Yeni Üyelik
13.
Bölüm

13. Bölüm

@deareader

Görseli Efe olarak düşünebilirsiniz.

☆☆☆

Ahu; Efeeeee

Ahu; konuştukkkk

Efe; ee nasıl durumlar?

Ahu; aslında hala emin değilim.

Ahu; yani çok doğaçlama oldu.

Ahu; aklımda ki gibi değildi.

Ahu; sanırım sorunu kendimle alakalı sandığım için.

Ahu; sorun direkt benimle alakalı değilmiş.

Ahu; çok detaya girmem doğru olmaz.

Ahu; sorun ben değilim yani!

Ahu; inanılmaz rahatladım Efeee!

Ahu; çok iyi hissediyorum.

Efe; yaa demiştim.

Efe; konuşmak her zaman iyi gelir.

Ahu; o dediğin her zaman olmuyor...

Efe; istisnalar olabilir.

Ahu; Berk istisnası. (18.24)

Efe; bazen konuşmak iyi gelmiyorsa bu iyi bir şeyde olabilir tabii. (18.28)

Ahu; nasıl yani?

Efe; öyle.

Ahu; peki sen hoşlandığın kızla neden konuşmuyorsun?

Ahu; o da mı bir istisna?

Efe; belki.

Efe; ya da 'konuşamak iyi gelmez ve bu iyi şeydir' diye korkuyorum.

Ahu; anladım.

(Anlamadı)

Ahu; ama belki o da sana karşı boş değildir.

Ahu; konuşmadan bunu anlayabilir misin?

Efe; aklında biri var demiştim.

Efe; hem onunla sık sık konuşuyoruz aslında.

Efe; yani aklında kimin olduğunu anlayabilirim.

Ahu; yakınsınız yani?

Efe; sayılır.

Ahu; zor olmuyor mu peki o kadar yakın olmak?

Ahu; çok hoşlanıyormuşsun ya.

Efe; bazen konuşmayı kesmek hakkında düşünüyorum.

Efe; hislerim her defasında daha da artıyor.

Efe; ama onunla bir şansım olabilir diye geri de duramıyorum.

Efe; ona çekilmekten kendimi alamıyorum.

Ahu; sen aşık olmuşsun.

Ahu; şans kolladığına göre

Ahu; baya baya ciddi gözüküyor.

Efe; öyle mi düşünüyorsun?

Ahu; yani.

Ahu; beni ilgilendirmez tabi de.

Ahu; öyle yorum yapıyorum.

Ahu; tecrübe sahibiyim sonuçta.

Efe; sen de böyle mi hissetmiştin?

Ahu; herhalde.

Ahu; boşuna tecrübeliyim demiyorum ya.

Efe; hala hissediyor musun?

Efe; herhangi bir gelişme olursa sana danışırım diye soruyorum.

Ahu; yani karşılaşmadık bugün.

Ahu; yarın karşılaşırsak nasıl hissettiğimi tartacağım.

Ahu; ee ne yapıyorsun?

Efe; öğrencim gelecek birazdan.

Efe; özel ders veriyorum yani.

Ahu; o kadar iyisin yani?

Efe; yani :)

Ahu; yoksa hoşlandığın kız mı?

Efe; o değil.

Ahu; ha kız yani?

Efe; evet, neden şaşırdın?

Ahu; yok ne şaşırıcam.

Ahu; ay şaşırdım tabii!

Ahu; nasıl şaşırdım hem de!

Efe; neye şaşırdığınıda söylemek ister misin?

Ahu; şeye.

Efe; dinliyorum

Ahu; şimdi ki anneler akşam vakti kızlarını nasıl yolluyorlar ayyy

Ahu; ona şaşırdım.

Efe; ulan varya...

Ahu; sensin ulan be!

Ahu; ulan ne!

Efe; kıvıramadın ya hemen çirkefleş :)

Ahu; kim kıvırıyormuş canım şaşıramaz mıyım ben?

Efe; bilmem, şaşırabilir misin :)

Ahu; sırıtmasana.

Efe; :)

Ahu; Efe.

Efe; Ahu.

Ahu; camı açıp geliyorum.

Ahu; kaloriferleri kökledim yine galiba.

Efe; sıcak mı oldu?

Ahu; yoo olmadı sıcak.

Ahu; ben çok üşüyorum diye kat kat giyinmiştim ondan oldu.

Efe; biz niye sesli arama yapmıyoruz?

Ahu; nereden çıktı şimdi?

Efe; yapacağız demiştik, oradan çıktı.

Ahu; öğrencin gelecekti hani senin?

Efe; istemiyor musun?

Ahu; ay ne alakası var, ben öyle bir şey mi dedim?

Efe; kaçtığına göre

Ahu; kaçtığım falan yok

Ahu; ama sen kovalayacak yer arıyorsun gibi sanki

Ahu; hm?

Efe; öğrencim geldi.

Ahu; bana kaçıyorsun diyene de bakın...

Ahu; elime düştünüz, Efe bey.

Efe; öyle mi, Ahu hanım?

Efe; büyük zevk duydum.

-☆-☆-☆-

"Hoşgeldin, Ayça. Sen odama geç geliyorum ben."

Genişçe gülümsedi. "Tamam, bekliyorum." Heyecanlı görünüyordu.

Ayça ortadan kaybolana kadar bekledikten sonra, koşarak ablamın odasına daldım.

"Sana inanamıyorum, hani annemle konuşacaktın?"

Uzandığı yatakta iyice yayılıp, okuduğu kitabı kaldırarak yüzünü gizledi.

Sinirle kapıyı kapatıp yanına gittim ve hakettiğini düşündüğüm için hızla yatağa atladım. Bir miktar kadar havaya zıplamıştı.

"Gerizekalı, napıyorsun organlarım yer değiştirdi, hayvan!"

Parmağımı kaldırdım. "Bana ciyaklama sakın. Kız hala gözümün içine bakıyor, 'yakında evleneceğiz' der gibi! Çoktan bu işin bitmiş olması gerekiyordu, ne halt ediyorsun sen burada kaç gündür çok merak ediyorum! Kızla tek işimin çizgi çizmek olması gerekiyordu."

Poflayıp elinde ki kitabı yanına bıraktı. "Kötü mü işte, kız güzel, başarılı ve senin hayatında bir yok," son kelimeyi bastırarak ve yandan yüz ifademi ölçmek ister gibi bakarak söylemişti. "Tabi anlatmak istediğin bir şeyler varsa dinleyebilirim..."

"Sırf meraktan geberdiğin için yapıyorsun değil mi..." dediğimde zevkten dört köşe bir şekilde başını aşağı yukarı salladı.

"Neden bu kadar merak ediyorsun?"

"Kardeşimin neler hissettiğini bilmek istiyorum sadece, " yüzünü buruşturdu. "Ve sen hiç bir şey belli etmiyorsun, ağzına çakasım geliyor bir tane."

Gülümsedim. "Bana eziyet etmediğin sürece, meraktan çatladığını görmek zevkli oluyor." dediğimde gözlerini kısıp pis pis baktıktan sonra kitabını tekrar eline aldı.

"Sen benden bok bir şey bekle!"

"Ya tamam tamam," elinden kitabı alıp geri yerine koydum.

Gözleri parladı, "Anlatacak mısın?"

"Nasıl anlatabilirim, bilmiyorum-"

"İyi gidiyorum, anneme..." yerinden kalkmak için hareketlendiğinde onu durdurdum.

"Ona aşığım..." pat diye söylediğimde durdu ama ben ondan daha çok şaşırmıştım. İçimden bile geçirmeye cesaret edemediğim şeyi sesli söylemek beni altüst etmişti. Devam etmemi ister gibi baktığında sıkıntılı bir nefes verdim. "Yani emin değilim, ben de henüz anlayamıyorum ama onu gördüm... Ahu'yu."

"Ahu mu?" Bir süre düşündü. "Yoksa o gün kafede bağıran güzel kız mı? Sevgilisinin ona öyle seslendiğini hatırlıyorum... hayır bu çok saçma olurdu..." Sonra bir şeyi farketmiş gibi kafasını salladı. "Tabi ya, o zaman bir haller olmuştu sana, o Ahu'ydu değil mi?"

"Evet o Ahu, sevgilisi diye bahsetmezsen sevinirim."

"Aptal kıskanç. Peki sen nereden anladın o olduğunu? Birbirimizi görmedik diyordun?"

"Daha öncesinde bana anlatmıştı, konuşmalarından anladım işte."

"Neyse, detayları sonra anlattırırım sana, kaldığın yerden devam et anlatmaya."

"Canımı o kadar sıkıyorsun ki..." hadi hadi der gibi el salladığında mecburen anlatmaya devam ettim.

"Onu gördüğümden beri sürekli onu düşünüyorum. Bir an olsun atamıyorum aklımdan..." Ahu oradaymış gibi tek bir yere odaklanmıştım. "Sadece üç haftadır hayatımda, ama tüm hayatımı ele geçirmiş gibi hissediyorum."

"Eee?"

"Onu tekrar görmek istiyorum."

"Bunun için delirmiş gibi hissediyor musun?"

"Fazlasıyla."

"Ne kadar çok görmek istiyorsun?"

"Arayıp bunu ona söyleyecek kadar."

"Seni durduran ne?"

"Hala aklında o herif var ve dertlerini anlatabileceği tek arkadaşı benim. Bunu ondan almak istemiyorum."

"Onunla buluşsanız ilk ne yaparsın?"

"Sanırım on-"

Durduğumda dönüp ona baktım. "Ne yapıyorsun sen?" Dediğimde kocaman kahkaha attı. "Oğlum sen bitmişsin, hipnoz oldun resmen!

Ayaklandım. "Elinde maskara olduğuma inanamıyorum, sen şeytanı ayakta uyutursun kızım. Dua et sevgilinle aranız bozulmasın."

Koluma yapıştığında, "Bırak Allah için, yarım saattir kız bekliyor, telafi etmek adına evlilik teklifi bekleyebilir-"

"Ne yapacaksın, anneme mi söyleyeceksin?"

"Beddua edeceğim."

"Allah'ım onu kâleye alma sakın!"

"Aptal, bırakta gideyim artık."

Bıraktı. "Ben daha temiz kalpli biri olduğum için senin bedduandan önce benim duam kabul olacaktır, gidebilirsin yani."

"Evet evet, kesinlikle çok temiz bir kalbin var..."

Eliyle çıkmam için kış kış hareketi yaptı. "En heyecanlı yerinde geldin kitabın, deccal misin nesin..."

Ayça'nın yanına dönerken ne yapacağımı biliyordum. Bu işi kendim halledecektim. Eğer Ahu'nun karşısına çıkmak istiyorsam bu saçmalıkları başımdan def etmem gerekiyordu.

Annem çok tatlı ama istekleri hakkında çok katı bir kadındı. Eğer Ayça ile beni uygun gördüyse muhakkak olmak zorundaydı, o yüzden itiraz etmekten çekiniyordum, ama çok geç olmadan halletmezsem eğer olayın boyutu artık engelleyemeyeceğim bir raddeye gelebilirdi.

Rahmetli babamın dileklerini, kendisine bir şey olmadan yerine getirmek istiyordu. Ben onu anlıyordum, ama annem bu işlerin zorla olmayacağını hala anlayamıyordu.

Büyük ablamı sevmediği biriyle evlendirmişti, eniştem çok iyi ve anlayışlı biri olmasına rağmen ona aşık değildi ve bu mutsuz olması için yeterliydi. Birbirlerine saygı çerçevesi içinde bir şekilde yaşıyorlardı işte.

Ayça telefonuyla uğraşıyordu, geldiğimi farkedince hafifçe gülümseyerek telefonu masaya bıraktı.

"Kusura bakma çok beklettim biliyorum, ablam baya oyaladı beni."

"Sorun değil, ben de biraz çalıştım sen gelene kadar. Arkadaşım yazmış ona bakıyordum."

"Anladım." Yanında ki çalışma sandalyesini aramızda biraz mesafe bırakacak kadar çekip oturdum.

"Bunu çizdim, yani çok iyi olmadı ama deniyorum işte..."

Önüme koyduğu kağıdı tüm dikkatimi vererek incelemeye başladım. "Hmm... hiç fena görünmüyor."

"Gerçekten mi?"

"Evet, genel çizimin iyi zaten. Sadece gölgelendirme yaparken sorun yaşadığını görüyorum. Çizgilerinin sert olduğunu sana daha önce de bir kaç kez söylemiştim, ama aynı devam etmekte ısrarcısın gibi görünüyor," daha yumuşak görününen bir yeri işaret ettim. "Bak, burası daha iyi."

Ona döndüğümde elini çenesine yaslamış dikkatle beni izlediğini gördüm. Bunu farkedince utanıp elini indirdi ve gösterdiğim yere baktı.

"Evet evet, orası daha iyi gibi..."

Bu durumdan inanılmaz sıkılıyordum.

"Bak, anlattıklarımı iyi dinlemen gerekiyor, ilerleme kaydetmediğin sürece bu derslerin bir anlamı yok..."

"Ben öyle düşünmüyorum..." diye kesti lafımı. Kaşlarım çatılmıştı.

"Aslında," diye başladı kararsızca. "Dersler umrumda değil."

"O ne demek şimdi?"

"Seninle vakit geçirmek istediğim için."

Derin bir nefes aldım. Sanırım şimdi tam zamanıydı.

"Bu evlilik olmayacak Ayça." Pat diye konuya girme konusunda üstüme yoktu belkide.

Kıza inme inmişti sanki. "N-nasıl yani?"

"Gerçekten sevmediğim biriyle evleneceğimi düşündüğünü sanmıyorum. Sen iyi bir kızsın ama ben sana aşık değilim. Beni asıl üzen de bunun farkında olmana rağmen seni sevmeyen biriyle evlenmeyi kabul etmiş olman. Neden bunu kendine yapıyorsun?"

Gözleri dolmuştu. "Ben... Ben seni sevdiğim için..."

Elimden geldiği kadar ılımlı bir sesle konuşmaya çalıştım. Onu incitmeyi istemiyordum. "Beni seviyor olaman kendine bu saygısızlığı yapacağın anlamına gelmiyor ki? Üstelik her şeyi geçtim sence de çok erken değil mi evlilik için? Elbette bu senin karar verebileceğin bir şey, ama daha on dokuz yaşındasın. Hayata yeni başlıyorsun. Aynı şekilde ben de. Böyle büyük kararlar için çocuk sayılırız."

"Ben sandım ki, eğer birlikte vakit geçirirsek sen de bana ısınırsın, biribirimize alışırız..."

"Özür dilerim ama bu imkansız..." Yaralayıcı olacaktı ama bunu ona da söylemeliydim. "Ben başka birisine aşığım."

"Ne?" Ellerinde ki gözleri hızla bana dönmüştü.

"Evet ve bunun geçici olduğunu sanmıyorum."

"Boşuna kürek sallama diyorsun..."

"Evet, öyle diyorum."

Bir süre boş boş bakındı.

"Senin gerçekten mutlu olmanı çok isterim. Eminim karşına seni çok seven biri çıkacak, onunla mutlu olacaksın."

"Bu dileklerine ihtiyacım yok, dediğim gibi sadece umut ediyordum, eğer bu kadar netsen hala peşinde koşmaya devam edecek değilim."

Eğer samimiyse rahatlamıştım. Çok büyük rahatlamıştım.

"Anlaştığımıza sevindim," duraksadım. "Geriye anneme bunu söylemek kaldı." En zoru buydu ya zaten.

"Onu ikna edeceğimden emin olabilirsin."

"Umarım dediğin kadar kolay olur."

Kağıtlarını önüne doğru sürdüm.

"Madem derslerde umrunda değil, buyur o zaman."

"Postalanıyor muyum?"

"Elbette hayır. Yine çalışmak istersen, çaba gösterdiğinden emin oluduğum sürece sana yardımcı olurum. Ama samimiyetle tüm aklının derste olmasını şart koşuyorum."

"Bunu düşüneceğim," kağıtlarını toparlamaya başladı. "Yine de nazik olduğun için teşekkür ederim, Efe. Üzülsemde hiç incinmedim, beni direkt hayatından çıkarmaya çalışmaman çok ince bir hareket. İnsanları gerçekten anlıyorsun ve rahat birisin, kasmıyorsun. Bu sayede kendimi kötü hissetmiyorum."

"Kötü hissetmemene sevindim, kötü hissedeceğin bir durumda yok zaten. Konuşmak her şeyi çözer." İstisna durumlar olsada.

Bunun istisna bir durum olmaması rahatlatıcıydı.

Annemle de konuştuktan sonra artık rahatça Ahu'ya 'buluşalım' diyebilecektim.

Elime kalem alıp onu gördüğüm kadarıyla çizmeye başladım.

Onu tekrar görmek için deli oluyordum.

---------

Selamm! Diğer bölümlere göre en uzun bölüm oldu. Umarım hoşunuza giderrr.

Ayça karakteri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Farkettimde hiç şerefsiz karakterimiz yok, şerrolukta master yapmış bir adet Eva'mız var sadece. Berk desen elindekinin değerini anlayamayan safoz salak bir erko. Sanırım şerefsizlik yaptırmak benim harcım değil.

Okumak istediğiniz karakter, olay varsa yazın, bir değerlendirme yapayım. Ben bazen ne yazıp yazmayacağımı unutuyorum çünkü...

Ay çok konuştum, lütfen herkes yorum yapsın, öpüldünüz :*

Loading...
0%