@deareader
|
Bol bol yorum gelirse 10. Bölümüde atacağım bugün, keyifli okumalar 🌟 ***** Efe arıyordu. Efe arıyordu, Efe arıyordu, Efe arıyordu. Kalbim ağzımda atıyordu. Ekrana bakarken elimi sanki yerinden çıkmasını engellemek ister gibi kalbimin üstüne bastırmıştım. Birden neden arıyordu ki? Berk endişeli bir şekilde koluma dokundu. Varlığını çoktan unutmuştum. "İyi misin, kim arayan?" Telefona eğildiğinde refleksle telefonu elimin altına, göğsüme sakladım. Kaşlarım çatılmıştı. "Sanane, seni ilgilendirmez." "Ahu, kim o arayan-" Telefon sustuğunda sinirle ekrana geri baktım. Kapatacaksa niye arıyordu ki? Sonrasında Berk'in suratına suratına çektirmeyi beklemiyordum. "Ya bak senin yüzünden ne oldu, beğendin mi yapatığını? Kapattı işte, kapattı!" "Kim kapattı Ahu, ne diyorsun?" "Ya bırak ya! Gidiyorum, sakın takip etme beni." Altüst olmuş hissediyordum, ruh hastası gibi davranıp duruyordum. Peşimden gelmediğine emin olarak yürümeye devam ettim, biraz ileride yeşillik alanı olan bir park vardı. Aşırı soğuk olsada biraz yüzüme yüzüme soğuk yemek istiyordum. "Erkekler olmasa ne güzel olurdu, kariyerimi düşünmem gereken yerde düştüğüm hale bak, rezilsin kızım, rezil!" Kuru olduğuna emin olduktan sonra bir ağacın altına oturdum. Beklemeden telefonu çıkarıp ona yazdım. Aramışsın. (15.35) Bir şey mi oldu? (15.35) Temiz havayı içime çekerken çoktan suratımın kırmızıya döndüğüne emindim, yaptığım azıcık makyajda uçmuştu muhtemelen. Efe; yanlışlıkla oldu. (15.37) Efe; kızdın mı? (15.37) Yanlışlıkla mı oldu? (15.37) Efe; evet. (15.38) Şu an yanımda olsa bir tane suratına çarpacağımı düşündüm. Bu sefer kalbim ağzıma gele gele ben aradım onu. Üçüncü çalışta açmıştı. Neyi düşünmüştü bu kadar? Sessizlik. Yine sessizlik. Daha çok sessizlik. Bir açılıp bir kapan ağzım en sonunda konuşmaya başladı. "Ya sen gerizekalı mısın, ne demek yanlışlıkla aradım, ne oluyor, Efe?" İlk defa sesli söylediğim ismi dilimi yakmıştı. Ve sanırım yine çığırmıştım. Hafif bir gülüş sesi geldiğinde dünyanın en güzel tınısını duymuştum. Sesini duymuş olsam bile çok net hatırlamıyordum o yüzden birazdan konuşacak olması kalbime zarar olabilirdi. "Niye gülüyorsun, komik bir şey mi söylüyorum ben?" "Hayır yine bağırdın, ona güldüm." Sesi... gerçekten inanılmazdı. Sesi kış rüzgarı gibiydi. Kafamı arkamda ki ağaca yaslayıp, kıkırdadım. Sinirim bir anda uçup gitmişti sanki. "Sanırım alışkanlık oldu." "Umarım bana özeldir." Sanki görüyormuş gibi umursamazca dudak büktüm. "Yani. Öyle her gün yanlış numara çevirip birilerine bağırmıyorum tabi." Tekrar güldüğünde donmuş suratımın sıcaklayıp çözüldüğünü hissettim. "Sevindim, herkes benim gibi hoş karşılamayabilir." "Ne demek bu şimdi, benim sesim çirkin mi, onu mu demek istiyorsun?" "Yorum yapmama hakkımı kullanmak istiyorum." Sesi eğleniyor gibi geliyordu. "Ha kötü yani," karşıma gelip oturan bir kediye sanki Efe'ymiş gibi kötücül bakışlar atıyordum. Sonra şeytansı bir gülümseme belirdi yüzümde. "Ve sen de ısrarla o kötü sesi duymak için aradın. Aynen yedim ben de." "Evet evet, öyle oldu." "Sen benimle dalga geçiyorsun bildiğin ya! Sen ne kadar şey birisin... şey biri... ney biri ya..?" "Evet ne biriyim, ben de merak ettim." Hâlâ dalga geçiyordu. "Pislik! Pislik birisin. Kapat telefonu arama beni tekrar. Bugün olanlarıda anlatmayacağım sana." "Sen aradın." "Hayır efendim, ilk sen aradın, ben açmamış olsam bile ilk sen aradın." "Evet, haklısın." Neşeli gelen sesi itiraf etmek istemediğim bir his yaratıyordu içimde bir yandan sinir bozucuydu. "Kapatıyorum ben." Kapatmak üzereyken ismimi söyleyişi beni durdurdu. "Ahu." İsmimi öyle söylemişti ki, sakinlediğimi hissettim. "Efendim?" "Biribirimizi daha çok arayalım." Bende öyle düşünüyordum. Atkımım püskülleriyle oynamaya başladım. "Neden? Zaten yazışıyo-." "Sesini duymak güzel hissettiriyor çünkü." Biri sanki avucumun içini gıdıklamış gibi parmaklarımı avucuma gizledim. "Olur, araşalım. "Araşalım." "Hoşçakal, Efe." Derin bir nefes aldığını duydum. "Hoşçakal, Ahu."
|
0% |