Adalet terazisi yıllardır hatta yüzyıllardır dünyada insanları en çok ilgilendiren şeylerden biri, asla sasmamasi gereken, yolunun sapamayacagi tek terazi.Yada sapmamasi gereken demeliyim sapmiyor mu derseniz aslında tam olarak öyle olduğunu söyleyemem. Adalet bir ölçü birimi mi , yoksa bir kural mı, kimisine göre bağlı olmak zorunda kaldıkları ama tam olarak baglanamadiklari bir kural, kimilerine gore şu kadar adaletli bu kadar Adalet diyebilecek bir ölçü birimi,kimileri için ise bir yaşam biçimi Deniz içinde öyleydi çocukluğunda başlamıştı Deniz'in adalete olan aşkı, tutkusu, bağlılığı, heyecanı, şaşan adalet terazisine karşı çıkanlardan biri de oydu.10'lu yaşlarında başlayan "Hak, Hukuk, Adalet" aşkı onu ilerleyen yaşlarında adaletsizlige sıfır tahammül bir insana dönüştürdü. Deniz lisenin ilk yıllarinda hayalindeki universitede hukuk fakültesi kazanmak icin bütün zamanını ve çabasını ortaya koymuştu bile adeta hayatını bu hayale adamıştı. Lisenin son yılına geldiğinde adalete olan tutkusu ve bağlılığı her zamankinin yüzlerce belki binlerce katıydı bu hayal için yanıp tutuşuyor ve sadece adaleti sağlamak istiyordu.Sinava girdiği ilk yıl istediği üniversitede hukuk kazandı. "ANKARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ" hayallerindeki okulda geçen stresli, mutlu, heyecanlı 4yil sonunda bitti. Üniversiteyi 1.likle bitirdi. Peki Deniz kimdi? Hukuk tutkusunu hepimiz biliyoruz peki Deniz aslında kimdi? Deniz İzmirli öğretmen bir ailenin üçüncü kızıydı ondan önce iki ablası vardı ama onlar ondan oldukça buyuklerdi Deniz doğduğunda büyük ablası 10 küçük ablası 5 yaşındaydı. Bu bazen onun için bir avantajdi bazense dezavantaj birazda Denizin nasıl gözüktüğünden bahsedelim küçüklüğünden beri boyunun uzunluguyla dikkat çeken adaletin yanında spora da aşık bı kızdı Deniz. Uzun boyu, koyu kahve düz saçları, kehribar rengine kaçan kahve gozleri, esmer teni, uzun koyu renk ok ok kirpikleriyle kara kaş kara göz diye tanimlanabilicek bir kızdı Deniz