Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2) bölüm ormanın içindeki bina

@defne_yazar

sabah kalkmıştım her yerim tutulmuştu masanın başında gece uyuyakalmıştım sahi ben nasıl masada uyuya kalmayı başarmıştım ki düşüncelere dalmışken annemin geldiğini farketmemiştim bile

kızım hadi kalk kahvaltı hazır

peki kalktım

annem genellikle hep böyle otoriter konuşurdu onunla konuşmalarımız tek bir kelimeyle yeterdi bizim için

kahvaltımı yapmış odama çekilmiştim benim için çok sıkıcıydı hayat aklıma dün gittiğim yer gelince tam olarak orayı keşfedememiştim asılnda oraya gitmem gerekiyordu çünkü orada gerçektende neler döndüğünü merak ediyordum oraya gizlice gidecektim çünkü annemlerin evde lması benim asla dışarı çıkamam demekti annemleri bir şekilde buradan göndermeliydim yoksa başka bir şekilde evden çıkamayabilirdim hemen annemlerin yanına gittim

ne var güneş bir sorun mu var

hayır yok aslında şey

ney??

anne bu gün evde durmasanız hem senin ayşe teyzeye'de sözün var ya

eeeee ne olmuş sözüm varsa biz onunla saat 14:30 ta seans ayarladık yani daha iki saat var

işte tamam şimdi gidin hem ben ders çalışacağım

sen iyimisin güneş çok garip davranıyorsun

yoo ben gayet normal davranıyorum anne lütfen biraz erken gitsen

peki dün doğum günün diye birşey demedim bu sefer de kırmayacağım seni ama bir daha bana böylesine saçma bir soru ile gelme lütfen

tamam anne

annemleri bir şekilde gönderdiğimde hazırlanmaya başlamıştım bile

orta boy bir tane sırt çantası

bir tane fener

bir tane su

bir tane cep telefonu

bir tane kalem defter

fener için piller bir kaç tane

yedek kibrit

çakmak

aslında kalem ve defter orada başıma birşey gelirse mektup yazmak içindi tabi mektup yazdığımda ne kadar sürede gider bilmiyorum ve asıl sorun mektubun gitmesi değildi bir tane haber güvercini gerekiyordu ama oda nasıl bulurum bilmiyordum neyse ki çantamı hazırlamıştım anahtarıda aldığımda çıkmaya hazırdım evden çıkıp kapıyıda kilitledikten sonra ormana doğru yürümeye başladım ormanın içine girdiğimde o binanın nerede hangi tarafta olduğunu hatırlamadığımı fark etmiştim sanırım direkt dümdüz gitmiştim geçen sefer dümdüz yola devam ettiğimde o binayı sonunda bulmuştum dışı yeni ama içi sanki savaş alanına dönmüş o bina kim niye yapar ki böyle bir bina içeri girmek için camın açık olduğu yere geldiğimde cam açık değildi binanı bir süre dolaştıktan sonra hiçbir yerin açık olmaması dikkatimi çekmişti sanki birşey gizleniyordu bu binada ama ben bu gizli şeyi ortaya çıkaracaktım sanırım içeri girmenin tek yolu camı kırmaktı yerde bulduğum taşla cama doğru attığımda cam tuzlabuz oldu taşın kırdığı cam parçalarını camdan attığımda sessiz bir şekilde içeri girdim içerisi bu sefer sessiz değildi bağırış sesleri kulaklarımı dolduruyordu bu bağırış sesleri sanki benim asla çığlık atamayan bir yarımın çığlık atması gibiydi koridorda biraz daha yürüdükten sonra tam bir kapını önüne gelmiştim ki topuklu ayakkabı seslerini duymaya başladığımda buranın müdürü veya sahibi olduğunu düşündüğüm kumral saçlı kahverengi gözlü sert bakışlı yaklaşık 25-30 yaşlarında gibi duran bir kadın bu ağzımı elimle kapatmış kadının gitmesini bekliyordum ki kadını telefondan biri arayınca konuşmaya başlamıştı konuşmasında bir gariplik yoktu ancak konuştuğu kişi kameralara bakmış ve bir kızın içeri girdiğinden bahsediyordu sanrım gerçekten sonum gelmişti şimdi yada sıçmıştım bir diğer kavramla kendimi bağırmamak yda ağlamamak için zor tutuyordum elim ağzımda konuşulanları dinliyordum saklandığım yer dikkatle bakılmadığında görülmeyecek bir yerdi kadın bir süre daha dibimde durduğunda nerdeyse kalp krizi geçiriyordum kadın hem dibimde hemde birbirimizin nefes seslerini duyabilecek kadar yakındık

kadın bir şekilde gidince rahat bir nefes aldığım sırada boynumda hissetiğim büyük bir acıyla neye uğradığımı şaşırdım gözlerim kapanıyordu her yeri bulanık görmeye başlıyordum en son elinde şırınga tutmuş bana gülümseyen o suratı gördüğümü hatırlıyorum sonrası yoktu

gözlerimi açtığımda hastaneye benzeyen bir odadaydım ama hastane değildi orası kesindi çünkü koluma takılan serum ve duvarları yıkık bir hastanenin olacağını pek sanmıyordum peki asıl soru burası neresiydi grimsi duvarlarıyla yosunlu duvarı olan bir hastane olamazdı bana ne olmuştu neden burada yatıyordum ve kolumdaki serum neyin nesiydi anlam vermek çok zordu en son o sırıtışı görmüştüm bir erkekti yüzünden anlamıştım ama böyle bir yerde neden yere yığılıp kalmıştım beni kim tedavi etmişti neden bayılmıştım hatırlaması güçtü benim için ama o erkek yüzünü asla unutmamıştım kulaklarına kadar bana sırıtmasını asla unutamazdım sonuçta aslında o surata baktığımda gayet yakışıklıydı tabi en son gördüğümde bayıldığım için onu sonra görmemiştim birkaç dakika sonra odaya bayılmadan önce gördüğüm kumral saçlı kadın girdi odaya ben ne olduğunu çözmeye çalışıyordum daha

seni küçük meraklı sincap demek buraya izinsiz girdin he

pardon sizi tanımıyorum bana ne yaptınız

sana daha birşey yapmadık ama her an yapabiliriz

ne!!!??

kadının tek söylediği buydu her an sana bir şey yapabiliriz aman ne güzel bende zaten bilmediğim tanımadığım bir insanın elinden ölmek istiyordum ya aman ne komik.

Kadın birkaç kez daha aynı şeyleri söylediğinde anlam verememiştim neden ölecektim bana ne yapacaktı öldürecek miydi ailemi mi tehdit edecekti peki nasıl yapacaktı bunu onları tanıyormuydu yerlerini biliyormuydu yapabiliriz derken tek kişiden bahsetmiyordu orada bir çoğul vardı yani tek değildi benim gibi tek değildi bütün acıyı çeken değildi ne kadar acıdır ki.

hala neye dalıyorsun sen sana soruyorum burada ne işin vardı ucube

pardonda bana ucube diyemezsiniz bir ikincisi burada bir işim yoktu sadece öylesine geçiyordum ki sizin bina dikkatimi çekti bende bir bakayım dedim ve asıl size soruyorum neden beni bayılttınız

ben seni bayıltmadım o seni bayılttı ve bencede iyi yapmış aferim benim oğluma

o senin oğlunmuydu

ağzım açık kalmıştı nasıl bu kadar yakışıklı nasıl bu kadar acımasız bir çocuğa sahip olabiliyordu anlamıyordum bu biraz saçmaydı.

neden ağzın açık bakıyorsun yoksa oğluma mı aşık oldun sen

yüzünde büyük bir tebessüm oluşmuştu onun oğluna aşık falan değildim sadece şaşırmıştım ama o bunu aşk anlamıştı iğrenç birşeydi benim için aşk iğrenç berbat en son aşık olduğumda daha ikinci sınıftım ve ikinci sınıfta aşık olduğum çocukta benden hoşlandığını bilmiyordum ama benden oda baya hoşlanmıştı biz bununla ikinci sınıfın ikinci dönemi birbirimize açılmıştık daha sonra da dördüncü sınıfta ailelerimiz aşkımızın daha çok küçük olduğumuz için olmaz demişlerdi onu okuldan alıp benide yalnızlığa mahkum etmişlerdi o zamandan beri erkeklerden nefret etmeye başlamıştım asla suratlarına bile bakamıyordum onların aslında benim suçum değildi biliyordum ama ben her zaman kendimi suçlu görmüştüm ve hepte görecektim ben değersiz bir ucubeydim gerizekalının tekiyim tam bir malın önde gideniydim iğrençtim.

ben senin oğluna aşık falan olmadım yaşlı ucubu

bana yaşlı diyene bak hele sen o minicik boyunla anca erkekleri tavlarsın çok çirkinsin biliyorsun değilmi

belki çirkin olabilirim ama senin karakterin kadar çirkin değilim canım benim

birde bana laf sokuyorsun he gençlik bitmiş resmen

gece gökyüzüne baktığımız her gece ayın da bize gülümsediği andır.

tek hayat tek kaderdir.

yaşadığının değerini bilmek her zaman sana yaşadığını hissettirmez.

alevlerin arasında bile olmak ihanetten daha az can yakar.

beni zincirlerle bağlamışlardı önlem amaçlıymış birde üstüne ne kadar iğrençlerdi berbatlardı hep ben mal gerizekalı bir piç olabilirdim ama onlar da en az benim kadar suçluydu haksızlardı onlar birer şeytanlardı bende şeytanların ortasında kalmış bir melektim.

Bana bunu neden yapıyorsunuz dedim

çünkü sen kaşındın buraya gelmemen gerekirdi şimdi ise bedelini ödeyeceksin.

senin hiçmi sevenin yok neden insanlara acı çektiriyorsun sürtük kadın.

yüzüme inen tokatla neye uğradığımı şaşırmıştım bana daha önce kimse tokat atmamıştı çünkü kimse atamamıştı asla yüzüme atılan tokatla gözlerim dolmuştu ağlamak istiyordum ama yapamıyordum ağlayamıyordum sadece gözlerim doluyordu bunu hakketmişmiydim ki.

bana tokat atmaya hakkın yok iğrenç pislik kadın

birincisi benim adım kadın değil yıldız bunu bil küçük hanım ikincisi atabilirim artık sen benim kuklamsın sonuçta sana her işkenceyi yapmaya hakkım var ve üçüncüsü yeni okuluna hoş geldin annenle baban seni buraya yazdırdılar sen güneş doğan'sın öyle değilmi

ne benim adımı ve soyadımı nereden biliyorsun

senin hakkında bildiğim daha çok şey var böyle tanışmak istemezdim ama gizlice girmek yerine kapıyı kullanabilirdin tabi kullanmayı biliyorsan

biliyorum tabikide sağol

tamam kızma şaka yaptım burası bir yatılı okul neden ormanın içinde olduğunu soracaksan sana cevap vereyim çünkü ormanda daha iyi bir şekilde doğayla bütünleşmek daha güzel ve iyidir o yüzden burada bir diğeri ise burada akıl hastaları yatmıyor senin çığlık duyduğun kapıda ise sadece ders işleniyordu ve ders saatlerinde bilirsin hep gürültü olur kaynatmak için dersi bu kadar burası senin sandığın gibi bi yer değil sadece bir okul bu kadar şimdi senin eşyaların geldi ben hepsini odana taşıttım bu arada telefonda konuştuğum kişide annendi haberin olsun için rahat etsin yarın odana çıkarsın bu günlük burada kal ve dinlen yarın yoğun bir ders günün var haberin olsun ben şimdi gidiyorum güneş'cim bir şeye ihtiyacın olursa söyle.

bu kadının ruh hali çabuk mu değişiyordu yoksa bana mı öyle geliyordu anlamıyordum

Bu kadın gerçektende ruh hastasıydı madem buraya yazılmıştım o zaman neden beni zincirlemişlerdi ki anlamıyorum anlayamıyorum.

bazen ne kadar can çekişirsek o kadar ölüme bir adım yaklaşmış oluruz.

Güneşin yaydığı sıcaklık tüm dünyayı ısıtıyordu ama ay güneşi kıskanıyordu çünkü ay güneş kadar sıcak değildi soğuktu.

Ay güneş kadar parlaktı ama güneş daha parlaktı çünkü o sıcaktı ay ise sadece ışık yayardı.

 

 

 

Loading...
0%