Yeni Üyelik
32.
Bölüm

Kalıcı Misafir³²

@dawrosee

'Kalıcı Misafir'

³²

''Deniz!'' dedi Seda.

Büyük bir neşe ile mutfağa girdim. ''Günaydın aşkısı şimdi gidiyorum ekmek almaya. Başka bir isteğin var mı?''

''Aa aşkısı ne ekmeği sabah sipariş verdim. Sofraya gel diyecektim.''

''Siz iyi misiniz?'' dedi Umut.

''Deniz Emre ile sevgili oldu. Seda ve Yunus barıştı daha ne olsun.''

Asena'nın söylediği ile Umut göz devirmişti. Bir şeyler demek adına dudaklarımı aralamıştım ki kapı çaldı.

''Emre!''

''Yunus!''

İkimiz aynı anda bağırarak kapıya koştuk. Bir yandan o bir yandan ben kapıyı çekip duruyor ama açmıyoruz. Elimi kapının kulpuna koymam ile Seda da koymuştu. Bu sırada yeniden zil çaldı ve aniden kapıyı açıp geriye gittik. Ve düştük...

Kapıda gördüğüm kişi ile şok oldum. Hızlıca ayağa kalktım.

''Yunus!''

Sabah sabah ne işi var ya. Hesap sormak adına adım atmıştım ki kendimi yerde buldum çünkü Seda beni itekleyip Yunus'a sarıldı. Ben ise yerde durmaya devam ettim. Bence gayet rahat...

''Hoş geldin aşkısı.'' dedi Seda.

Yunus içeriye adım attı. Kapı hâlâ açık, ben hâlâ yerdeyim...

''Niye geldin?'' dedim.

''Bir nefes alsam be. Hem sana ne sevgilime geldim.'' dedi Yunus.

Gözlerimi devirdim. Kimse beni bu evde takmıyor.

''Hadi kalk Deniz, daha temizlik var.''

Sabahki neşem kaçtı.

''Sakatım ben sakat ne temizliği?'' dedim.

Seda bana inanmaz gözler ile bakıyordu. Bir şey demek için harekete geçmişti ki duyduğum ses ile sessizlik oldu.

''Ben sana iyi gelirim ve yardım ederim.''

Duyduğum sesi idrak edemeden Emre'nin kolları belime dolandı. Yanağımda dudaklarını hissettim. Yemin ederim kafayı yemek üzeriyim.

''Ses seda yok güzelim. Hadi kalk yerden.''

Önce Emre ayağa kalktı, sonra beni kaldırdı.

''Teşekkür ederim.'' dedim.

''Emre şu kızdan bir beş dakika uzak kal yoksa mutluluktan ölecek."

''Seda, kapa çeneni.''

Uraz'dan...

Vücudumu yatağa kafamı yastığa gömmüştüm. Hâlâ dinmeyen aşk acısı çekiyordum. En son gece Engin beni kaldırım kenarında bulup eve getirmiş. Yani en son ağlıyordum sonra kendimi arabada buldum. Ve eve geldiğimden beri odamdan çıkmıyorum. Çünkü bunun için sebep yok. Ki zaten okul da yok.

Odamın kapısının açılma sesini duydum. ''Gerizekalı kaç defa diyeceğim kafanı yastığa gömersen ölmezsin diye.''

Engin'in sesi ile kafamı kaldırıp ona baktım. Güya bana destek için gelmiş. Yalan, çünkü mevzu ben değil Seda. Zaten biz küsüz.

''Ya beni sal.'' dedim.

''Sen burada zırla, Emre Deniz ile gezsin tozsun.''

Engin söylediği ile göz devirdim. Hayır ne yapmamı bekliyor. Kız beni değil başkasını seviyor ve ben bu durumda ne yapabilirim?

''Engin, ne yapmamı bekliyorsun?''

''Kahvaltı?'' dedi.

Yani, evet olabilir. Başım ile onu onaylayıp yataktan çıktım. Yatağın örtüsünü düzeltmek için harekete geçmiştim ki gözüm baş ucumdaki fotoğrafa takıldı. Deniz'i kurtardığım gün karakolun önünde zorla çekilmiştim. Fotoğrafı elime alıp yatağa oturdum.

''Sence neden Emre?''

Bakışlarımı fotoğraftan çekip Engin'e diktim. Kollarını birbirine yaslamış sol omzunu kapının kenara yaslamış bana bakıyordu.

''Sence neden Yunus?''

Tabii ki sorusuna yanıt vermedim. Çünkü bilmiyorum. Yani ne bileyim işte sevmiştir onu.

''Bazen seveceğimiz kişiyiz seçemeyiz. Benim Seda'ya karşı şansım yok çünkü iyi biri değilim. Ama senin Deniz'e karşı şansın var. Çünkü sen iyi birisin.''

Bir şey demek yerine fotoğrafı çekmeceye kaldırdım. ''Belki de değmez.'' dedim kendi kendime. Oturduğum yerden kalkıp odamdan çıktım. Hemen ardımdan Engin geldi. Salona geçmiştik ki kapı çaldı.

''Ali falandır, bak.'' dedim.

Engin gözlerini devirip kapıya doğru gitti. Hayır yani şu an depresyondayım. Kapıyı da ben mi açmalıyım?

''Oha kızım ne işin var burada?''

''Engin abi.''

Duyduğum ses ile ayağa kalkıp kapıya doğru gittim. Bu ses ne alaka ya? Kapının oraya geldiğim zaman gördüğüm kişi ile şok oldum.

''Ya kimin güzeli gelmiş?''

''Senin güzelin abim.'' dedi Alya, ardından boynuma atlayıp sıkıca sarıldı.

''Abisinin gülü seni hangi rüzgar attı buraya?''

Alya benden ayrılıp Engin ile bana baktı.

''Sizi özledim abi.''

''Sen Amerika'yı bizim için bırakmazsın. Babam mı kovdu?'' dedim.

''Yok be abi. Bir nefes alsam anlatacağım.''

''Hadi salona geçelim.''

Hep beraber salona geçtik. Bakışlarımı Alya'ya diktim.

''Ee niye geldin?''

''Annem git abini kontrol et dedi.''

''Ya asıl benim seni kontrol etmem lazım.'' dedim.

''Of beni özlemedin mi?''

''Özledim be.''

Alya yanıma gelip sıkıca bana sarıldı. ''Sizde ne var ne yok?''

''Aşk acısı var abiciğim verelim mi sana?''

Engin'in sözleri ile Alya göz devirdi.

''Ee tamam Engin abinin aşk acısını biliyorum, peki sen?''

''Benimkinin kankası.'' dedi Engin.

''Ee oha ama.''

Alya'nın saçını çektim.

''Ayıp.''

Alya yanağımdan öpüp daha sıkı sarıldı ve başını göğsüme koydu.

''Çok özledim abim.''

Bir şey demek için dudağımı aralamıştım ki kapının çalma sesini duydum. Engin derin bir nefes alıp ayağa kalktı.

''Hayırdır Seda, beni mi özledin?''

Engin'in sesi ile tek kaşımı kaldırdım. Çünkü Seda neden bana gelsin?

''Umut nerede?''

Deniz'in sesi ile aniden ayağa kalktım. Bu sırada Alya'yı fırlatmış oldum.

''Ne oldu güzelim?'' dedim.

Allah'ım çok güzel ya. Bir insan nasıl olur da sinirliyken bile tatlı olur?

''Umut nerede?''

''Ee bugün gelmedi.''

''Kahvaltı da bizimleydi sonra yok oldu.'' dedi Deniz.

Sonra kendini sinirle salondaki koltuğa attı. Tabii ben de hemen yanına oturdum. Nasıl bir yüzsüzüm.

Deniz'in gözleri Alya'yı buldu. Alya bir anda ikimizin arasına girdi. Deniz durumu garipsese de bir şey demedi. Deniz yanlış anlamadan ben açıklamak istedim ama tabii ki yapamadım.

''Engin defol içeri girelim.''

Seda'nın sesi ile kapıya doğru baktım. Seda salona girip bize garip garip baktı.

''Bu kız kim? İnanmıyorum Engin lütfen benim sevgilim de.''

''Aklımda, kalbimde sen varken başkası olamaz.'' dedi Engin.

''Uraz, sevgilin mi? Adına mutlu oldum.'' dedi Deniz.

Alya'nın yanımda olmasını es geçip adeta onu ezerek Deniz'e yaklaştım.

''Galatasaray'dan vazgeçerim. Muslera'nın üzerine gül koklarım ama sana yanlış yapmam.''

''Gerizekalı.'' dedi Deniz.

Bence çok romantikti.

''Ay abim de sana çok kaldı.'' dedi Alya.

Bir söz vardır bilir misiniz? Bir dakika bir dakika ikinci şok geliyor...

''Biraz kaldı gibi.''

''Kaldım, kaldım...''

Dediğim şey ile gülmüştü...

***

Emre'den...

Yunus'un yanından ayrılıp kendi içimden ıslık çalarak merdivenden inerken Uraz'ın kapısında bir kız gördüm. Turuncu saçlı bir kız. Bunu takmayıp hızlı hızlı inmek istedim. Fakat ayağım kaydı ve düştüm. Tabii bir kız değil de erkek olduğum için kimse kurtarmadı. Erkeklerin de kurtulmaya ihtiyacı vardır.

''İyi misiniz?''

Duyduğum ses ile başımı kaldırıp baktım. Bakmam ile şok olmam bir oldu.

''Emre...''

''Alya senin burada ne işin var?''

''Abime geldim.''

''Uraz mı?''

Başı ile beni onayladı. Alya'nın eski sevgilim olmasına mı yoksa ilk aşkım olmasına mı yoksa Uraz'ın kardeşi olmasına mı yanayım?

''Neden geldin?'' dedim kırgın kırgın.

Çünkü Alya biz birlikteyken benden ayrılıp Amerika'ya gitti. Ben onu çok severken.

''Abimi özlemiştim. Seninle karşılaşacağımızı düşünmedim.'' dedi.

''Neyse gitmem lazım. Abin beni sevmez, bahsetmezsen sevinirim.''

Ona son kez bakıp merdivenden indim. Neden onu görmek beni sarstı?

Uraz'dan...

Bizim bu ekip neden gittikçe kalabalık oluyor. Zaten bir anda herkes bana geldi. Engin ve Yunus gerginliği ayrı bir dert. Bir de Emre gelmiş.

''Şimdi dinleyin beni.'' dedi Deniz.

Zaten dinliyorum güzelim.

''Ya biz neyi tartışıyoruz, bu kız abisi için Amerika'dan geldi.'' dedi Engin.

Alya tek kaşını kaldırıp gözlerini Engin'e dikti. Ardından Emre'ye baktı. Emre ise sessizliğe büründü.

''Bana biraz yalan geldi.'' dedi Seda.

''Abisi ne ki, neyse.'' dedi Deniz.

''Uraz değil mi? O ne ki bu ne olsun?'' dedi Emre.

Ya Emre sanane! Allah'ım her şeyde burnu var ya. Ayrıca benim neyim var be.

''Hayır ya Engin'i diyorum. Ayrıca Uraz ve Engin küs.'' dedi Deniz.

Şunun için bile yeniden aşık olurum. Kurbaney kurbaney... Tabii kardeşime yalancı denmesi hoş değil ama kesin yalan söylüyor.

''Abi siz küs müsünüz?''

Ve evet Alya bunu bilmiyordu.

''Bir ara anlatırız.'' dedi Engin.

''Onu bunu boş verin karaoke bara gidelim mi?''

Umut'un söylediği ile herkes ona şaşkın şaşkın baktı.

''Mahalle yanarken orospu saçını tararmış.''

Ali'nin söylediği ile Umut kendini yere atarcasına kahkaha attı.

''Gerizekalı gerizekalı hareketler yapma Umut.'' dedi Deniz.

Elindeki yastığı Umut'a fırlattı. Bugün de yastık savaşı var gibi.

''Sakin olun ya.'' dedim ama dinleyen kim?

''Yani gitsek güzel olur. Hem ben sana şarkı söylerim.''

Ya Emre bizi sal. Nereden çıktı bu çocuk? Belki ben Deniz'e şarkı söyleyecektim.

''Ya gidelim lütfen.'' dedi Deniz.

İkisi birbirine çok güzel bakıyor. İğrenç...

Loading...
0%