Yeni Üyelik
41.
Bölüm

Kendi İçindeki Savaş⁴¹

@dawrosee

'Kendi İçindeki Savaş'

⁴¹

Yazar'dan...

1 Hafta Önce...

''Kardeşim.'' dedi telefondaki kişiye ağlayarak.

''Lan sen ağlıyor musun?'' dedi telefondaki kişi endişe ile.

''Sizin oradaki parktayım gel.''

''Geliyorum, kapa.''

Telefon kapanmıştı. Önce elindeki biradan bir yudum aldı, sonra ise sigarasından bir duman aldı.

''Engin bırak şunu.'' demişti Ozan fakat Engin pek onu dinlememişti. Aslında Engin kimseyi pek dinlemezdi.

''Oğlum böyle yaparsan hiçbir şey düzelmeyecek. Zaten sen böylesin diye kız seni sevmiyor.''

Ozan'ın sözleri ile Engin tek kaşını kaldırıp ona baktı.

''Uraz gelecek git istersen.''

''Neden?''

''Aranız iyi değil çünkü Ozan.''

''Çünkü Deniz'den hoşlanıyor.''

''Kardeşin değil ya bu kız. Uraz da sana gelip kuzenin kardeşimdir demedi neyin tavrı bu? Ayrıca Uraz o kızı ne kadar çok seviyor biliyor musun?''

Ozan bir şey demek yerine susmuştu. Gözlerini yere dikmişti. Zaten diyecek bir şeyi yoktu. Tıpkı Uraz'a kızmaya hakkının olmadığı gibi, yoktu.

''Gidiyorum.'' demişti sadece. Sinirlenmişti...

Mevzu onun Deniz'i sevmesi değildi ki. Mevzu Deniz'i üzmesinden korkmasıydı. Hayat onu yeterince üzmüştü, yine üzülsün istemedi.

Ozan'ın hemen gitmesinin ardından Uraz gelmişti. Bu sayede Ozan'ın gittiğini gördü.

''Bu neden gelmiş?''

''Çok uzun hikaye boş ver.''

''Ne oldu ?'' dedi Uraz merakla.

Uzun süre sonra onu ilk defa böyle görmüştü.

''Seda'nın doğum gününü kutlamak istedim ama o kadar büyük tepki verdi ki Yunus deli oldu.''

Eğik başını kaldırıp Uraz'a baktı. ''İşte bu haldeyim.'' demişti.

''Fena dövmüş.''

''Mevzu dayak değil ki. Seda nefret ediyor benden. Bunu biliyordum ama duymak ağır geldi.''

''Bazen olmuyor.''

''Yunus nereden biliyor bilmiyorum ama geçmişimi biliyor. Abi öyle bir yüzüme çarptı ki ölmek istedim.''

''Nasıl lan?''

Güçlükle nefes aldı Engin. Gözyaşları akmıştı.

''Haklı ama abi her gün kemerle döven amcamın yarası mı saracak birilerini? Ya anlıyorum babam sokağa attı, peki sen? Sen neden bana bunu yaptın? Güya evlat diye aldı beni. Ona ne zaman baba desem ama tiskinir gibi bakıyordu. Daha 17 yaşında beni evden kovdu. Sonra abime dua et diyip bir eve koydu beni. '' demişti Uraz ağlarken.

Uraz destek amaçlı elini Engin omzuna attı.

''Ya tamam kabul ediyorum şimdi kötü biriyim diye kimse beni sevmiyor anlıyorum peki ya çocukken? O zamanda mı kötüydüm?''

''Herkes elbette sevilir. Belki de o doğru değildir.''

''O doğru Uraz, yanlış olan benim.''

Engin ağlamaya devam ediyordu. Canı yanıyordu. Sevilmemek canını yakıyordu. Hayatında kim kalmıştı ki... Kalan birkaç kişiyi bile o çıkarmıştı hayatından. Bilememişti böyle olacağını...

Daha beş yaşında bir çocukken terk edilmişti. Sokakta kalmasın diye amcası almıştı. Güya babalık yapacaktı ama yapmadı. Abisine olan öfkesini ondan çıkardı. Her gün nefret ettiğini söyledi, her gün hakaret etmişti... Her gün şiddet uygulamış asla sevgi göstermemişti. Ne eşinin ne de çocuklarının ona sevgi göstermesini istemişti. Küçük bir çocuk alet edilmişti nefrete. Nefretle büyümüş, bunu doğru sanmıştı.

''İçme şunu.'' demişti Uraz. Öyle demişti ama Uraz da sigara içerek ona eşlik ediyordu.

''Sen de içiyorsun?''

''Benimki düz sigara oğlum seninki gibi uyuşturucu madde yok.''

''Çünkü senin yaşaman için milyonlarca sebebin var ama benim bir tane bile yok.''

Engin'in sözleri ile Uraz donup kalmıştı. Ondan bunu beklemiyordu. Onun pes edeceğini hiç düşünmemişti çünkü o hep güçlüydü.

''Pes mi ediyorsun?''

''Çok bile dayandım.'' dedi Engin.

Uraz sessiz kalmıştı ama canı yanıyordu çünkü çocukluk arkadaşı için hiçbir şey yapamıyordu...

3 Gün Sonra...

Engin uzandığı yerden gözlerini gökyüzüne dikmişti. Taktığı kulaklıktan şarkı çalıyordu ve bu onu sakin tutuyordu. Güneşin yüzüne vurmasının keyfinin tadını çıkarıyordu ki yüzüne bir gölge düştü.

''Ne yapıyorsun?''

''Keyif sarı kafa.''

''İyi misin?''

''Böyle dikilme otur Deniz.''

Deniz bir şey demek yerine oturmuştu. Deniz'in oturması ile Engin yerinden doğrulmuştu.

''Benden neden nefret ediyorsun?''

Deniz'in sorusu ile Engin derin bir nefes aldı.

''Nefret etmiyorum ki. Kim eskide olsa en yakın arkadaşından nefret eder ki?''

''Derdin ne peki?''

''Kıskandım... Onca şeye rağmen iyi kalabilmeni, güçlü olmanı, herkesin seni sevmesini.''

''Böyle kötü olmasan hâlâ arkadaş olabilirdik.''

''Biliyorum.'' demişti Engin.

Deniz'in gözleri dolmuştu. Engin'in hayatına hep şahit olmuştu. Onun için hep korkmuştu.

''Hatırlıyor musun, daha küçük bir çocukken ölmek için senden ilaç istemiştim sende bana şeker getirmiştin. İçip öleceğimi sanmıştım.'' dedi Engin gözyaşlarını arasından gülerken.

''O kadar çok şeker yemiştin ki hastanelik olmuştun.''

''O zamanlar bizimkiler beni bırakıp tatile gitti diye yapmıştım.''

''Babam çok korkmuştu.''

''Hayatımda ilk defa biri benim için endişe duymuştu Merida.''

Engin'in hitap şekli ile Deniz gülmüştü. Deniz'in güçlü ve cesaretli olduğunu düşündüğü için eskiden hep böyle derdi.

''O günden sonra sana hayat borçluyum Engin. Ne kadar aramız bozuk olsa da ne kadar kötülük yapmasan da hayat borçluyum.'' demişti Deniz ağlarken.

''Hayatımın en doğru şeyini yaptım.''

''Hayatının en kötü şeyini yaptın o gün.''

''Tek kız kardeşim sendin.''

''Özür dilerim.''

''Pişman değilim.'' demişti Engin.

Geçmişte o gün olan şeyler ikisinin arasında kalmıştı. O gün onlar için bir kabus ve kurtuluş olmuştu...

 

Engin'e üzüldüm...

Engin ve Deniz'in geçmiş sırrı ne?

Loading...
0%