@defne_yazar
|
hemşireler işlerini bitirince perdeyi açmışlardı fakat o yoktu onu son gördüğümde önümüze bir perde çekilmişti fakat şimdi yoktu acaba ben rüya falan mı görmüştüm acaba diye bir düşünmemiş değildim kesin bu bir kabustu ve ben kesin bie yerlerlerimi kırdığım için buradaydım ne kadar da saçma bir cümle kurmuştum ben öyle delirmişmiydim acaba yoksa buda mı kabustu umarım kabusutur umarım bu yaşadıklarım hayaldir umarım pek hayal gibi durmuyordu evet kesinlikle bu hayal falan değildi herşey fazlasyla gerçek duruyordu serumlar kalp cihazları bilemiyorum belkide gerçekçi bir kabusun içindeyimdir her zaman umduğum gibi bununda sadece bir kabus olmasını istemiştim fakat kabus olamayacak kadar gerçekti evet bu kesinlikle gerçekti ve ben gerçek bir kabusun içindeydim artık bunun farkındaydım.
güneş senin için çok endişelendim iyimisin gerçi pek kolay birşey atlatmadın eğer aras seni buraya getirmeseydi belkide kan kaybından ölebilirdin senin cenazeni taşırdık valla ordan buraya.
bekle ne cenazesi neyden bahsediyorsun sen deniz. nasıl yani hatırlamıyormusun sen şimdi bir haftadır burada komada yatıyorsun ve sen bir hafta öncesini hatırlamıyormusun şimdi. neyi hatırlamam gerekiyor bilmiyorum fakat bir hafta derken neyden bahsediyorsun anlamıyorum ben yaklaşık 15 dakikadır burada yatmıyormuyum yani şimdi ve düştüm diye biliyorum ben yoksa bilmem gereken başka birşey daha mı vardı benim. aman tanrım sen hatırlamıyorsun. hem ayrıca tanrı değil allah diyeceksin deniz'cim. deniz bana şaşkın bir suratla bakınca gerçektende ciddi olduğunu farketmiştim neden bana o kadar ciddi bakıyordu ki bunun tam olarak gerçek olduğunu o an anlamıştım şaka yapmıyordu yada bu bir kabus değildi ben gerçekten yaşıyordum bunları peki bana 15 dakika gibi gelen şeyler neden bir hafta önce yaşanmıştı yada en garibi ise ben neden hiçbirşeyi hatırlamıyordum neden bir hafta öncesini hatırlayamıyordum neden sadece onunla arama perde çekildi diye hatırlıyordum neden herşey bir kabustan ibaret olamıyordu neden herşey bu kadar gerçek olmak zorundaydı ki. güneş sen emin misin hiçbirşey hatırlamadığına ne biliyim şaka falan yapmıyorsun değil mi canım arkadaşım. bilmiyorum sanki hiçbirşeyi hatırlayamıyorum sadece aras'ı perdenin arkasında gördüğümü hatırlıyorum sanki diğerleri yok olmuş gibi hatırlamıyorum. eyvahlarım olsun sen kafanı çarptığında sanırım biraz fazla çarpmışsın kafanı. peki aras onu en son perdenin arkasında kalırken görmüştüm. he sen o manyak orospu çocuğunu diyorsun evet o seni acile kadar getirdi evet birkaç salise bakıştınız falan filan sonrada bu gerizekalı sizin aranıza perde çekilince nedenini bilmediğim bir şekilde dışarı kaçtı kaçtı diyorum çünkü gerçekten de kaçtı. nasıl yani? ama ben onu en son 15 dakika önce gördüğümü hatırlıyorum. senin 15 dakika önce hatırladığın şey aslında bir hafta önceydi güneş. nasıl bir hafta önceydi ama ben biliyorum onu 15 dakika nce gördüm hatta senide 15 dakika önce gördüm ağlıyordun nedenini bilmediğim bir şekilde ve sonrası ise sadece bir uykuya yatmış gibiydim bilmiyorum derin bir kabusun içine girmiş gibiydim sanki sadece bu kadarını hatırlıyorum. ama bu doğru değil bunların hepsi 1hafta önceydi ve sen yaklaşık bir haftadır burada acilde yatıyorsun seni bir hafta boyunca hatta uyutmak zorunda kaldılar beyin kanaması geçirme ihtimaline karşı olarak ve nasıl oldu bilmiyorum ama vücudunda yüzden fazla çizik ve morluk vardı bunu sana kim yaptı güneş bak bana söyleyebilirsin söz veriyorum ki o kaltak herifi bulup ağzına sıçmazsam banada deniz demesinler lütfen bak gerçekten bana güvenebilirsin bunu bana söyleyebilirsin çekinmene gerek yok gerçekten.
denize gerçekten güveniyordum fakat bunu yapamayacaktım ona neden yaralarımın olduğunu söyleyemezdim özelliklede bu kalıcı yaraların babam yüzünden oluştuğunu ona söyleyemezdim bunu kaldıramazdı deniz özelliklede babama bunu yapmasına izin vermeyecektim ne kadar o bunları bana yapmış olsada ondan benden başkasının intikam almasına izin veremezdim bende intikam almazdım zaten ne kadar başkası bana zarar vermiş olsada ondan intikam alırsam benimde ondan bir farkımın olmayacağını biliyordum ve bu yüzdende ondan bana ne kadar zarar verirse versin asla intikam almayacaktım bu asla doğru olmazdı çünkü intikam almak beni ona benzetirdi ve çiziklere gelecek olursak onları asla kendimin sebep olduğunu denize söyleyemezdim o benden zaten çok daha iyi bir arkadaşı hakkediyordu ve bende bir gün o beni satana kadar sevecektim onu çünkü ben ona kendimden çok bağlıydım ve oda bana sanırım onun beni asla satmayacağına yemin edebilirdim çünkü bir can bir kalpten iki kat daha önemliydi ve sonuç olarak deniz beni asla bırakmazdı asla beni satmazdı ve beni satacağı zaman kendi canıma bile kıyacaktım. güneş eğer acıktıysan sana kantinden birşeyler alabilirim yani tabi istiyorsan. aslında olur baya bir acıkmışım kantinden birşeyler alsan aslında fena olmaz tabi hastanenin kantini varmı ki. hastanenin kantini var sen merak etme ben şimdi hemen alıp gelirim sana birşeyler. peki teşekkür ederim deniz sen bu dünyadaki en iyi arkadaşsın. pek iyi bir arkadaş olduğum söylenemez ama neyse herşey senin iyiliğin içindi bunu umarım bilirsin yada hatırlarsın umarım ki. nasıl yani iyi bir arkadaş olduğum söylenemez derken neyi kastettin anlamadım deniz. hiçbirşey sadece kendi kendime söyleniyordum neyse boşver gitsin.
deniz acilden çıkınca neden kendi kendine söylendiğini anlayamamıştım neden iyi bir arkadaş olduğum söylenemez demişti ki neyi hatırlamam gerekiyordu anlamıyordum parçaları nasıl bir araya getirmem gerektiğini bilmiyordum aslında hafızam belki düzelse bütün parçaları yerlerine oturtabilirdim fakat bunun için hafızamın tekrar yerine gelmesi gerekiyordu ve ben nasıl tekrar hafızamı kazanacağımı bile bilmiyordum fakat şundan emindim ki deniz benden birşeyler gizliyordu ne gizlediğini daha tam olarak kestirememiştim fakat elbet bir gün elbet ki bir zaman hafızamn yerine gelecekti ve ben o zaman onun bütün kirli çamaşırlarını ortaya dökecektim elinde sonunda hafızam gelicekti sonuçta ve onuda o gizli saklı işlerinide ona bir güzel sokup çıkaracaktım bunun nasıl olacağını bilmesemde bir şekilde yapacaktım sonuçta inatçıydım ben benim inadığımı bu güne kadar kimse hafifletememişti kimse benim inadımdan kaçamamışken denizinde kaçamayacağına bahse bile girerdim çünkü benimle kim başa çıkmaya çalışırsa çalışsın her zaman yenilen benimle başa çıkmaya çalışan kişi olurdu ve hepte öyle olacağına bahse girerim. hastane yatağının yanındaki küçük sehpada duran bir bardak suyu alıp içtiğimde suyun tadı o kadar garip gelmişti ki sanki suyun içinde birşey varmış gibiydi peki ne vardı ki bu suyun içinde tatlı gibiydi sanki içine şeker atılmış gibiydi suyun tadı fakat tam olarakta şeker atılmış denemezdi tonlarca şeker atılmış gibiydi ve acı gibiydi de suyun tadı normal değildi biri birşey mi atmıştı suya yoksa suya ilaç falan mı konulmuştu anlaması gerçekten baya bir zordu.yavaşça ayağa kalkıp suyu tam yerine koyacakken elim titremeye başlamıştı ve su bardağı yavaşça ellerimden kayıp yere düşüp kırılmıştı daha sonrası ise başımda anlatamayacağım kadar baya büyük bir ağrı oluşmuştu nedenini anlamak zor değildi suyun içine ilaç karıştırılmıştı fakat ne ilacı olduğunu bilemiyor olmak bir hayli can sıkıcıydı ellerimdeki titreme ve baş ağrım iyicene büyümüştü ve daha sonrası ise yere düşmüştüm ve sonrası karanlığa gömülmüştü. karanlık her zaman korkutucu olmuştu benim için fakat en korkutucusu ise karanlığın ta kendisine dönüşüyor olmaktı ne kadar karanlıktan korksamda asıl karanlığın kendim olduğunu belkide yeni öğrenmiştim karanlık bendim ve buda benim hayatımdı beyaz atlı prenslere asla inanmamıştım belkide fakat onların beni bulamayacağınıda bilmek pek can yakmıyordu çünkü benim beyaz atlı prenslere ihtiyacım yoktu benim iyi bir arkadaşa ihtiyacım vardı ve ne yazık ki insan arkadaşı için zehir bile içerdi ve bende bunlardan biriydim kesin olarak söyleyemezdim sonuçta öyle değil mi kesin konuşmak gerçekliğin bir algısı değildi gerçekliğin algısı ciddiyetlikti kesinlik gerçeklik içermezdi yalan içerirdi eğer biri kesin konuşursa onun tam olarak gerçek konuştuğundan emin olamazdım bu yüzden gözlere bakardım çünkü gözler yalan söylemezdi kalp yalan söylesede gözler asla yanıltmazdı sonuç olarak ve benim bu hayatta kimin gözüne bakmışsam o her zaman yalan söylemişti denizin gözleride hep yalan söylemişti bana fakat ben ona yalan söyledin bana diyememiştim onun suya zehir kattığını bilecek kadar zekiydim o zehiri bana içirerek hafızamı siliyordu fakat bilmiyordu ki bu zehir benim organlarımıda bozuyordu beni yavaş yavaş öldürdüğünü bilmiyordu ne kadar acıdır ki belki bilse gene yapacağını biliyordum aptal değildim sonuçta aptal olacak kadar da beyinsiz bir değildim ben denizden daha zeki bir yapıya sahiptim ve insan ölürse sevdikleri için ölürdü sonuçta bende onlara acı çektirerek ölmek yerine sessiz ölmeyi tercihlemiştim belkide fazla iyimserdim bilmiyordum fakat umrumda bile değildi dostlarım için ölmek bile daha mantıklı geliyordu bana. güneş özür dilerim sana bunu yapmamalıydım ama beni affet lütfen eğer bunu yapmasaydım hafızanı hızlı kazanabilirdin ve herşeyi sen anlamadan bitirmek istedim bunu sana yaptığım için affet beni sana yalvarıyorum. sadece bir kabusun aslında sevdiklerimiz olabileceğini asla düşünmemiştim en büyük ve en gerçek kabus her zaman en çok güvendiğimiz yollardan geçiyordu ve bu yollar malesef ki sevdiğimiz insanlar oluyordu her zaman güvenmek değildi mesele her zaman mesele kime nasıl ve ne kadar güvendiğindi güvendiğin kişi senin aslında dostun mu düşmanın mı bunu sorgulamak gerekirdi her zaman fakat benim gibi hatalar yapmamak için önce arkadaşına olan güvenini sorgulamalıydı insan evet ben bir hata yapmıştım güven konusunda ve belkide çok yanlış birine güvenmiştim çok yanlış kişiye bağlanmıştım ama bundan asla ama asla pişmanlık duymamıştım çünkü o kişi ne kadar canımı yakarsa yaksın onu hala sevicektim bu ölüm demek bile olsa ona karşı her zaman bir güven bir sevgi besleyecektim çünkü insan en büyük hatayı sonuçta bağlanarak yapardı ve bende en büyük hatalardan birini yapmıştım birine bağlanmıştım. güneş lütfen aç gözlerini lütfen senin daha yaşayacak çok ömrün var nolur aç gözlerini sana yalvarıyorum seni öldürmek değildi amacım nolursun aç gözlerini lanet olası hastanede bir tane bile doktor yok mu arkadaşım gidiyor gözlerimin önünde güneş lütfen beni bırakma bizi bırakma seninle daha çok bara gidicez yada bilmiyorum seninle daha çok anı biriktireceğiz lütfen beni bırakma senden başkasını asla istemem yanımda nolursun beni bırakma sana yalvarırım lanet olsun ölme lütfen seni gerçekten bu hayatta herşeyden çok sevdim belkide bir arkadaştan fazlası oldun benim için benim için kanka oldun her zaman nolursun ölme benim yüzümden benim yaptığım bir kazık yiyerek ölme nolursun. bir insan kaç kere ölebilirdi ki ölmeyi düşleyen ve sonundada ölüme kavuşan bir insan olmuştum belkide hep düşlemiştim ve sonundada gerçekleşmişti ve ne kadar yaşamak istesemde artık cennet kapısına ulaşmışken geri dönmek pek mantıklı olmazdı sonuçta artık beyaz ışığa gitmeliydim ne kadar denizi üzmek yanında kalmak istesemde fakat tekrar yaşarak cehennemi yaşamak istemezdim sonuçta cehenneme gitmeden cehennemi yaşamak o kadar ağır gelmişti ki bana belkide bu eşsiz yolculuğum bu eşsiz hayatımın bir sonu olmalıydı sonuçta değilmi hayat geride bıraktıklarımız bizim için ne kadar üzülsede geri dönmeyi asla istemezdim geri dönerek o şeytandan farksız arası görmeyi istemezdim ve onlar ne kadar benim geri gelmemi isteselerde bunu yapmayacaktım farkındaydım hikayem başlamış ve bitmişti belkide bu bir başlangıçtır kim bilir bunun bir son olduğunu söyleyen kim sonuçta evet belkide beyaz ışığı görmüş olabilirdim oraya yavaş yavaş adım atıyorda olabilirdim fakat bu öldüğümü tam olarak kanıtlamazdı değil mi?. belkide bu hayattaki en büyük hatayı ben yapmıştım kendi arkadaşımı öldürerek en büyük günahı ben işlemiştim belkide fakat bunu onu öldüreceğini nereden bilebilirdim ki ben sonuçta ama her türlü suçlusu bendim ve kendi pisliğimdi bu benim kendi pisliğimi kendim temizleyecektim önce işlediğim cinayeti ortadan kaldıracaktım ve bizim çocuklar asla bunu bilmeyeceklerdi bilemeyeceklerdi buna izin vermeyecektim. öncelikle cesedi ortadan kaldırmam gerekiyordu ve bunu kimse görmeden yapacaktım tabikide cesedi aldım kimse görmüyordu daha sonra cesedi dışarı çıkarıp onu çöpe attım belkide kötü olabilirdim fakat umrumda bile değildi daha sonra kimse görmeden ortalıklardan kaybolmayı başarmıştım sonunda. başımda büyük bir ağrıyla gözlerimi açmıştım hadi ama daha az önce beyaz ışığı görmüştüm resmen bu melekler benimle dalga geçiyordu ne vardı sanki neden tekrar hayata dönmüştüm ki ben peki asıl soru benim çöplükte ne işim vardı kim atmıştı beni buraya en son hatırladıklarım ise denizin başımda ağladığıydı ve daha sonrası ise onun o içinden çıkan şeytandı sanırım o beni buraya atmıştı peki ben buradan nasıl çıkacaktım ki bilmiyordum nasıl çıkacağımı buradan bilemiyordum ne yazık ki sadece yardım beklemek zorundaydım kimse duymuyormuydu kimse görmüyormuydu beni kimse farketmemiş miydi beni hadi ama beni kim umursardı ki ben kimin için değerliydim ki kim benim değerimi bilmişti ki bu zamana kadar ben niye bir cesaret edip ümit ediyordum ki bu çok anlamsızdı. have hope for something so that when you want it,it shines like a stars. a person would live her destinty as it was written. (aras'tan) içime doğan kötü bir hisle hastaneye koşmaya başlamıştım hastaneye varınca gözlerim onu aramaya başlamıştı hastaneyi alt üst etmiştim fakat onu bulamamıştım korkuyordum ya başına birşey geldiyse ya öldüyse ve ben onun cesedini bile göremeden öldüyse o zaman ne yapacaktım ki ben hislerim bana onun yaşadığını söylüyordu fakat gözlerim onun öldüğünü söylüyordu hangisine inanmalıydım gözlere mi hislere mi? dizlerimin üstüne çökmüştüm evet onun ölmesini istemiyordum onun ölüp bu dünyadan silinmesini istemiyordum fakat gerçekler her zaman ağır olurdu zaten hisler yalan söylerdi benim için fakat gözler hislerden daha çok şey bilirdi benim için evet belkide ben onun yaşadığına inanıyor olabilirdim fakat gözlerim onun öldüğünü söylüyorlardı belkide ben yanılıyordum belkide yaşıyordu yada ben yavaş yavaş aklımı kaybediyordum bilmiyordum yoktu sonuçta o burada yoktu sanki hiç olmamış gibiydi onun olmasını istiyordum onu kızdırmak istiyordum onun benden nefret etmesini izlemek istiyordum ondan küfür yemek istiyordum ondan azar işitmek istiyordum onun yokluğu insana ne kadar acı çektirsede ben insan olmasam bile en az insanlar kadar banada acı çektiriyordu onun yokluğu o olmadan sanki başka zorbalayacak kimsem kalmamış gibi geliyordu kimseyi onun gibi zorbalayamıyordum istemiyordum tek onu zorbalamak istiyordum tek onun gülmesini istiyordum tek onun kızmasını istiyordum belki çok şey istiyordum fakat onunla istemedende olsa biraz anı biriktirmiştim ve bu anıların az olması beni üzüyordu belkide fazla anısı olmalıydı ve belkide onu sadece son gördüğüm şekilde hatırlayacaktı ruhu cennette olacaktı belkide bedeni ise mezarda olacaktı belkide beni duyabilecek miydi ki pek sanmıyordum fakat kalbimi gözlerimin inandığı şekilde inandırmak istiyordum kalbe inanmak ise acı verirdi bana ve ben acıdan nefret ederdim acı istemezdim. Man would never believe in the heart,he would only believe in what he saw or his eyes,in other words. kulaklarım bir anda çınlamaya başlamıştı bu hala birşeylerin canlı olduğu ve yardım istediği anlamına gelirdi gözlerim sarı olmuştu hemen hastanenin arkasındaki çöplüğe koşmuştum içimdeki bir ümitle çöplüğe baktığımda onun yerde hala yaşıyor bir şekilde olduğunu görmüştüm evet bu sefer gerçektende mutluydum peki neden mutluydum neden onun yanındaydım neden onun gözlerine bakınca mutlu oluyordum bilmiyordum fakat onu gördüğüm ve bulduğum an ona sarılmıştım istemsiz sarılmıştım ve oda bana karşılık vermişti bu beni nedensiz mutlu etmişti sanki anneme sarılıyor gibiydim ona hasretle sarılmıştım sanki hiç sarılmamışçasına gözlerinden korku akıyordu bunu sezebiliyordum benimde gözlerimden aynı korku akıyorudu neden buradaydı kim atmıştı onu bu çöplüğe bilmiyordum fakat denizde ortalarda yoktu bunu onun yaptığını düşünmemiş değildim fakat güneşi bu halde buradada bırakamazdım onu kucaklayıp tekrar hastanenin içine soktum daha sonrası ise güneşin ayağına alçı takılmıştı doktor tekrar yaşaması bir mucize demişti fakat ben neden öyle dediğini anlamamıştım doktor işini bitirip gittiğinde onunla tek kalmıştım nasıl tepki vermem gerekiyordu bilmiyordum ilk defa birine karşı bu kadar ne yapacağımı bilemez haldeydim onun yaşamasına gerçekten çok mutlu olmuştum fakat asıl sorun şuydu koskoca hastane güneşi öldü diye kaydetmişti sisteme ve aslında onun burada yanımda olup yaşıyor olması ise kafalarda soru işaretleri bırakıyordu ve bunda bende dahil olmak üzere nasıl yaşıyordu onu gerçekten çok merak ediyordum fakat bunların hepsini bir anda soramazdım onun biraz rahatlaması ve dinlenmesi gerekirdi sonuçta. ne olduğunu sormayacakmıydı neden bu halde olduğumu merak etmemiş miydi neden bu kadar rezil bir durumda olduğumu sormaycakmıydı yani hadi ama kimi kandırıyorum ki ben beni kimse değerli görmüyordu beni değerli gören insan sayısı yüzde%1,0 kısmı falandır oda zaten nadirdir beni kimse sevmez sonuçta ben sevilecek bir insan değildim sevilmezdim ben kimse sevmezdi beni sevilmeyi hakketmiyordum ben neden hakkedeyim ki hakkedecek ne yapmıştım ben bu dünyada sevgiyi hakkedecek ne yapmıştım ki cennet bile beni kabul etmemişken kim beni neden severdi ki deniz bile benden ne kadar hoşlanmadığını aslında bunların hepsinin bir numaradan ibaret olduğunu zaten göstermişti bunları bilmek için ise ölmek mi gerekirdi illaki gerçekleri göremeyecek kadar mı kördüm ben o kadar mı bağlanmıştım ben ona onun yılan olduğunu o kadar mı anlamamıştım ben yani onun bana ilk kazığı atacağını o kadar bilememiştim ben o kadar mı arkadaş kurbanı olmayı göze almıştım ben o kadar mı başından beri koynumda yılan beslemiştim ben bilmeden yılan beslemiştim koynumda istemeden bilmeden yapmıştım herşeyi o kadar dikkatsizdim ben o kadar aptaldım işte nasıl en iyi arkadaşımın beni ölüme atacağını bilemezdim ki ben ne kadar da kör olmuştum ben ona saf bir kördüm ben adeta aptal bir kör olmuştum. sen tam bir aptalsın kızım ona o kadar fazla güvenmemeliydin. allahım çıldıracağım beynim bile beni azarlıyor yeter artık hayatım boyunca intikam almadım fakat bu sefer herşey aynı olmayacak buna söz verebilirim çünkü bundan sonra değişeceğim intikamdan acıdan beslenen bir canavara dönüşeceğim ve böylece karşımda ki durursa benim ateşimde yanacaktı çünkü beni buna dönüştürmüşlerdi hayvanlara bile zarar veremeyen küçük kızı artık acımasız bir canavara çevirmişlerdi bunu bende istemezdim fakat bunun son bulması için intikam almam şarttı içimdeki şeytanı susturmak kolay değildi onu nasıl susturacağımı bile bilmezken birde bu birden ortaya çıkan intikam alma hırsı beni zorluyordu ya gerçektende bir canavara dönüşürsem bu beni korkuturdu canavar olmamalıydım fakat ne yapmalıydım ki bu durumda olmam bir hayli denizin suçuydu ve her suç cezasız kalamazdı kalmamalıydı da bence çünkü suçlu olan suçsuz olana suç atmamalıydı kendi cezasını başkasına yıkmamalıydı hayat böyle işlemeliydi böyle olması gerekirdi neden hakketmediğimiz birşeyi yaşıyorduk ki neden başkalarının hatalarını suçlarını ben yada bir başkası yaşıyordu ki insanlar birbirlerinin haklarını yada suçlarını bilip öyle yaşaması gerekirdi fakat onlar öyle yapmıyorlardı. the quilty should not go unpunished and not every punishment should be taken lightly. bana neden bu halde olduğumu sormayacakmısın? ne neden sorayım ki neden bu halde olduğunu zaten halin gayette açık ve ortada bunu neden sordun ki sen şimdi? bilmiyorum yani bana neden o kadar ilgili bakıyorsun çözemiyorum bir türlü de ondan sordum. bak bunun cevabını asla veremem. nedenmiş o şimdi neden cevabını veremezsin ki anlamadım? bilmem acaba neden veremem. lütfen benimle eğlenmeyi kesermisin ciddi bir soru soruyorum burda. peki senin ciddiyetini bozarsam ne yaparsın bana. nasıl yani ciddiyet derken bekle ne yapıyo.................. neden gıdıklıyorsun ki beni anlamıyorum ama tamam dur krize sokacaksın beni hahahahahah tamam yeter lütfen dursana yav dur krize gireceğim aras dur lan valla öldürme beni oğlum yeter lan bak bende seni gıdıklarım bırak lan beni iyi sen kaşındın valla gıdıklarım seni a gülmedi neden gülmedin ki neden suratıma bakıp gülüyon lan sen canına falan mı susadın valla bırak beni bak karışmam yapıştırım suratına bir tane ona göre. hadi yapıştırsana bana bir tane yeter ki sen yapıştır benim suratıma bir tane. ne anlamadım. boşver sen en iyisi sen yeter ki gül o bana yeter surat asmada. surat asma derken neyi kastettin anlamadım. hiçbir şeyi kastetmedim aslında bu elma varya ondan bahsettim. (arastan) allah beni ne yapsın allahım sen beni yerin dibine göm lütfen herşeyi boka bulaştırdım şimdide kesin deli olduğumu düşünecek yada akıl hastası falan düşünür ben o zaman ne derim ya of geberdim ben ya en iyisi deli taklidi yapayım ya belki anlamaz birşey oradan kurtarırım belki paçayı ben evet aslında bu gayet mantıklı deli taklidi yapıp kaçsam mı ya başına birşey gelirse allahım sana geliyorum yarrabim sen beni kurtar şu durumdan amin vallah ya. love cannot be explained with words,it is explained with the heart.whatever the heart feels,it is necessary to believe and act accordingly. |
0% |