@dawrosee
|
'Bisiklet' ³⁵ Deniz'den... Ormanın yeşilliğine kendimi atmıştım. Sırtımı yere yaslayıp gözlerimi gökyüzüne diktim. Derin bir nefes aldım. Bu aralar Emre çok garip olsa da bunu takmıyorum, ne gerek var? Şarkı bile dinlemeden mutlu olan ben yanıma uzanan kişi ile sağıma baktım. ''Neden ona bir şeyler hissettiğini kabul etmiyorsun?'' Engin'in sözleri ile gözlerimi devirdim. ''Neyden bahsediyorsun?'' ''Uraz'a olan hislerini...'' Durdum, öylece gökyüzüne baktım. ''Engin ya defol git.'' Engin beni aldırış etmedi. ''O seni çok seviyor. Ailenden sonra en çok sevecek kişi.'' Gözlerimi kapattım ve gözümün önüne Uraz'ı getirdim. Nefesim kesildi ve kalbim hızla atmaya başladı. ''Kalbin hızlı atıyor şu an.'' dedi. Hızlıca doğruldu ve gözlerini bana dikti. Onun hemen ardından ben de kalktım. ''Uraz şu an seni mutlu etmek için bir şeyler yapıyor. Peki Emre nerede?'' ''Nerede?'' Engin telefonunu çıkarıp kilidini açtı. Bir şeyler aramaya başladı. ''Bak burada ne var?'' Bir video açtı. Videoda Emre ve Alya vardı nedense birbirilerine çok yakındı. Sıkıntılı bir nefes aldım. Alya Emre'yi öptü... Emre buna karşılık verdi... ''Bu ne demek?'' ''Sevdiğini sandın adam.'' Aniden ayağa kalktım. Engin anlamsız gözler ile bana baktı. ''Nereye?'' ''Uraz'a her şeye anlatacağım.'' dedim. Engin kolumdan tutup beni yere doğru çekti. ''Ne yapıyorsun sen?'' ''Hayır bunu ona söyleme Alya'ya çok kızar.'' ''Ama...'' ''Ben yaptım.'' Ne demek istediğini anlamamıştım. ''Alya'yı ben aradım ve çağırdım. Uraz bir kıza aşık ve o kız ile arasında biri var, gel bir şeyler yap dedim. Emre ve Alya eskiden sevgiliymiş. Alya Amerika'ya gidince ayrılmışlar. İlk aşk, ilk sevgi... Bazen unutamıyor insan. Ve görünce yeniden aşık oluyor.'' Engin'i şaşkınlık ile dinledim. ''Deniz bunu kimse bilmemeli.'' Hayır olan bana oldu. ''Uraz acı çeksin istemiyorum. Hem Alya ve Emre yeniden bir araya geldi. Deniz bana o bu şu deme. Çünkü sen Emre'ye bir bok hissetmiyorsun. Uraz'a olan sevgini kabul etmeyip bir de üstüne ona olan sevgini bastırıyorsun.'' Hayır buna da ne olduysa Uraz'ı sevesi tuttu. ''Engin def ol, düşünmek istiyorum.'' Gözlerini devirip ayağa kalktı. ''İyi düşün.'' dedi. O bana göz devirir de ben devirmez miyim diyip gözlerimi devirdim. Yeniden yere uzandım ve gözlerimi gökyüzüne diktim. Şimdi ben kitabın başından beri şu zamana kadar bir herifin peşinden koşayım ve o da aldatsın mı? Hayır ben Uraz'a bir şey mi hissediyorum? Eğer öyleyse ben bunu nasıl hiç fark etmedim? Ona olan sevgimi neden bastırayım ki? Hem Uraz beni neden çok sevsin ki? Takımından vazgeçti diye de sevmek zorunda değil. Gözlerimi kapatıp biraz dinlenmek istedim. Tabii ki olmadı. Yanıma biri uzandı. Bu kişinin Engin olduğunu düşünüp kızmak istedim. Fakat bu koku... Uraz'dı... ''Aslında gökyüzünü izlemek için buraya gelip uzanmana gerek yok. Aynada gözlerine baksan yeter.'' Uraz'ın sözleri ile aniden gözlerimi açtım. Bunu beklemiyordum. ''Sen izlemiyorsun bari ben izleyeyim gözlerini.'' Uzandığı yerden doğrulup gözlerini bana dikti. ''Uraz şöyle bakma çirkin oluyorum.'' Uraz şaşkınca bana baktı. Sanki ona garip bir şey demişim gibi. ''Ömrümde senden daha güzel bir detay gördüğümü hatırlamıyorum. Tüm hafızam silinse yine bu detayı unutmam.'' dedi. Kala kaldım desem yeridir. Ya yiğidim ne diye beni çok seversin? Yazık değil mi sana? Bana doğru yaklaştı... ''Uraz lütfen...'' dedim. Benden uzaklaştı ve elini bana uzattı. ''Hadi kalk.'' dedi. Önce Uraz ayağa kalktı sonra beni kaldırdı. Gözlerim hemen yanımızdaki bisikletlere kaydı. Ne ara bisiklet geldi buraya. ''Biri sana biri bana.'' ''O ne demek ya?'' ''Bisiklet sürmeyi öğreneceğiz.'' dedi. Şaşkınca Uraz'a baktım. O da bana gülümseyerek bakıyordu. ''Saçmalama ben buna binmem.'' Uraz arkasında duran bisikleti önüme bıraktı. Sarı lacivert renklere sahip bir bisikletti. Hemen ardından diğer bisikleti kendi önüne aldı. Sarı ve kırmızı renkler vardı. ''Ciddi misin?'' Sevinçle kafasını salladı. Bu çocuk cidden iyi değildi. ''Hadi bin güzelim.'' ''Hayır Uraz düşerim.'' Uraz elini bana uzattı. O uzatınca ben de tuttum. Bisikleti bana yaklaştırdı. Bana doğru eğdi. Bisikletin direksiyon kısmını tuttum. Bu sırada Uraz'ın elini bırakmıştım. Uraz beni belimden kavrayıp -ki bence buna hiç gerek yoktu- bisiklete binmeme yardım etti. ''Şimdi güzelim sen pedalı çevir ben seni tutacağım. Yola kadar gidelim.'' Hi! Sonra beni bırakacak mıydı? ''Sonra beni bırakacak mısın?'' ''Yav ben seni hiç bırakır mıyım?'' dedi. Gülümsedim, o da gülümsedi. Yavaş yavaş pedal çevirmeye başladım. Uraz ise bana eşlik etmeye başladı. Direksiyonu sıkıca kavradım. Uraz'ın bana bisiklet sürmeyi öğretmek istemesi çok ince bir düşünceydi. Aldığı bisiklet ise... ''Şimdi güzelim sen dur şurada kendi bisikletimi alıp geleceğim. Korkma düşmezsin.'' Başımı tamam anlamında salladım. Uraz benden uzaklaşıp gitti. Düşecek gibiydim... Direksiyonu daha sıkı kavradım. Gözlerimi direksiyondan alıp etrafa baktım. Başka insanlar da bisiklet sürüyordu. Birinin bisikleti bana doğru geliyordu. Umarım sağa doğru gider o bisiklet. Kafamı sola doğru çevirdim. Uraz bana doğru geliyordu. Sarsıldım, acı hissettim. Uraz bana doğru koşuyordu. Kendimi yerde buldum. ''Deniz, güzelim iyi misin?'' Uraz hemen bana sarılıp düştüğüm bisikletten beni uzaklaştırdı. Kollarıma ve bacaklarıma baktı. ''Bir yerin acıyor mu?'' ''Dizim ve dirseğim acıyor.'' Endişe ile bana baktı. Gözlerinde korku vardı... ''Of keşke seni tek bırakmasaydım.'' Bir şey demedim. Kendisini suçlu hissetsin istemedim. Bu sırada bana çarpan çocuğun yanına birkaç kişi geldi. ''Korel kardeşim iyi misin?'' ''Bir şey yok ya iyiyim. Bisiklet durmadı.'' ''Oğlum madem durmadı sağa sürsene niye kıza çarpıyorsun?'' dedi Uraz sinirle. Hızla kafamı çevirip Uraz'a baktım. Bunu beklemiyordum. ''Uraz saçmalama çocuğun ne suçu var?'' ''Of Deniz sana çarptı işte. İki bisiklet sürüp romantik olalım dedik be.'' Uraz'ın söylediği ile güldüm. ''Uraz sen bana romantik olma. Biz arkadaşız.'' Gözlerini devirdi. Hızla ayağa kalktı. ''İyi sevgilin yardım etsin.'' dedi. Burcu ikizler falan mı bunun? Şaka gibi ama gitti. ''İyi misin?'' dedi bana çarpan çocuk. Başımı evet anlamında salladım. Ayağa kalkmak istedim ama pek olmadı çünkü dizim çok ağrıyordu. ''Yardım edebilirim.'' dedi bana çarpan çocuğun yani Korel'in arkadaşı. Elimi ona uzattığım zaman tutup beni kaldırdı. Benim hemen ardımdan Korel de kalktı. ''Araba kazası gibi kaza yaptınız.'' dedi adını bilmediğim çocuk. ''Arkadaşın gitti galiba, istersen yardımcı olalım.'' dedi bana yardım eden kız. ''Teşekkür ederim çok incesin ama o birazdan gelir.'' dedim. Kız gülümseyip elini uzattı. ''Buket.'' dedi. Elini sıkıp gülümsedim. ''Deniz.'' dedim. ''Korel.'' duyduğum ses ile kafamı ona doğru çevirdim. Elini sıktım. ''Memnun oldum Korel.'' ''Ben de Hakan, az önce tanıştığın güzelliğin sevgilisi.'' ''Memnun oldum.'' dedim yeniden. Diğer kız kendini pek tanıtmadı ve ben de bunu pek takmadım. Bisikleti yerden kaldırdım. ''Ben gitsem iyi olacak.'' dedim. Korel gitmem için bana yer verdi. Birkaç adım atmıştım ki birinin bisikletimi tutması ile durdum. ''Lan Uraz nerede? Senin bu halin ne?'' Engin'e doğru döndüm. ''Düştüm ve o da gitti.'' dedim. Engin tek kaşını kaldırıp bana baktı. ''Düştüğün halde?'' dedi soru sorarcasına. Başımı evet anlamında salladım. O ise sadece güldü. Klasik Engin işte. Onu takmayıp yürümeye devam ettim. İnanamıyorum cidden dizim ağrıyor. Bir de bisikleti benimle götürüyorum. Bir dakika beni yaralı bırakan birinin aldığı şeyi neden götüreyim ki? Bisikleti yolun kenarına ittim. Yoluma ağrıyan ayağım ile devam ettim. Biraz daha ilerlediğim zaman Emre'yi gördüm. Emre ve Alya çimenler üzerinde oturmuş bir şeyler konuşuyordu. ''Var ya kızım...'' Duyduğum ses ile aniden arkamı döndüm. Aniden döndüğüm için susup kaldı. ''Uraz.'' dedim. ''Güzelim iyi misin?'' Alya ve Emre'yi görürse... İşte o zaman ikisi kesin biterdi. Hoş umurumda değil ama iyi bir kızım ben. Derin bir nefes aldım. Gözlerimi doldurdum. Hayatta en iyi yaptığım şeyi yaptım ve numara yaptım. ''Dizim çok ağrıyor nasıl yürüyeceğim ben?'' Uraz'ın gözleri dizlerimi buldu. Eğilip yara olan dizime dokundu. ''Çok mu ağrıyor?'' ''Evet.'' ''Şimdi ben seni kucağıma alayım ve ilerideki kafeye gidelim. Pansuman yapsak iyi olur.'' Uraz kafasını kaldırıp bana baktı. Başım ile onu onayladım. Uraz'ı onaylamam ile beni kucağına aldı. Bu da bugünü bekliyor sanki. ''Bugünü mü bekliyordun?'' ''Bugünü bekliyor olsaydım üzerinde gelinlik olurdu.'' Uraz'ın sözleri ile gözlerim kocaman oldu. Başımı Uraz'ın göğsüne gömdüm. O ise sadece güldü. Of gülüşü çok güzel ama... Engin zihnimi bulandırıyor. Ve kime ne hissediyorum bilmiyorum. Gerçekten Sadakatsiz Volkan bir ben ikiyim. Gerçi o yolun sonunda öldü. Umarım ben doğru tercih yaparım. Hoş Emre beni değil Alya'yı seçti ve ben bunu bir video üzerinden öğrendim. ''Güzelim uyumadın değil mi?'' Başımı kaldırıp Uraz'a baktım. ''Böyle aşırı güzeliz ama seni bırakmak zorundayım.'' Aklıma cinayete tanık olduğum zaman geldi. O zaman da bu tarz bir şey demişti. Uraz beni kucağından indirip sandalyeye oturmamı sağladı. Yere yeniden çöküp diz kapağıma cebinden çıkardığı yara bandını yapıştırdı. ''İyisin değil mi?'' ''Evet.'' Ayağa kalkıp karşımdaki sandalyeye oturdu. Yanımıza bir garson geldi. Uraz gözlerini benden ayırmadan sipariş verdi. ''İki sıcak çikolata ve iki trileçe olsun.'' En sevdiklerim... ''Sormadım, sevdiğini biliyorum ve burası harika trileçe yapar.'' dedi. Gülümsedim... Bugün bisiklet öğrenmek hariç her şeyi yapmıştık. *** ''Ya güzelim iyi misin? Bak gel alayım kucağıma seni.'' ''Uraz asansör var.'' dedim. Ama beni dinlemedi. Gözlerimi devirdim. Uraz beni kucağına alıp asansöre bindi. ''Umarım en kısa sürede Emre'nin doğru adam olmadığını anlarsın.'' dedi. Of Uraz nasıl her şeyi biliyorsun? Kalbim seni değil onu seçti. Onu falan derken aşık değilim. Hoşlantı... ''Daldın.'' dedi Uraz asansörden inerken. ''Neden senin evine geldik.'' dedim ama kime dedim. Cevap vermeden kapıyı açıp içeri girdi. ''İki film izleriz.'' dedi. ''Ama Uraz.'' ''Tamam güzelim senin sevgilin değilim. Arkadaşça.'' Hâlâ beni bırakmadı. ''Peki ama beni bırak artık.'' dedim Gülümseyerek beni koltuğa bıraktı. Ben bu ağrı işini baya abarttım. Uraz baya inandı. Bir kez ah dersem sonumuz doktora gitmek olacak. ''İncir Reçeli filmine ne dersin?'' dedi. Gözlerimi Uraz'a çevirdim. Bu filmi hiç izlemedim çünkü hep başka biri ile izlemek istedim. ''Ya güzelim hiç izlemedim hep aşık olduğum kızla izlemek istedim. İzleyelim mi?'' Garip ama istemsizce başımı evet anlamında salladım. Gözlerinin içi gülüyordu. Hızla filmi açıp yanıma geldi. Film yavaş yavaş giriş yapıyordu. ''Neden ben değil Emre?'' Sorusu ile başımı ona çevirdim. Şimdi buna nasıl yanıt verilir ki? Dudaklarımı aralamıştım ki filmin sesi salonu kapladı. |
0% |