Yeni Üyelik
2.
Bölüm

•1•

@dazaydes

1.BÖLÜM; "SON PİŞMANLIK NE YAZAR"

2 yıl sonra...

Tüpleri yerine yerleştirirken Kader'in “ Bu ameliyat çok zor olacak.” Demesiyle ona doğru döndüm. “ Bilmiyorum, ne kadar zor veya kolay. Daha dosyaya bakmadım bile.” Diyerek işi dalgaya vurdum. Gerçekten mi diye bakan bakışlarına karşı “Ciddiyim, dosya nerede?” diye sordum. “Dosyayı Burça şimdi götürdü. Ama istersen dikkatimi çeken şeyleri sana söyleyebilirim.” Dediğinde kafamı salladım ve “söyle bakalım.” Diyerek onu dinlemeye başladım.

“Kadının ismi Elya. Elya Çelik. Yaklaşık dokuz buçuk aydır hamile ve sezeryan ile doğum yapıcak. Daha önce hastanemizde ki Didem hoca normal doğum yapmayı denemiş ama doğum gerçekleşmemiş. Birkaç gün önce tesadüfen sizi görmüş ve işte doğum için felan görüşmüşsünüzdür illa.” Dediğinde kafamı iki yana salladım. “Gerçekten kadınla görüşmedik mi? Kocasıyla? Onunla görüştük mü adam bir yakışıklı ama offf. İsmi bile seksi.” Derken “Görüşmedim Kader. Ben sadece dosyayı onayladım ona bile bakmadım.” Dedim derin nefes alarak.

“Kocasının ismini bile bilmiyor musun?” diye sordu. Oflayarak “hayırrr!” diye kısık sesle bağırdım. “ismini söyleyeyim mi?” dediğinde gözümü sola doğru devirdim. Masum masum bakışları beni garipsederken en sonunda “söyle.” Dedim. “Ay adamın ismi Burak.” Dediğinde gözlerim büyürken ona bakakaldım. “ne oldu tanıyor musun?” diye sordu. “yok, aslında eski bir dost.” Dedim dalgınca.

Son tüpü de kutudan çıkararak rafa düzgün ve dolabın kapağını kapatarak Kader'e döndüm. “Ben ameliyata giriyorum. Sana iyi günler.” Diyerek yanından geçtim ve koridordan bir aşağı ameliyat katına inerek doğumhane kapısının girişinde ellerimi yıkayarak feyza'nın yardımıyla eldivenlerimi takarak doğumhaneye girdim.

Maskemide yüzüme taktım ve “başlayalım.” Diyerek masanın başındaki kadına doğru ilerledim.

Yıllar önce belki de bu yüzden terk edilmiştim diye düşündüm. Benim ondan ne farkım vardı diye de düşündüm. Ama bir sonuca ulaşamadım.

Kadın umutlu gözlerle bana bakarken gözlerim karnına kaydı. Büyük karnı içindeki bebeği temsil ediyordu. Süsmüş gibi.

Dikkatimi vermeye çalışarak “ilk çocuğunuz mu? Diye sordum. Kadının evet cevabını vermesini bekliyordum. Böyle olmalıydı…kadın gülümsedi. “Ah, hayır 2. Çocuğumuz olacak.” Dedi.

Dalgınca karşımdaki kadına bakarken yaptığım şeyin farkına vardığımda “ilk çocuğunuz kaç yaşında?” Diye sordun. “1,5 yaşında ama oğlumuz hâlâ küçücük!” Dedi ağrıyla. Yutkundum.

1,5 yaşında ha? 1,5. Biz ayrılalı 2 yıl bile tam olarak olmamıştı. 1 yıl 10 ay olmuştu. Nasıl olurda bu çocuğun oluşma süresi ayrılmamızdan önceydi? Nasıl olurdu?

Ellerimi gevşeterek “iyi, o zaman başlayalım.” Dedim yerimi alırken sezeryan doğuma başladım. Her zamanki gibi iyi bir doktor olacaktım. Sezeryan doğumda ülkede ilk 5’teydim. Bu bile doğumu iyi yaptıracağıma emin oldurtabilirdi.

“Kafasını görebiliyorum.” Dedim sevinçle. “Daha fazla ıkınmaya devam et!” Diye ona seslenirken bir yandan çocuğu dışarı doğru çekiyordum.

“Ikın!” Diye bağırdım.

Daha fazla ıkınmalıydı. Aksi taktirde çocuk için kötü ihtimaller doğabilirdi.

Sonunda kan ter içinde kafayı dışarı çıkardığımda “az kaldı…” dedim. Sonuca az kalmıştı. “Ikınmaya devam et!” Kadına doğru döndüm ve yüzünü inceledim. Kıpkırmızı olmuş şekildeydi. İkinci doğumu olmasına rağmen zorlanıyordu. “Zorlanıyorum!” Diyerek isyan etti. “Ne?” Dedim bağırarak. “Şimdi çocuğun burada ölmesini mi istiyorsun?” Yanımdaki hemşire omzuma dokundu. “Dikkatli ol.” Diye fısıldadığını duyar gibiydim.

“İsmini ne koyucaksınız?” Dedim. “Ne?” Dedi kadın. “Burak ilk kızımızın ismini Rana koymak istedi, sanırım Rana Çelik olacak.” Dedi sevinçle düşünürken. “İyi.” Dedim. Nefes aldım ve dikkatle sinir seviyemi düşürmeye çalıştım. “Eğer çocuğunun ismini kocanın istediği ismi koyup ona sürpriz yapmak istiyorsan, şimdi sesini kıs ve tek işin ıkınmak olsun.” Dedim.

“Anladın mı beni?” Dedim.

“Anladım…” dedi ve tekrardan ıkınmaya başladı…

Zorlu bir doğumu gerçekleştirmiştim. Kollarım yorgunluktan ağırıyor, omuzlarımda kasılmış şekilde tutulmuştu. Artık ara vermeliydim bu işe.

Doğumhaneden çıkarken eldivenlerimi çıkardım ve elimde tutarken dikkatimi bekleme alanında bekleyen birisi vardı… yüzüne bakarken göz göze geldiğimizde gözleri büyüdü.

Gözlerimi ondan çektim ve düm düz yürürken “doktor hanım!” Diye ardımdan seslendi. Arkama döndüm ve ona baktım. “Sorunuz neydi?” Diye cevapladım. “Elya iyi mi?” “Elya mı? İyi. Sanırım size bir sürprizi var. Yakında öğrenirsiniz.” Dedim ve düm düz ilerlemeye devam ettim.

“Kamelya…” dediğini duydum. Duraksadım fakat bu sefer arkama dönmedim. “Beni tanıyor musunuz? Eski bir tanıdık olduğumuzu biliyorum, fakat bana böyle hitap etmeniz doğru değil….” Dedim ve artık bu işe nokta koyarak bir daha duraksamamak ve geriye dönmemek adına ileri doğru yürüdüm.

Her şey için bir sebep vardı.

Fakat bana bunları yaşatmasındaki sebep neydi?

Ben neden bunları yaşıyordum? Bu kötü şeyler neden benim başıma geliyordu?

Kendi odama girdim ve sandalyeme oturup sakinleşmeye bekledim. Her şey basit bir olaymış gibi gözüksede bana zor geliyordu. 2 yıl önce beni terk eden adamın 2.çocuğu olmuştu. Ve o… o beni aldatmıştı.

Hesabımın bozuk olduğunu düşünerek birkaç kez daha hesapladım, cevap yine aynıydı.

Evleniriz zannettiğin adam beni aldatmıştı.

Loading...
0%