@dawrosee
|
'Yeni Çocuk' ²⁵ Deniz'den... "Ya Deniz söyle lütfen, bana yazan numara kim?" Sabahtan beri Asena anonimin kim olduğunu soruyordu ve ben ise yanıtsız kalıyordum. "Deniz nereden bilsin ki?" dedi Yunus. Bunu söylerken sesi kısık çıktı. Ee sonuç olarak hem o, hem Emre biliyordu kim olduğunu. "Ya kızım o ortaya çıkar zaten." "Of Deniz!" dedi Asena. Önüne dönüp önündeki kitabı karıştırmaya başladı. Zaten kimseden ses çıkmıyordu. Başımı Emre'nin omzuna yaslayıp saçım ile oynamaya başladım. Uraz gözlerini dikmiş bize bakıyordu. Her an sinirden deliye dönebilirdi. Ee tabii bunu pek aldırış etmedim. Ali ve Kağan bir kız hakkında konuşuyordu. Kağan neden hâlâ gitmedi bilmiyorum. Yunus ve Seda ise kendi arasında konuşuyordu. Asena beni bırakmış Umut'a yalvarıyordu gizli numara kim diye. "Ya güzelim yapma ama olmaz diyemem." dedi. Aslında Asena uğraşsa kim olduğunu bulur ama sadece soruyor. Umut'ta Asena kızar diye kendisi olduğunu söyleyemiyor. Sıkılgan bir tavırla gözlerim bahçede dolaşanları izledi. Gözlerim bahçeye arabası ile giren birine takıldı. Bunun sebebi arabanın fazla güzel olmasıydı. Araba durmuştu ve içinden biri indi. Uzun boylu, siyah, giyimli biriydi. Yavaş adımlar ile bizim olduğumuz tarafa doğru yürüyordu. "Yalnız var ya analar neler doğuruyor." "Pardon?" dedi Emre. Hayır ya bunu sesli demiş olamam dimi? Bu aptallığı yapmış olamam! "Ben onu sesli mi dedim?" "Az önce arabadan inen çocuk için dedin resmen!" dedi Emre sert bir ses ile. Ee bir sakin! Dün bir bugün iki! "Yalnız baya iyi çocuk." dedi Asena. "Ay evet ya!" dedim istemsizce. "Deniz ben de buradayım." dedi Emre. "Öhm öhm şey tabii ki bir sen etmez." Gözlerini devirip benden uzaklaştı. Ya ama ben onu öylesine demiştim ya. Ben de hüzünle başımı öne eğdim. Başımı yeniden Emre'nin omzuna yaslamak istedim ama buna izin vermedi. Ben de bir şey demedim. Kafamı masaya gömdüm. Hayır sanki neyiz ki? Flört mü? Ah, bilmiyorum... Hayır kızım sanane milletin tipinden! Senin takıldığın biri var! Hepsinden ötesi o çocuktan hoşlanıyorsun! Aptal Deniz! "Rektörlüğe nasıl gidebilirim?" Sorulan soru ile kafamı tabii ki kaldırmadım. Bir de buna yanıt vermek istemedim. "Rektörlük ne lan?" dedi Umut. "Bizim üniversitede öyle bir yer mi varmış?" diye sordu Ali. "Kardeşim kimse bilmiyor nerede olduğunu. İlgi alanımız değil." dedi Uraz sert bir şekilde. Barzo ya! Kolumun dürtülmesi ile başımı kaldırıp Asena'ya baktım. "Rektörlük nerede?" "Sence yanımda kroki mi taşıyorum?" "İyi be tamam." Kafamı kaldırdığım zaman az önce yakışıklı bulduğum çocuğu gördüm. Bir yerden tanıdık geliyor gibi ama neyse. "Fen Ve Edebiyat Fakültesi'nin orada." dedim. Hızla başımı geri gömdüm masaya. "Teşekkür ederim." dedi ama yanıt bile vermedim. Emre'nin yanımdan kalktığını hissettim. "Kanka sanırım sana trip yapıyor." dedi Ali. "Siktir et kanka zaten onu hiç sevmiyorum." dedi Umut. Kafamı kaldırıp ikisine baktım. Ya ben bu Umut'u çözemiyorum ya. Bir şey demek yerine çantamı alıp masadan kalktım. Emre'den özür dilesem ne olur ki sanki? Emre'nin peşinden hızlıca gitmeye başladım. "Emre beni bekler misin?" dedim. Ama beni takmadı bile. Allah'ım sen beni watty kızı olmam için mi yarattın? Hayır neden benim ayağım taşa takılıyor? Ah evet ayağım takıldı. Sanırım canım yanıyor, en azından düşmedim. "Ah!" dedim. Şey bunu bilerek dedim. Emre'nin bakması için ve işe de yaradı. "Deniz?" dedi. Endişe ile bana döndü. "Ayağım..." dedim. "Sakarsın güzelim sakar." Bir şey demedim. Emre yanıma gelip beni tuttu. "Yürüyebilecek durumda mısın?" Evet... Ama sen bunu bilmiyorsun... "Sanırım hayır." Yemin ederim bir gün dolandırıcılıktan yakalanacağım. "Pekâlâ küçük hanım." diyip göz kırptı. Daha ne olduğunu anlamadan beni kucağına almıştı. Şu an bayılmamam için tek bir neden. Ah evet yok... Seda'dan... Herkes yavaş yavaş dağılmış sadece Yunus ve ben kalmıştık. "Galiba Emre biraz bozuldu." dedi Yunus. Amacı bir konu açmaktı. "Sanırım öyle oldu. Ama bence boşuna bozuldu. Yani Deniz cidden Emre'den hoşlanıyor ve Deniz çok boş boğaz. Aklından geçeni hemen söyler." "Biraz öyle galiba." "Emre ne ara Deniz'den hoşlanmaya başladı ki?" "Hiç sorma bir anda gelip aşık oldum dedi. Biz de şaşırdık." "Sen peki?" Sorum ile duraksadı. Önce anlamasa bile sonradan anlaşmıştı. "Başından beri..." Ne yani apartmana ilk geldiği zamandan beri mi? Neredeyse bir yıl olmuştu. Ve benimle aynı zaman dilimi... "Sen peki?" "Başından beri..." Sözlerimden cesaret almışçasına elimi tuttu. Gözlerini gözlerime dikti. Bir şeyler söylemek ister gibiydi. "Dinliyorum..." dedim. Ağzını açıp bir şey diyecekti ki biri aramıza girdi. Yunus'la karşılıklı oturmuştuk ve birinin aramıza girmesi pek zor değildi. "Hayırlı olsun Sedacığım." Gözlerimi Yunus'tan alıp Engin'e diktim. Bu da takıntılı gibi ya. "Teşekkür ederim." dedim samimi olmayan bir gülümseme ile. Fakat Engin gitmek yerine bir sandalye çekip yanımıza oturdu. "Hayırlı olsun dediğine göre gitsen mi?" dedi Yunus. Ve bunu sinirle söylemişti. "Benden korkmana gerek yok Yunus." Yunus hızla ayağa kalktı. Onunla beraber ben de kalktım. "Senden neden korkayım ki? Kalk git başka masaya!" "Bak Yunus şu an sevgili oluşunun tadını çıkar, nasıl olsa kısa sürecek." Ne? Bu çocuk Deniz'in dediğinden daha beter ya. Yunus aniden Engin'in yakasına yapıştı. İşte bu benim beklediğim bir şey değildi. Şaşkınca ikisine baktım. Engin Yunus'u itip oturduğu yerden kalktı. "Gör Sedacığım sevgilin ne kadar şiddet yanlısı." Engin Yunus'a dönüp işaret parmağı ile önce beni sonra kendisini gösterdi. Yunus Engin'e vurmak için hazırlanmıştı ki biri buna engel oldu. "Okuldayız beyler." dedi. Sesin sahibine döndüğüm zaman bunun yeni çocuk olduğunu anladım. "Sen karışma!" "Sanırım senin bu üniversiteden ayrılma vaktin geldi." dedi Deniz. Emre ile yanımıza doğru geldiler. Engin gözlerini bizden çekip Deniz'e dikti. "Buna sen mi karar veriyorsun?" Engin'in sözleri ile Deniz okulun adına bakıp gülümsedi. "Aslında hayır ama dedem beni çok sever ve bir dediğimi iki etmez." "Seda'nın bu çocuktan ayrılması için elimden geleni yapacağım." dedi sinirle ve gitti. Bu çocuk ruh hastası ya. "Hoşt hoşt, belediye zehirlenmedi mi seni?" dedi Deniz. Emre Yunus'un yanına gelip onu sakin tutmak adına bir şeyler söyledi. Bu sırada yeni çocuk Deniz'e doğru döndü. Gülümseyerek elini uzattı. Deniz elini uzatmakta tereddüt etmişti ki elini Emre uzattı. "Emre." dedi. Çocuk bir şey demek istedi ama sadece göz devirdi. ''Sahi mi ya?'' dedi ve gitti. ''Bir yerden tanıdık geliyor.'' dedi Deniz. ''Allah bilir hangi flörtün.'' Emre'nin gözleri kocaman açıldı. Deniz ise yüzünü sakladı. "Kızlar çıkışta buluşuruz biz, biraz dolaşayım." dedi Emre ve Yunus'u alıp gitti. Deniz hızla gelip koluma yapıştı. "Seda! Resmen beni kıskanıyor, kesin aşık!" "Tabi tabi tabi..." "Emre beni kıskanıyor!" diye bağırmıştı. Neyse ki bahçede az kişi vardı. |
0% |