@defne_yazar
|
gözlerimi güçlükle açtığımda hiç'te tanıdık olmayan bir yerde açmıştım gözlerimi burasının neresi olduğunu bilmiyordum tek bildiğim şey ise burasının bir yatak odası olmasıydı ve dün bir taksiye bindiğimi hatırlıyordum peki sonra ne olmuştu buraya nasıl gelmiştim ben.ben neler olduğunu daha yeni,yeni idrak etmeye çalışırken bir anda odanın kapısı sert bir şekilde açılmıştı kimin geldiğini anlamam biraz zaman alsada gelen kişi dün o arabaya bindiğim adamdı şoför olan adamdı gözlerim faltaşı gibi açılmıştı dudaklarım aralanmıştı yerimde kıpırdanmaya çalışmıştım fakat bir çeşit ip beni yatağa bağlı tutuyordu ipleri gittikçe çekiştiriyordum ama adam beni üstüme yürümeyi kesmiyordu üstüme geliyordu gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı ipleri daha da çekiştirmeye başlamıştım bağırmak istiyordum fakat sessim nedensizce kısılmıştı bağıramıyordum hareket edemiyordum tek yapabildiğim malesef ki göz yaşları dökmekti adam daha da yaklaşmıştı artık beni ellerimden tutan ipler ellerimi kanatmıştı bu durumu tekrar yaşamak istemiyordum hayır aynı anı tekrar ediyordu yıllar önce olan şey tekrar ediyordu o lanet olası gün tekrar ediyordu. (6 YIL ÖNCE) amca yapma demiştim beni yakma demiştim ama o gene beni yakmıştı gene bana dokunmuştu gene kıymıştı bana ondan kaçmaya çalışmıştım ama o ise beni aldırış etmemiş ve bana dokunmaya devam etmişti daha o yaşımda daha on yaşımda dokunmuştu bana babam ise seyirci gözüyle bakmıştı bana ondan sadece o anlık bir yardım dilenmiştim sadece bir yardımı bile çok görmüştü bana amcam bana dokunurken bana öylece sanki film izlermiş gibi izlemesi çok üzmüştü beni sadece belkide şuan anlamıştım beni ne kadar sevmediğini daha on yaşımdaydım ya küçücük bir kız çocuğuydum daha. ya yatağa geçersin yada sıcak demiri senin o güzel yüzüne değdirip yok ederim velet şimdi geç şu lanet olası yatağa artık. geçmeyeceğim işte anlasana amca gitmek istiyorum bana dokunmanı istemiyorum artık anla şunu. sus lan velet sen benim kölemsin ne istersem onu yapmak zorundasın yoksa anana senin ne kadar sürtük bir velet olduğunu söyleyip senin benim gibi bir adama senin dokunmaya çalıştığını söylerim. ona itaat etmek zorundaydım evet bunu yapmak zorundaydım yoksa annemide babamıda benim ona böyle dokunmaya çalıştığımı söyleyecekti ona istediğini vermek zorundaydım onun dediklerini yapmak zorundaydım yoksa beni öldürürdü beni yanlış tanıtırdı herkese onun oyuncağı olmak zorundaydım ben zaten onun oyuncağıydım ve hiçbir zamanda ona karşı gelemezdim çünkü o bir yetişkindi kendimi savunmaya hakkım yoktu benim konuşmayada hakkım yoktu benim ne kadarda acıydı oysaki bu yaşımda oyuncak oynayacak yaşımda benden otuz yaş büyük bir adama itaat etmek zorunda olmak ne kadarda acıydı ama en acısı ise babamın buna seyirci kalmasıydı. amcama inat etmiştim bu sefer belkide yapmamam gerekirdi fakat her çocuk gibi bende bu gün bir hata yapmıştım ona itaatsizlik etmiştim onun dediğini yapmamıştım bu sefer büyük bir korkuyla yerimde put kesilmiştim amcam ise sinirli bir şekilde elinde sıcak demirle üstüme gelmişti koluma yapışmış beni bir anda yere fırlatı vermişti elindeki demiri ne kadar bağırıp çağırsamda karnıma değdirmişti artık bağırmayıda bırakmıştım ağlamaklı çığlıklara dönüşmüştü bütün bağırışlarım haykırıyordum ağlıyordum fakat bir fayda etmiyordu benim canımı yakmak onu mutlu ediyordu bunu yüzünde oluşan tebessümle anlayabiliyordum. fakat bugün yaşanan benim başımdan geçen bu tahlisiz olayı akşam hastaneye kaldırıldığımda ikinci derece yanık olduğu zaman ne kadar ciddi olduğunu anlayabilmiştim sadece bugün olan olay akşam küçük bir kaos bile yaratmıştı fakat bu kaos gene benim başıma patlamıştı amcam ben ona dokunmaya çalışmışım gibi göstermişti herşeyi hatta annem o gün ne kadar yaralı olsamda umursamamış ve beni iki gün boyunca aç bile bırakmıştı bir yudum su bile vermemişti odama kilitlemişti beni gece olunca bütün gücünü benim üstümde kullanmıştı sanki herşeyin suçlusu benmişim gibi. (ŞİMDİKİ ZAMAN) başımda dikilen adama korkuyla bakıyordum ne birşey söyleyebiliyordum nede hareket edebiliyordum ben tepindikçe üstüme çıkmış olan adam o büyük elleriyle ağzımı kapatıyordu o kadar sert bastırıyordu ki nefes bile alamaz olmuştum gözlerimden akan yaşlar birbir adamın eline düşmeye başlamıştı artık ben ne kadar göz yaşı dökersem adam bana o kadar acı çektiriyordu artık dayanamaz hale gelmiştim artık bir kuş gibi can çekişiyordum artık yaşamak için hiçbir zaman savaş vermemiştim belkide ama şuan da tam olarak yaşamak için savaş veriyordum adamı ayaklarımla ittirmeye çalışıyordum fakat bu faydasız kalıyordu bu hareketi yapıyor olmam adamın bana daha da çok yaklaşmasını sağlıyordu istemiyordum kırk yaşında bir adamın bana zoraki dokunmasını istemiyordum bu halde olmak bu anı hatırlamak belkide böyle bir nedenden ötürü kefenim çıksın istemezdim buradan ölmek korkunç değildi hatta bu benim için bir ödül bile olurdu fakat asıl sorun şuanda bir adam yüzünden ölmekti adamı tanımıyordum sadece gece yarısı gidecek yerim olmadığı için sığınmıştım onun arabasına nereden bilebilirdim ki böyle bir sonun olacağını nereden bilebilirdim ki bu hayatta en çok korktuğum şeyden dolayı öleceğimi. kendimi artık bırakmalımıydım bilmiyordum çok yorulmuştum artık direnmektende savaşmaktanda gözlerimi kapamalı ve bu olayın bir kabustan ibaret olduğunu hayal etmeliydim artık kaderime teslim olmalıydım artık savaşıp kazanamadığım bu savaşı teslim olarak bitirmeliydim artık savaşacak gücüm yoktu artık tek çare teslim olarak hayata karşı olan savaşımı kaybederek sona erdirmeliydim. yaşamak için nedeni olmayanın ölümü içinde neden araması gerekmezdi çünkü o bilirdi ki ölüm yaşamaktan daha yakındı her zaman yaşamak zordu ama ölüm kurtuluştu bunu en iyi o bilirdi. lütfen yalvarırım sana bırak beni. senin gibi güzel bir kızı hiç bırakırmıyım sence ben. bana bak yaşlı moruk kız sana bana dokunma dediyse ona dokunmazsın bunu o olmayan beynine sok ona sadece ben dokunabilirim ve senin ona dokunmanada izin vermiyorum şimdi siktir git yaşlı moruk. bana bak pezevenk misin kahpemisin bilmem ama bu kızın neyi olursan ol onunla işim bitmeden elimden alamazsın orospu evladı. yani gururlu bir adamsın he bence bu kadar gurur yapma sonra o yükseldiğin kişi seni alçaltmasın dikkat et ben insanların kolay kolay bulaşabileceği bir tip değilimdir yaşlı moruk ve bana bulaşanıda cayır,cayır yakarım karşımda elli yaşında bir adamda olsa on yaşında bir çocukta olsa kim olursa olsun bana bulaşmadan önce iki kez düşünmeliydin. hadi ama bu gerizekalı hem beni yolun ortasında bırakıp gitmişti bu kadere mahruz bırakıp hemde yüzsüz gibi birde şimdi beni mi kurtarmaya geliyordu ne kadar da yüzsüzdü beni bu ateşe atıp yakanda oydu bu ateşten çıkaranda oydu malesef ki. kendi,kendime hayatımı sorgularken adamın cebinden silah çıkarıp bana doğrultmasıyla korkuyla adama bakakalmıştım bir arasa birde o adama bakıyordum elbette korkuyordum çünkü hiçbir zaman kafam bu iğrenç belalardan kurtulmuyordu hep başıma korkunç şeyler geliyordu ve her seferinde nasıl ölmemeyi başarıyordum anlamıyordum.adamın bana doğrulttuğu silaha bakınca belkide kurtulurum diye düşünmüştüm belkide o silahtan korkmamalıyım diye düşünmüştüm belkide o silah benim kurtuluşumdur diye düşünmüştüm en büyük kurtuluşum ölümdü şuanda çünkü zaten ben yaşarkende ölmenin hayatını yaşamıştım haksızlıklarla nefretlerle yaşamanın bir çeşit hayatını yaşamıştım artık yorulmuştum o silah patlasın demiştim o silah patlasın ki bu benim için bir son olsun demiştim sonumu kabul etmeli ve artık dirençli olmamalıydım o silah benim tek kurtuluş olmuştu artık o silah ölüm kokuyordu ben ise ceset kokuyordum. gözlerimi kapatmıştım yutkunmuştum içimde çok anlamsız bir korku vardı elbette ölmek isterdim fakat birisinin elinden ölmek pekte mantıklı gelmiyordu hatta hiç mantıklı değildi bu olanlar şuanda. bir silah patlama sesiyle kulaklarımı kapatıp yere çömelip çığlık atmaya başlamıştım fakat ben eğilirken yere akan bir sıvı dikkatimi çekmişti yavaşça gözlerimi açıp o damlayan sıvıya baktım o sıvının nereden aktığına baktığımda elimle ağzımı kapatmıştım vurulan ben değildim fakat vurulan şu adamdı aras son anda adamın elindeki silahı bir hışımla almış ve adamı vurmuştu gözleri bir anda kan kırmızısına dönen adam bana öfkeli bakışlarını atmaya başlamıştı dudaklarından çıkan tek kelime ise git demesiydi bende yavru bir kedi gibi onu dinleyip oradan çıkmıştım normalde elbette bağlıydım o yatakta fakat nasıl o ipler bir anda kopuveripte ordan kurtulmuştum bilmiyordum. dışarı çıktığımda direkt motora atlamıştım oradan uzaklaşmak için motoru baya bir gazlamıştım tabikide kaskıda takmayı unutmamıştım asfalt yola çıktığımda aklıma gelen benim için pekte mükemmel olmayan fikirle bar'a gitmeye karar vermiştim sonuçta ne kadar içki içmesemde ufacık birşey içki tatsam birşey olacağını sanmıyordum motoru biraz daha hızlandırdıktan sonra sonunda bar'a gelmiştim kafamı boşaltmam lazımdı sonuçta bir insanın gözümün önünde katledilmesi normal birşey değildi ve kolaycada unutulacak birşeyde değildi özelliklede birinin önünde yapılan bir cinayet asla kolay kolay unutulamazdı benim açımdan bakıcak olursak.bar'dan içeri girdiğimde nedensizce bütün gözleri üzerimde hissetmiştim ama pekte aldırış etmemiştim bir tane masaya oturduktan sonra öylece telefonumla uğraşmaya başlamıştım arkamdan hey güzellik bizimle otursana diye bir ses duyduğumda kafamı direk olarak oraya çevirmiştim beşli erkek grubu birkaç erkek sırıtmış bana bakıyordu bende pek yalnız olmak istemiyordum tabikide fakat bu yaşadığım olaydan sonra birde tanımadığım birkaç adamla aynı masada oturma fikri bana pekte iyi gelmiyordu arkamı tekrar dönüp onlara sizinle oturmam demiştim tabi bu onların yüzündeki gülümsemeyi söndürmeme neden olmuştu pekte umursamamaya çalışarak tekrar telefonumla uğraşmaya başlamıştım fakat arkadaki erkek beşli tekrar bana seslenince sinirle arkama dönmüştüm. ne var bana boşboş seslenip durmaktan sıkılmadınız mı. güzellik sana seslenmek bize bir prensese seslenmekle aynı şeymiş gibi geliyor. pardon bakın ben size bakacak yada size yüz verecek kadar slaka bir kız değilim şimdi beni rahat bırakın. o zaman ortaya bir idda koyuyorum eğer absent içersen ve sarhoş olmazsan senin bir sürtük olmadığına inanacağım ve seni rahat bırakıcağız ama eğer o içki yüzünden sarhoş falan olursan sen bizim için bir sürtük olacaksın güzelim. peki tamam iddaya varım ve eminim ki absent içip sarhoş olmayacağım. serçe parmağını getir. tamam. eğer kaybedersen sürtük olduğunu bu barda bağırarak söyleyeceksin. tamam kabul ediyorum seni haşlayacağım ve sürtük olmadığımı kanıtlayacağım. kaybedeceksin o içkiye bu zamana kadar dayanan olmadı alkol oranı en yüksek içkilerden biri. sen öyle san sarhoş olmayacağım o zıkkımı içip ve senide haşlayacağım. göreceğiz güzellik. asıl sana göreceğiz aşağılık herif kime bulaştığına dikkat et bence ben bu zamana kadar hiçbirşeyde kaybetmememişim bunda mı kaybedeceğim hiç sanmıyorum ne yazık ki tatlım. öyle bir sarhoş olacaksın ki o içki yüzünden ayaklarıma kapanacaksın çünkü seni sürüm,sürüm sürümdüreceğim. hadi lan ordan kahpe sen o laflarını git anana söyle onun ayaklarına kapan pislik. pişt garson bize ordan iki tane bir absent atsana koçum. peki efendim hemen getiriyorum. kiminle dans ettiğine dikkat et güzellik sonra yere çakılıp rezil olma. ben rezil olmam ama seni çok fena yere yapıştırıp o rezilliği senin üstüne yıkabilirim sen hiç merak etme. içkilerimiz gelince o kadar sinirlenmiştim o kendini erkek sanan adama sırf ona inat bütün absent'i içmiştim ve genel olarakta içki bana çok fena kafa yapmıştı ve malesef ki bu iddayı onun kazanması berbat olmuştu ilk defa içki içtiğim için ve en ağır içkilerden birini içtiğim için çok feci kafa bulmuştum dengede bile duramıyordum hatta sarhoş olduğum için hiç yapmadığım şeyler bile yapmama neden olmuştu o içki yüzünden.dans yerine gidip bütün neredeyse erkeklerle dans etmeye başlamıştım arada kıvırıyor arada müzik eşliğinde çığlık atıyordum neden bu kadar eğlendiğimi bilmiyordum fakat belkide otuz ila kırk'a yakın erkekle dans ettiğimi söyleyebilirdim tabi dans ettiğim hiçbir erkek sarhoş değildi benim gibi ve özelliklede benim sarhoş olmam bu dünyadaki en tehlikeli şeylerden biriydi çünkü ben kafa bulduğum zaman akıl sağlımıda yitirmiştim deli gibi tek yaptığım şey kahkahalar atmaktı hatta şu beşli erkek grubundan en çekici en yakışıklı olan kumral bir tane erkekle dans bile etmiştim daha doğrusu onunla dans etmek gerçekten nedensizce güzel gelmişti arada bir şu absentten içiyordum arada birde şarkıya eşlik ediyordum fakat yanıma bir gölgenin gelmesiyle sinirle arkama dönmüştüm bizim erkek grubu ne kadar sinirli dursalarda onlarda gelmişlerdi ateşi kaç gündür görmemiştim fakat bu sefer oda gelmişti ve onların gelmesiyle l feel this moment çalmaya başlamıştı onları takmayarak şu çekici kumral çocuğu sahnenin tam ortalarına doğru almıştım onunla dans ederken gülmek onun suratına bakmak gerçekten ne kadar çekici olduğunu kanıtlıyordu şu çekici kumral çocukla dans ederken bizim erkekleri görmek adına gözümle onları aramaya başlamıştım fakat gözüm bir noktada durduğunda hafifçe tebessüm etmiştim çünkü gözümün takıldığı yerde bizim erkekler öfkeyle beni izliyorlardı şakasız hepsi o kadar öfkeli duruyorlardı ki hatta en çokta aras öfkeliydi resmen gözlerinden ateş çıkıyordu fakat ben ise ona gülümseyerek bakıyordum şuana kadar şunu fark etmiştim bu çocuk öfkelendiği zaman daha yakışıklı oluyordu gözlerim diğerlerine takıldığında ise onlarda bana aynı öfkeyle bakıyorlardı fakat sanki onların öfkesi daha ısınmamış bir yanardağ gibiydi fakat arasın şuanda olan öfkesi ise patlamamış ama patlamaya yakın bir yanardağ gibiydi karşımda oturmuş bana öfkeyle bakan bu adamları sinir etmek için onları sanki görmemiş gibi yapıp karşımdaki kumral çocukla daha fazla yakınlaşınca bir anda müzik değişmişti skillet- monster çalmaya başlamıştı o anlık şeyle baya bir coşmuştum çünkü en sevdiğim şarkılardan biriydi normalde hep hüzünlü şarkılar dinlerdim fakat rock'ta severdim bu yüzdende bu şarkı beni baya bir coşturmuştu resmen kendimi dansa ve müziğe kaptırmaktan her yanımın ne kadar erkek doluştuğunu farketmemiştim ama pekte umrumda olmadığı için umursamamıştım zaten dans etmeye devam etmiştim onları umursamayarak. (aras'tan) onu o erkekle dans ederken izlemek beni çok sinir etmeye başlamıştı artık patlayacak durumdaydım köpürüyordum artık bundan sıkılmıştım onun kafası yerindemiydi yoksa gidik falan mıydı kafası bilmiyordum elimi yumruk yapmama neden oluyordu bu durum özelliklede beş erkeğin arasında kalıpta hala umursamaması beni deliye çeviriyordu daha fazla dayanamayarak yumruk yaptığım elimi hiç bozmadan oturduğumuz masadan kalkıp güneşe doğru adımlarımı yönlendirdim yumruğumu daha da sıkılaştırdım güneşin yanına geldiğimde ise yumruğumu direkt adamın yüzüne geçirdim o anki patlamamış öfkemle şu kumral saçlı çocukta benim kafamda şarap şişesi kırmıştı fakat bilmediği şey ise aç ve öfkeli bir vampire bulaşmış olmasıydı adamın kolunu tututup hızlıca ve sert bir şekilde onu boş duvara fırlatmıştım duvar kırılınca oradaki herkes pür dikkat bizi izlemeye başlamıştı adamın yakasından tutmuş onu havaya kaldırmıştım adam birşeyleri sonunda anlamış olacak ki elimden kurtulmaya çalışmıştı ama bilmediği bir diğer şey ise benim kurbanlarımı öldürüp onun kanını içene kadar ve ona eziyet çektirmeden asla salmıyor oluşumdu. adamın yakasına yapışana kadar gözlerimin şeytan kırmızısı olduğunu bilmiyordum ama fakat orada oturmuş put kesilip bizim bu çakma kumralla olan kavgamızı izleyen herkes bir anda oradan bir sürü gibi çığlık çığlığa kaçışmaya başlamıştı o an ne kadar öfkelendiğimi bilemiyordum ama sanki bedenimi bir ateş kaplamıştı bir kıvılcım kadar olan bu ateş harlanmaya başlamıştı git gide de büyüyordu sanki burada olan kimseleri yakmadan onların çığlıklarını duymadan asla rahatlayamıyacaktı bu içimde harlanan ateşle birlikte doğan şeytan gözlerimden alevler çıkıyordu ellerim git gide yanmaya başlıyordu ve daha sonrada ellerim alev almaya başlamıştı bir vampir olabilirdim fakat bu aynı zamandada şeytani güçlere sahip olmadığım anlamına gelmiyordu bizim okulda kimse bu güçlere sahip değildi benim ki gibi çünkü annem sıradan bir vampirdi babam ise yarı vampir yarıda şeytandı ve eşittir vampir ama şeytan bir evlat.ellerimden çıkan alevleri kumral saçlı pezevenge değdirdiğimde önce saçları sonra bütün vücudu alev,alev yanmaya başlamıştı onun yanışını izlemek o kadar keyifliydi ki anlatamazdım yüzümde büyük bir gülümseme oluşmuştu onun acılı bir şekilde ölümünü izlerken normalde de acıdan zevk alırdım fakat bu sefer ki tamamen hakkeden birini öldürmek beni mutlu etmişti ilk defa oluyordu normalde asla öldürmekten zevk almazdım ama işkence etmekten zevk alırdım yüzümdeki gülümsemeyi silmeden güneşe baktığımda onun yüzünde hala kahkaha atan bie yüz ifadesi vardı ve bu tabikide beni daha çok gülmemi sağlıyordu onun gülüşü anlamlandıramadığım bir şekilde önemliydi onun gülmesi gökyüzündeki güneşi daha da parlak yapıyordu gözlerimi kapatıp tekrar açtığımda bu sefer gözlerim normal rengi olan yeşili rengini almıştı daha sonrada sanki daha az önce birini acılar içinde öldürmemişim gibi güneşin elinden tutup bizimkileride çağırıp bar'dan dışarı çıkmıştık güneş çok fazla dengede duramayıp ikide bir yere yapıştığı için onu omzuma almak zorunda kalmıştım birde çok çene çalıp gereksiz gereksiz güldüğü için kafamı şişirmişti arsız kadın onun yüzünden motora değilde taksiye binmek zorunda kalmıştık ne diye o absenti içmişti ki hangi akılla onu içip kendini yakmıştı ki gözlerimi bir süre kapattıktan sonra onun zihnine girmiştim zihninde neden onu içtiğini öğrenince içimdeki alev harlanmaya başlamıştı cideen o pezevenk güneşi elde etmek için ona absent nasıl içirirdi şaraba,votkaya,rakıya falan okeydim çünkü onlar daha az alkol oranına sahip içkilerdi fakat absent özelliklede ayatında asla içki içmemiş birine nasıl %70 oranında bir alkol içirebiliyordu asla anlamıyordum ben bu kıza dokunmaya daha korkarken elalemin adamı ben olmasam bu kıza kim bilir neler yapardı evet güneş çirkin değildi ona bazı konularda yalan bile söyleyebiliyordum fakat fazla saf bir insandı kabul etmeliyim ki nedense onun gözlerine bakınca kendi gözlerimi görüyordum benimle aynı kor ateşte yanan küçük bir kız görüyordum kolayca kandırılabilirdi fakat özünde baya bir hassas bir kızdı ne kadar hassas ise o kadar da güçlüydü düşündüğümden daha güçlü bir kızdı karşısındaki insanı bakışıyla değil de sözleriyle yakan bir insandı. taksiye bindiğimizde camdan dışarıyı izliyordum bulutlar bile ne kadar masum duruyordu oyski dünayada yaşamanın hiçbir şekilde masumluğunun olmaması kötüydü dışarıyı izlerken güneşin omzuma kafasını koyup gözlerini kapatıp uyumasıyla ona kısa bir süreliğine bakı vermiştim daha sonra kafamı tekrardan cama çevirip garip,garip sırıtmaya başlamıştım neden sırıttığımıda bilmiyordum fakat bu kızın benim üstümde inanılmaz bir etkisi olduğunu biliyordum sanki çekim kuvveti varmış gibiydi beni kendi evrenine doğru çekiyordu onun suratına bakmak onun dünyasına dalmak onun kalbine girmek kalbim ilk defa bir cehennem kadar bu kadar harlanmış bir ateş gibi yanıyordu bu kız bana cehennemi kalbiyle yaşatıyordu onun büyüsüne ne kadar kapılmamak için uğraşsamda başarısız olmuştum onun altın kadar değerli kalbi beni onun evrenine sürüklemişti.okula geldiğimizde onu uyandırmak istemediğim için omzuma almıştım okulun içine yavaş adımlarla yürüyordum ne kadar herşeyin başlayıpta asl abir sonu olmayacak o yere tekrardan giriyordum okulun içine girdiğimde direkt olarak okulun merdivenlerine doğru yönelmiştim güneşin odasına çıktıktan sonra onu yatağa yavaşça bırakıp ateşine bakmıştım sonuçta normal düzeyde bir alkol tüketmemişti elimle ateşini ölçtüğümde ateşinin 40 derece olduğunu farketmiştim daha sonra banyodan aldığım ıslak bir bezi onun başına koymuştum daha sonrada odadan çıkıp gitmiştim okulun tekrar alt katına indiğimde direkt olarak bahçeye çıkmıştım cebimden bir tane sigara yaktıktan sonra bu gün olanların bir daha yaşanmaması için kendime söz vermiştim en azından ona iyilik yaptığımı bilmesine gerek yoktu çünkü ona sadece kısa bir süreliine merhamet ediyordum ve bir daha da asla ona merhamet etmeyecektim. yanardağ kadar güçlü rüzgar kadar hızlıydı kan kırmızısı gözleriyle önüne geleni yakıp yıkmadan onu kırk kere bıçaklamadan onu mezara sokmadan asla salmazdı. alev,alev yanan bu gözler öfkenin değil nefretin değil acının gözleriydi acı onu şeytana çevirecek kadar çok yakmıştı canı yansada susmuştu içindeki öfkeyi bastıramayacak kadar çok susmuştu artık ama bunun onun içindeki şeytanı büyüttüğünü biliyordu bu şeytanın bir gün büyüyüp onu ve onun çevresindeki herkes ile birlikte harlanmış bir ateşte yakıcağını biliyordu. onun gözlerine bakmak bir cesaret oyunuydu onun o yıldız gibi parlayan gözlerine bir kere dalınırsa o ateşin içinde harlanmamak mümkün değildi dışardan çok soğuktu ama içerden cehennem kadar sıcaktı sadece onun cehenneminde beraber yanıp tutuşmak gerekirdi onun kalbine ait olmak için. belkide cehennem cennete olan aşkından dolayı bu kadar çok harlanıp yanıyordur. how could he be so curel when he looked at the sun and saw the light and looked at his beloved?ln order to love someone,does something have to happen to him?ln order to hate him,should he say that he only has mercy on him?does he have to kill him because he hates him?happines is not found with the wrong eye, but with the right eye, the right way. |
0% |