@defne_2024
|
1 Şubat 2012 Bugün benim Doğum günümdü...Soğuk bir kış günü, 5 yaşıma giriyordum.Umutla babamın doğum günümü kutlaması için telefonun başında bekliyordum çünkü her doğum günüde beni arardı ama bu sefermedense aramamıştı. Babam bor bereli askerlerdendi o yüzden işi çıktığı için beni arayamadığını düşünüyordum. Ta ki kapı çalana kadar. O kadar büyük bir hevesle, heyecanla kalkmıştım ki babam geldi diye... Kapıda bir asker vardı ama o babam değildi. O an o askerin ağzından çıkan şeyi çok net hatırlıyorum, demişti ki "Eşiniz Batu Bey, şehit olmuştur, başınız sağ olsun." O zaman askerin ne demek istediğini anlamamıştım. Annem hıçkırıklar içinde yere çökmüş bir şekilde ağlıyordu. Bende demiştim ki " E ama anne babam ölmemiş ki şehit olmuş, neden ağlıyorsun ki? Geçen mustafa abim ' Şehitler ölmez kuğu, şehit olurlar' demişti?" E o zamanlar tabikide şehitin ne demek olduğunu bilmiyordum. Günümüz Evet tanışmadık, ben Kuğu. 17 yaşındayım ve lise 3 öğrencisiyim. Annemsiz yaşıyorum çünkü annem beni 5 yaşımdan sonra hasta olup unuttu. 9. Sınıfa kadar teyzemle yaşadım, 9. Sınıfta ise kendim en yakın arkadaşım Tuğba ile bir öğrenci evine yerleştik. " Kumru'cuğumm, kahve ister misin?" Tuğba'yı çok seviyorum bence tatlı bir yapısı var. O kahverengi saçlı, mavi gözlü ve güzel bir kız. " olur tatlımm" diye cevap verdim. Bu gece okuldan birkaç kızı davet edip beraber pijama partisi yapmaya karar vermiştik. Kızların hepsi gelmeyi kabul ettiler. Genelde kalabalık ortamları, insanları çok sevmem ama Tuğba'yı kırmak istemedim. Kahvemizi içtikten sonra kızlardan ilk Eyşan ve Seda gelmişti ve birkaç dakika sonra öbür kızlar da geldi; Zeynep, Aslı ve Asya. Normalde içmekten nefret eden bir insandım ama arkadaşların gazıyla herkes fazla içmişti. Seda ağlamaya başladı, sevgilisi onu aldatmış. Hayat böyle şeylere ağlayana daha zordur. İnsan böyle şeylere ağlamak yerine, onu aldatan sevgilisini takmaması gerekir bence. Evet, bu cümleyi aynen ona söyledim ve sonunda çenesini kapattı. Sanırım birşeylerin farkına vardı. Sabah oldu, bugün okul vardı. Dişlerimi fırçalayıp üzerimi değiştirdim. O sırada Tuğba saçlarına fön çekiyordu. Ah Tuğba ah... kesin gene laf attılar " Tuğba, sana kaç kere söyledim fön çekme artık şu güzel saçlarına yıpratıyorsun, bir şerefsiz gene seni kıskanıp laf mı attı!?" Tuğba, " Evet ama artık onlara takmıyorum dediğin gibi, benim saçlarım çok güzel, fön çekmemin nedeni bugün okul gezisi olması, unuttun mu yoksa?" Evet, kesinlikle unuttum. "o vardı değil mi!" Dedim büyük bir sitemle. Hem ayrıca içimde kötü bir his var. " E ben daha hazırlanmadım. Hem, bir şey soracağım; hangi okul bir gezi için sadece birkaç öğrenci seçer ki? Bana hiç ikna edici gelmedi." Dedim. Tuğba; " Yaa amann boşver de hazırlan, alt tarafı bir gezi Kuğu, hem 10 yaşında diğiliz kendi çağremize de bakabiliriz." Dedi. Bende onaylayıp üstüme beyaz bir crop, altıma pantolon giydim. Saçlarımı Tuğba yaptı, gerçekten çok güzel saç yapıyordu. Saçlarım hafif dalgalandıktan sonra kırmızı bir rujla konbinimi tamamladım. Normalde daha önce çok geziye gitmiştim ama nedense bu sefer içimde kötü bir his vardı. Görecektim, ben zaten bela mutlatısı olarak dünyaya gelmiş bir gölgeydim. devam edecek:) |
0% |