donup kaldım. Deniz tek kaşını kaldırıp bana baktı. Derin bir nefes aldım. ''Nerede ya?'' dedi. ''İçeride.'' dedim. Deniz hızla içeri girdi. Şimdi Alya'yı görecek ve pat olay. Neden kaosuz günümüz yok? Deniz'in hemen arkasından içeri ben girdim. Deniz gözlerini Alya ve Emre'ye dikmişti. ''Neden buradasın?'' Deniz'in sorusu ile Alya ayağa kalkıp ona baktı. ''Sana mı soracağım Deniz? Arkadaş olduk geldim.'' dedi Alya. ''Evet bana soracaksın.'' dedi Deniz. Emre ikisi arasında kalmış gibiydi. Derin bir nefes aldı. “Kızlar bir sakin olun lütfen ve oturun.” Deniz Emre'ye gözlerini devirdi. Fakat bir şey fark ettim. Deniz Emre'ye sevgi ile bakmıyordu. Daha çok öfke ile bakıyordu. Sanki bir şeyler biliyor ya da anlamış gibiydi. Deniz Emre'den uzak bir yere oturdu. Emre ise onun yanına oturmak istedi ama Alya araya girdi. Listeme yüzsüz olarak Alya'yı da ekledim. “Herkes iyidir umarım.” dedim. Deniz gözlerini kısıp bana baktı. “Neden umuyorsun? Bir problem mi var?” Hızla kafamı hayır anlamında salladım. Herkes susmuş ortamı sessizlik kaplamışken zil sesi ortamı kapladı. “En iyisi ben bakayım.” dedim. Ayağa kalkıp kapıya gittim. Umarım Seda'dır ve beni bu kaostan alır. Kapıyı hızla açtım ve gördüğüm kişiler ile kala kaldım. “Kardeşim bir tık sanki donup kaldın.” dedi Hakan. Tabii ki donup kalacağım senin bu şehirde ne işin var? “Oğlum ne işin var burada?” Hakan'ın bana doğru adım atması ile ona sarıldım. Tabii ki o sırtıma vurarak sarıldı orası ayrı. Birbirimizden ayrılınca Hakan'ın yanındaki kıza baktım bu kim dercesine. “Yengen!” dedi. “Şey bu...” dedim. Hakan'ın sevgilisi tek kaşını kaldırıp Hakan'a baktı. Kızın adını biliyordum ama anlık Hakan kalp krizi geçirse güzel olurdu. “Sürekli anlattığın Buket!” Hakan derin bir nefes alıp başını evet anlamında salladı. Kapının önünden çekildim. İkisi içeri girdi ama valiz ile. “Ne zaman geldin ve hayırdır?” dedim. “İçeri geçelim anlatırım ya. Emre evde mi?” Başımı evet anlamında salladım. Ben ve Hakan liseden tanışıyoruz. Hakan ve Emre ise üniversite yılında benim tanıştırmam ile tanıştı. Üçümüz içeri girmiştik. Az önceki soğuk ortam devam ediyordu. Bizim içeri girmemiz ile gözler bizi buldu. Emre Hakan'ı görünce ayağa kalktı. Bir ayrıntı daha vardı. Hakan, Alya ve Emre'nin önceki olaylarını biliyordu. Umarım bu sorun yaratmaz. “Oo Hakan Bey.” dedi Emre. İkisi birbirlerine sarıldı. “Valla ikinizi çok özledim." dedi Hakan. Hakan'ın gözleri önce Deniz'e sonra Alya'ya gitti. Alya'yı görünce heyecanla ona baktı. Sanırım az sonra Hakan her şeyi batıracak. “Ooo kimler burada yengem ya. İnanmıyorum barıştınız demek ve benim haberim yok.” dedi Hakan. Deniz olaylara garipser şekilde bakıyordu. “Barıştınız derken? Yenge derken?” Deniz'in sorusu ile Emre derin bir nefes aldı. Derin nefes aldı ama pek yutkunamadı. “Alya işte, eskiden sevgiliydiler ama ayrıldılar ya. Sana demiştim Buket hatırladın mı?” Buket evet anlamında başını salladı. Deniz ise gözlerini sadece Emre'ye dikmişti. “Allah cezanı versin Hakan.” dedi Emre. “Harika şeyler anlattın Hakan.” dedi Deniz. “Tabi ki. Hem siz Yunus ile arkadaş mısınız?” dedi Hakan. “Tabii, aynı üniversitedeyiz. Gerçi bölümler farklı.” Bunlar nereden tanışıyor? Bu Deniz'in de tanımadığı kimse yok. “Siz nereden tanışıyorsunuz?” dedim. “Onu anlatırım ama konumuz bu değil.” dedi Deniz. Gözlerini bizden çekip Emre'ye dikti. “Dinliyorum.” Emre tek kelime etmedi. Bu sefer Alya da susmuştu. Buket ve Hakan olaya garipser şekilde bakıyordu. Ee tabii haklılar. Deniz gözlerini Emre'den çekip bana dikti. “Ya Yunus bugün ne oldu biliyor musun?” Deniz'in sorusu ile başımı hayır anlamında salladım. “Sabah ben Emre'yi aradım ya sevgilim bugün dışarıda piknik yapalım mı, dedim.” “Siz sevgili misiniz?” dedi Hakan. Deniz ona yanıt vermeden devam etti. “Emre de kendimi yorgun hissediyorum sen git gez dedi. Ben dedim olmaz geleyim yanına Emre de ısrarla yok dedi. Eh ben de tabii öyle diyince tamam dedim. Dışarı çıktım. Parkta geziyorum bir de ne göreyim? Emre ve Alya! Aslında gidip soracaktım. Ama Uraz geldi o sırada. Tabii iyi bir insan olduğum için Uraz'a bir şey demek yerine görmesin diye uzaklaştırdım.” Deniz derin bir nefes alıp gözlerini benden çekti. Benim gözlerim Hakan'a kaymıştı. Buket'in arkasında durmuş başını Buket'in omzuna gömmüştü. Sanırım yaptığı hatayı fark etti. “Deniz dinle...” demişti Alya demesine ama Deniz susması için eli ile işaret yaptı. Emre'nin karşısına dikilmişti. “Son zamanlarda soğuktun ama bunun sebebinin eski kız arkadaşın olduğunu bilmiyordum. Eğer gelip Deniz durum bu diyip benden ayrılsaydın ben bunu sorun etmezdim ki. Sonuçta sadece senden hoşlandım ki anlıyorum ki sen sadece beni beğenmişsin. Ama keşke bu durum aldatmaya gitmeseydi.” Emre tek kelime etmedi. “Her neyse nasıl mutlu olacaksan öyle kal. Mümkünse uzun süre görüşmeyelim. Ve aramızda kalacak. Uraz'a bu durumu demeyeceğim. Hoş karşılamaz muhtemelen.” Tüm soğukkanlılığı ile konuştu Deniz. Emre'ye son kez bakıp bana döndü. “Seda akşam yemeğine çağırdı gelirsin, gelirsiniz.” Ve çıkıp gitti... Üzüldü mü, üzülmedi mi bilmiyorum. Ki Deniz ondan hoşlanıyordu, eminim ki kırıldı. Emre kendini koltuğa attı. Alya da onun yanına bıraktı kendini. “Kendimi kötü hissediyorum.” dedi Alya. “Kendimi iğrenç hissediyorum.” dedi Emre. “Hakan, Buket geçin oturun.” dedim. Hakan ve Buket hemen yanımdaki koltuğa oturdu. Ben de onların yanına oturdum. “Uraz kim?” dedi Buket. “Abim.” dedi Alya. “Sanırım herkesin oyu artık Uraz'a.” dedim. “Siz Deniz'i nereden tanıyorsunuz?” dedi Emre. “Ya bizim bugün arkadaşımız Korel ona bisiklet ile çarptı öyle tanıştık.” dedi Hakan. “Sizi valiz ile buraya kim attı?” dedim. “Artık sizin üniversitedeyiz fakat evimiz yok. Bulana kadar bizi idare edersin artık. ” “Ederiz kardeşim.” “Ama Buket?” “Benimki ile kalır.” “Seninki?” “Akşam tanışırsın.” dedim. Hakan buna gülmüştü. O da haklı benim gibi buz kalpli birinin kalbini eritebilecek birinin olması zordu. Ve Seda o zoru yıkmıştı. “Adı ne?” “Seda, Deniz'in arkadaşı işte. Az önce dedi ya Deniz.” Hakan başı ile beni onayladı. “Buket de benimki işte. Çok güzel kız ya.” Ve evet Hakan'ın üniversiteye başladığı ilk gün aşık olduğu kız. O gün beni arayıp dakikalarca anlatmıştı. Aşk bizim ekibe bulaşmış ve fena can yakmıştı... |
0% |