6. Bölüm

☀️ AŞKIN KENARINDAN ~ MFÖ ☀️

İsa
deaht_crowdet

" En kötüsü neydi biliyor musun? Sana sahip değildim ama sana aittim. "

 

*************

 

Aşk nedir?

 

Aşk; kişinin bir olguya duyduğu derin bağlılık, tutku, çok sevmek.

 

Bu aşkın TDK'da ki tanımıydı, düz ve oldukça basitti. Kısaca; Çok sevmekti. Derinden bağlanmaktı.

 

Telefonumun, arama geçmişine şöyle bir göz atınca son bir haftadır araştırdığım şeyler kafayı sıyırdığımı gösteriyordu.

 

GOOGLE:

 

ARA""

 

Aşk nedir?

Aşık olduğumu nasıl anlarım?

Aşık olunca ne olur?

Aşk ne demek?

Bağlanmak ve aşk aynı şey mi?

Aşk hangi duygulara benzer?

 

" Yok, ben Kafayı yiyeceğim. " Diye söylendim kendimi sırt üstü yatağa atarken. " Bu böyle olmayacak. "

 

" Bencede. " Diyen bir sesle irkildim. Sesin sahibi Talyaydı. "Ne olduğunu anlat, yoksa kafayı sıyıracakasın. En sevdiğim kuzenimin bu yaz sonunda en yakın akıl hastanesine sevk edilmesini istemiyorum."

 

Güldüm. Ama bu kesinlikle gergin bir gülüştü. Ama galiba Talya haklıydı. Çünkü biraz daha içimde tutarsam kafayı yeme ihtimalim çok yüksekti.

 

" Otur. " Dedim elimle yatağa vurup. O hevesli bir şekilde yanıma gelip dediğimi yaparken derin bir nefes aldım. Ardından Talya'ya Parti gecesinden Kayrayı sahilde gördüğüm ana kadar anlattım.

 

" Onu gördüm. Kayalıklarda tek başındaydı. Öylece oturuyordu..."

 

Gözlerimle boş boş ona baktım.

 

" Ee, neden sustun? " Diye sordu uyumadan önce dinlediği masalı bölünmüş küçük bir çocuk huysuzluğu ile.

 

Oysa ki o anı zihnimde tekrar tekrar belkide milyarıncı defa canlandırdığımı bilmiyordu...

 

 

{ DOĞUM GÜNÜ GECESİ İKİ HAFTA ÖNCE

SAAT 22:09 }

 

Oradaydı. Evet, rüya değildi, gözlerimin yada Bora'nın zorla birkaç yudum içirdiği alkolun etkisiyle gördüğüm bir hayalde değildi. Kayra, Kayra Bayel, canlı kanlı bir şekilde tam karşımda duruyordu...

 

Birkaç metre yakındı yalnızca, aynı zamanda kilometrelerce uzak. Bunu yapmayı nasıl başarabiliyordu?

 

Gözlerimi kırpıştırdım. İlk tanıştığımız gün olduğu gibi yalnızdı. Aklım bulanıyordu, kalbim teklemeye başlamıştı. Peki ama neden?

 

Git! Diye bağırıyordu kalbim. Git! Demek ki birine ihtiyacı var. O birisi sen olabilirsin. Ona iyi gelebilir, bir anlığına da olsa onunla konuşabilirsin.

 

Kal! Diyordu Aklım. Kal, eğer birine ihtiyacı olsaydı, tek başına bir kuytuya çekilmezdi. Ne sana, ne bir başkasına, onun sadece yalnızlığa ihtiyacı var.

 

Başım ağrıyordu, ne yapacağımı bilmiyordum. Belki kalbimi dinlemeli ve yanına gidip, birkaç kadeh tokuşturmalı, ardından onunla sohbet etmeliydim. Yada şimdi, hemen ardıma bile bakmadan gitmeli ve kendimi tekrar partinin akışına bırakmalıydım.

 

Aslında cevap çok barizdi. Gidecektim. Ama yalnızca bir yabancı olarak onun karşısına çıkmak fazla tuhaf olacaktı.

Hayatını kurtarmak dışında ömründe birkez bile konuşmadığı sıradan bir kız.

 

Ama bu doğru değildi. Çünkü Kayra, beni o gün ölümden kurtarırken tanımıyordu. Evet, evet yanına gidecek, eğer bir derdi varsa ona yardım edecektim. Ama eğer yoksa veya bebi istemezse kabul dedip tekrar koy'a dönecektim...

 

Derin nefesler alıp topuklu ayakkabılarımı çıkardım çünkü güzelim ayakkabıların topuğunun sert kayalıklarda kırılmasını istemiyordum. Elbisemin eteklerinden tutup onun yanına doğru gittiğim şu beş dakika sanki koca beş yıl gibi gelmişti.

 

İşte oradaydım. Yalnızca birkaç adım arkasında. Kayalıklara oturmuştu, üzerinde beyaz bir gömlek vardı, kollarını yukarı katlamıştı. Altında ki kumaş , siyah pantolon, gömleği ile uyum sağlamıştı. Biraz sağında duran iki bira şişesini ceketiyle sarmıştı. Aslında elinde de bir şişe vardı ve çoktan yarısını bitirmişti.

 

Siktir...

Sarhoş muydu?

Buraya gelirken bu ihtimali düşünmemiştim. Ama alkole dayanıklı olduğunu düşünüyordum.

 

" Neden buradasın Sakar Kız? " Sorduğu soruyla irkildim. Sırtı bana dönüktü ve beni görmesine imkan yoktu. Öyleyse... Arkasında biri olduğunu nasıl anlamıştı? Dahada önemlisi o birisinin ben olduğumu?

 

" Nasıl anladın? " Diye mırıldandım yavaşça yanına otururken.

 

" Badem ve Vanilya kokusu, " Dedi.

 

" Ne?"

 

" İlk karşılaştığımız günde böyle kokuyordun. Badem ve Vanilya. "

 

 

Durdum. Şaşkındım. Beni şaşırtan şey, benimle ilgili bir şeyleri aklında tutmasıydı. Fakat sonra toparladım ve kendime geldim. " Asıl bu soruyu sorması gereken benim. Sen neden buradasın? "

 

" Halka açık bir parti değil mi bu? Davetiyede öyle yazıyordu sanırım. Yani burada olmamın bir sakıncası yok gibi duruyor. "

 

Sustum. Çünkü haklıydı. " Parti, koy'un orada. Sense kayalıklarda tek başına oturuyorsun. Niye? "

 

Dediklerime soruyla karşılık verdi. " Evet parti diğer tarafta, hatta partinin esas kızı da sensin. Peki, pasta yemek yerine neden buradasın, ha Niye ?"

 

Yine haklıydı. Ama bu sefer cevabım hazırdı. " Çünkü insani duygularım var. Senin yanlız olduğunu gördüm. Merak edip geldim. Buna bir anlam yüklemeye gerek yok. Çünkü sende aynı şeyi O gün yapmıştın. "

 

 

Güneş batmıştı, rüzgar hafifçe esiyordu ve dalgalar denize vuruyordu. Oturduğu yerden uzandı, ceketine sardığı şişelerden birini aldı ve bana doğru verdi.

 

" İster misin? "

 

Kaşlarımı çattım, hayır alkole karşı bir tiksintim yoktu, bu diğer klişe hikayelerde olduğu gibi ilk içki içişimde değildi. Hatta daha önce birkaç sefer şişenin dibini görmüştüm. " Sağol. " Dedim uzattığı şişeyi alırken. " Ama hâlâ soruma cevap vermedin. "

 

" Biraz yanlız kalmak istedim sadece. Ta ki sen gelip, bu isteği mahvedene kadar. "

 

Yüzümü buruşturdum. Her cümlesi bana fazlalık olduğumu hissetirmek zorunda mıydı? Tamam, belki gerçekten de yalnızlığa ihtiyacı vardı ama bunu daha kibar bir şekilde söyleyebilirdi. Şişeyi sertçe kucağına koydum.

 

" Öyleyse gidiyorum, " Dedim pasif bir öfkeyle. " Sende burada kalıp kimseyle paylaşmak istemediğin yalnızlığını doya doya yaşarsın! " Yerimden hiddetle kalktım. Zaten en başından beri buraya gelmenin bir aptallık olduğunu bilmeliydim.

 

Tam gidecekken bir el kolumu tuttu. " Gitme. "

 

Kayra...

Bana.

Dokunmuş.

Ve GİTME demişti.

 

" Yanımda kal Elif. Yalnızca şaka yapmıyordum. "

Bu dokunuş o gün beni kayalıklarda tuttuğu gibi bir dokunuş değildi, Bora'nın benimle uğraşmak için her zaman yaptıkları gibide değildi. Çok...Başkaydı.

 

" Ta.. Tamam. " Dedim kararsızca. Ve onun yanına tekrar oturdum. Sertçe esen rüzgar beni titretmişti. Bunu fatk etmiş olacak ki, yavaşça yerinden kalktı, yalpalayan adımlarla ceketini aldı ve omuzlarıma yerleştirdi. " Biraz tozlu ama idare edersin artık. "

 

Başımı sallamakla yetindim.

 

Üşüyorsan ceketimi al. Gününü en güzel saatleri bunlar, yanımda kal.

 

Şiirin dizeleri aklımda gezinirken tebessüm ettim. Nasıl da şuan olanları anlatıyordu..

 

" Ee, " Demeyi başardım en sonunda. " Anlat bakalım Kayra Bayel, seni tek başına buralara getiren şey nedir? "

 

*************

 

" Niye sustun?! " Diye ciyakladı Talya. " En heyecanlı yerinde kesiyorsun ya sende. " Onu duymazdan gelip, yeniden hızlı hızlı atmaya başlayan kalbimi telkin ettim. " Peki, " Dedim belli belirsiz. " Hazırlan o zaman. Anlatmaya devam ediyorum."

 

****************

 

O kayalıklarda ne kadar durduk bilmiyordum. Belki bir, belki iki saat. Yada sadece on beş dakika... Bilemiyordum ama uzaktan gelen şarkı sesi partinin devam ettiğinin göstergesiydi.

 

"Sabahın beş buçuğu uykusu bal çala

Bir nefretin kırık senfonisidir alçalan

Kalbimi sımsıkı bağlar gariban kancalar

Ve sonra nefret dolusu parçalar

Yüzümde renk yok siyah beyazdı türküm

Ve ürküten sabahın derin gecesinde

Bu fakir sofrasına imreniyor kürkün

Bir zengin aşkı asla satın alamaz çünkü

Yoksul mahallemin gururlu parkeleri "

 

" Deniz Kızı 2 " Diye mırıldandım.

 

" Biliyor musun? " Diye sordu şaşkınca. Gerçekten saşırmış gözüküyordu. Güldüm. " Hemde tüm sözlerini ezbere. " Ardından şarkıya eşlik ettim.

 

"Güneşi istiyorsan umudu evine parkederim

Büyük bir taaruzun tam ortasında kayıp gamzelerin

Herkes savaşsın biz inatlarına dans edelim

Ben öyle rengarenk kitaplarda okunmam

Yine de bazılarının sayfasında kokum var

Yaralıyım, yüreğim nasip aldı okundan

Her şeyimi al sevdama dokunma

Gülüm anla beni demiştim hatırlar mısın?

Hüzün ciğerlerine pişmanlığı dolduran sızı

Ve aynı yerde aynı havayı soluyorken de

Neyse artık buralar beni kandıran kısım

Gülüm anla beni demiştim hatırlar mısın?

Hüzün, ciğerlerine pişmanlığı dolduran sızı... "

 

" Çok sevdiğim bir şarkıdır. " Dedim. Boşboğazlık yapmak istemiyordum. Yalnızca öyle boş boş sessizlik içinde oturmak o an için çok saçma geliyordu.

 

" Bir insan asla bir şeyi gerçekten sevemez. " Dedi buruk bir ses tonuyla. Gözleri şimdi çok ileriye dalmıştı. Buda ne demek oluyor diye geçirdim içimden.

 

" Sevgi her şeyin ilacıdır. " Dedim o bilindik klişe cümleyi kurarak.

 

" Yanılıyorsun. Eğer öyle olsaydı, " Elimi alıp tam kalbinin üzerine koydu. Güçlü ve ritimli bir şekilde atıyordu. " Kimse burada yaralarıyla yaşamak zorunda kalmazdı. " Müzik arka planda çalmaya devam ediyordu.

 

"Ve aynı yerde aynı havayı soluyorken de

Neyse artık buralar beni kandıran kısım

Sabahın beş buçuğu maddiyatsa huzur

Bir rezidansın üst katında züppenin havuzu

Koftiden ışıklar gözünü boyuyor kurt kuzum

Aşk dolu bir eve küveti değişir bornozun

Snapler resimler aşka bu desinler

Bu seni yazdığım son albümün ölüm turnesinden

Ve nasıl düştün öyle gönlümün tepesinden

Bir kuş paraya kaçtı sevda kafesinden yazın

Bu yağmur öfkeme denk dindiremezsin

Tertemiz duvarlarını kirletemezsin

Çünkü her tuğlası yeşilçamın mutlu filmleri bilemezsin

O evi kurdum sen giremezsin "

 

Başımı iki yana salladım. " Dediğim gibi sevgi her şeyi çözer. Çözmüyorsa bil ki yanlış kişidir. Hem.."

 

" Kayra!! " Diye bağıran bir ses konuşmamı kesti. İkimizde ardımıza baktığımızda birkaç gencin bize, daha doğrusu bana değil Kayraya, koştuğunu gördük.

 

" Abi nerdesin ya? Aklımız çıktı meraktan! " Dedi Kıvırcık saçlı bir çocuk. Beni pas geçip Kayrayı elinden tutup kaldırdı. Onun ardından Siyah saçları olan esmer kız bana yüzünü buruşturup göz devirirken ayakta dikilen Kayraya abartılı şekilde sarıldı. " Evet, çok endişelendik. İnsan bir haber verir. "

 

Ses desibeli olması gerekenin çok üzerinde ve tizdi. O an Kayraya acıdım çünkü aynı durumda olsaydım kulaklarım büyük ihtimalle yüzde doksan engel sahibi olurdu.

 

" Onu rahat bırak Nilsu. " Diye konuştu, geriden gelen kısa saçlı bir başka çocuk. Konuya tamamen Fransız kalmış şekilde elimde birayla öylece oturmuş onları izliyordum. Ta ki kıvırcık çocuk bana seslenene dek.

 

"... için teşekkürler. Ona göz kulak olman yani. Alkolüyken başına çok fazla dert açar da arkadaş. Bu arada ben Furkan. " Uzattığı eli sıktım ve, " Elif. " Dedim kurumuş dudaklarımla.

 

" Sağol gerçekten ya. Bir şey oldu diye çok korktuk. İki saatir ortalıkta yoktunuz. "

 

İki saat mi?! Diye geçirdim içimden. Koskoca iki saat. Kayra Bayel ile geçirdiğim koskocaman iki saat...

 

"...gelmek ister misin? "

 

" Hı? " Dedim Furkan'ın sesiyle tekrar gerçek hayata dönerken. Burnundan hafifçe güldü. " Şey diyordum. Teşekkür olarak... Yarın bizimle gelmem ister misin? "

 

Nilsu olduğunu öğrendiğim kızın sert bakışları önce beni, sonra sırasıyla Furkan ve Kayrayı buldu. Ardından " Ne yaptığını sanıyorsun, onu daha tanımıyoruz bile! Sırf birkaç saat Kayra'nın yanında kaldı diye ona-"

 

Furkan, kızın sözlerini terslercesine kesti. " Sus Nilsu. Kız seni duyuyor. " Ardından bana döndü. " Ee, ne diyorsun? "

 

Gözlerim Kayrayı buldu. Belkide sandığım gibi alkole dayanıklı falan değildi. Geriden gelen düz saçlı çocukla beraber, Kafeye doğru ilerlemeye başlamışlardı.

 

" Eee, şey, " Dedim kararsızca. Burada daha bir sürü ayım vardı ve sanırım sosyalleşip kendime yeni arkadaşlar bulmalıydım. Hem... Kayranın arkadaşları demek Kayra demekti...

 

" Evet, elbette. " Diye mırıldandım Nilsu'nun delici bakışları eşliğinde. " Çok sevinirim. "

 

" Anlaştık o zaman. Numaranı verirsen sana daha rahat ulaşabiliriz. "

 

Numaramı verdim. Onlar bana veda edip az önce Geldiğimiz yollardan geri dönerken ben öylece durdum.

 

Kayra, arkadaşları, parti...

Parti!

 

" Kahretsin tamamen unutmuşum! " Hızla ışıkların yükseldiği koy'a doğru koşarken gülümsüyordum. Şarkı, hala devam ediyordu...

 

" Ben öyle rengarenk filmlerde bulunmam

Yine de bazılarının sahnesinde tozum var

Kiremitli ev masum o kürklü pozundan

Ama beğenmediysen yüzüne tükürdüğüm pozum var

Gülüm anla beni demiştim hatırlar mısın?

Hüzün ciğerlerine pişmanlığı dolduran sızı

Ve aynı yerde aynı havayı soluyorken de

Neyse artık buralar beni kandıran kısım

Gülüm anla beni demiştim hatırlar mısın?

Hüzün, ciğerlerine pişmanlığı dolduran sızı

Ve aynı yerde aynı havayı soluyorken de

Neyse artık buralar beni kandıran kısım

Gülüm anla beni demiştim hatırlar mısın?

Hüzün ciğerlerine pişmanlığı dolduran sızı

Ve aynı yerde aynı havayı soluyorken de

Neyse

artık buralar beni kandıran kısım

Gülüm anla beni demiştim hatırlar mısın?

Hüzün, ciğerlerine pişmanlığı dolduran sızı

Ve aynı yerde aynı havayı soluyorken de

Neyse artık buralar beni kandıran kısım..." ***

 

* Deniz kızı 2

 

 

 

 

 

Bölüm : 24.11.2024 18:37 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...