Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@deareader

Yanındaki kimse eğer beni çıldırtmıştı.

Hiç bir şekilde kıskançlık yapmaya hakkım olmadığını biliyordum. Ama onun o adam dokunup sarılması... kafayı yemiştim.

Bir saattir dört dönüp duruyordum. O adamı seviyor muydu öğrenmek istiyordum. Başkasından kastı o adam mıydı öğrenmeliydim. Ama anlaşılan o adam onu seviyordu.

Eskiden konuştuğumuz instagram hesabına yazmaya karar verdim. Eğer hala kullanıyorsa şanslı sayılırdım.

Hesabı kapatmamıştı.

william: lütfen bu mesajı gör ve bana geri dön.

william: yakınında olmamı istemiyorsun, ben de seni rahatsız etmek istemediğim için uzak duruyorum.

william: ama en azından buradan konuşmama izin ver.

william: lütfen.

***

Eski hesaplarımın birinden bildirim gelmişti.

deardiary, william adlı kullanıcı sana bir mesaj gönderdi.

Bana mesaj mı atmıştı?

Umursamamaya çalışıp uygulamadan çıkarken tekrar bildirim geldi.

william: yanında ki kimdi?

Anlık sinirle bildirimin üzerine tıkladım. Ona neydi? Hani yokmuş gibi davranacaktı?

deardiary: yanımdaki insanların kim olduğunun seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum.

deardiary: kıskançlık yapacaksan siktir git.

Neden bu kadar sinirleniyordum ki? Sinirlenince konuşmak istiyordum ama o bunu haketmiyordu.

yazıyor...

"Yazma Allahın cezası, yazma!"

william: sadece cevap ver.

william: birlikte misiniz, değil misiniz?

william: evet ya da hayır. Bir cevap istiyorum sadece.

deardiary: sana cevap verme gibi bir zorunluluğum yok.

deardiary: etrafımızda dolaşma.

william: değilsiniz yani.

deardiary: öyle bir şey demedim.

william: aslında cevaba ihtiyacım yok.

william: sen ona sarıldığında yüzünde oluşan ifadeyi gördüm. Anın tadını çıkarmak yerine hissettiği acıdan sama sarılamadı bile.

william: yine de o şanslı.

william: sen bana asla öyle sarılmayacaksın.

william: o seni kazanmış.

william: ben seni tamamen kaybettim.

Yıllar boyu onu unutmak isterken her gece kendimi kandırıp onu düşlediğim çok olmuştu. Defalarca rüyalarıma girmişti, hala giriyordu. Onun beni unuttuğunu düşündüğüm bir sabahın gecesinde hiç olmadığım kadar yakınında görürdüm kendimi.

Ona sarıldığımı düşlemek en güzel şeydi.

Şimdi gerçeği vardı, hala onu deli gibi istesemde artık olmazdı. Bana iyi gelmiyordu. Bana bıraktığı onca hasardan sonra onunla olmak kendime yaptığım en büyük saygısızlık olurdu.

Telefonu masanın üstüne bırakıp önümdeki tabağa baktım. Ne büyük hevesle uğraşıp yapmıştım bu yemeği. Şimdi gram iştahım kalmamıştı.

Saklama kaplarına koyup buzdolabına kaldırdım.

"Evet beni tamamen kaybettin, Allah'ın cezası. Bir daha rüyanda görürsün beni."

Bulaşıkları makinaya dizerken söyleniyordum.

Elimin altındaki tabaklardan birine çarpıp yere düşürdüm.

Kırılmıştı.

"Al işte. Her türlü zararsın."

Parçaları almak için eğildiğimde gözümden bir damla yaş düşmüştü yere.

Kesinlikle destek almalıydım, ruh halim perişandı.

"Ne istiyorsun ki benden..." çöktüğüm yere oturup sırtımı dolaplara yasladım. "Beni seviyormuş..." sildiğim yaşların arkası kesilmiyordu. "Sen ne anlarsın ki sevmekten..."

"Allah'ım neden, neden, neden!"

"Neden yok olup gitmiyorsun ki? Aklımdan da hayatımdan da çık git işte!"

Büyük kırıkları toplayıp geri kalanı öylece bıraktım.

Ona sarılmayı o kadar çok istiyordum ki.

Bunca zaman özlemden delirmiştim, şimdi bu kadar yakınımdayken uzak durmak canımı yakıyordu.

Tüm gece onu düşünmemeye çalışarak uyumaya çalıştım.

Güneş doğduğunda tamamen uykusuzudum.

Loading...
0%