Yeni Üyelik
38.
Bölüm

Sırılsıklam Aşık³⁸

@dawrosee

'Sırılsıklam Aşık'

³

Yunus'dan...

Duyduğum yumruklanan kapı sesi ile elimdeki bardak düştü. Evi özel harekat basmış olabilir. Yoksa bu kapı çalmanın başka açıklaması olamaz. Mutfaktan çıkıp kapıya doğru gittim.

Hakan kapıyı açmıştı.

''Yunus yok mu?''

Deniz'in sesi ile kapıya geldim.

''Ha ne oldu?''

''Bugün ayın kaçı?''

Umarım Deniz sadece bunu sormak için gelmemiştir. Çünkü tarih için telefon ekranına bakması yeter.

''Bunun için mi geldin?''

''Kaç dedim?''

''7 Kasım.''

''Yarın ne?''

''8 Kasım.''

''Ee?''

Deniz gözlerini devirdi.

''Yarın Seda'nın doğum günü.''

Deniz'in sözleri ile gözlerim kocaman oldu.. Ah ben bunu nasıl unuturum ya. Aptal mıyım neyim?

''Evet ya. Ne yapacağım şimdi ben?''

''Odun şey. Ben sana yardım edeceğim. Canım arkadaşım mutlu olsun diye bu yüzden romantik ol.''

Başım ile onu onayladım. Bakalım bugün ne yapacağız?

***

"Bence aşağıdaki kamalye sürpriz için uygun. Hem yağmur falan yağar romantik olur." dedi Deniz.

Yani evet neden olmasın.

"Ya tamam ama nasıl?" dedi Hakan.

"Şimdi siz beceremesiniz ben ve Buket malzeme alalım. Sonra siz aşağıyı süsleyin. En sonda yemek yaparız. Zaten Asena ve Umut Seda'yı oyalar. Emre zaten gereksiz Alya da öyle."

Deniz'in son söylediği ile Emre göz devirdi. Emre zaten Deniz'i haklı buluyordu ki kesinlikle haklı.

"Olur, tamam biz kalkalım." dedi Emre.

"Emre mal mısın? Buket ve ben gideceğiz. Siz de biz gelene kadar burada durun."

"Tamam Deniz."

Bu ikisi çok gergin ya. Deniz ve Buket ayağa kalkıp kapıya doğru gitti.

"Gittiler mi?" dedi Emre.

Duyduğumuz kapı sesi ile Emre derin bir nefes aldı.

"Gittiler." dedim.

"Çocuk rahat nefes aldı." dedi Hakan.

"Rahat batar ona." dedim.

"Kendimi çok sıkışmış, arada kalmış gibi hissediyorum. Ya Alya bir anda neden geldi?"

"Bilmiyorum."

Emre oturduğu koltuğa yayılıp kafasını arkaya doğru bıraktı.

"Alya bizim yaptığımızın yanlış olduğunu fark etmiyor."

"Daha çok Deniz'i hayatına alarak yanlış yaptığını düşünüyor."

"Alya ne düşürse düşünsün ortada aldatma var. " dedim.

Hakan bana onaylar bir bakış attı. Emre ise bir şey demedi. Zaten diyecek bir şeyi yoktu.

''Asıl mevzu abisi duyarsa ne olur?''

Ve evet asıl mevzu bu. Uraz bunu duysa Alya ve Emre ayrı ayrı yandı.

''Bilmiyorum ki.'' dedi Emre.

''Bence ikinizin arasına girer.''

Emre derin bir nefes alıp geri verdi. Neden başımıza bunlar geliyor ya? Neyin ahı bu? Bir dakika fal! Deniz'in falı.

''Bu Deniz'in falı ya. Resmen kız ne dedi ise çıktı.''

Emre tek kaşını kaldırıp bana baktı.

''Hasiktir ya evet. O günde zaten bir kısmını bildi.''

''Ya o felaket olursa?''

Hayır ya of. Bir bu eksikti! Umarım Seda ve benim ilişkime bir şey olmaz. Gerisi umurumda değil.

Deniz'den...

Yemek ve pasta malzemelerini aldıktan sonra içecek kısmına geçtik. İçecek işini hallettikten sonra süsleme için malzeme alacağız. Allah'tan bu işe sabahtan başladım.

''Deniz ya şarap alsak mı?''

''Hiç bilmiyorum, içerler mi?''

''Biz yine de alalım.''

Elime büyük bir kırmızı şarap aldım. Umarım bana sürpriz yapacak kişi alkolü bir şey almaz. Hiç sevmem ve haz etmem.

''Süs olarak ne alsak?''

''Kalp, ışık falan mı alsak?''

Buket başı ile beni onayladı. Alışveriş arabasını süs eşyalarının oraya doğru itmeye başladım. Buket hâlâ içecek kısmına bakıyordu.

''Dikkat etsene!''

Buket'in sesi ile hızla arkamı döndüm. Buket ile iki çocuk vardı. Muhtemelen biri ona çarptı ve o da kızdı. Hadi kızım kaosa koş. Hızla Buket'in yanına gittim.

''Aşkısı iyi misin?''

İki çocuk gözlerini bana dikti.

''İyi değilim az önce bir öküz çarptı.''

''Abartma güzelim.''

Tek kaşımı kaldırıp çocuğa baktım.

''Sensin güzel be. Bu kız nereden senin güzelin oluyor?''

''Evet nereden oluyorum?''

Çocuk baştan sona Buket'i süzdü. İyi ki Hakan gelmedi...

''Benim misin bilmem ama güzelsin orası ayrı.''

Oha adama bak. Bir adım atıp çocuğa yaklaştım.

''Şu şampanyalardan biri alıp götüne sokup patlatırım.'' dedim.

İkisinin gözleri büyümüştü. Sarışın olan afallamış olsa da esmer olan bana gülümsedi.

''Sert kız, severim.''

Ne? Buket ile onlara şaşkınlık ile baktık.

''Sende sevimli olan kızsın.'' dedi sarışın çocuk ve Buket'in yanağından makas aldı.

''Ne yapıyorsun ya?''

Asla bizi aldırış etmediler.

''Ee kızlar takılalım mı?''

Derin bir nefes aldım. Sinirlerime hakim olmak zor geliyordu. Tam adım atmıştım ki duyduğum ses ile kala kaldım.

''Kızlar bir problem mi var?''

Engin'in sesi ile arkamı ona döndüm.

''Var, bu ikisi bize asılıyor.''

Engin gözlerini benden alıp çocuklara dikti.

''Şu şişeleri size monte ederim. Geri basın.''

''Cidden mi?'' dedi esmer olan.

''Ooo Yunuscuğum baksana sorun var.''

Bu sefer Hakan ve Yunus belirdi.

''Evet Hakan eniştem var. Bu sarışın Buket'e bu esmer bana asıldı.''

Hakan tek kaşını kaldırıp çocuklara baktı.

''Sizin belanızı si...''

''Hakan küfür yok'' dedi Buket.

''Tamam sakin olun. Engin sende yaylan kardeşim kızlar ve Hakan yürüyün.''

Yunus beni kolumdan tutup öne doğru fırlattı. Ardından alıveriş arabasını sürdü. Hemen arkamızdan Buket ve Hakan geldi.

''Bilseydik biz gelirdik.'' dedi Yunus.

''Sakin ol odun enişte iki eşya alıp yok olalım.'' dedim.

Yunus beni başı ile onayladı. Ve biz süs malzemesi bölümüne doğru gittik.

Yunus'dan...

Herkesin yardımı ile bunca işi bitirmiştik. Geriye sadece Seda'nın gelmesi ile her şey tamam olacaktı. Hava serindi umarım Seda kalın giymiştir. Bu saatte havanın böyle olması normaldi.

Akşamı yemekli planladım ama Deniz doğum günü bugün değil yarın bu yüzden tam gece yarısı kutla demişti ve ben de ona uydum. Aslında uymamam gerekiyor. Eğer her şey istediğim şekilde giderse tam gece yarısı kutlayacağım ama eğer bir hata olursa ya erken ya da geç kutlayacağım.

Cebimden telefonu çıkarıp Seda'yı aradım.

*Afitap aranıyor...*

''Efendim sevgilim.''

Seda'nın sesi ile kalbim çok hızlı atmaya başladı. Derin bir nefes aldım.

''Ben bahçedeyim, kamelyanın oradayım ve galiba iyi değilim.''

''Neyin var?'' dedi Seda telaş ile.

''Lütfen gel.''

Telefonu aniden kapattım. Bunu hemen gelmesi için yaptım çünkü on iki olmasına az kalmıştı.

Masanın üzerindeki pastayı elime aldım. Tek elimde pastayı tutarken bir yandan da cebimdeki çakmağı çıkardım. Tam on iki olmasına bir dakika kalmıştı. Heyecandan kalbim hızlı hızlı atıyordu. Duyduğum adım sesi ile mumları yakmaya başladım. Bunu tek başıma yapmak zor olsada Seda'ya değerdi. Onun için uğraşmak , çaba harcamak beni mutlu ediyordu.

Mumlar yanmıştı...

“Yunus! Neredesin?”

Sustum ve Seda'nın kamelyaya gelmesini bekledim. Gözlerime Seda ilişmişti. Kamelyaya gelince beni gördü...

Bana doğru bir adım atmıştı bu sırada havai fişeklerin sesi duyuldu. Önce Seda sonra ben gökyüzüne baktık.

"İyi Ki Doğdun Afitap"

Bu benim planımda yoktu ama bizimkilerin planında galiba vardı. Havai fişekler bitince Seda bana doğru geldi. Tam önümde durdu.

“Doğum günün kutlu olsun sevgilim.”

“Ya of inanmıyorum.”

“Hadi dilek tut.”

Gözlerini bana dikti, derin bir nefes aldı. Gözlerini kapattı, mumlara doğru eğildi.

“Yunus'la sonsuz olmak istiyorum.”

Sesli dilemişti! Beni dilemişti!

“Hadi keselim.” dedi.

Pastayı masaya bıraktım. Telefonu masada ki küçük hoparlöre bağladım. Karamel Makiyato'dan "Güzel Kızım" şarkısını açtım.

Seda'ya doğru dönüp , elimi ona uzattım.

“Bir dans...”

“Güzel Kızım şarkısı...” dedi.

Başım ile onu onayladım. Elimi tuttu, kendime doğru onu çektim. İlk an sıkıca sarılmak istedim.

“Çünkü sen benim güzel kızımsın...”

Kalbim çok hızlı atıyordu, onun da öyleydi.

“Bizimkiler mi dedi sana?”

Yanıt verdim. Ne diyecektim ki ‘he kız sabah Deniz geldi dedi’ öyle demek yerine sustum.

Hem sarılıyor hem dans ediyorduk. Üzerimde bir ıslaklık hissetim. Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım. Yağmur yağıyordu.

Ve ıslandık... Gözlerimi gökyüzünden alıp Seda'nın gözlerine diktim. Çok güzeldi. Yüzümü yüzüne yaklaştırdım. Burunlarımız birbirine çarptı.

“Seni seviyorum güzel kızım.”

“Seni seviyorum sevgilim.”

“İyi ki doğdun, iyi ki varsın...”

Dudaklarını dudaklarım ile örttüm. Nasıl oldu ise aralanı vermiş dudaklarım. Ee mecbur devamı gelecek, öpüşeceğiz.

Seda'yı öpüyordum ve o buna karşılık veriyordu. Daha doğrusu vermeye çalışıyordu. Seda'yı belinden sıkıcı kavrayıp kendime daha çok bastırdım.

Dudaklarım hâlâ ondan kopmamışken Seda benden uzaklaştı. Kafasını geriye doğru attı.

Yağmur hızlanmış ve biz sırılsıklam olmuştuk.

“Galiba şu an ikimiz de sırılsıklam aşık olmuş olduk.” dedim.

O ise sadece kahkaha attı.

Loading...
0%